Burada söylediklerimi bir Arap gazetesinde söyleyemem

Güncelleme Tarihi:

Burada söylediklerimi bir Arap gazetesinde söyleyemem
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 18, 2003 00:00

Ãœyesi olduÄŸumuz Mallarme Akademisi'nin Paris'teki bir ödül töreninde (1986) tanıştığımız zaman Adonis'in bana ilk sorusu ‘‘Müslüman ulusların durumu’’ olmuÅŸtu. Kendisinin çok iyi bildiÄŸi bu durum hakkında ne düşündüğümü öğrenerek beni deÄŸerlendirmek istiyordu belki. O günden bu yana dünyanın neresinde bir araya gelsek aynı soruya döndük ve yanıtlarını ele aldık. Neden?Geçen mayıs ayında, Mersin Uluslararası Müzik Festivali'nde Festival'in onursal baÅŸkanı Henri Atat, bana Festival'in içine kültür ve edebiyatı sokmayı arzu ettiklerini söyleyince, ilk deneyim olarak Adonis'i davet etmelerini söylemiÅŸtim. Bunun için gerekçelerim vardı: Önce, Adonis Laskiyeli idi. Mersin kentini kuranlar arasında Laskiyeli Müslüman ve Hıristiyan Araplar vardı. Adonis, bir ÅŸair, filozof ve Ä°slam din bilgini olarak dünyada önemli bir yerin sahibiydi. Mersin'e uluslararası bir kültür kenti kimliÄŸi kazandırma çabamızda bize hakem olabilirdi.Nobel Ödülü'nü kazananın ilan edileceÄŸi gün Mersin Toroslar’ındaki yaylalara gitmeye karar verdik. Böylece, Nobel'in son listedeki en büyük adayı olan Adonis haber ajanslarının, Arap gazetelerinin sürekli telefonundan kurtulmuÅŸ olacaktı.Önce doÄŸum yerim olan Fındıkpınarı'na gittik. Sonra, Mehrican'a, Bilge ve Atilla ToroÄŸlu'nun evine. Niyetim, Demirışık, Santa Iraz ve Gözne üzerinden Mersin'e dönmekti. Ama Toroslar'ın 1500 metre yükseklikteki vadilerinde mobil telefonların sağırlaÅŸtığını fark edince geldiÄŸimiz yoldan geri dönmeye karar verdim. Ve Kuzucubelen tepelerinde, Nobel ödülünü bir baÅŸkasının aldığını öğrenince, ‘‘Nobel’’ söyleÅŸisini bir süre erteledim.Zaten Nobel'in üç adayından biri olduÄŸunu öğrendiÄŸimizde de bu konuda hiç konuÅŸmamış, geleneksel söyleÅŸi konumuza ihanet etmemiÅŸtik.n DeÄŸerli dostum, sanırım yedi kez, Ä°stanbul'da bulundunuz. Ä°lk kez Anadolu'yu tanıyorsunuz. Åžimdi Mersin'de, 2. Mersin Uluslararası Müzik Festivali için bulunuyorsunuz. Ä°lk duygularınız, izlenimleriniz nelerdir?-Bu festivale katıldığım için son derece mutluyum. Mersin kenti ulusların bir buluÅŸma noktası olduÄŸu için, bu festivalin ulusların ve kültürlerin bir limanı olduÄŸunu da düşünüyorum. Ayrıca dáhi piyanistiniz Fazıl Say'ı dinlemek fırsatı bulduÄŸum için de son derece mutluyum. Lütfen festivali yöneten dostlarınıza söyleyin, bu festival halkın sadece müzikle deÄŸil ÅŸiirle de buluÅŸma noktası olmalı... n Siz benim için Arap dilinin en büyük ÅŸairisiniz. Aynı zamanda bir filozofsunuz. Ä°slam dini alanında da yetkin bir bilginsiniz. ÇocukluÄŸunuzda babanızın ve din bilginlerinin nezaretinde din eÄŸitimi aldınız. Bu niteliklerinizi dikkate alarak ÅŸunu sormak istiyorum: Irak'ta ne yapabiliriz, ne yapmalıyız?