Burun kıllarını kesmeli mi, kesmemeli mi? 'Virüsler o kadar küçük ki...'

Güncelleme Tarihi:

Burun kıllarını kesmeli mi, kesmemeli mi Virüsler o kadar küçük ki...
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 01, 2022 12:27

Her ne kadar çirkin görünse de sağlığımızı korumamızdaki faydalarına dair kulaktan dolma bilgiler nedeniyle burun kıllarını kesmeyi pek çoğumuz düşünmeyiz. Peki gerçekten viral hastalıklarla savaşımızda burun kılları gerekli ve etkili mi? Uzmanlar yanıtladı...

Haberin Devamı

Burun kıllarının kesilip kesilmemesi konusu yıllardır tartışılıyor. Tıbbi bir ‘gerçek’, burun kıllarının soluduğumuz havayı filtrelediğini, bizi hava yoluyla bulaşan virüsler, bakteriler ve diğer patojenlerin neden olduğu enfeksiyonlardan koruduğunu söylüyor.

Tıbben vibrissae olarak bilinen burun kıllarımızın bulaşıcı mikroplara karşı koruma sağlayabileceği fikri aslında bir asırdan daha eskilere dayanıyor. 1896 yılında tıp dergisi The Lancet’te yayımlanan makalelerinde iki İngiliz doktor, konuyla ilgili şu ifadeleri kullanıyordu:

“Normal burun boşluklarının büyük çoğunluğunun içi mükemmel şekilde aseptik yani sterildir. Öte yandan burun deliklerinin vestibülleri (burun deliklerinin hemen içerisindeki bölge), onları kaplayan kıllar ve oluşan tüm kabuklar genellikle bakterilerle doludur.

Haberin Devamı

Bu iki gerçek, burun kıllarının bir filtre görevi gördüğünü ve çok sayıda mikrobun vestibüllerdeki kıllar tarafından tutulduğunu gösteriyor.”

İngiliz doktorların vardığı sonuç kulağa mantıklı gelse de o dönemlerde kimse burun kıllarının kesilmesinin mikropların solunum yolunda daha derine nüfuz etmesini kolaylaştırıp kolaylaştırmayacağını gerçekten araştırmadı.

Ta ki 2011 yılına kadar...

ASTIM OLASILIĞINI DA ETKİLİYOR

O tarihte Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Ayşe Bilge Öztürk, Ebru Damadoğlu, Gül Karakaya ve Ali Fuat Kalyoncu, bu konu hakkında önemli bir çalışma gerçekleştirdi.

Uluslararası Alerji ve İmmünoloji Arşivi'nde yayınlanan araştırmada, polen alerjisi olan nezleli kişilerde burundaki kıl yoğunluğunun astım üzerine koruyucu bir etkisi olup olmadığı incelendi. Bireyler burun kıllarının miktarına (az, orta, çok) göre üç gruba ayrıldı. 223 hasta üzerinde yapılan çalışmada, daha yoğun burun kılı olan kişilerin astım geçirme olasılığının daha düşük olduğunu sonucuna varıldı. Astım oranı bu gruplarda sırasıyla yüzde 44,7, yüzde 26,2, yüzde 16,7 olarak saptandı. 

Türk ekibin gözlemleri tıp camiasında bir hayli ilginç bulundu. Araştırmayı gerçekleştiren isimlerden biri olan Hacettepe Tıp Fakültesi Allerji ve İmmünolojik Hastalıklar Bilim Dalı başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Kalyoncu araştırma hakkında detaylar verdi.

Haberin Devamı

Burnumuzu bir filtre gibi düşünmemiz gerektiğini söyleyen Kalyoncu, "Burun biyolojik evrimsel sürecimizde içeriye çeşitli toz, mikrop, virüs, polen ve kirli yabancı cisimlerin tutulacağı bir organımız. Polen alerjisi olan kişilerin yaklaşık 4'te 1'i polen döneminde astım olur veya yılboyu astımı olup da polen alerjik olanların astımı bu dönem biraz daha artabilir. Araştırma hipotezimiz bazı hastaların beyanları doğrultusunda oldu. Yani 'bahar dönemi burun kıllarımı kestiğimde astım oluyorum, kesmezsem olmuyorum' diyen bazı kendilerini iyi değerlendiren hastaların beyanları bizi bu araştırmaya yöneltmişti." ifadelerini kullandı.

