Çakıcı'nın entelektüel din hocası

Güncelleme Tarihi:

Çakıcının entelektüel din hocası
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2001 01:52

Diyanet İşleri 214 cezaevi vaizi ile işbaşında. Dört ay önce Adalet Bakanlığı ile Diyanet İşleri'nin imzaladığı protokolle cezaevlerinde başlanan dini eğitimden her mahkum yararlanabiliyor.

Aralarında Alaaddin Çakıcı'nın da bulunduğu mahkumlara din dersi veren Kocaeli Merkez Vaizi Dr. Ali Vasfi Kurt (41) bu eğitimin nasıl yapıldığını anlattı.

Cezaevlerindeki din eğitimi aslında yeni değil. Zaten kırk yıldır bu uygulama var. Fakat Diyanet İşleri'ne mahkumlardan dini konularda pekçok soru gelince Adalet Bakanlığı ile birlikte bu uygulamayı daha bilimsel bir hale getirmeye karar vermişler.

Bu eğitim Adalet Bakanlığı'na bağlı psikologlar ve Diyanet'e mensup müftü, müftü yardımcısı, şube müdürü, vaiz, vaize, din hizmetleri uzmanı ve imam hatipler tarafından veriliyor.

Dersler haftada en az iki gün uygulanıyor. Mahkumlar toplu ya da bire bir dini eğitim alabiliyor. Görüşmeler kütüphane, koğuş, çayhane veya açık alanda da uygulanabiliyor. Adalet Bakanlığı’nın psikologları din görevlilerine, çocuklardan başlayarak suçluluk psikolojisi, suç,

ceza kavramları ve cezaevlerinde karşı karşıya gelecekleri kişilerle nasıl iletişim kurmaları gerektiğini öğretiyorlar.

İzmit'te merkez vaizliği yapan entellektüel vaiz Ali Vasfi Kurt'ta bu dersleri alan ve cezaevlerinde dini eğitim verenlerden biri. Kurt, İstanbul İlahiyat Fakültesini bitirmiş ve Ankara'da master yapmış. İngilizce, Fransızca ve Arapça biliyor. Konuşmalarının arasında sık sık İngilizce ve Fransızca kelimeler serpiştiriyor. Bütün bunları bilip bilgisayar bilmemek de olmaz tabi. İnternet ve bilgisayar dünyası da portföyünde mevcut. Felsefeyle ilgili hiç susmadan 24 saat konuşabileceğini düşünüyorum. Sık sık Micheal Foucault ve Freud'dan bahsediyor. Şu aralar ‘‘Duygusal Zeka’’ isimli kitabı okuyor.

Namus cinayeti olmaz

Cezaevlerinde biz insanları bilgilendiririz ama her dediğimizi uygulayacaklar diye birşey yok. En zorlandığımız konulardan biri namus cinayetleri. Nedense namus cinayetinden içeri girdiğinde meşru bakılıyor. Allah'ın hiçbir kitabında namustan dolayı birini öldürebilirsin demez. Bir insan kendi eşini bile başkasıyla cinsel ilişki halinde görse onu öldüremez. Gidersin mahkemeye boşanırsın. İslama göre bu böyledir. Günahların kişiselliği vardır. Kuran, toplumun kötü gördüğü şeylerin yaygınlaştırılmasını yasaklar. Bu insanın kendi gerçekliğiyle ilgili bir şey. İçeridekilere karşı bu tür konularda bunları anlatıp sabırla beklemek gerekir. Bu iş suya yazı yazmak gibidir. İlk görüntüler dağılır ama kaybolmaz. Sadece sahile vurana kadar, hem şekil değiştirmesine tahammül etmek, hem de helezonik bir biçimde yayılmasını sabırla izlemek gerekir.

Mahkumların sırları mezara gider

Bir sınıfta toplu ve monolog bir biçimde verilen dersleri çok başarılı bulmuyorum. Birebir ilişkide daha iyi sonuçlar alıyorsunuz. Mahkum düşüncelerini daha serbest söyleyebiliyor. Büyük sûfilerden Abdurrahman Cámi ‘‘Şeyhlik kapısını kapat. Dostluk ve sohbet kapısını aç’’ diyor. Bizde buradan yola çıkıyoruz. Sekiz kişiyi geçmeyen toplu derslerde öncelikle psikologların bulunması, bazen de cezaevi müdürlerinin hatta infaz koruma memurlarının gelmeleri diyaloğu daha renkli hale getiriyor. Bizimle onlar arasında geçen konuların içeriği ise bizimle mezara kadar gidecek olan şeyler. Hiç kimsenin hangi sebeple cezaevinde olduğunu bilmeyiz, bilmek de istemeyiz. Cezaevlerindeki en güvenli kişiler din görevlileri diyebilirim. Biz onların misafiriyiz. Şimdiye kadar herhangi bir güvenlik sorunu yaşayan hocamızı hiç duymadım.