-Siz ve ben birer ÅŸair olarak alçakgönüllü ve dürüst olalım. Bizler, herhangi bir konuda içerden konuÅŸmadıkça konuÅŸma hakkına sahip olamayız. Benim elbette söyleyeceklerim var, ama dışardan, bir gözlemci olarak. Bir politikacı olarak deÄŸil. Saddam Hüseyin rejimine tamamen karşıydım, karşıyım. Ä°ÄŸrenç bir rejimdi Saddam rejimi. Ama ABD'nin Irak'a müdahalesini ve bu ülkeyi iÅŸgal etmesini kabul edemem. Bu rejimden baÅŸka bir ÅŸekilde kurtulmayı tercih ederdim. DoÄŸrusunu isterseniz ABD'nin yerine Irak'ta BirleÅŸmiÅŸ Milletler'in bulunmasını isterdim. Ancak ABD'nin varlığından yararlanarak yeni bir devlet ve yeni bir anayasa yaratmak mümkün olabilir. Bu yeni anayasa Iraklılara etnik kökenlerini, dinlerini ve inançlarını dikkate almadan özgürlük verebilmeli, eÅŸitlik durumunu yaratabilmeli. Kurulacak devlet kesin olarak hiçbir anlamda dine dayanmamalı, bir hakem devlet olmalı. Kesinlikle dinden uzak durmalı. Ama biliyorsunuz, anayasalar teorik olarak yazılabilir ama Irak anayasasının uygulanabilir bir anayasa olması gerek...n Türkiye'nin Irak için bir model olması isteniyor. Ben Türkiye'nin Irak'a bir model olamayacağı düşüncesindeyim. Peki, yeni anayasası ile Irak öteki Arap ülkeleri için model oluÅŸturabilir mi?-Elbette, Arap ülkelerindeki laik ve laikleÅŸmeci akımları cesaretlendirebilir. Irak'ta denenen ÅŸeylerin baÅŸarıya ulaÅŸması gerek, yoksa felaket olur. Arap ülkelerinde herhangi bir deÄŸiÅŸimin mümkün olmadığı inancı doÄŸar. MÃœSLÃœMAN DENÄ°NCE AKLA BÄ°RKAÇ KADININ ÖNÃœNDE YÃœRÃœYEN ERKEK GELÄ°YORn Siz de biliyorsunuz: Aydınlar arasında Ä°slam dininin demokrasi ile baÄŸdaÅŸmaz olduÄŸuna dair bir saplantı, bir önyargı var.-Böyle bir düşünce var. Bu düşüncenin oluÅŸmasına neden olanlar da bizzat Müslümanlar. Ä°slam'ı öylesine yorumluyorlar ki onun demokrasiyle baÄŸdaÅŸamayacağı sonucu çıkıyor. Ä°ÅŸte bu nedenledir ki Ä°slam'ın yeni bir okumaya ihtiyacı olduÄŸunu söylüyorum. Geleneksel yorum, Ä°slam'ı kültürsüz ve hümanizmden yoksun bir din, açılımsız bir din olarak sunmaktadır. Bu yorum Ä°slam'ı bir vahiy olarak öldürüyor. Bireyin Ä°slam'ı din olarak kabul edip kurum olarak reddetmesine izin veren yeni bir okuma tarzına cesaret etmek gerekiyor. ÖrneÄŸin, bir insanın benim gibi ateist olması bireyin en doÄŸal hakkıdır. Bir Müslüman toplumda insanların mümin olmak kadar ateist olmaya da hakları yoksa bu iÅŸte bir terslik var demektir. Kur'an'ı yeni bir gözle okuyacak olursak, onun demokrasiye karşı olmadığını görürüz. Ä°slam, günümüzde, Müslüman ülkelerde uygulandığı biçimiyle demokrasiye karşıdır.n Ä°slam'a göre Kur'an son kitap, Hz. Muhammed son peygamber, Müslüman insan da en mükemmel insan... Ali Ä°mran sûresinin 19. áyeti şöyle der: ‘‘Şüphe yok ki Allah katında bir din vardır, o da Ä°slam dinidir (innediyne indallahil)...