Cumhuriyetin alnına gölge düÅŸürenler

Güncelleme Tarihi:

Cumhuriyetin alnına gölge düşürenler
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 28, 2003 00:00

Türkiye Cumhuriyeti, bunun için kurulmadı. Cumhuriyet'in kurucuları, her kuruÅŸun hesabını verme sorumluluÄŸu ile davrandılar. Herhalde bu projenin sahipleri, kendilerinden sonra gelen siyasetçiler eliyle Türkiye'nin 'Yolsuzluk Cenneti' haline geleceÄŸini düşünmemiÅŸlerdi.AÄ°LEMÄ°ZÄ°N fertleri Balkanlardan gelmiÅŸti. Devletin verdiÄŸi 'göçmen' arsasındaki kerpiç evde oturuyorduk. Henüz elektrik gelmemiÅŸti 1959'larda; geceleri gaz lambasında otururduk; yemeklerimiz tel dolapta saklanır; karpuzu bir file içinde sarkıttığımız kuyuda soÄŸuturduk. Ä°stanbul'a gittiÄŸinde babamızın getireceÄŸi ipe sarılı simitler daha gitmeden burnumuzda tüterdi. Harçlığımızla ancak büyük keyifle yediÄŸimiz bisküvit arası yapılmış lokum alabilirdik. Öğrenciler arasında, henüz 'niyet' çekiÅŸleri yeni yeni moda olmuÅŸtu. MareÅŸal Fevzi Çakmak'ın Trakya'nın ve Ä°stanbul'un düşman ellerine geçmemesi için kurmuÅŸ olduÄŸu beton tahkimat bölgelerinde saklambaç oynamak isterken askerler tarafından kovalanırdık. 'Orgeneral Salih Omurtak Caddesi'nde yapılan resmi törenlerde askeri birliklerin geçiÅŸlerini gururla izler; fener alaylarınının peÅŸinden koÅŸmaya çabalardık. Atatürk'ün Etnografya Müzesi'nden Anıtkabir'e naklini bize dinleten öğretmenimizin anlattıkları karşısında Musevi ve Ermeni kökenli sınıf arkadaÅŸlarımızla aÄŸladık. Amerika'nın gönderdiÄŸi süttozu ve peynirle beslendik iki ders yılı boyunca... Ä°stanbul'dan trenle öğleden sonra ilçemize -Çorlu- gelen gazetelerden Cumhuriyet ve Vatan'ı almak için bayide kuyruÄŸa girerdik. Halkevi'nde 'ÅŸiir' dinlerdik. Varlık dergisi ile burada tanıştık. Orduevi'nde bir yakınımızın düğününde, akerdeon-davullu müziÄŸi bir çok çocukla biz de ÅŸaÅŸkınlıkla izlemiÅŸtik. Yazın bir hafta sonu bir akrabamızın at arabasıyla gittiÄŸimiz sahilde ıstakoz gibi kızarıp annemiz yanığı almak için sırtımıza yoÄŸurt sürünce acısından aÄŸlamıştık. Babamız doÄŸan kızkardeÅŸimizin ismini kulağına Kuran-ı Kerim okuyarak söylemiÅŸti. Ä°lk teravih namazını babamızla kıldık; petrol çıkartan bir ABD ÅŸirketinde hizmetli olarak çalışan bir komÅŸumuzu, çıkma 'kot' pantolonu, boÅŸ 'viski ÅŸiÅŸesi' ve 'Kent' sigarası satarken hayretle izledik.