Damacana suların içinden neler çıkıyor neler... Peki biz ne içiyoruz?

Güncelleme Tarihi:

Damacana suların içinden neler çıkıyor neler... Peki biz ne içiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2021 10:27

Yıllardır “Damacanın içinden bakın ne çıktı” başlıklı sayısız haber okuduk, bu kadarı de pes dedik durduk. Hamam böceği çıkanı da gördük, çiğnenmiş sakızı da… Son olarak Eskişehir’de kapalı bir damacanada yosun tutmuş bir hortum bulundu. Peki biz ne içiyoruz? 10 soru, 10 yanıt...

Haberin Devamı

Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) 2020 yılı verilerine göre Türkiye’de su pazarı hacmi 10,5 milyar litreye ulaşmış. Ülkemizde kişi başına yıllık içme suyu tüketimi 121 litre civarında.

Ancak tüketilen bu içme suyu miktarının ne kadarı sağlıklı olup olmadığı çok tartışmalı bir konu.

Boğaziçi Üniversitesi Su Yönetimi Uzmanı Dr. Akgün İlhan, Tüketiciyi Koruma Derneği Genel Başkanı Aziz Koçal ve Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nde görevli ve aynı zamanda plastik kirliliği ve etkileri üzerine de çalışmaları olan Doç. Dr. Sedat Gündoğdu ile damacana suları konusunu masaya yatırdık ve enine boyuna tartıştık. İşte 10 SORU 10 YANIT…

Damacana su üreticileri nasıl bir denetimden geçiyor? Saklama koşullarına uygun saklanıp saklanmadığı denetleniyor mu?

Haberin Devamı

Aziz Koçal: Damacana suyun üretim aşamasından tüketiciye satılana kadarki sürecinin nasıl olması gerektiği “Doğal mineralli sular hakkındaki yönetmelik”te detaylı bir şekilde belirtiliyor. Özellikle yaz aylarında sular dışarıda güneş alan yerlerde bekletilmekte ve ister damacana olsun ister pet şişede olsun suyun güneş altında kalması çok tehlikeli. Bu nedenle su satışı yapılan yerler ile dolum tesisleri mutlaka sık sık denetlenmesi gerekiyor. Yapılan bu denetimler sonucu tespit edilen olumsuzluklar kapatmalar ve benzeri bulgular kamuoyu ile paylaşılmalı ve tüketicinin bu bilgilere ulaşımı sağlanmalı.

Tüketici damacana su alırken nelere dikkat etmeli? Satın aldığı damacana suyun içinde yabancı bir nesne ya da pislik ile karşılaşan tüketici nereye başvurabilir, hakkını nasıl arayabilir?

Aziz Koçal: Ambalajlı ve damacana suların içinde yabancı maddeler ya da suyun renginde bozukluk görüldüğü taktirde Sağlık Bakanlığına mutlaka şikayet edilmeli, resmi çekilmeli. Damacana su alırken üretim ve son tüketim tarihine dikkat edilmeli, son tüketim tarihi geçen sular alınmamalı. Ayrıca damacananın üretim tarihi ve kaç kez dolum yapıldığına dair bilgiler de kontrol edilmeli. Market ve bakkallarda su alınan yerin güneş ile temas edip etmediğine dikkat edilmeli.

Haberin Devamı

Tüketici, yabancı madde ile karşılaştığı suyu mutlaka Sağlık Bakanlığı'na veya halk sağlığı müdürlüklerine şikayet etmeli. Ayrıca satıcı ayıplı mal sattığından parasının iadesini talep etmeli. Su alınır iken mutlaka gerekli kontroller tüketici tarafından yapılmalı. Su kabı üzerinde bulunması gereken bilgiler bulunmuyor ise yine bahsettiğimiz bakanlık veya genel müdürlüklere şikâyet edilmeli.

Bu işin çözümü sadece şikâyet ile yeterli olmaz. Yönetmelik hükümlerine ve halk sağlığı ile ilgili uygulamalara uymayan firmalar cezalandırılmalı.

Damacana su tüketmek ne kadar sağlıklı?

