Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
İslam dünyası ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Muhterem bakanlar değerli delegeler. Bu yılki bakanlar oturumumuzda İİT üyesi ülkelerde ihracat stratejilerinin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi konusuna odaklandık.
İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri sahip oldukları insan kaynağını doğal zenginliklere ve stratejik konuma rağmen küresel ticaret sisteminde hala hak ettikleri paya ulaşabilmiş değiller.
Dünya ticaretindeki toplam payımızın %11 seviyesinde kalması İslam ülkeleri arasındaki ekonomik entegrasyonun daha da güçlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.
KARARLI ADIMLAR ATMAMIZ GEREKİYOR
Son yıllarda İİT içinde ticaret oranının yeniden %20'nin üzerine çıkması sevindirici olmakla birlikte hedeflerimize ulaşmak için daha kararlı adımlar atmamız gerektiği açıktır.Zira biz İİT içindeki ticaret oranını %25 seviyesine çıkarmayı hedefleyen bir vizyona sahibiz. Türkiye olarak kardeş ülkelerimizde ticaretimizi her zaman önceliklendirdik.Son 5 yılda,istikrarlı bir artış göstermiş 2020'de 74,7 milyar dolardan %50 artışla 2024'te 112,6 milyar dolara yükselmiştir. Bu performansta Türkiye İİT içinde ticarette en çok ticaret yapan 3 ülke konumuna gelmiştir.
Dijital ekonomi, e-ticaret ve finansal teknolojilerde yaşanan hızlı dönüşüm tüm ülkelerimiz için yeni fırsatlar sunmaktadır. Bu alanda geliştirdiğimiz dijital finans çözümleri, lojistik teknolojileri ve e-ticaret platformları, ülkemizi bölgesel ticaretin dijital merkezi konumuna taşımıştır.
Önümüzdeki dönemde İİT coğrafyasında rekabet avantajına sahip olduğumuz alanları öne çıkararak İİT ülkelerinin ihracatımızdaki payını kısa vadede %30'a 2030 yılına kadar ise %35'e çıkarmayı hedefliyoruz.Ticaret alanında ise İslam İşbirliği Teşkilatı tercihli Ticaret sistemi kısa adıyla TİPSOİK üye ülkeler arasındaki ticaretin gelişmesi için en güçlü zemini sunmaktadır.
Geçtiğimiz yıl alınan kararla sistemin kapsamını yeni nesil ticaret anlaşmalarına uyumlu hale getirmek üzere 2026'da görüşmelere başlanacak olmasını önemli buluyor üye ülkelerimizin ortak iradesiyle sistemin daha kapsayıcı dinamik ve südürülebilir bir yapıya dönüşmesi, ticaret hacmimizin artmasına güçlü katkı sağlayacaktır.
Bu sürece emek veren tüm paydaşlara teşekkür ediyor, tüm üye ülkeleri sisteme tarafı olmaya ve geliştirilmesine destek vermeye davet ediyorum.
İSEDAK 41. Bakanlar Toplantısı’nı, İslam dünyasının ortak refahı için güçlü bir irade ortaya koyarak tamamladık.
— Cevdet Yılmaz (@_cevdetyilmaz) November 4, 2025
Bu yıl ihracat stratejilerinin geliştirilmesini merkeze alırken; ticaretin derinleştirilmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve finansal işbirliğinin… pic.twitter.com/gysmx4mfwu
iklim değişikliği ile mücadele eden tarımsal üretime, sosyal konut politikalarından kültürel miras turizmine uzanan başlıklarda geliştirilen öneriler ülkelerimizin kalkınma hedeflerine somut katkılar sunabilecek niteliktedir. Bugüne kadar İSEDAK proje destek finansmanı kapsamında 180 projeye destek verilirken 56 üye ülke proje sahibi veya yararlanıcısı olarak bu mekanizmada yer almıştır.
Filistinli kardeşlerimizin yaşam koşullarını iyileştirmeyi ve kurumsal kapasitelerini güçlendirmeyi amaçlayan İSEDAK Kudüs Programı kapsamında bugüne kadar 28 projeye mali ve teknik destek sağlanmıştır.
Bu projeler Filistin'in sosyoekonomik kalkınmasına katkı sunan yerel kapasiteyi arttıran ve sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu girişimler olarak öne çıkmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın dünkü açılış konuşmalarında belirttikleri üzere İSEDAK çatısı altında Suriye'de kurumsal ve beşeri kapasitesinin kapasitenin geliştirilmesine yönelik Suriye kapasite geliştirme programını başlatıyoruz.
Program kapsamında Suriyeli kardeşlerimizin ihtiyaçları ve öncelikleri göz önünde bulundurularak ekonomik ve sosyal kalkınma alanlarında eğitim, uzman değişimi, ihtiyaç analizi, saha araştırmaları ve kurumlar arası eşleştirme gibi mekanizmalarla proje destekleri sağlayacağız.
SURİYE'DEKİ YENİDEN YAPILANMA DAYANIŞMA UMUTLARIMIZI GÜÇLENDİRİYOR
Bu tablo bizlere kalkınma gündemimizin yalnızca ekonomik göstergelerle sınırlı olmadığını, adalet dayanışma ve insani sorumluluk bilinciyle şekillenmesi gerektiğini hatırlatmaktadır. Orta Doğu'dan Afrika'ya, Güney Asya'dan Avrupa'ya uzanan geniş bir coğrafyada bölgesel dengeleri ve küresel gündemi derinden etkileyen önemli gelişmeler yaşanıyor. Gazze'de süren insani, kriz Sudan'daki çatışmalar ve Yemen'deki kırılgan durum bizlere adalet ve vicdan temelli bir uluslararası düzenin gerekliliğini hatırlatırken, Suriye'de yeniden yapılanma kalkınma ve kapasite inşaatına yönelik atılan adımlar bölgesel istikrar ve dayanışma umutlarımızı güçlendiriyor.
Suriye'nin İSEDAK Bakanlar Toplantısı'nda yeniden temsil edilmesinden duyduğum memnuniyeti bir kez daha ifade etmek istiyorum. Uzun ve zorlu bir sürecin ardından kardeş Suriye'nin yeniden toparlanma iradesi göstermesi, bir bölgemiz adına umut verici bir gelişme olmuştur. Türkiye olarak biz komşuluk hukukunun kardeşlik bilincinin ve insani sorumluluğun gereği olarak ulaştırmadan eğitime, sağlıktan ticarete, güvenlikten sosyal hizmetlere kadar her alanda Suriye halkının yanında olduk olmaya da devam edeceğiz. Yıllardır kalkınmanın önünde ciddi engel teşkil eden yaptırımların adım adım hafiflemesi önümüzde yeni fırsat pencereleri açmaktadır. İslam dünyasının bu süreçte Suriye halkına el uzatması onların yeniden güven, istikrar ve refah ortamına kavuşmaları bakımından büyük önem taşımaktadır.
Suriye'nin yeniden imarı konusunda siz değerli bakanlarımızla bir araya geldiğimiz çalışma kahvaltısında, işbirliği ve dayanışma ruhu içerisinde Suriye'ye yönelik yapabileceklerimizi ele alma fırsatı bulduk. Kıymetli görüş ve değerlendirmeleriniz için teşekkür ediyorum. Artık önümüzdeki dönemde özel sektörün cesaretle Suriye'nin yeniden inşasına yönelmesi katkı vermesi gerekiyor. Özellikle bölge ekonomileri ile entegrasyonun artması, Suriye'nin kalkınmasına ivme kazandıracak, aynı zamanda bölgesel ticaret, istihdam ve üretim zincirine de olumlu yansıyacaktır. Uzun yıllar süren çatışmaların ardından Suriye'nin yeniden umutla ayağa kalktığı gibi, inanıyorum ki Filistin topraklarında da barışın huzurun ve özgürlüğün hüküm sürdüğü günlere kavuşacağız. İslam dünyasının kanayan yarası Gazze'de iki yıldır süren acımasız saldırıların ardından bölge ülkelerimizin gayretleri ile sağlanan ateşkes sayesinde kardeşlerimizin evlerine dönmeye başlaması ve insani yardımların Gazze'ye ulaşması yüreklerimizde buruk da olsa bir umut ve ferahlık oluşturmuştur.
TÜRKİYE TÜM İMKANLARINI SEFERBER EDİYOR
Türkiye insani yardımların kesintisiz ve güvenli biçimde Gazze'ye ulaştırılması için tüm imkanlarını seferber etmektedir. Geçici barınma merkezlerinden kalıcı konutlara enerji ve su temininden eğitim ve sağlık hizmetlerine kadar her alanda kardeş Filistin halkının yanındayız. Gamze'nin yeniden yapılanması sadece insani bir sorumluluk değil, aynı zamanda bölgesel barışın ve ortak vicdanın en somut göstergesi olacaktır. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız egemen toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti kuruluncaya kadar Filistinli kardeşlerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Önümüzdeki süreçte bu konuyu başta İslam İşbirliği Teşkilatı olmak üzere tüm uluslararası platformlarda hassasiyetle takip etmemiz ve somut adımlarla Gazze'li kardeşlerimize ihtiyaç duydukları desteği sağlamamız büyük önem taşımaktadır.
2026 İSEDAK Bakanlar Kurumu oturumunun konusu İİT üye ülkelerde ihracatın artırılması için ticaret finansmanı araçlarının gelir geliştirilmesi olarak belirlenmiştir. Yürütülecek çalışmaların şimdiden hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 ülkenin büyükelçisini kabul etti