Çin Seddi'nden Adriyatik'e Türk izi

Güncelleme Tarihi:

Çin Seddinden Adriyatike Türk izi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 25, 1997 00:00

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Demirel'in sık sık kullandığı ‘Adriyatik’ten Çin Seddi'ne kadar Türk izi var' sözlerinin canlı tanığı olduk. Zagreb'den Dubrovnik'e geldiğimizde olumlu anlamda şoke olduk. Dünyada bu kadar güzel korunabilen bir başka tarihi kent acaba var mı?

UNESCO tarafından koruma altına alınan bu güzel ve şirin kenti bile Sırplar topa tutmuş. Oysa, burada Osmanlı'nın da, Hırvatlar'ın da, İtalyanlar'ın da izi var. Osmanlı'ya düşman gözüyle bakmayan 600 yıllık aileler var. Osmanlı buraya gelmiş, bu ticaret merkezine ‘‘Bana haraç ver, yeter. Sen de hacılarını benim topraklarım üzerinden Kudüs'e götür, getir. Teminatın benim’’ demiş. Dubrovnik halkı bunu övünerek, gururla anlatıyor:

‘‘Osmanlı'dan itibaren bu kenti herkes korumaya çalıştı, ama Sırplar, iki yıl şu sırtlardan üzerimize bomba yağdırdı, donanmasıyla kentimizi ateşe vermek istedi.’’

İşte Yugoslavya'nın dağılmasındaki kanser yarası burada yatıyor.

Demirel'e özel bir tuğra armağan edildi. Orijinalinden kopya edilen tuğra IV. Murat'a ait. Burada Fatih Sultan Mehmet'in, Kanuni Sultan Süleyman'ın ve diğer Osmanlı padişahlarının fermanları var. 12 bin adet Osmanlı belgesi arşivlerde saklanıyor. Büyükelçi Daryal Batıbay ‘‘İstanbul'dan tarihi çok iyi bilen bir arşiv ustasını getirip, burada iki yıl düzenleme yaptıracağız’’ diyor.

Dünyanın dört bir köşesini gezen bir gazeteci olarak Kudüs'ten sonra beni en çok etkileyen yerleşim merkezi Dubrovnik oldu. Mermer caddeler, yüzyıllardır ayakta tutulan surlar ve evler, burada yaşamanın kıvancını bakışlarından belli eden cıvıl cıvıl insanlar.

Demirel, belli ki gelmeden önce Dubrovnik ile ilgili uzun belge ve bilgiler edinmiş. Rehber anlatırken, o da bize tamamlayıcı bilgiler verdi:

‘‘Burası ticaret merkezi. Osmanlı burayı niye tahrip etsin? Parasını alıyor, onlara da her türlü garantiyi veriyor. O yüzden bizi burada seven insanlar bulunuyor.’’

Zamanında Dubrovnik'in Osmanlı topraklarında 5 konsolosluğu varmış; İstanbul, İzmir, Çanakkale, Aydın ve Rodos'ta. Otel Arjantina'nın terasında balıklarımızı yerken, buranın ünlü şarabını yudumladık. Baba'nın keyfine diyecek yoktu. Heyet olarak bu güzel beldeye doyamadan ayrıldık.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!