Türkiye'deki yoğunluğu yüzde 90'ı geçti... Delta varyantı hakkında 11 SORU 11 YANIT

Güncelleme Tarihi:

Türkiyedeki yoğunluğu yüzde 90ı geçti... Delta varyantı hakkında 11 SORU 11 YANIT
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 20, 2021 12:43

Koronavirüsün şu ana kadarki en kuvvetli varyantı olan Delta, hem dünyada hem de ülkemizde yayılmaya devam ediyor. Belirtilerden, aşı etkinliğine Delta varyantı ile ilgili akıllardaki tüm soruları uzmanlarımız hürriyet.com.tr okurlarına özel yanıtladı.

Haberin Devamı

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs, çok daha bulaşıcı olan yeni mutasyonlarıyla insan sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Bu varyantlar arasında neredeyse diğerlerini unutmamıza sebep olan Delta, özellikle de aşısızları kolaylıkla etkisi altına alıyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bugün yaptığı açıklamada, salgın süreciyle ilgili merak edilenleri yanıtladı ve Türkiye'deki delta varyantı yoğunluğunun yüzde 90’ı geçtiğini söyledi.

Bakan Koca, "Şu an için Türkiye’de Delta varyantı yüzde 90’ı geçti. Delta Plus da giderek artıyor. Şu an yüksek oranda değil ama hızlı şekilde artıyor. Bu, varyant değişikliğinin toplumdaki bulaşıcılığın daha yoğunlaştığı anlamına geliyor. Daha önce 1,5 metre ile sağlanan koruma, şimdi ancak 2 metre ile korunabilir durumda. Salgını gündemimizden çıkarmalıyız ama tedbirlere uymalıyız. Tedbirlerle birlikte hayata devam etmeliyiz" diye konuştu.

Haberin Devamı

Biz de Delta varyantı hakkında merak edilen tüm ayrıntıları ve varyantın virüsün diğer varyantlarından farklarını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşe Saltoğlu ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker İnanç Balkan ile konuştuk.

Delta varyantının belirtileri nelerdir?

Doç. Dr. İlker İnanç Balkan: Virüsler, özellikle de grip, koronavirüs gibi RNA virüsleri çevresel koşullara uyum sağlayarak daha uzun süre hayatta kalmalarına yarayacak çeşitli değişimler geçirir. Delta varyantı da, SARS-CoV-2 virüsünün daha bulaşıcı ve daha dayanıklı hale gelmiş yeni bir versiyonu. Ülkemizde yayılımı da her geçen gün devam ediyor. Klinik belirti ve bulguları elbette genel olarak orijinal virüsle aynı olmakla birlikte burun akıntısı, boğaz ağrısı gibi soğuk algınlığı belirtilerinin daha sık olduğu ifade ediliyor. Elbette klinik belirti ve bulgular sadece virüsün hangi varyant olduğu ile ilgili değil kişinin bağışıklık durumu ve aldığı virüs miktarı gibi farklı değişkenler ile de ilgili. Şiddetli klinik hastalık tablosu geliştiğinde ortaya çıkan; akciğer, kalp-dolaşım sistemi, sinir sistemi ve böbrekler gibi tüm vücudu ilgilendiren bulgular tüm varyantlarda benzer. Tanı, tedavi ve korunma önlemleri de aynı.

Haberin Devamı

Aşılar delta varyantına karşı korur mu?

Doç. Dr. İlker İnanç Balkan: Evet. Mevcut aşılar Delta varyantına karşı belirli oranlarda koruyucu etki gösteriyor. Ülkemizde kullanımda olan iki aşıdan biri olan mRNA aşısının (Pfizer/BioNTech) delta varyantının bulaşmasını yüzde 88 oranında önlediği gösterildi. Bu oranın Sinovac aşısında ne kadar olduğu henüz kesin olarak bilinmemekle birlikte daha düşük olduğu tahmin ediliyor. Her iki aşının da gerek Delta gerek Alfa ve diğer varyantlarla gelişen enfeksiyonlarda hastaneye yatış ve ölüm oranlarını belirgin olarak düşürdüğünü söyleyebiliriz. Şunu unutmamak gerek; aşılardan istenen etki ancak ikinci dozdan iki hafta sonra başlıyor. İki doz Sinovac sonrası veya geçirilmiş enfeksiyon sonrası tek doz BioNTech aşısı uygulanan kişiler için ise beklenen koruyucu etki tek dozdan iki hafta sonra başlıyor.

Haberin Devamı

Delta varyantı ile enfekte olunduğu nasıl anlaşılır? PCR ile belli oluyor mu?

Doç. Dr. İlker İnanç Balkan: Delta ile enfekte olunduğu PCR testinde belli olur. Covid-19 tanısında standart yöntem olarak PCR kullanılmaya devam ediyor. PCR pozitif saptanan kişilere ait numuneler varyant taraması için tekrar özgül problar kullanılarak PCR yöntemi ile çalışılıyor ve Delta varyantı varsa kişinin halk sağlığı yönetim sistemi veri tabanı web sayfasında (https://hsys.saglik.gov.tr) bulunan laboratuvar sonucuna bu bilgi ekleniyor, filyasyon ekipleri tarafından da bu bilgi hastalara iletiliyor. 

