Çiller: Her mahallede 100 trilyoner yaratırım

Güncelleme Tarihi:

Çiller: Her mahallede 100 trilyoner yaratırım
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 03, 2002 00:00

Siyaset sahnesine ‘‘iki anahtar’’ vaadiyle çıkan DYP Genel BaÅŸkanı Tansu Çiller, 3 Kasım için de Adnan Menderes'in 1950'li yıllardaki ‘‘her mahallede bir milyoner’’ sözünün 2002 versiyonunu türetti. Çiller, ‘‘Hürriyet'in Liderler Turu’’ sırasında yeni sloganını açıkladı: ‘‘Her mahallede 100 trilyoner yaratacağız.’’SÄ°YASET sahnesine ilk çıktığında vatandaÅŸa ‘‘iki anahtar’’ sözü veren DYP Genel BaÅŸkanı Tansu Çiller, ÅŸimdi de Adnan Menderes'in 1950'li yıllardaki, ‘‘Her mahallede bir milyoner’’ sloganını günümüze uyarladı. Çiller, ‘‘Hürriyet'in Liderler Turu’’ çerçevesinde Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ErtuÄŸrul Özkök, BaÅŸyazar Oktay EkÅŸi, yazarlar Tufan Türenç, Pakize Suda, karikatürist Latif Demirci ve Ankara Bürosu'ndan Hakan Akpınar'ın sorularını yanıtlarken, ‘‘Her mahallede 100 trilyoner yaratacağız. Bu bizim programımız, amacımız’’ dedi.Çiller, iki anahtar vaadini de hatırlatarak, ‘‘Biz herkesin zengin olmasını istiyoruz, herkesin almasını istiyoruz. ‘İki anahtar' vaadi de Amerika ve AB vizyonuydu. Avrupa'ya gittiÄŸiniz zaman herkesin bir arabası ve bir evi yok mu? Biz onu yapmak istedik. Dünyada ne varsa, Türkiye'de de o olsun’’ diye konuÅŸtu.Çiller’in ekonomiyle ilgili planları şöyle:MAÄžDUR ÇOÄžUNLUÄžU KUCAKLIYORUZ: MaÄŸdur çoÄŸunluÄŸun tümünü kucaklıyoruz. Bunların içinde sermaye de var dar gelirli de var. Biz servete karşı deÄŸiliz. Sermaye olmasa iÅŸ olmaz. Ankara küçülsün diyoruz. Ankara'da iÅŸ olmadığına göre nerede olacak iÅŸ? Özel sektör yaratacak. Bunu kim yaratacak, sermaye yaratacak. Sermayenin karşısında deÄŸilim ama, sefaletin karşısındayım. Türkiye'de çok büyük bir maÄŸduriyet var. Açlık derecesinde. Açlık var Türkiye'de. Bir savaÅŸ dönemi sonrasının açlığı var. MaÄŸduriyet ve haksızlık dediÄŸimiz zaman, bu her kesimde var. 10 YILDA 60 YENÄ° ÃœNÄ°VERSÄ°TE: Biz eÄŸitimde ise meslek okullarını artıracağız ve yönlendirme de dördüncü sınıftan itibaren baÅŸlayacak. Bu, imam hatip okulları için geçerli deÄŸil. Çocuk jimnastikçi olacak, piyanist olacak. Sen buna 8 yıl sonra ‘konservatuvara git’ diyemezsin. Dördüncü sınıftan itibaren dünya ne yapıyorsa onu yapmamız lazım. O doÄŸrultuda, 10 yılda 60 tane üniversite olmak üzere çok ciddi bir eÄŸitim programı yaptık. Mesela iki yıllık okulu bitiriyor turizmde çocuk ama dört yıl okumak istiyor, önünü kesiyorsunuz. Ãœniversitede atıl kapasitede var. Burada okumak isteyen çocuk var. ABD sistemini düşünün, özellikle bizimki Alman sistemi bu meslek okullarında. Netice itibariyle biz bu sorunları bitiriyoruz. ÖZEL SAÄžLIK SÄ°GORTASI: Ben saÄŸlık kartı deyince yine herkes iki anahtar diyor. Bu saÄŸlık kartı ABD'deki saÄŸlık sisteminin Türkiye'ye getirilmesi. 