-Ä°slam din olarak kendini böyle sunuyor. Ama dinlerin konumu üzerine, özellikle de tektanrılı dinleri yeniden düşünmemiz gerekiyor. Ama bunu nasıl yapmalı? Bunca yüzyıldan sonra Ä°slam'ı yeniden düşünmek öyle kolay bir ÅŸey deÄŸil. Yeni bir okuma...n Yani yeni bir yorum, yeni bir okuma ve yeni bir anlam...-Öyle, ama önemli olan böyle bir okumaya cesaret etmek mümkün mü? Böyle bir giriÅŸimde bulunmaya cesaret edenler reddedilmiÅŸ ve zındık ilan edilmiÅŸtir. Bu nedenle, çağımızda Ä°slam kültürsüz bir din olarak görünmektedir. Düşüncesiz, soru sorma yeteneÄŸinden yoksun bir din. Yeryüzünde 1 milyar 300 milyon Müslüman var ki bu dünya nüfusunun beÅŸte biri eder, aralarında yeni bir okumaya cesaret edecek tek bir düşünür bulamazsınız. Bunu Ä°slam'ın içinden yapacak birinin bulunmaması akıl almaz. Sanki Müslümanlar kültürün bulunmadığı yabanıl, çaÄŸdışı bir ortamda yaşıyorlar.n Yani Müslümanlar Ä°slami kültürden uzak mı yaşıyorlar?-Sadece Ä°slami kültürden deÄŸil ‘‘Kültür’’ denilen ÅŸeyden uzak yaşıyorlar. Dünyanın öteki kültürlerinden. Kur'an'ın yazdıklarından baÅŸka kaynak kültürleri yok. Oysa yeryüzünde Ä°slam'ın içermediÄŸi bir yığın gerçek, yanıtlayamadığı birçok soru ve sorun var. Müslümanların bu gerçeÄŸi kabul edecek cesarete ihtiyaçları var. Ä°slam ülkeleri arasında çok zengin olanlar var. Bu paranın herhangi bir Ä°slam ülkesinde kültür ve sanat alanında herhangi bir yatırım yaptığına tanık oluyor muyuz? Hayır! Ä°slam'ın sahip olduÄŸu para da kültürsüz ve cahil bir para... Peki, bu durumda, Müslümanlar yeryüzünde nasıl söz sahibi olacaklar... Müslüman denince akla birkaç kadının önünde yürüyen erkek geliyor... n Ä°slam yeni bir okumayla yorumlanırsa, ÅŸimdi yanıtlayamadığı soruları yanıtlayabilir mi?-Din ile devlet birbirinden ayrılmadan yeni bir okuma mümkün deÄŸil. Ama siz bunu yapabilirsiniz. Uygulama ne durumda bilmiyorum ama laik bir ülke olan Türkiye'de bir düşünür Ä°slam hakkında ne düşündüğünü söyleyebilir.n Evet, söyleyebilir. ÖrneÄŸin bu konuÅŸmamız tek bir sözcüğü çıkarılmadan Hürriyet Gazetesi’nde yayımlanacak. Düşündüğünü söyleyebilecek cesur insanlar var, yasalar da yasaklamıyor böyle bir ÅŸeyi...-Ama bizde böyle bir ÅŸey mümkün deÄŸil. Burada söylediklerimi bir Arap gazetesine söyleyemem...n Mersin Ãœniversitesi'de öğrencilerin, öğretim üyelerinin karşısında özgürce konuÅŸtuk. Bence bu oturumda Ä°slam'ı yeniden okumayı denediniz. Bunu bir Arap ülkesinin üniversitesinde yapamaz mısınız?