Dahiliyeci profesör doktor hatasından komada

Güncelleme Tarihi:

Dahiliyeci profesör doktor hatasından komada
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 05, 2001 00:00


Gülden AYDIN
Haberin Devamı

Prof. Dr. Mehmet Oran, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Dahiliye Bölüm Başkanı. 66 yaşında. Şubat ayında anjiyo yaptırdığında, kalp damarlarındaki tıkanıklıkları gördü. Fakültesindeki arkadaşları, ameliyat olmamasından yana görüş bildirdiler. Derken Oran, kalp cerrahı Prof. Bingür Sönmez'le görüştü. Prof. Sönmez onu ameliyata ikna etti. Prof. Bingür Sönmez tarafından yapılan ameliyat başarılı geçti. Ancak sonraki dönemde başka doktorların yaptığı hatalar yüzünden, Prof. Oran 95 gündür komada.

Prof. Mehmet Oran, kalp damarlarındaki tıkanıklığın, sağlık durumunu fazlaca etkilemediğini düşünüyor. Birçok hekim arkadaşıyla durumunu tartışıyor ve ‘‘ameliyat gereksiz’’ sonucuna varıyorlar. Bir dönem öğrencisi olan, başarılarını takdir ettiği Prof. Bingür Sönmez'e de bir sohbet sırasında durumunu anlatıyor. Sönmez, ‘‘Bir kalp krizi geçirirseniz bana yetişemeyebilirsiniz. Ya da benim yapabileceğim çok şey kalmayabilir.’’ diyerek hemen ameliyat etmek istediğini söylüyor ve Oran'ı ikna ediyor. Ameliyatı, 13 Şubat'ta Florence Nightingale Hastanesi'nde yapıyor. Tıkalı üç damarından sadece biri değiştirilebiliyor. Başarılı geçen ameliyattan sonra Prof. Oran, on gün içinde taburcu olacaktır. Ameliyattan sonra solunum yetmezliği ve pankreatit komplikasyonları başgösteriyor. Ancak 20 Mart'ta yoğun bakımdan servise alınabiliyor.

BİRİNCİ HATA

22 Mart saat 22.00. O geceki nöbetçi doktor İbrahim Albayrak, Prof. Oran'ın kan şekerini yüksek buluyor. İnsülin iğnesi yapılmasını istiyor. Hastayı beş haftadır tanıyan hemşire, hastanın şeker durumunu anlatıyor ve insüline itiraz ediyor. Dr. Albayrak, hastaneye haftada bir gün nöbet tutmak için dışarıdan gelen bir doktor. Hastayı hiç tanımamasına karşılık hemşirenin uyarılarını dinlemiyor, hastanın günlük seyrini gözönüne almadan insülin yaptırıyor. Oran, şeker komasına giriyor, bilincini kaybediyor. Müdahaleyle kan şekeri yakseltilip normale dönmesi sağlanıyor. Durumdan Bingür Sönmez haberdar ediliyor. Hastane, dikkatli olunacağı konusunda söz veriyor. Prof. Oran'ın şuurunu kaybettiğini, sabahleyin yanına giden eşi ve oğlu farkediyor. Nöbetçi doktor çağrılıyor. Kan gazı ve şekerine bakılıyor. Kan şekerinin 31'e düştüğü ortaya çıkıyor. Prof. Oran, acil müdahaleyle üç saat sonra kendisine geliyor. Oran'ın ailesi, Florence Nigthingale Hastanesi Dahiliye Servisi yetkilisi Dr. Deniz Şener'i, bu dikkatsizlikten dolayı uyarıyor. Sönmez, ‘‘Hastayla ilgili her türlü problemin mutlaka kendisine bildirileceği’’ talimatını veriyor. Oran'ın ailesi ameliyatı yapan Bingür Sönmez'e de konuyu aktarıyor. Sönmez, üzgün olduğunu, sakınan göze çöp battığını söylüyor.

Olaydan bir hafta sonra nöbete gelen Dr. Albayrak, hastayı görür görmez, ‘‘Kalp pili takılan hastaydı, değil mi?’’ diyor. Bu sözleri duyan aile, bir hafta önceki hatasından dolayı uyarılmadığı ve yapılan yanlışlıktan ders alınmadığı kanaatine varıyor.