1998 yılında 9.5 milyar dolar bir harcaması var Türkiye'nin saÄŸlıkta. Altı milyar doları kiÅŸiler ve doÄŸrudan ilaç ödemelerine yapılıyor. Åžu anda yüzde 40'ı bulan bir istismar var. Ve yüzde 40'da kapasite boÅŸluÄŸu var. Biz diyoruz ki ÅŸimdi 11 milyon insan sigortasız. Bir kere devlet Türkiye'deki bütün hastanelerden çekiliyor. Devlet hastaneye verdiÄŸi parayı vermeyecek. Hastane yöneticileriyle de, doktorlarla da görüştük. Diyorlar ki; ‘yönetimi biz alalım, devlet maaşımızı vermesin, biz kendi hastanemizi idare edelim. Kazancımızı bize gelen hastadan alalım’. Nereden alacaklar, sigortadan. 11 milyon insanın sigortası yok Türkiye'de. Ama devlet, hastanelere verdiÄŸi parayla 178 dolar harcıyor kiÅŸi başına. Halbuki özel sigortacılıkta bu 122 dolara inecek.Telekom'u biz satsaydık Türkiye borçsuz olurduDYP Genel BaÅŸkanı Tansu Çiller, Türk Telekom'un kendi iktidarları dönemindeki deÄŸerinin 40 milyar dolar olduÄŸunu hatırlatarak, şöyle konuÅŸtu: ‘‘Şimdi ise özelleÅŸtirme sonrası Türkiye'ye getireceÄŸi rakam 1.5 milyar dolar. Bunu Sayın Ecevit'e de sorun, sayın Yılmaz'a da sorun. Daha o zaman DoÄŸu Bloku ülkeleri bile yoktu ortada. O zaman 16 milyar dolardı bütün Türkiye'nin dış borcu. Ne iç borç kalıyordu o zaman, ne dış borç kalıyordu. Ve benim ortağım da o zaman SHP, 2 gece ben Meclis'ten hiç dışarı çıkmadım. Meclis'te yattım-kalktım. Biz kendimizi anlatma imkanı bulsak, takım olarak bizim ekonomik konularda rakibimiz yok. Hakikaten yok.’’ÖzelleÅŸtirmeyi de özelleÅŸtireceÄŸizÄ°KTÄ°DARA gelir gelmez ekonomide yüzde 8.5'lik bir canlılık saÄŸlayacaklarını iddia eden DYP Genel BaÅŸkanı Tansu Çiller, ÅŸunları söyledi: ‘‘ÖzelleÅŸtirme Kurumunu bile özelleÅŸtireceÄŸiz. Biz Gümrük BirliÄŸi'ne girdikten sonra Türkiye 8.1'le en yüksek büyümeye sahipti. DiÄŸer aday ülkelerin hepsini geçiyorduk. Ä°ÅŸte bana o zaman Kohl dedi ki, ‘sen ÅŸimdi AB'ye tam üyelik filan diyorsun, ama iÅŸsizlik sorununu ne yapacaksın?' Ben o zaman iÅŸsizlik oranı bizde 7.8 dedim. O OECD rakamıydı. Almanya'nın o sırada 9.4'tü. ‘Bizimki sizinkinden düşük' dedim Ä°nanmadı, OECD raporlarını gösterdim. Fransa'dan, Ä°talya'dan daha düşük iÅŸsizliÄŸimiz vardı hepsinden daha büyük bir büyüme oranımız vardı. AB için cazipti Türkiye.’’Kasım sonuna doÄŸru ciddi sıkıntı olabilirDYP Genel BaÅŸkanı Tansu Çiller, iç borçların çevrilmesi konusunda da ÅŸunları söyledi: ‘‘İç borcun aÅŸağı-yukarı 3'te biri kamuyadır. DiÄŸerleri de piyasaya. Yüzde 40 civarı kamuya ait. Burada hedefimiz büyüyerek ve ihracat yaparak, turizm patlamasıyla büyük bir üretim artışı saÄŸlamak. Ä°ki türlü denge olabilir, birincisi; talebi düşürürsünüz, üretimi de onun altına indirirsiniz ve dengeyi burada kurarsınız. Bu sefalet demek. Ama sürdürülebilir bir denge deÄŸildir. Ve döviz kazanmadığınız için de borcunuzu ödetmez size. Bu sürdürülebilir deÄŸildir. Ä°kincisi, bırakırsınız üretim artar, ÅŸu anda üretim artışı yok, neden yok, içeriye talep yok, dışarıda da talep yok. Kasım sonuna doÄŸru Türkiye'de çok ciddi sıkıntılar olacak.’’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!