"Cezaevinde devlet otoritesini yeniden kurmak için af isteniyor"
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2000 00:00
Ankara Barosu Başkanı Hakkı Suha Okay, affın açıklanamayan asıl gerekçesinin, cezaevlerinin kısmen boşaltılması suretiyle kaybolan devlet otoritesini yeniden tesis etmek olduğu görüşünü savundu. .
Ankara Barosu 56. Olağan Genel Kurulu, Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu'nda toplandı.
Ankara Barosu Başkanı Hakkı Suha Okay açılış konuşmasında, şeriat özlemcilerinin, din devleti kurma, demokratik ve laik hukuk devletini çökertme çabalarının devam ettiğini söyledi. Okay, mafya ve çetelerin de yasama, yargı ve yürütme erkleri dahil, el atmadıkları alanın kalmadığını ifade etti. Okay, bu dönemin, ''Hizbullah ve PKK terörünün, ülke birlik ve beraberliğini tehdit ettiği, eğitim birliğinin bozulduğu, hukukun, yargının hak arama ve savunma özgürlüğünün tıkandığı, ulusal yargının tahkimle devre dışı tutulma yoluyla zayıflatıldığı ve numaracı cumhuriyetçilerin, Arap dincileri ile aynı saflarda buluştuğu bir dönem olduğunu'' söyledi.
Yargının, toplumda adaletin simgesi, hızlı, etkin ve üretken bir yargının hukuk devletinin garantisi olduğunu ifade eden Okay, ''Bağımsız yargı, temiz siyaset ve temiz yönetimin de teminatıdır'' dedi.
Türkiye'de, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) oluşum yönteminin, yargının bağımsızlığı ve yargıç güvencesi önündeki en önemli engel olduğunu belirten Hakkı Suha Okay, yargıç güvencesini düzenleyen Anayasa'nın 159. maddesi yeniden düzenlenmedikçe, yargı bağımsızlığından söz edilemeyeceğini kaydetti.
Af Yasası'nın 1 yılı aşkın süredir ülkenin gündeminde bulunduğunu belirten Okay, çıkarılacak bir afta, siyasi-adli suçlar ayrımı yapılmasının doğru olmadığı düşüncesinde olduklarını kaydetti. Okay, şunları kaydetti:
''Af ile hedeflenen sosyal barışın ve toplumsal uzlaşmanın huzurun getirilmesi ise, anayasal engel gerekçesi ile bazı suçların af kapsamıdışında kalması halinde bu hedefe ulaşılamayacaktır. Meclis iradesine ipotek koyan Anayasa'nın 87. maddesi değiştirilmeden Af Yasası'nın tartışılmasının doğru olmadığını düşünüyoruz.
Affın açıklanamayan asıl gerekçesinin, cezaevlerinin kısmen boşaltılması suretiyle kaybolan devlet otoritesini yeniden tesis etmekolduğu açıkça ifade edilmemektedir. Görev dönemimizde bu devlet otoritesinin nasıl katliam yaptığına tanık olduk.
Hukuk ve adalet herkes içindir. Ceza, toplum adına yargı organı tarafından verilir. Cezaevinde bulunanların canı, devlete emanet edilmiştir. Suçu ne olursa olsun, hiç kimseye yargı kararı dışında, hukuk dışı yollarla ikinci bir ceza verilemez.''
Ankara Barosu Başkanı Hakkı Suha Okay, F tipi cezaevlerinin, cezaevinde örgütlenmeyi, cezaevlerinin suçluluk okulu işlevini sürdürmesini, cezaevleri yönetimlerine ve maddi zarara yönelik eylemleri önlemenin tek ve son çaresi olmadığını savundu. Tutuklu ve hükümlülerin hak ve yetkileri belirlenmediği, adli kolluk, denetim ve infaz yargıçlığı kurulmadığı takdirde, F tipi cezaevlerinin ceza infazında çözüm olamayacağını kaydeden Okay, mevcut koğuş sisteminin de savunulacak bir yanı bulunmadığını kaydetti. Okay, ölüm cezasının da yasalardan çıkarılması gerektiğini söyledi.