İKİNCİ HATA

3 Mart gecesi Prof. Mehmet Oran komaya girdi ve 95 gündür çıkamadı. Komaya girmesinin nedeni bir başka sorumsuzluk ve bilgisizlikten kaynaklandı. Nöbetçi doktor Cenk İlham, 40 yıldır sigara içen Mehmet Oran'da uykusuzluk ve taşipne (nefes alıp vermede hızlanma) başgösterdiğini tespit ediyor. Önce 0.5 mg Xanax, sonra 25 mg Dolantin veriyor. Ateşin yükseldiğini görünce Minoset tablet veriyor. Huzursuzluk ve taşipne devam edince tekrar 25 mg. Dolantin yapılıyor, ardından 0.5 mg. Xanax daha veriliyor. Kalp hastalarında ve solunum yetmezliği çekenlerde kesinlikle kullanılmaması gerektiği prospektüslerinde belirtilen ilaçlar, hastaya zerk ediliyor. Sabaha karşı 04.00'te Prof. Mehmet Oran'ın solunumu duruyor, kalbi elktroşokla yeniden çalıştırılsa da komaya giriyor. Prof. Oran'da solunum durması beyin hasarına neden oluyor. O sırada emekli doktor eşi Ülker Oran'ın tüm ısrarlarına karşılık, hastayı yakından tanıyan Cerrahi Yoğun Bakım'dan yardım talep edilmiyor. Olanlardan sonra ailesi Prof. Oran'ı 9 Nisan'da öğretim üyesi olduğu İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Reanimasyon Servisi'ne götürüyor. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Oran'ın ailesi, hastaneyle ilişiğini keserken, 10 milyarlık ameliyat ücreti yerine, yapılan doktor hataları nedeniyle uzayan süreden ötürü 100 milyarlık bir fatura ödüyor.

Prof. Mehmet Oran'ın Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkan Yardımcısı oğlu Umut Oran Tabipler Odası'na, Şişli Cumhuriyet Savcılığı'na ve Sağlık Bakanlığı'na suç duyurusunda bulundu. Bakanlık müfettişleri soruşturmayı tamamladı. Umut Oran, Florence Nigthingale Hastanesi, Dr. Cenk İlham, Dr. İbrahim Albayrak ve Dr. Deniz Şener'den şikayetçi oldu. Umut Oran, şikayet dilekçisinde, ‘‘... Uzun süre yoğun bakımda yatmış ve tam düzelmeye başlamışken doktorların ayrı ayrı zamanlarda yapmış oldukları bariz hatalar nedeniyle solunum durması sonucu komaya girmiş ve bir daha komadan çıkamamıştır. Tedavinin başından beri hatalar bulunmakla birlikte yapılan temel iki hata çok önemlidir ve hastanın bugünkü koma durumundan doğrudan sorumludur’’ diyor.

OĞUL UMUT ORAN

Babama bile bu hata yapılıyorsa

Babam, Türkiye'nin en büyük ve köklü tıp fakültelerinden biri olan İstanbul Tıp Fakültesi'nde Profesör ve Genel Dahiliye Bilim Başkanı'dır. Annem, Kadın Hastalıkları Uzmanı bir doktordur. Ben de bir işadamıyım. Tedavi hataları ve sorumsuzluklar, Türkiye'nin en büyük ve çok pahalı bir hastanesinde bize karşı yapılabiliyorsa, gerisini siz düşünün. Hele bunu yapan doktorlar hala hiçbir şey olmamışçasına mesleklerini sürdürebiliyorlarsa ve hastane de kendisine çekidüzen verme gereğini duymuyorsa bundan sonra ortaya çıkacak sorumsuzlukların önünü almak mümkün değildir. Bu konuda sorumlulukları olanların açığa çıkartılarak cezalandırılmasının, bundan sonraki sorumsuzlukların önüne geçilmesine katkıda bulunacağına ve toplumsal yarar sağlayacağına inanıyorum.

Maalesef paranız da olsa, itibarınız da olsa, kariyeriniz de olsa, Türkiye’de yaşamanın bedelini ödüyorsunuz. Bu gerçekten çok acı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!