Dr. Akgün İlhan: Türkiye’de herkes damacanalarda veya pet ambalajlarda satılan suları kullanmıyor. Bunun nedeni insanlarımızın içme suyu olarak şebeke suyuna duyduğu güven değil maalesef. Sandığımızdan çok daha fazla sayıda insan, ambalajlı suyun pahalı olması dolayısıyla satın alamadığı için zorunluluktan şebeke suyu içiyor. Ancak iyi haber, şebeke suyunun aslında ambalajlı suya göre daha güvenilir, temiz ve ucuz olması.

Haberin Devamı

Plastik damacana ve pet şişelerde satılan sular içinde bulundukları ambalajdan olumsuz biçimlerde etkileniyor. Güneş ışınları, sıcaklık, taşınma sırasında zedelenmeler ve benzeri fiziki nedenlerle suya mikroplastiklerin karışmasına neden oluyor.

Doç. Dr. Sedat Gündoğdu: Damacana su içenlerin maruz kaldığı mikroplastiklerin iki kaynağı var. Birincisi suyun paketlenmesi esnasında mikroplastik bulaşması için özel önlem olmamasından kaynaklı ortamdan ve paketleme ekipmanından kaynaklanabilecek bir bulaşma, diğeri de damacanın özellikle kapaklarından kaynaklanan mikroplastikler. Damacana suları su sebilleriyle birlikte kullananların damacanayı sebile yerleştirirken kapağı delmek suretiyle yerleştirmesi sonucu ciddi miktarda mikroplastik sebilin haznesi üzerinden tüketicinin bardağına bulaşıyor. Dolayısıyla yerel yönetimlerin vatandaşları damacana suya mahkum etmemek için çeşmeden içilebilir su sağlaması oldukça önemli.

Haberin Devamı

Damacana suların içinden neler çıkıyor neler... Peki biz ne içiyoruz

BEDENLERİMİZ MİKROPLASTİK ÇÖPLÜKLERİNE DÖNÜYOR

Ambalajlı suları tüketerek ne kadar mikroplastiğe maruz kalıyoruz?

Dr. Akgün İlhan: Alınan bir litrelik ambalajlı suda ortalama olarak 10,4 adet 100 mikrondan büyük mikro plastik bulundu. 100 mikrondan daha küçük mikro plastik parçası sayısı ise ortalama olarak 314 olarak tespit edildi. Yani günde 2 litre ambalajlı su içtiğinizde vücudunuza girecek mikroplastik sayısı 1277’ye çıkıyor. Bunların bir kısmı dışkılamayla vücuttan atılsa da bir kısmı kalıyor. Bedenlerimiz yıllar içerisinde adeta mikroplastik çöplüklerine dönüyor.

Mikroplastikler insan sağlığı açısından ne gibi tehlikelere sebep oluyor?

Haberin Devamı

Dr. Akgün İlhan: Mikro plastiklerin çevrelerindeki zehirli kimyasalları mıknatıs gibi kendilerine çekme özelliği var. Öyle ki mesela bir mikro plastik parçacıktaki toksik kimyasal madde oranı içinde bulunduğu çevrenin milyon katına kadar bile çıkabiliyor. Her bir mikro plastik parçası adeta bir kimyasal madde kokteyline dönüşüyor. Yani mikro plastikler vücudumuza girdiğinde aynı zamanda bu zehirlere de maruz kalmış oluyoruz. Mikro plastiklerin insan vücuduna doğrudan etkileri üzerine yapılmış çalışmalar henüz yeni sayılır. Dolayısıyla bu çalışmaların sonuçları da henüz kesinleşmiş değil. Daha çok mesleki hastalıklar üzerine yapılmış araştırmalar var. Örneğin tekstil işçilerinin maruz kaldığı mikro plastik liflerle ilgili yapılmış araştırmalar var. Akrilik, polyester ve poliyamidlerin mikro liflerinin akciğerlerin derinliklerine kadar gidebildikleri saptanmış. Havadaki mikro lifler henüz tepkimeye girmemiş katkı maddelerini, boyaları ve pigmentleri bünyelerine çekiyor. Ve bunların akciğerin derinliklerine kadar taşınması üreme sistemini bozabiliyor, kansere ve mutasyona neden olabiliyor.

