Bush'un gözüyle Körfez Savaşı

Güncelleme Tarihi:

Bushun gözüyle Körfez Savaşı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 1998 00:00

Haberin Devamı

ABD eski Başkanı George Bush, danışmanı Brent Scowcroft'la birlikte anılarını anlattığı bir kitap yazdı. Bush, Sovyetler Birliği'nin çöküşü, Almanya'nın birleşmesi, Çin'de Tiananmen Meydanı olayları ve Körfez Savaşı'nı içeren 561 sayfalık kitabının 22 sayfasını da Turgut Özal'a ayırdı.

ABD'nin 41'inci Başkanı George Bush, Ulusal Güvenlik Danışmanı Brent Scowcroft'la yazdığı kitapta, Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, Körfez Krizi sırasında oynadığı role açıklık getirdi. Bush, kitabında, ‘‘kendini yakın hissettiği’’ Özal'ın tereddüt etmeden petrol boru hattını kapattığını belirtti. Bush, bağımsız Kürt devleti konusunda ise, ‘‘Özal'a rağmen Türkiye,

savaştan sonra Kürtlerin bağımsız devlet kurmalarını reddeti’’ diye yazdı.

Bush ve Scowcroft'ın yazdığı kitaptan bazı alıntılar şöyle:

SADDAM DERSİNİ ALMALI

GEORGE BUSH:

3 Ağustos 1990 öğleden sonra, Türk Cumhurbaşkanı Turgut Özal'la, konuştum. Özal, kızgın bir ifadeyle, ‘‘Saddam dersini almalı’’ dedi. Özal, bir saat önce Suudi Arabistan Kralı Fahd ile telefonda konuşmuş ve Suudilerin hiçbir tepki göstermeyeceklerinden endişeliydi. Kendisine, ‘‘Irak geri çekilir ve olan Kuveyt'e olursa, bu bir çözüm değildir, ikinci bir Münih olur’’ dedim. Özal'a, Türkiye'nin jeostratejik konumunu hatırlattım ve Irak'tan gelen petrol boru hattını kapatmaya hazır olup olmadığını sordum. Cevap vermedi, ancak ambargodan daha çok şeye ihtiyacımız olduğunu söyledi. Durumu görüşmek üzere, NATO'yu toplamamızı önerdi ve ‘‘2. Dünya Savaşı'nın başlangıcındaki hataları tekrarlamamalıyız’’ dedi.

BRENT SCOWCROFT:

Irak'a ambargo ile ilgili destek almak başka, ama ambargoyu uygulamak ve zorlamak başka birşeydi. Genelde, ülkeler sözlerinde tam durmadığında ambargoda delinmeler oluyordu ve böyle bir ambargonun Irak'ta ne gibi etkileri olacağını bilemiyor-duk... Türkiye ve Suudi Arabistan'ın, ambargoya destek vereceğinden emindik. Bu ikisi bu açıdan kilit ülkelerdi. İkisinde de Irak petrolünü taşıyan boru hatları vardı ve kapanmaları şarttı. Suriye de destek verecek gibi görünüyordu ama Ürdün ve İran'ın durumu belirsizliğini koruyordu.

IRAK ÇEKİLMEZ

GEORGE BUSH:

5 Agustos'ta, Brian Mulroney, Özal'la görüşmesini bana aktardı. Özal, Irak'tan gelen petrolü bloke etmeye hazırdı ancak, Ürdün'ün, Kızıl Deniz'de petrol ihracında başka bir kaynak olduğu konusunda uyarıyordu. Özal, Bağdat'ın, Türkiye'yi Batı'dan koparmak amacıyla bir temsilci gönderdiğini de söylemişti. Temsilci, Özal'a, Irak'ın, çekilmeye niyeti olmadığını belirtmiş ve ‘‘Batı blöf yapıyor’’ demişti.

Özal'a rağmen Kürt devleti kurulmadı

Kitabın, ABD'nin Körfez Harekatı'ndan sonra, Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti oluşturmaya niyetlendiğini gösteren bölümlerinde, bu konudaki, zorluklar, zamanın Ulusal Güvenlik Danışmanı, Brent Scowcroft tarafından şöyle anlatılıyor:

‘‘Irak Devleti'ni bölmek, bazı istikrarsızlıklara neden olabilirdi. Öteki Türk liderlerin aksine, Kürtlere karşı daha toleranslı görüşlere sahip olan Özal'a rağmen, Türkiye ve İran, o zaman ve her zaman Bağımsız Kürt Devleti'ne karşı çıktı’’

Özal çatışmaya hazırdı

BRENT SCOWCROFT:

Herkes, herhangi bir saldırıya karşı bir çeşit önlem istiyordu. Özal, eylemlerinin NATO tarafından korunmasını umuyordu.