Dünyanın en zor işi cezaevlerini yönetmektir. Dışarıyı yönetmek politikayla mümkündür ama cezaevi öyle değil. Kuran’a baktığınızda hapis yok. Bizde sadece sürgün var. Bir adamı bir yere kapatıyorsanız bari bulunduğu yerde eğitim verin. Freud'dan başlayan psikolojik çalışmalar zirveye Foucault ile ulaştı. Foucault, hapishaneler ve anormaller tarihi üzerine çalıştı. Sonra onun bu çalışması doktora olarak kabul edildi. Biz cezaevi psikolojisi ile ilgili eğitimi protokolden sonra almaya başladık. Ama İmam Hatip ve İlahiyat Fakülteleri'nde aldığımız din felsefesi, din eğitimi, din psikolojisi ve din sosyolojisiyle ilgili teorik eğitimimiz var. Bu iş cezaevinde bilgilerinizle yoğrulup el yordamıyla öğreniliyor. Seminerlerde mahkum psikolojisiyle ilgili Adalet Bakanlığı psikologları tarafından önceden bilgilendiriliyoruz.

Mevlüt okutuluyor

Cezaevlerinde bir köşeyi mescit olarak hazırlama imkanları var. Bazı özel günlerde mevlüt dahi okutuyorlar. Cezaevlerinin şartlarına göre istek halinde Ramazanlarda teravih namazlarını kıldırmak üzere müftülüklerimiz bir görevli de tayin edebiliyor. Bilmeyenlere namaz, gusül ve abdest almayı ve yüzünden Kurán okumayı öğretiyoruz. Hatta başka mezhebe mensup olanlara da onların mezhebince öğretiyoruz. Bu konularda zaman zaman aralarında tartışmalar çıkıyor. Onları bu konuda bilgilendiriyoruz.

Homo ekonomikus

Kapitalist mantık içinde çağın insanı, ‘‘homo ekonomikus’’ yani para insanı oldu. Bir yerde iyi bir para bulsam, benim o parayı alıp cebime atmama ne engel olabilir? Sadece vicdan. İşte biz başkalarının hakkını gasp edenlerin vicdanını ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. İnsan vicdanı yok olmaz. Foucault'un bilginin arkeolojisi gibi, bizde vicdanın arkeolojisini yapıyoruz. Arkeoloji yaparak kişinin yok olmayan vicdanına inmeye, insanın kendisiyle ve ülkesiyle barışmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Kopyalamayı soruyorlar

Yemin, kader, insan kopyalama, organ nakli ve uyuşturucunun zararları hakkında sorular geliyor. Bu konuların hepsiyle ilgili görüşlerimizi Bakanlığımızın güncel konularla ilgili yayınlarından ve bizim Diyanet internet sitesinden yayınlamaya başlayan fetvalardan yararlanarak cevaplıyoruz. Ayrıca aylık çıkan diyanet dergimizi de takip etmelerini tavsiye ediyoruz.

Hücreye girebiliriz

Cezaevi vaizi kadrosundakiler cuma hariç haftanın dört günü cezaevinde bulunmak zorundalar. Ben Kocaeli E tipine bir gün içinde arzu eden her koğuşa gidiyorum. Sabah dokuzdan akşam yediye kadar çıkamadığım günler oluyor. Kocaeli F tipinde ise haftada iki gün en çok sekiz kişilik, dört ayrı grupla kütüphanede biraraya geliyoruz. Ayrıca talep edildiğinde hücreye de girebiliyoruz.

Cezaevlerinde dostlarım oldu

Gerçek tutuklu, akıl tutulmasına yakalanmış fikir tutsaklarıdır. Rahmetli Cemil Meriç'ten işittiğim ‘‘Bütün izmler, insanlara giydirilmiş deli gömlekleridir’’ sözünü şimdi daha iyi anlıyorum. Her ne kadar hayata iyimser bakmak gerekirse de Walpole, ‘‘Yaşam düşünenler için bir trajedidir’’ sözü beni daima düşündürmüştür. Çünkü bunu en yoğun ve gerçekçi yaşayanlar, hayatlarını cezaevlerinde sürdürmek zorunda olanlardır. İçerde olmayanların zannettikleri gibi içerde ekmek elden su gölden yan gelip yatılmaz. Tahliye olduktan sonra içtikleri suyun parası bile istenir. 1989'da vaizliğe başladığım zamandan bu yana bulunduğum her yerde cezaevlerinde de görev yaptım. Unutulmaz dostluklar edindim. İnsanları güldüren vaizler gibi, ağlatan vaizler de vardır. Ben hep düşündüren olmak istedim.

Hurafe ve batıl inançlarla ilgili çok şey soruluyor. Bunları açıklamak, eksik bilgileri tamamlamak, onlara dinimizin iman ibadet ve ahlak esaslarını öğretmek bizim işimiz. Condorce, ‘‘Filozofların aydınlatmadığı toplumu, şarlatanlar aldatır’’ demiş.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!