*CUMHURÄ°YET, bu rejimin uygulandığı ülkenin ya da toplumun adıyla anılır.Onun için Anayasamızın 1. maddesinde 'Türkiye devleti, bir Cumhuriyet'tir' hükmü yer alır.Atatürk 1907'lerden beri düşündüğü bu düzeni zorlu bir süreç sonunda yaÅŸama geçirdi; en büyük devrimini yaptı.Ve 29 Ekim'ler de ulusal bayram olarak kutlanmaya baÅŸladı.Ulusal direniÅŸ sırasında ‘‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır’’ demiÅŸti.Unutmayalım bunu...Gerilere gidelim, bugün geldiÄŸimiz tabloyu anlamak için.Yolsuzluklar, soygunlar, suistimaller ve hırsızlıklar Osmanlı'dan beri toplumumuzu kemiren bir olgu... 16. yüzyılda Kanuni'nin bir damadı varmış; en büyüğünden en küçüğüne kadar bütün memuriyetlerde atama geleneÄŸini baÅŸlatmış. Ä°ÅŸin ilginç yanı da bunu Osmanlı Maliyesi'ni düzeltmek üzere yapıyormuÅŸ. Yani Osmanlı'da rüşvet tarifeye baÄŸlanmış.Cumhuriyet sonrasına gelirsek...Atatürk'ün Maliye Bakanı Cemal Bey'in idamı, Havuz-Yavuz yolsuzluk davası; Ä°nönü döneminde ekmeÄŸin karne ile satılması, ot-saman karaborsası; DP döneminde siyasi kayırmacılık, ithal malı tahsisleri; lastik, bakır, kalay karaborsası; Mıgırdıç Åžellafyan'ın isminin bu iÅŸlerle bütünleÅŸtirilmesi... 1970'lerde Yahya Demirel'in hayali ihracatı... Demir, teneke, çimento ve döviz karaborsası; Marlboro, viski kaçakcılığı... Gümrük kaçakçılığı; mafyanın ortaÅŸa çıkışı; uyuÅŸturucu ve silah kaçakçılığı... 12 Eylül döneminde benzin ve yaÄŸ kuyrukları... Ä°ÅŸgüzar ve Mataracı'nın tutuklanması... Banker skandalı, Kastelli'nin yakalanması... PKK'nın ortaya çıkması; Özal'ın geliÅŸi; Ä°sviçre'de Ãœrdünlü Åžekerciyan ile yapılan 'karapara' toplantısı... Göçün patlaması... Yerel yönetim yasasının çıkmasıyla imar rantının patlaması; Ä°stanbul'un çirkinleÅŸmesi... BaÅŸta Emlakbank olmak üzere kamu bankalarının soyulmaya baÅŸlanması; Ä°stanbul Bankası ile Odibank'ın batırılması... Hayali ihracatın inanılmaz boyutlara yükselmesi; tişört diye maymun filesinin ihraç edilmesi... Turan Çevik, Nurettin Güven ve Hasbi MenteÅŸoÄŸlu ve Ertan Sert'in ortaya çıkışları... Rüşvetten tutuklanan Devlet Bakanı Ä°smail ÖzdaÄŸlar; Zeynep ve Asım Ekrem'in adlarına, amblemi 'Jaguar' olan parti... Ä°ktidar dostlarına verilen otoyol ihaleleri... Ve bizi bugünlere getiren enflasyon illeti.Turizm alanlarının ANAP'lı yandaÅŸlara tahsisi... DoÄŸru adreslere verilmeyen usulsüz krediler.Cumhuriyet döneminin tahribatının ikinci dönemi 1990'lı yıllarda baÅŸladı. Körfez Krizi’nden Türkiye'nin kaybının 27 milyar dolar zarara uÄŸraması..Demirel, 1991 sonunda Koskotas Dosyaları'nı açmak üzere iktidara geldi.Özal, CumhurbaÅŸkanı oldu.GüneydoÄŸu'da savaÅŸ sürdü; bilançosu 35 bin insamızın kaybı... Ekonomiye 100 milyar dolarlık yükü... UyuÅŸturucu ve silah kaçakçılığının rantı, tekstil fabrikalarının kurulmasında patlama... Kumarhaneler patladı; kara para daha ÅŸiddetli dönmeye baÅŸladı. 150 bin kaçak Mercedes sokuldu... Çeteler 'merhaba' dedi bize; siyaset alabildiÄŸine kirlendi...Levent'te bankaların gökdelenleri, Ankara EskiÅŸehir yolunda kamu binaları yükselmeye baÅŸladı...