Damacana suların içinden neler çıkıyor neler... Peki biz ne içiyoruz

Damacanalar tek kullanımlık mı olmalı, ömrü ne kadar?

Dr. Akgün İlhan: Damacanalar tek kullanımlık olursa Türkiye eskisinden bile hızlı biçimde plastik çöplüğüne döner. Bu nedenle çok kullanımlık damacanalar, PET şişelere ve tek kullanımlık plastiklere göre ekosisteme daha az zarar veriyor. Ancak ister damacana ister pet şişe olsun ambalajlı su sektörü hem ekonomik anlamda hem de ekolojik anlamda olumsuz etkiler yaratıyor. Plastik birikimine neden olarak başta su olmak üzere toprağı ve havayı mikro plastiklerle kirlettiği için en azından suda plastik kullanımının azaltılması gerekiyor.

Günümüzde sofra tuzumuzdan suyumuza, yediğimiz balıktan soluduğumuz havaya kadar her şeyin içinde mikro ve nano plastikler bulunuyor. Bunları içiyoruz, yiyoruz ve soluyoruz. Tüm bu nedenlerle damacanalardan su almak yerine belediyelerden içilebilir kalitede ve lezzette şebeke suyu talep etmek çok daha doğru bir seçim olur. Böylece başta su kaynaklarımız olmak üzere içinde yaşadığımız ve parçası olduğumuz doğayı korumuş oluruz. Bir yandan plastik ambalajlı su tüketirken öte yandan suyumuzun temiz kalmasını bekleyemeyiz. Unutmayalım ki doğaya ve çevremize zarar veren her şey doğrudan veya dolaylı biçimlerde bendelerimize de zarar verir.

Damacana suların son kullanma tarihi var mıdır? Neye göre belirlenir? Bu tarih damacanın üzerinde yazıyor mu?

Aziz Koçal: Damacana suların son tüketim tarihi yani raf ömrü 3 aydır. Genelde damacana kapağının üstünde baskı halinde bulunur. Damacana suyun son tüketim tarihi “Doğal mineralli sular hakkındaki yönetmelikte” belirlenir iken, pet şişe sularında böyle bir belirleme olmadığından, su firmaları 12, 15, 18 ay gibi farklı son tüketim tarihlerini belirlediklerini görüyoruz. Firmalar bu süreleri hangi kritere göre belirliyor, bilimsel bir karşılığı var mıdır? Damacana suda 3 ay olan son tüketim tarihi neden pet şişelerde 18 ayı buluyor. 18 ay rafta kalan bir suyu sağlıklı olabilir mi gibi sorular cevap bekliyor.

Geri dönüşümlü su kapları (Damacana v.b) üretim tarihinden itibaren 5 yıl veya 75 dolumda kullanılabilir. İşletmeci bu kapların üretim tarihini ve her dolumda kaçıncı dolum olduğunun tespit edilmesine yarayan elektronik takip sistemini oluşturmak zorundalar. Ancak bu bilgilerin tüketicinin görebileceği şekilde geri dönüşümlü su kaplarında üretim tarihi kabartmalı, dolum sayısı ise kapak kısmında yer almalıdır. Piyasada bulunan bir çok damacanada bu bilgilerde eksiklik olduğunu görüyoruz. 

Tercih ettiğimiz markanın Sağlık Bakanlığı'ndan üretim izni alıp almadığını nasıl kontrol edebiliriz? Sağlıklı suların listelendiği bir adres var mı?

Aziz Koçal: İzinli ambalajlı sular listesi Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün web sayfasında, firma adı, su adı, nevi, ruhsat no, ruhsat tarihi şeklinde yayınlanır. Tüketiciler bu sayfaya girerek kullandıkları suyun ruhsatını kontrol edebilirler.

Damacana suların içinden neler çıkıyor neler... Peki biz ne içiyoruz

Damacana içinde su ne koşullarda saklanmalı, kaç günde tüketilmeli?

Dr. Akgün İlhan: Damacana su kullananlar kişiler her şeyden önce damacananın serin, güneş almayan, temiz ve kokusuz yerlerde muhafaza edildiğinden ve kapağının ilk kez açıldığından emin olmalılar. Bundan sonra da damacanayı aynı istenen şartlarda saklamalı ve son kullanım tarihinden önce tüketmeliler. İçilebilir sularda kalite değerlendirmesinde ise şu gösterge parametrelerine bakılmalı.

Öncelikle suyun 7,5-8,5 aralığında pH değerine sahip olması tavsiye edilir. Diğer parametre ise suyun tadı, kokusu ve berraklığı. Suyun tadının ve kokusunun kötü veya anormal olmaması gerekir. Suda berraklık veya bulanıklık askıda katı maddelerin (kum, silt, demir, mangan vb.) bulunup bulunmamasına bağlı. Üçüncü parametre ise suyun dezenfekte olması yani mikrobiyolojik analizler sonucu temiz olduğunun belgelenmesi. Son olarak da suyun içinde bulunan minerallere bakılmalı. Alüminyum, amonyum, sülfat, sodyum, demir, mangan gibi minerallere vücutta kan basıncı, kalp ritmi, sıvı dengesinin korunması ve kas işlevleri gibi birçok faaliyetin düzenli olarak gerçekleştirilmesi için gerekli. Bunlar genellikle içtiğimiz sularla vücudumuza girer. Bunun gibi minerallerden yoksun sular, fakir su olarak bilinir ve tercih edilmemeli. Zira zaman içerisinde vücutta bu maddelerin eksikliğine bağlı sağlık sorunları çıkabilir.

Damacanaların dayanıklı olması için içerisinde bulunan BPA maddesi insan sağlığı açısından ne gibi tehlikeler barındırıyor?

Doç. Dr. Sedat Gündoğdu: BPA hormon taklidi yapan bir kimyasal çeşidi. Özellikle büyüme hormonlarını taklit etmek suretiyle büyüme ve gelişme bozukluğuna neden olduğu birçok çalışmayla ortaya çıkmış. Hatta yakın zamanda özellikle sivilce sorunu yaşayan insanların idrarlarında ciddi miktarda BPA tespit edilmiş. Ayrıca geç veya erken ergenliğe neden olduğu konusunda ciddi kanıtlar söz konusu.

Bu maddenin çeşitli çevresel koşullarda suya sızma yaptığı biliniyor. Burada önemli olan ne kadar süre ile bu maddeye maruz kalındığı. Çünkü bu aynı zamanda yapacağı etkinin de belirleyicisi. Taşıma ve depolama esnasında uygun şartlar yoksa ki çoğunlukla olmadığını görebiliyoruz, bu maddenin bulaşmaması için herhangi bir sebep ne yazık ki yok.

TÜRKİYE’DE KİŞİ BAŞINA YILLIK İÇME SUYU TÜKETİMİ 121 LİTRE

Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) 2020 yılı verilerine göre Türkiye’de su pazarı hacmi 10,5 milyar litreye ulaşmış.

Bunun 5,9 milyar litresi damacana satışı 4,6 milyar litresi de pet şişe satış kanallarından gelmiş. Tonaj olarak bakıldığında satılan ambalajlı suyun yüzde 56’sını damacana, yüzde 44’ünü de diğer ambalajlı su satışları oluşturmuş.

2020 yılında ambalajlı su sektörü TÜİK verilerine göre yaklaşık 369,79 milyon litre su ihraç etmiş. Yani Türkiye içinde kullanılmak üzere yapılan ambalajlı su üretimi miktarı 10,13 milyar litre civarında gerçekleşmiş. Bunun hepsinin satıldığını varsayarsak, bu yıllık üretim miktarını Türkiye’nin 2020 nüfusuna yani yaklaşık 83,62 milyon insana böldüğümüzde kişi başına yıllık içme suyu tüketimi 121 litre çıkıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!