-Yapabilirim ama skandal olur. Yapabilirim ama öğretim üyeleri ve öğrenciler bana karşı bildiri yayınlamak zorunda kalırlar. Yapabilirim ama hayatım tehlikeye girer. Çünkü yasa bizde bir hakem deÄŸil, bana karşı, çünkü laik deÄŸil. Devlet sizdeki gibi laik ve hakem olmalı. n Türkiye Cumhuriyeti Anayasası din ve vicdan hürriyetini, düşünce ve kanaat hürriyetini, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini güvence ve koruma altına almıştır. Ama ülkeyi Arap ülkelerine çevirmeye can atanlar var. Bunların bir bölümü de hükümette...-Allah akıl versin, diyebilirim, baÅŸka bir ÅŸey söyleyemem. Bizde düşündüğünü söylemek için cesaret de yetmez.n Diyelim ki uygun bir ortam oluÅŸtu ve cesur bir düşünür yeni bir okumayla yeni bir yorum getirdi. Bu yorum halk tarafından kabul edilir mi?-Halkın kabul etme ya da kabul etmeme özgürlüğü yoktur. Önemli olan bir Arap bireyinin din hakkındaki görüşlerini dile getirebilmesi. Bireyin ateist, tanrıtanımaz olmaya hakkı vardır ve devlet bu hakkı kabul etmeli ve saygı göstermelidir. Bizde, Müslüman Arap ülkelerinde ateist olabilirsiniz ama bunu kamuya açıklayamazsınız.ARAP SOLCULUÄžU BAÅžKA BÄ°R KÖKTENDÄ°NCÄ°LİĞİ TEMSÄ°L EDÄ°YORn Tektanrılı dinler hakkında da alışılmamış ÅŸeyler söylemiÅŸtiniz...-Tektanrılı (monoteist) dinler ömrünü tamamlamıştır. Bunu söylemeye cesaret etmeliyiz. ÖrneÄŸin tektanrılı dinler ile tektanrılı dinler öncesi (premonotheisme) dinleri ele alacak olursak... Dikkat ederseniz ‘‘paganizm’’ demiyorum, ‘‘tektanrılı dinler öncesi (premonotheisme)’’ diyorum. Premonoteist toplumun uygarlık, kültür, ÅŸiir, felsefe ve mimarisi monoteist toplumun uygarlık, kültür, ÅŸiir, felsefe ve mimarisini fersah fersah aÅŸar. Monoteist uygarlık sadece savaÅŸ, milliyetçilik, ırkçılık ve diktatörlükler yarattı. Evet monoteizm bilimi ve tekniÄŸi yarattı. Ama kültür adına ne varsa premonoteizm yarattı. Firavunlar Mısır'ının sanatını, Sümerleri, Grekleri hangi moneteist uygarlık aÅŸabildi? Platon, Aristoteles ve Herakleitos'u geçemedik. Hiçbir ÅŸiir Gılgamış'ı, Homeros'u geçemedi. Monoteistler bunu düşünmeye cesaret etmeli, söyleyebilmeli. Hatta monoteizmin insanlığın göçüşünün baÅŸlangıcı olduÄŸunu da söyleyebiliriz.n Bravo ya ahi! Adonis, biraz da Arap solu hakkında konuÅŸur musunuz?-Düşünce radikal ve sorgulayıcı özellikleriyle her zaman sola ait olmuÅŸtur. Buna göre benim radikal bir solda yer aldığım söylenebilir. Arap solu pratikte köktendinciliÄŸin karşıtı olması gerekirdi. Ama ne yazık ki baÅŸka bir köktenciliÄŸi temsil ediyor. Arap solu pratik ve pragmatik olarak düşünüyor. Bu nedenle herhangi bir düşüncesi yok. Arap dünyasında sol düşünce yok. Arap solunun büyük bir bölümü köktendincilerin yanında yer alıyor, profondamantalist. Amerikalılara karşı olanlar ÅŸimdi sadece köktendinciler. Kendi adıma, köktendinciler tarafından özgürleÅŸtirilecek olsam bu özgürlüğü kabul etmem ben. Günümüz Arap solu özgürleÅŸtirici olamaz. Çünkü kendisi özgür deