Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün kendisini ziyaret eden DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğlulları ve Tuncer Bakırhan ile görüşmesinin ardından düzenlediği ortak basın toplantısında özetle şunları söyledi: “Hepimiz parlamentoda görev yapan, milletimizin, seçmenlerimizin görevlendirdiği kişileriz. Gruplarımız, sorunları çözmek üzere halktan yetki istediler. Çatışmalı bir süreç terk edilecekse, terör örgütü silahlarını bırakacaksa, kendisini lağvedecekse, şehitler gelmeyecekse, Türk’ün annesi, Kürt’ün annesi ağlamayacaksa, kan duracaksa, yetimler olmayacaksa, milletin verdiği görev bu sürece katkı sağlamaktır. Zaten eğer millletvekili olup, milletten bu yetkiyi alıp da böyle bir sürece ne olursa olsun karşı olmak demek ‘Akan kan ve gözyaşının devam etmesine benim bir çözümüm yok. Ben ortada yokum’ demektir. Biz bu siyasetin insanları değiliz.
PARLAMENTODA YASAL DÜZENLEME
Zemin neresidir? Zemin, parlamentodur. Parlamentoda bu sorunla ilgili çalışmalar başladığında milletin bize verdiği görevi yerine getirmiş bir şekilde orada olacağız. Etnik kimliği ya da inancı, mezhebi ne olursa olsun herkes için tam demokrasi, tam özgürlük. Herkesin kendini eşit hissettiği, eşit gördüğü bir toplum. Bunun için yapılması gereken yasal düzenlemelerin tamamının yapılması gerekiyor.
UFAK HESAPLARA ALET EDİLEMEZ
Buradan kim kârlı çıkacak? Buradan bir bütün olarak Türkiye kârlı çıkacak. Bu işi bir siyasi partinin kârına, zararına, siyasi ikbal hedeflerine, birtakım ufak hesaplara alet edersek hepimiz kaybederiz. Daha önce kaybettik mi? Evet kaybettik. Baştan bir olumsuzlamak istemem ama görünen o ki ülkeyi yöneten iktidar partisi, muhalefeti dışlayarak ve onların görüşlerini değersizleştirerek yol alma niyetindeler. Buradan bir kez daha uyarıyorum ki kaybederiz, bütün Türkiye kaybeder. O yüzden geçmişte yapılan hatalardan ders almak gerekir. TBMM dışındaki oluşturulan zeminlerde bir çözüm arayışı doğru bir arayış olmaz. Bunun için de şeffaf, samimi, Meclis’te ve toplumsal mutabakatı sağlayacak, toplumsal rıza üretecek bir sürecin yürütülmesi ile ilişkili kararlılığımızı ifade ediyorum.
DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ VAR
Bizim üzerinde çalıştığımız bir demokratikleşme paketi var. Bunlar reddedilir, yapılmazsa sorunun çözümü mümkün olmayacak. Çünkü demokratikleşme içermeyen hiçbir çözüm kalıcı olmuyor. Dışlanırsak, süreç baltalanırsa, bu sorun bu dönemde çözülmezse Adalet ve Kalkınma Partisi tarihe bu sorunu çözmeyi birkaç kez siyasete alet etmiş, ama kişisel çıkarları için bunu heba etmiş bir siyasi hareket olarak tarihin sayfalarında yerini alır. Türkiye de önüne bakar. Ama Türkiye’nin önüne bakacağı süreci beklemek yerine bugün ortaya çıkabilecek bu süreci hep birlikte sahiplenmek gerekiyor. Bizim bunun için üç önerimiz var. Demokrasi, demokrasi, demokrasi. Bunun dışında bir önerimiz yoktur.”
BAHÇELİ’YE YANIT: BU ANCAK MASALLARDA OLUR
(MHP Lideri Bahçeli’nin değerlendirmeleri) Toplumsal mutabakata, muhalefete, Meclis’e gerek yok’ diyorsa bu başka bir faz. Demokratikleşme yasal düzenlemelerle olur. Yasal düzenlemelerin yapılacağı zemin de Meclis’tir. Sayın Bahçeli’nin ilk başlarda tarif ettiği zemin de hukuka muhtaç bir zemindir. Onun dışındaki polemik alanları içinde biz yokuz. Bunun dışında birileri bir sihirli değnek tarif ediyor. ‘O sihirli değnek eliyle hiçbir şey yapmadan her şey hallolacak’ diye. Bu ancak masallarda, rüyalarda olur.
SURİYE: ENDİŞEYLE İZLİYORUZ
(Suriye’deki gelişmeler) Konuyu dikkatle, hassasiyetle, endişeyle takip ediyoruz. Aylardır iktidara Suriye’nin önce askeri sonra siyasi istikrara kavuşması gerektiğini, bunun için de tüm grupların birlikte temsil edildikleri bir geçiş hükümeti ve birlikte temsil edilecekleri bir anayasa ve seçime dayalı birlikte yönetecekleri ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı bir demokratik Suriye öneriyoruz. Onlar bunu kravat taktıkları bir aktörle yapmaya çalışıyorlar. Ve bunun sağlıklı ilerleyeceğini taahhüt ediyorlar. Binin üzerine çıktığı söylenen sivil kayıplar ortadaysa bunun sorumlusu kim? Suriye’de akan her gözyaşından, Suriye’nin bugünkü rejimine tam destek veren ve bu rejime sanki meşru ve herkesi kapsayan bir geçiş hükümetiymiş muamelesi yapanlar sorumludur.
BAKIRHAN: ÇAĞRININ MUHATABI DEĞİLİZ
-Bakırhan da MHP Lideri Bahçeli’nin çizdiği çerçeveyi değerlendirerek “Çağrının nereyi ne kadar kapsadığının muhatabı bizler değiliz. SDG’nin temsilcileri de değiliz biz. Biz okuduğumuzu, anladığımızı söylüyoruz. Bunu muhataplarına sormak daha doğrudur. Öcalan’ın mektubu gitmişti. O mektuba yanıtlar da verilmişti. O mektupta yazanı ve gelen cevabı görmediğimiz için çağrıya ne dediklerini, nereyi ne kadar kapsadığını şimdi belirtmek bizim işimiz değil” görüşünü dile getirdi. Bakırhan, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’ndan randevu konusunu planlı görüşmelerden sonra değerlendireceklerini vurguladı. DEM Parti heyeti dün EMEP ve CHP’nin ardından DEVA Partisi’ni de ziyaret etti.
AK PARTİLİ ÜNAL: BÜTÜN TARAFLARI KAPSIYOR
AK Parti MKYK Üyesi Mahir Ünal da çağrının YPG boyutuyla ilgili, “Suriye’de teröre izin vermeyiz. Silah bırakma çağrısı bütün tarafları kapsıyor. İçeride terörü bitirdik. Terörsüz Türkiye hedefimiz sorunu tek başına çözmüyor. Çünkü terörsüz Suriye, terörsüz Irak da demeniz gerekiyor” açıklamasını yaptı.