Ankara Barosu 56. Olağan Genel Kurulu, Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu'nda toplandı.
Ankara Barosu Başkanı Hakkı Suha Okay açılış konuşmasında, şeriat özlemcilerinin, din devleti kurma, demokratik ve laik hukuk devletini çökertme çabalarının devam ettiğini söyledi. Okay, mafya ve çetelerin de yasama, yargı ve yürütme erkleri dahil, el atmadıkları alanın kalmadığını ifade etti. Okay, bu dönemin, ''Hizbullah ve PKK terörünün, ülke birlik ve beraberliğini tehdit ettiği, eğitim birliğinin bozulduğu, hukukun, yargının hak arama ve savunma özgürlüğünün tıkandığı, ulusal yargının tahkimle devre dışı tutulma yoluyla zayıflatıldığı ve numaracı cumhuriyetçilerin, Arap dincileri ile aynı saflarda buluştuğu bir dönem olduğunu'' söyledi.
Yargının, toplumda adaletin simgesi, hızlı, etkin ve üretken bir yargının hukuk devletinin garantisi olduğunu ifade eden Okay, ''Bağımsız yargı, temiz siyaset ve temiz yönetimin de teminatıdır'' dedi.
Türkiye'de, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) oluşum yönteminin, yargının bağımsızlığı ve yargıç güvencesi önündeki en önemli engel olduğunu belirten Hakkı Suha Okay, yargıç güvencesini düzenleyen Anayasa'nın 159. maddesi yeniden düzenlenmedikçe, yargı bağımsızlığından söz edilemeyeceğini kaydetti.
Af Yasası'nın 1 yılı aşkın süredir ülkenin gündeminde bulunduğunu belirten Okay, çıkarılacak bir afta, siyasi-adli suçlar ayrımı yapılmasının doğru olmadığı düşüncesinde olduklarını kaydetti. Okay, şunları kaydetti:
''Af ile hedeflenen sosyal barışın ve toplumsal uzlaşmanın huzurun getirilmesi ise, anayasal engel gerekçesi ile bazı suçların af kapsamıdışında kalması halinde bu hedefe ulaşılamayacaktır. Meclis iradesine ipotek koyan Anayasa'nın 87. maddesi değiştirilmeden Af Yasası'nın tartışılmasının doğru olmadığını düşünüyoruz.
Affın açıklanamayan asıl gerekçesinin, cezaevlerinin kısmen boşaltılması suretiyle kaybolan devlet otoritesini yeniden tesis etmekolduğu açıkça ifade edilmemektedir. Görev dönemimizde bu devlet otoritesinin nasıl katliam yaptığına tanık olduk.
Hukuk ve adalet herkes içindir. Ceza, toplum adına yargı organı tarafından verilir. Cezaevinde bulunanların canı, devlete emanet edilmiştir. Suçu ne olursa olsun, hiç kimseye yargı kararı dışında, hukuk dışı yollarla ikinci bir ceza verilemez.''
Ankara Barosu Başkanı Hakkı Suha Okay, F tipi cezaevlerinin, cezaevinde örgütlenmeyi, cezaevlerinin suçluluk okulu işlevini sürdürmesini, cezaevleri yönetimlerine ve maddi zarara yönelik eylemleri önlemenin tek ve son çaresi olmadığını savundu. Tutuklu ve hükümlülerin hak ve yetkileri belirlenmediği, adli kolluk, denetim ve infaz yargıçlığı kurulmadığı takdirde, F tipi cezaevlerinin ceza infazında çözüm olamayacağını kaydeden Okay, mevcut koğuş sisteminin de savunulacak bir yanı bulunmadığını kaydetti. Okay, ölüm cezasının da yasalardan çıkarılması gerektiğini söyledi.
Haberin Devamı