Daha güzelini yapacağız

Güncelleme Tarihi:

Daha güzelini yapacağız
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 28, 1999 00:00

Haberin Devamı

Depremde yerle bir olan Değirmendere kem gözlere gelecek kadar güzeldi.

İlk günün televizyon haberlerinde adı hiç geçmedi, ama doğanın kırbacının şaklayıp yerle bir ettiği yerlerden biri de İzmit'in Gölcük ilçesine bağlı Değirmendere Beldesi idi. Belediye Başkanı Ertuğrul Akalın kendini toparladığı ilk anda beldenin deprem sonrası halini görüntüledi ve televizyon kanallarına dağıttı. 18 Ağustos günü Türkiye Değirmen-dere ile işte böyle tanıştı.

Depremden önce Değirmendere'de 30 bin kişi yaşıyordu. Kesin rakam ortada yok, ama ölü sayısının 2 bini bulması bekleniyor. 150 bina tamamen yıkıldı, yüzlercesi yıkımı gerektirecek kadar hasar gördü. Depremden önce Değirmendere'de doğmanın, orada yaşamanın bir şans olduğu düşünülürdü. Havası temiz, insanları uygar, bereketi boldu. Değirmendere eski haline ne zaman döner? 1 yıl? 3 yıl? 10 yıl? Herkes kendine göre bir tahmin yapıyor, ama yine de karamsarlık yok. ‘‘Daha güzelini yapacağız’’ diyorlar.

Kemal, depremi duyar duymaz doğup büyüdüğü topraklara, Değirmendere'ye gitti. Avucunun içi gibi bildiği sokaklarda dolaşırken yolunu kaybetti. Çünkü denize inen dar sokaklar artık birer enkaz çıkmazıydı. Okuduğu okulun üzerinden arabayla geçti, ölen arkadaşlarını enkazdan çıkarmak için çalıştı. Gücü tükenip Değirmendere'den ayrılırken, 30 senedir biriktirdiği neşesini kaybetmişti. Şimdi kendini 120 yaşında hissediyor.

kötü bir tanışma

17 Ağustos gecesi 03.02'de, doğa kırbacını çıkarıp 45 saniye salladı ve kabuğuna geri döndü. Saatler 03.03'e bile ulaşmamıştı, ama Türkiye artık eski Türkiye değildi.

İlk günün televizyon haberlerinde adı hiç geçmedi, ama kırbacın şaklayıp yerle bir ettiği yerlerden biri de İzmit'in Gölcük ilçesine bağlı Değirmendere Beldesi idi. Belediye Başkanı Ertuğrul Akalın kendini toparladığı ilk anda beldenin deprem sonrası halini görüntüledi ve televizyon kanallarına dağıttı. Böylece, 18 Ağustos günü Türkiye Değirmendere ile tanıştı.

Değirmendere böyle bir tanışma istemezdi kuşkusuz. Mutsuzluk, umutsuzluk, acı Değirmendere'ye hiç yakışmayan sözcüklerdi. Çünkü orası kem gözlere gelecek kadar güzeldi.

İzmit'in sanayi görüntülerini geçip Gölcük'ün askerlerini selamladıktan sonra Yüzbaşılar ve Değirmendere sapaklarından inilirdi Değirmendere'ye. İlk kez gelip de kordon boyunu şöyle bir turlayanların en azından yarısının aklından, ileride bir gün buraya yerleşip huzur içinde yaşamak geçerdi.

DEĞİRMENDERE TEMMUZU

Değirmendere'nin aydınlık bir halkı vardı. Otuz bine yakın nüfusun yüzde 93'ü okur yazardı.

Değirmendere'yi Değirmendere yapan şeylerden biri de belediyesi; Belediye Başkanı Ertuğrul Akalın ve ekibi idi.

Akalın, üç seçim üstüste seçilerek tam 10 senedir Değirmendere'nin başkanlığını yapıyordu. 10 senede beldeyi ‘‘büyük bir köyden küçük bir kente’’ dönüştürmeyi başarmıştı.