BEDENİMİZDEKİ TÜM KILLARIN BİR İŞLEVİ VAR

Haberin Devamı

Çalışmaya göre polen döneminde burun kılları belirgin olarak astımdan koruyordu.

Kalyoncu, "Mutlaka tek faktör bu değildi ama önemli bir bariyerdi. Burun kılları mikrop ve virüsleri tuttuğuna göre infeksiyon açısından yararlı diyebiliriz. Bence tabiat kendi korumayı bilir, bedenimizdeki tüm kılların bir işlevi vardır. Kıllarımız esasen ısı kontrol sistemimiz için çok önemli olmakla birlikte tüm memeli canlılarda sayıları ve görünümleri farklı olsa da görevi budur."

Ayrıca araştırmacılar burun kıllarının kesilmesinin astım veya enfeksiyon riskini nasıl etkileyebileceğini değerlendirmek için herhangi bir takip çalışması yapmadı. Bu konuda ise Kalyoncu, "Zaten bilinen her şey bunların yararlı ve koruyucu olduğunu gösteriyor." dedi.

Haberin Devamı

Burun kıllarını kesmeli mi, kesmemeli mi Virüsler o kadar küçük ki...

VİRÜSLER O KADAR KÜÇÜK Kİ…

Mayo Clinic'teki doktorların, burun kıllarını kesmenin etkilerine bakmak için ilk ve şimdiye kadarki tek çalışmayı gerçekleştirmeleri 2015 yılını buldu. Araştırmacılar, 30 hastada burun kıllarını kesmeden önce ve kestikten sonra nazal hava akışını ölçtüler. Burun kıllarını kesmenin nazal hava akışının hem öznel hem de nesnel ölçümlerinde iyileşmelere yol açtığı sonucu ortaya çıktı.

Başlangıçta en fazla burun kılına sahip olan kişilerde iyileşme oranı da daha fazlaydı.

Bu sonuç da oldukça ilginçti, ancak "Daha iyi nazal hava akımı ile enfeksiyon riski arasında bir bağlantı var mı?" sorusunu doğurdu.

Haberin Devamı

Hiçbir çalışma bu soruyu doğrudan ele almadı. Mayo Clinic’te yapılan araştırmanın baş yazarı Dr. David Stoddard, “Burun kıllarında sıkışan parçacıklar daha büyüktür. Virüsler ise çok daha küçüktür. Hatta o kadar küçükler ki muhtemelen ne olursa olsun burundan geçebilirler. Bu sebeple burun kıllarının kesilmesinin solunum yolu enfeksiyonu riskini artıracağını düşünmüyorum” dedi.

Burun kıllarını kesmenin enfeksiyon kapma açısından riskli olup olmadığına dair araştırmalar görüldüğü üzere oldukça sınırlı.

Bazı uzmanlar bu sınırlı araştırmalara dayanarak, burun kıllarını kesmenin ya da tamamen almanın solunum yolu enfeksiyonu riskini artırdığına dair bir kanıtın olmadığını söylüyor. Bazıları ise kesilmemesi konusunda ısrarcı.

Peki burun kılları kesilmeli mi?

Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Veysel Yurttaş ve Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Deniz Tuna Edizer tüm detayları hurriyet.com.tr okurlarıyla paylaştı.

KIL YOĞUNLUĞU FİLTRELEME İŞLEVİNİ ETKİLER

Öncelikle burun kıllarının işlevini tam olarak anlayabilmek için uzmanlarımıza "Ne işe yarıyor bu kıllar?" diye sorduk.

Yurttaş, burun kıllarının “burna giren havanın ısısının ayarlanmasını ve zararlı kimyasallar, ağır metaller, toz, polen gibi hastalık yapıcı maddelerin solunum yoluyla organizmaya alınmasını engellediğini” söyledi ve ekledi:

“Artan kıl yoğunluğu burnun filtreleme etkinliğinde bir iyileşme sağlarken, kıl yoğunluğunun azalması tüylerin etkinliğinde de azalmaya sebep olur. Burnun azalan filtre işlevi, solunum yollarının alerjenlere daha fazla maruz kalmasına yol açar.”

Solunan havadaki partiküllerin çaplarının 0,001 mikrometre ile 100 mikrometre arasında değiştiğini söyleyen Edizer ise, “Burun kılları solunan havanın filtrelenmesinde görev alır. Kılların yer aldığı vestibül olarak bilinen iç kısımdaki bölgede, 3 mikrometre üzerinde çapa sahip partiküller burun kılları tarafından yakalanır. Kılların uzunluğundaki artış ise partiküllerin girişini ve filtrelenmesini artırır” ifadelerini kullandı.

Burun kıllarını kesmeli mi, kesmemeli mi Virüsler o kadar küçük ki...

VİRÜSLER KILLARDAN ETKİLENMEDEN İÇERİ GİREBİLİR

Burun kılları soğuk algınlığı ve diğer viral hastalıklarla savaşmak için gerekli mi?’ sorusunu yönelttiğimiz Edizer, 2015 yılında yapılan çalışmayı destekler nitelikte bir cevap verdi:

“Soğuk algınlığı, grip gibi hastalık etkenleri olan virüslerin boyutları burun kıllarının yakalama/filtreleme fonksiyonundan rahatlıkla kaçabilecek kadar küçük. Bu virüslerin boyutları nanometreler ile ifade edilir. Burun kılları ise 3 mikrometre üzerindeki partikülleri yakalayabilir. Dolayısıyla virüsler burnun ön kısmında bulunan kıllardan etkilenmeden içeri girebilir” diyen Edizer şöle devam etti:

“Ancak burnun iç döşemesi olarak da bilinen mukozasında yer alan tüylü hücreler ve mukozanın savunma amacı ile salgıladığı maddeler, mikroorganizmalar ile savaşmak için çok daha etkili.”

BURUNDA BİRİKEN ALERJENLER AKCİĞERDE REAKSİYONA SEBEP OLABİLİR

Bir enfeksiyon hastalığı olmayan astımın burun kıllarıyla olan ilişkisini de Edizer şöyle değerlendirdi:

“Üst hava yolunda biriken alerjen maddeler hem üst hem de alt hava yollarında alerjik reaksiyonların tetiklenmesine neden olur. Akciğerde alerjen birikimi olmamasına rağmen, burunda biriken alerjenlerin etkisi ile akciğerde alerjik reaksiyon başlayabilir. Astım bir enfeksiyon hastalığı değil, ancak solunan alerjenlerle yakından ilişkili. Burun da bu alerjenlerin filtrelendiği önemli bir bölge. Burun kıllarının olmaması burundaki alerjen yükünü artırıp, yatkın bireylerde astım gelişimini kolaylaştırabilir.”

DIŞARIDAN MÜDAHALE İLE ÇEKİLEN BURUN KILLARI…

Burun, ağız ve dudakların yakınındaki ve gözlerin arkasındaki damarların beyine bakterilerin girmesine engel olduğunu ifade eden Yurttaş, “Ölüm üçgeni diye adlandırdığımız bölgede oluşan deri yapısındaki bozulmalar bakterilere serbestçe dolaşım imkânı sağlar. Burun kıllarını almak oluşabilecek yaralarda bakterilerin toplanmasına ve ölüm üçgenindeki kan dolaşımına karışmasına sebep olur” dedi ve riskleri sıralamaya devam etti:

“Dışardan müdahale ile çekilen burun kılları, burun içerisinde yer alan kılcal damarların çatlamasına ve çoğu zaman ciddi kanamalara neden olur. Burun kıl kökünde yer alan bakterilere kapı açan açık yara, bakterilerin kolayca vücuda girmesine sebep olur. Aynı zamanda burundaki kılların koparılması deride cilt apsesi meydana getirir. Oluşan iltihabın yüze dağılması sonrasında damar tıkanıklığı oluşabilir.”

Burun kıllarını kesmeli mi, kesmemeli mi Virüsler o kadar küçük ki...

HASTALIK OLMAYACAĞININ GARANTİSİ YOK

Buruna kan taşıyan damarların beyne kan taşıyan damarlarla birleştiğini söyleyen Yurttaş, “Bu yolla kapılacak bir enfeksiyon, beyne ulaşabilir ve ciddi rahatsızlıklara yol açabilir. Bu şekilde bir hastalık kapmak düşük bir ihtimal de olsa, hastalığın oluşmayacağının garantisi yok. Bu sebeple burun kıllarını koparmak sağlıklı bir davranış olarak kabul edilmez” yorumunu yaptı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!