Delta varyantına karşı kimler daha çok risk altında?

Doç. Dr. İlker İnanç Balkan: Aşısızlar, maskesizler ve mesafesizler Delta varyantına karşı büyük risk altında. Bu üç temel önlem tüm koronavirüs varyantlarına, hatta damlacık yolu ile bulaşan grip gibi diğer solunum virüslerine karşı geçerli. Delta varyantı, damlacık ile bulaşan virüsler içinde bilinen en bulaşıcı virüs. Aşı, maske ve mesafe önlemlerini ihlal eden herkes, ihlal ettiği oranda risk altında. Hastalığı geçirmemiş ve aşılanmamış erişkinler ile çocuklar da daha fazla risk altında.

Haberin Devamı

Delta varyantını diğer varyantlardan ayıran en belirgin fark nedir?

Doç. Dr. İlker İnanç Balkan: En belirgin fark daha bulaşıcı olması. Daha ağır bir klinik seyre ve daha yüksek ölüm oranına sahip olduğuna yönelik veri bulunmamakla birlikte özellikle aşılaması tamamlanmamış kişilerde daha hızlı yayılması nedeniyle toplamda daha fazla vaka, daha fazla hastane yatışı ve daha fazla ölüme neden olması bekleniyor. Orijinal Wuhan kökeni esas alınarak üretilen aşıların etkinliğinin her yeni varyant ile biraz daha azalması beklenmekle birlikte, şimdilik korkulan düzeyde etkinlik kaybı olmadı. Mevcut aşılar Delta varyantına karşı da etkili.

Delta varyantı ne kadar bulaşıcı?

Haberin Devamı

Doç. Dr. İlker İnanç Balkan: Pandeminin başlarında aşısız kişilerin maskesiz bulunduğu ortamlarda bir hasta orijinal SARS-CoV-2 virüsünü ortalama 2,5 kişiye bulaştırıyordu. Bu oran Alfa (İngiliz) varyantı ile ortalama 3,5’e, Delta (Hindistan) varyantı ile ortalama 4’e çıktı. Yani Delta varyantı ile enfekte bir kişi hastalığı dört kişiye bulaştırabilir. Maske ve mesafe kurallarının uygulanmadığı kapalı ortamlarda, hasta kişinin virüs yüküne ve maruziyet yoğunluğuna göre (öksürük, aksırık, şarkı söyleme, yüksek sesle konuşma vb.) bu oran şüphesiz artabileceği gibi, açık alanda, maske ve mesafe kurallarına uyum durumunda bu risk çok daha düşük olacaktır. Tam doz aşılı olmak ise Delta varyantının bulaşmasını yüzde 80-90 oranında engelliyor.

Deltadan korunmak için aşılanmış olsak bile maske takmaya devam etmeli miyiz?

Doç. Dr. İlker İnanç Balkan: Evet. Özellikle kapalı ortamlarda, aşılı olsak bile aşının yeterli koruyucu yanıt oluşturmadığı kişiler bulunabileceği göz önüne alınarak, sadece kendimizi değil çevremizdeki insanların da sağlığını düşünerek 2 metreden yakın mesafede bir başkası ile birlikte çalışıyor veya bulunuyorsak maske takmalıyız. Açık alanlarda bulaşma riski düşeceğinden, herkesin tam doz aşılı olması durumunda mesafe kurallarına dikkat ederek maskeleri çıkarmak mümkün. Elbette bu davranışın belli ölçüde hala risk taşıdığı ve koronavirüs dışındaki (Rhinovirus gibi, kış aylarında grip virüsü gibi) başka virüslerin de damlacık yoluyla bulaşarak “Acaba Covid mi oldum?” kaygısına yol açabileceği de akılda tutulmalı.

Pandemi sona erinceye dek, hem kendimizi hem çevremizdeki insanları Delta'dan ve diğer varyantlardan korumak için sürekli birlikte olduğumuz aile bireyleri dışında kalan kişilerle temas durumunda maske takmaya devam edilmeli.

Delta varyantı virüsün seyrini nasıl etkiledi? Dünya çapında 4'üncü dalgaya sebep olacak mı?

Doç. Dr. İlker İnanç Balkan: Evet, maalesef dördüncü dalgaya sebep olacak, hatta oldu gibi görünüyor. Dünya Sağlık Örgütü Delta varyantını “en hızlı ve en dayanıklı” varyant ilan etti. Delta, aşılanma oranlarının toplumsal bağışıklık için yeterli seviyelere ulaşmadığı ülkelerde özellikle aşısız kişiler arasında hızla yayılarak sosyal hayatı kısıtlayıcı tedbirlerin yeniden alınmasına yol açtı. Mevcut gidişat aynı senaryonun bizim ülkemiz için de geçerli olacağı yönünde kaygılar oluşturuyor.

Okulların açılması, eğitimin en verimli haliyle devam edebilmesi ve ekonomik hayatı zora sokan kısıtlamaların gündeme gelmemesi için, her şeyden önemlisi sevdiklerimizin sağlığı için hiç gecikmeden aşılarımızı tamamlamalıyız.

Türkiyedeki yoğunluğu yüzde 90ı geçti... Delta varyantı hakkında 11 SORU 11 YANIT

Delta varyantı çocuklar için ne kadar tehlikeli?

Prof. Dr. Neşe Saltoğlu: Delta varyantı diğer tüm varyantlar üzerinde hakim olma etkisini gösteriyor. Bu varyantın baskın olma nedeni toplumdaki aşısız olanlar veya halen aşısını tamamlamayanlar. Son zamanlarda Delta varyantının varlığı nedeni ile korona hasta sayıların ciddi bir biçimde arttı. Bu nedenle çocuklar arasında da doğal olarak geçmişe oranla hasta sayıları maalesef artışta. Amerikan Pediatri Akademisi'nin verileri Delta varyantı ile birlikte koronavirüse yakalanan çocukların sayısında artış olduğunu gösteriyor. Hastalığın tehlikesi konusunda, yapılan bildirimlere göre, Delta varyantının çocuklarda daha tehlikeli olduğuna dair kesin bir kanıt yok. Ancak Delta'nın diğer varyantlara oranla bulaşma oranının en az 2,5 kat yüksek olması ve maske, mesafe gibi temas önlemlerine de sıcak ve nem nedeni ile özellikle yaz aylarında uyulmamasının sıkıntılı sonuçlara ve yayılıma yol açtığı ortada. Elbette bunlar içinde çocuklarda da vaka sayısının artışı ile birlikte hastaneye yatış ya da yoğun bakıma yatan vakalar görülebilecektir.

Çocukları tekrar okula gönderme konusunda endişelenilmeli mi?

Prof. Dr. Neşe Saltoğlu: Çocukların velilerinin aşılanmış olması koronavirüs bulaş zincirini kırmakta önemli görünüyor. BioNTech aşısının virüsün Delta varyantına karşı da etkili olması bizim için rahatlatıcı. Toplumun yüzde 70’inden fazlasının 2 doz aşılanmış olması, bu sayıya ulaşmak bizi bu dönem için rahatlatır. 16 yaş üzeri gruba ilave olarak 12 yaş üzeri çocuklarda aşılanmaya acilen başlanması da hastalanma oranlarını düşürür.

ABD, Kanada, Danimarka, Fransa da dahil birçok ülke koronavirüs aşısını çocuk aşı takvimine dahil etti. 12 yaş üzerinde BioNTech aşı önerileri ve çalışmaları mevcut. Avrupa İlaç Ajansı (EMA), BioNTech ve Moderna aşısının, Avrupa Birliği sınırları içinde 12-17 yaş arasındaki çocuklar için de kullanılmasını onayladı.

Koronavirüs enfeksiyonu çocuklarda erişkinlere göre daha hafif seyretmekte. Ancak vaka sayılarındaki artış ne yazık ki riskleri beraberinde getiriyor. Delta'nın baskın varyant olması bulaşıcılık potansiyelinin yüksek olması nedeni ile artık daha fazla sayıda çocuğun hastalığa yakalanmakta olduğu biliniyor. Aşısı yapılamayan daha küçük çocuklar da temas önlemlerine dikkat edilerek ve ailelerinin iki doz aşılı (BioNTech) olması şartı ile okula dönebilirler kanaatindeyiz.

Yakın zamanda okula dönecek olan çocukları Delta tehlikesinden nasıl korumalıyız?

Prof. Dr. Neşe Saltoğlu: Çocuklar okula kabul edilirken yüz yüze eğitim koşullarının sağlanıp sağlanmadığı araştırılmalı. Tüm çocuklar için maske-sosyal mesafe önlemlerinin aksatmadan uygulanabilmesine riayet edilmeli. Hepsinden önemlisi okula dönmek için ilk önce aşı diyoruz tabii! Çocukları Delta tehlikesinden korumak ve bulaşı kırabilmek için öncelikle okula giden çocukların ailelerinin aşıları tamamlanmış olmalı. Ebeveynlerin Covid aşısının yapılmış olması hem kendi çocuklarını ve hem de başkalarını da korumak için en iyi yöntem. 

Henüz aşı önerisi olmayan yaş grubunda çocukların okula kabulünde günlük değerlendirme, yakın izlem ve tüm çocuklar için sosyal mesafe-temas önlemlerinin maksimum uyulması şartı ile okullara devamda Delta varyant ile gelişebilecek enfeksiyonu ve başkalarına bulaştırmayı önleyebiliriz. Okul yönetimi, öğretmenleri ve okul çalışanlarının da aşılarının tamamlanmış olması bu bağlamda çok önemli.

Üniversite öğrencilerinin de okullar açılmadan önce korona virüse karşı aşılanmış olmaları, aşı kartlarının istenilmesi yüksek öğrenim yüz yüze eğitimdeki Covid enfeksiyon kaygılarımızı azaltacaktır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!