6 senedir yapılan Uluslararası Ahşap Heykel Sempozyumu, Değirmendere halkıyla heykel sanatını kaynaştırmıştı. Altı yıl içinde tam 44 sanatçı Değirmendere'de misafir edildi. Bu sanatçıların yaptığı 49 heykel, şimdi bir kısmı sulara gömülen Değirmendere meydanında çınar ağaçlarıyla kaplı parkta sergileniyordu.

Belediye'nin bir başka etkinliği geçen sene başlayan ‘‘Değirmendere Temmuzu’’ idi. Bir ay boyunca heykeltraşlar, ressamlar beldenin çeşitli yerlerinde ürünlerini verdiler, sergiler, tartışmalar meydanlarda sürdü. Amfilerde küçüklü büyüklü konserler, oyunlar izlendi. Beldenin adıyla anılan fındık üretiminin sürmesi ve kalitesinin artması için yapılan yarışmalar sonuçlandı. Kısacası bir ay boyunca yalnızca otuz bin Değirmendereli değil, çevre yaşayanlarıyla birlikte yüz bine yakın bir kitle sanatla, kaliteyle buluştu.

Belediye, Değirmendere Temmuzu'nun diğer onbir aya yetecek moral ve enerjiyi sağlayacağına inanıyordu.

İstanbul'a 110 kilometre olan Değirmendere'den her ay Atatürk Kültür Merkezi'ne opera, bale, konser izlemeye gidilirdi. İzmit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu'nun her yeni oyununda beldeden kalkan otobüsler halkı tiyatroya taşırdı. Kültür ve doğa gezileri yapılırdı. Sanatçılarla beldelilerin bir araya geldiği sohbet toplantıları düzenlenirdi.

2010 YILINA HAZIRDI!

Değirmendere Belediyesi'nin İnternet'teki web sitesinde şöyle deniyor: ‘‘Yeni yerleşim yerleri planladık. 2010'da kaç kişiyle birlikte yaşayacağımızı, bunun için gereken suyu, yeşilliği, temiz havayı, yolu, kaldırımı biliyoruz, hazırız.’’

Değirmendere'nin hazır olmadığı şey depremdi.

Ertuğrul Akalın, ilerleyen günlerde depremle ilgili çok şey söyleyecek.

Ama şimdi Değirmendere için çalışanların ağzında bir tek cümle var:

‘‘Daha güzelini yapacağız.’’

Rahat uyuyun

Değirmendere'ye bundan üç sene önce biraz huzur bulmak için gitmiştim. İncir çekirdeğini doldurmayacak bir sebepten canımı sıktığım bir zamandı. Çok yakın arkadaşım Aysun, ‘‘gel annemlere gidelim, biraz için açılsın’’ deyip, Değirmen-dere'ye götürmüştü. Bütün gün sağda solda aylaklık ettik; şimdi sular altında kalan heykel parkında oturduk, fındık yedik.

Akşam oldu, dağların arkasından doğan güneş, denizden battı. Körfez'in karşı kıyısındaki İpraş Rafinerisi ve Petkim'in ışıkları yandı. Aysun'un annesi Aynur Teyze, Körfez'e doğru baktı ve ‘‘İşte burası da benim New York'um’’ dedi. Değirmendere'den bakınca İzmit, hakikaten New York gibi görünüyordu.

O gece anne Aynur Teyze, belki de biraz sessiz ve uzak durduğu için kendime hep çok yakın hissettiğim baba Turhan Amca, abla Pınar güldük, eğlendik, sıkıntılarımızı denize üfledik. Bunların hepsini Yüzbaşılar'da 8. Sokak'taki, İpek Apartmanı'nda, yani fay hattının tam üzerinde yaptık.

Depremin dördüncü gününde Aynur Teyze ve Turhan Amca, İpek Apartmanı'nın yerle bir olmuş enkazından çıkarıltıldı. Aysun'un eniştesi Can'ın söylediğine göre birbirlerine sarılacak vakitleri bile olmamış. Aynur Teyze'nin eli, Turhan Amca'ya doğru biraz uzanabilmiş.

İki melek, Aynur ve Turhan Koçaner.

Allah ikinize de rahmet eylesin.

Bu arada inanmayacaksınız belki ama Aysun ve Pınar her zamankinden daha güçlü. Yoksa siz mi yardım ediyorsunuz oradan?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!