Çillerler vatandaşa iyi örnek olmuyor...

Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, ‘‘Bu çıkın olayı çok ilginç’’ diye söze giriyor. Ecevit, çıkının içinden bugünün piyasa değeri ile 370 milyar liranın çıkması karşısında ‘‘Tabii, insanları tatmin edebilmesi mümkün değil. İnandırıcı tarafı yok’’ diyor.

DSP lideri, Çiller Ailesi'nin malvarlığı ile ilgili tartışmalara hukuk ve etik olmak üzere iki boyutta bakıyor. Ecevit, hukuki yönü konusunda ‘‘Gerçi çok dikkat çekici, kuşku verici belirtiler var ama işin bu kısmı nasıl sonuçlanacak, bunu bilemem’’ diyor.

Ecevit'in asıl üzerinde durduğu, konunun etik, yani ahlaki boyutu:

‘‘Hem de ekonomiden sorumlu bir hükümet üyesi bir başka ülkeye dünyanın dövizini transfer ediyor, o ülkede oteller, süpermarketler, başka yatırımlar yapıyor. Bir tarafta Amerika'dan yabancı sermaye gelsin diye çırpınıyoruz. Benim kabul edemediğim, hazmedemediğim nokta bu. Bunu bir telefon görüşmemizde Sayın Çiller'e de söyledim. Bir bakanın, başbakanın servetini dışarı götürmesinden siyasi etik açısından duyduğum rahatsızlığı yüzüne söyledim. Hiçbir yanıt vermedi.’’

Başbakan Yardımcısı'nın yadırgadığı bir başka konu, Kuşadası'ndaki çiftliğin mülkiyeti konusunda Çiller Ailesi'nin kamuoyuna çelişik izahatta bulunması.

Ecevit, ‘‘Çiftlik konusunda çok açık bir şekilde kamuoyunu aldattılar’’ dedikten sonra şöyle konuşuyor:

‘‘Bu siyasi etik ve vatandaşlık etiği açısından kabul edilebilecek bir şey değil. Bir Başbakanın bu gibi olaylar başkaları tarafından yapılmasın diye çırpınması gerekir. Bunu yapacağına kendisi devleti ve kamuoyunu aldatma yoluna gidiyor. Hükümetin üzerine yürümesi gereken bir olayı kendileri hükümette iken yapınca çok tatsız bir durum ortaya çıkıyor.’’

DSP liderinin bu çerçevede tepki gösterdiği nokta şu:

‘‘Bütün bu olgular varken, Çiller'in meydanlarda siyasi ahlakı sanki kendisini temsil ediyormuş gibi konuşmalar yapmasını çok yadırgıyorum, hayret ediyorum.’’

ECEVİT'TEN ETİK KURALLAR

Ecevit, ardından siyasetçilerin uyması gereken etik kuralları sıralıyor:

‘‘Bir kere, özel yaşamında ve ekonomik ilişkilerinde yasalara uyması gerekir. Kamuoyunu aldatmamaya büyük dikkat göstermesi gerekir. Özellikle parasal işlemlerde dürüstlüğe çok özen göstermesi gerekir ve devletin yararını kendi çıkarlarının üzerinde tutması gerekir.’’

Ecevit, bu ölçütlerden yola çıkarak şu değerlendirmeyi yapıyor:

‘‘Siyasi etik açısından bağışlanamayacak pürüzleri var Çiller Ailesi'nin. Herhalde vatandaşa iyi örnek olmuyor bu aile...’’