Güncelleme Tarihi:
YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığı 25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu tren kazası davasına ilişkin tebliğnamesini tamamlayarak, Yargıtay 12. Ceza Dairesine gönderdi. Tebliğnamede, 1 sanık hakkında verilen beraat kararının onanması talep edilirken, 12 sanık hakkında verilen hükmün ise bozulması istendi.
Dava dosyasına göre, Edirne’nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı’ya gitmek için hareket eden 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu tren, 8 Temmuz 2018’de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkıp, devrildi. Kazada 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirdi, 219 kişi yaralandı. Kazayla ilgili olarak başlatılan soruşturmada savcılık önce alt düzeyde 4 memur hakkında Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açtı. Bu sanıkların yargılanması devam ederken alınan yeni bilirkişi raporunun ardından kazada sorumlulukları bulunduğunu anlaşılan TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü’ndeki 9 görevli hakkında da dava açıldı.
9 SANIĞA CEZA
İki dosyanın birleşmesinin ardından dosyada bulunan sanık sayısı 13’e yükseldi. Yaklaşık 6 yıl süren yargılama, 25 Nisan 2024 tarihinde tamamlandı. Mahkeme, 4 sanığa “bilinçli taksir” suçundan cezalandırılmasına karar verirken, 5 sanığında “Taksirle Birden Fazla Kişinin Ölümüne ve Yaralanmasına neden olma” suçundan cezalandırılmasına hükmetti. Mahkeme 4 sanığın da beraatına karar verdi. Mahkeme sanıklara iyi hal indirimi yaparak, 8 yıl 4 ay ile i 17 yıl 6 ay arasında değişen sürelerde hapis cezasına hükmetti. Mahkeme tutuksuz sanıklar Mümin Karasu, Nihat Aslan, Turgut Kurt ve Özkan Polat’ın tutuklanmasına karar verdi.
BAŞSAVCI BOZMA İSTEDİ
Kararın istinaf incelemesi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından 18 Aralık 2024 tarihinde yapıldı. İstinaf mahkemesi yerel mahkemenin kararının onanmasına hükmetti. Sanık ve müşteki avukatları, karara ilişkin temyiz başvurusunda bulundu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dosyaya ilişkin tebliğnamesini tamamlayarak, Yargıtay 12. Ceza Dairesine sundu. Dairenin önümüzdeki günlerde dosyaya ilişkin kararını vermesi bekleniliyor.
BİLİRKİŞİ RAPORU YETERSİZ
12 Mayıs tarihli 67 sayfalık tebliğnamede, sanık Celaleeddin Çabuk hakkında verilen beraat kararının onanması talep edilirken, diğer 12 sanık hakkında verilen hükmün bozulması istendi. Tebliğnamede, “güvenlik zaafına neden olan sorumluların tespiti açısından demiryolu mevzuatı, uygulamaları konusunda tecrübeli bilirkişilerden rapor aldırılmadan, bu konuda yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulmasının” hukuka aykırı olduğu, bu nedenle verilen hükmün bozulması talep edildi.
İZİN VERENİ DE ARAŞTIRIN, MAKİNİSTLERE DAVA AÇIN
Tebliğnamede, olay günü hızını gerektirdiği kadar düşürmeyen bu treni kullanan makinistlerin, yaklaşık 6 saattir olayın meydana geldiği bölgede tren trafiği olmadığı ve yaklaşık her hafta tabii afet olayları ile ilgili ihbar yapıldığı halde bu bölgeyi bakım ekiplerine kontrol ettirmeden yolcu trenine yeşil sinyal açarak hareket emrini veren tren kumanda merkezi trafik görevlilerinin araştırılması, bilirkişi raporlarında sorumluluk izafe edilen makinistler hakkında dava açılması gerektiği ifade edildi.
GÜVENLİK ZAAFINA KİM NEDEN OLDU
Tebliğnamede, söz konusu hat güzergahında sorumlu yol bekçileri, bakım ve onarım görevli işçilerin sadece hafta içi mesai saatleri içinde görev yaptığı, hafta sonu ve dini bayram, genel tatil günlerinde çalışma yapılmadığına da dikkat çekilerek, “Hattı sürekli izleyen teknolojik sistemlerin bulunmadığı, 105 Numaralı Genel Emre göre, hattın günlük nezareti, kontrol ve muayenesi Yol Bekçileri tarafından mesai saatleri arasında gerçekleştirildiği, belirlenen saatler dışında hattın nezaretsiz bırakıldığı, bu güvenlik zaafına neden olan sorumluların tespiti”gerektiği de belirtildi.
FACİANIN NEDENLERİ
“Tren kazasının meydana gelmesinde asıl neden olarak balast tutucu duvarın inşası olarak öne çıkmışsa da, kaza pek çok eksikliğin bir araya gelmesinden kaynaklandığı” tespiti de yapılan tebliğnamede, kazanın sonuçların bu denli ağırlaşmasına neden olduğu değerlendirilen nedenler özetle şöyle sıralandı:
“Teşkilat ve mevzuat alanında hızlı dönüşüm yaşanan bu süreçte, personel sayısında ciddi eksiltmeler yaşanırken oluşan risklerin göz ardı edilmesi. Yolların hafızası yol bekçilerinin yerine yenilerinin atanmaması. Yol bekçileri tarafından yapılan denetimlerin yerini alacak teknolojik izleme sistemlerinin kurulmaması. 1867 de yapılan rayların bakım ihtiyaçlarının araştırılmaması. Tren hızı hızı yükseltilirken gerekli incelemelerin yapılmaması. Toprak özelliklerinin dikkate alınmaması. Haklarında KYOK kararı verilmişse de makinistlerin yağış olduğunu bilmelerine rağmen menfeze hızlı girmeleri. Kazadan önce en son trenin altı saat önce hareket etmiş olmasına rağmen arada hatların kontrol edilmemesi. Pazar günleri demiryolunun kontrol edilmemesi. Trene ayakta alınan yolcu sayısına sınırlandırma getirilmemesi. Ulaşım güvenliğine etki edecek risklerin doğru belirlenmemesi. Riskleri minimize edici tedbirlerin alınmaması.”