Özal, bir taraftan ambargonun sonuç vereceğine inanırken, öte yandan Suudi Arabistan'a, bir zırhlı tugay gönderme konusunu düşünmeye razı oluyordu. Özal, tıpkı Mübarek gibi Türkiye'deki üslerden operasyon yapılmasına karşı çıktı. Oysa, uçakların aynı yerlerde üslenmesine bir itirazı yoktu. Türk üslerini kullanma ve bu üslerden Irak'a saldırma konuları hassas bir konu olarak aylarca sürdü.

PARİS GÖRÜŞMESİ

- Bush, Turgut Özal'la, Paris'te yaptığı bir görüşmeyi de şöyle anlatıyor:

‘‘Artık kendimi yakın hissettiğim Özal'la, öğleden sonra buluştuk. Çatışmaya hazır ve savaş çıkacağından emin görünüyordu. Bu savaşın kısa süreceğine ve hava kuvvetlerimizin sorunu hemen çözeceğine de inanıyordu. Özal'la, konuşurken, Hüsnü Mübarek'ten telefon geldi. Mübarek, benden Suriye Cumhurbaşkanı ile görüşmemi istiyordu. Aslında Mübarek, bu konuda yalnız değildi... Tüm Arap müttefikler kendisi ile görüşmemi istiyordu. Özal'a, ‘‘Belki Kıbrıs'ta olabilir’’ diyerek, Esad'la nerede görüşebilecğimizi sordum. Özal'ın Dışişleri Bakanı, Kıbrıs'a itiraz etti. Sonunda, Cenevre ya da Türkiye'de herhangi bir yerde olabileceğine karar verdik ve Mübarek'e, bunu Esad'a söylemesini ilettik.’’

Kohl: Irak saldırırsa Türkiye'nin yanında savaşırız

George Bush, Körfez Harekatı sırasında Irak'ın, İsrail'e, Scud füzeleri ile saldırmaya başlamasının müttefiklerini telaşlandırdığını belirttikten sonra, zamanın Almanya Başbakanı Helmut Kohl'den gelen bir telefon üzerine aralarında geçen konuşmayı da şöyle aktarıyor:

‘‘Kohl, destek amacıyla İsrail'e bir temsilcisini göndermeyi planladığını söyledikten sonra, ‘‘Eğer Saddam, Türkiye'ye saldırırsa, Almanya orada olacak ve Türkiye'nin yanında savaşacaktır. Şu ana kadar Helmut Kohl'e güvendiniz. İçerde politik açıdan büyük problemlerle karşılaşacak olmama rağmen, bana güvenmeye devam edebilirsiniz’’ dedi. Bu çok cesur bir sözdü. Türkiye'yi savunmak üzere yapılacak bir Alman askeri harekatı Kohl'ü, işinden edebilirdi. Onun, daha fazlasını da yapmak istediğinden emindim’’

Ambargoyu erken başlattı

GEORGE BUSH:

Özal'a göre, Batı müdahale etmediği takdirde Irak, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'ı da işgal edecekti. Özal, ayrıntıları ve endişelerini anlatmak üzere beni aradı. Irak'ın temsilcisi Özal'a, Irak'ın Kuveyt'te yeni bir hükümet ve 25 bin kişilik bir halk ordusu oluşturmak üzere olduğunu söylemişti. Özal, Kral Fahd ile konuşmuş. Fahd, BM'nin harekete geçmesini baklediğini söylemişti. Özal, bana ambargo konusunda mümkün olan en kısa zamanda karar almamız için uyarıda bulundu ve kendisinin de boru hattını hemen kapatacağını söyledi. Özal, ‘‘Saddam, Kaddafi'den daha tehlikeli, mutlaka gitmeli. Ambargo etkili olursa, Irak halkı kendisini devirebilir.’’ diyordu. Özal, aynı zamanda boru hattını kapattığı için Irak, Türkiye'ye saldırdığı takdirde NATO'nun kendisini destekleyeceği konusunda garanti istiyordu. Bunun üzerine Kanada'da balığa çıkmış olan NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner'i bulduk. NATO'nun, Özal'a destek vereceğinden emin olduğunu söyledi ve ertesi gün bu konuyu görüşmek üzere Washington'a geleceğini belirtti. Manfred’le özel bir görüşme yaptım. Kendisine, Kuzey Atlantik Konseyi'ni toplamasını ve Körfez'de uluslararası gücün hazırlanmasını sağlamasını önerdim. Ama tüm bunlar olmadan, BM kararı çıkar çıkmaz Özal, Türkiye'den geçen boru hattını hemen kapattı.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!