Çiller'in aldığı 1994 kararları sonucunda 'bir gece milyon dolarlar' götürülmesi... Yeni bankacıların türemesi... Laleli'den bavullu hayali ihracatın patlaması... TYT, Marmarabank ve Ä°mpeksbank'ın siyasetçilerin üzerinden soyulması... Yüksek faiz döneminin baÅŸlaması... UzakdoÄŸu'nun kanserojen madde taşıyan tekstil ithalatının kaçak yoldan yurda sokulması..CHP'nin Ä°SKÄ°'si, DYP'nin Ä°lksan'ı ve TOFAÅž'ı, RP'nin Ä°GDAÅž ve AKBÄ°L'i, ANAP'ın Ticaret Bankası'nın 'satışı' dosyaları... Yenilenen Meclis'in 'ceylan derili' koltukları... Kuzey Irak üzerinden mazot kaçakçılığı... Susurluk'ta patlayan skandal... Çatlı ve Çakıcılar'dan gurur duyulmaya baÅŸlanması... Ä°hracatın yüzde 37.6'sının 'hayali' olduÄŸunun açıklanması... Gülay-Orhan Aslıtürk'ün isimleri... Mesut Yılmaz'ın Karadeniz otoyolu ihaleleri.. Bugün boÅŸ duran havaalanları ve balıkçı limanları...'Paraşüt'le baÅŸlayan ünlü hayali ihracat dosyaları ve devletten alınan vergi iadeleri... Sorumluların hepsi Cumhuriyet'in baÅŸkenti Ankara'dan yönlendirildi; bir kısım politikacısı, bürokratı ve iÅŸadamlarıyla birlikte... Türkiye'nin soygun tarihi yazıldı.Ä°nanılmaz bir çıkar iliÅŸkisi; yozlaÅŸma ve kirlenme...Ve 17 AÄŸustos depreminin acıları... Bir yıl sonra ithal otomobilde rekor kırılması..Yoksulluk sürecinin iyice dibe vurması... Devletin sırtından geçinen asalak bir takım; 8.5 milyon kiÅŸinin devletten geçinmesi...Akaryakıt ve doÄŸalgaza ödediÄŸimiz paralar.ÖzelleÅŸtirme'deki inanılmaz beceriksizler.IMF ve Dünya Bankası'nın kıskacı..Belediyelerdeki yolsuzlukları bir kenara bırakın, Åžubat kriziyle 20 bankanın batması: bilançosu yaklaşık 47 milyar dolar.Cumhuriyet rejimi mi suçlu; kollektif suç iÅŸleyen bizler mi?Ne yazık ki hepimiz suçluyuz.Evet...1950'lerde baÅŸlayan karşı devrim sayılacak gericilikten verilen ödünleri kim gözardı edebilir?Cumhuriyet'in deÄŸerini bilmemenin, anlam ve amacına baÄŸdaÅŸmayan davranışların, bilgisizliÄŸin, yönetim sorumluluÄŸunu üstlenenlerin yetersizliÄŸi ve beceriksizliÄŸi, hak ve özgürlükleri kötüye kullanma eÄŸilimleri içimizi karartıyor bugün...Türkiye Cumhuriyeti, bunun için kurulmadı. Cumhuriyet'in kurucuları, her kuruÅŸun hesabını verme sorumluluÄŸu ile davrandılar. Herhalde bu projenin sahipleri, kendilerinden sonra gelen siyasetçiler eliyle Türkiye'nin 'Yolsuzluk Cenneti' haline geleceÄŸini düşünmemiÅŸlerdi.Devleti ve Cumhuriyet'i sarsan soyguncuları, rejimle ters düşen dinsel sömürücüleri ve bölücü davranışları görselerdi, böyle tam bağımsız, demokrat bir hukuk devleti kurmaktan vazgeçerlerdi.Alnımıza gölge düşürmezlerdi.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!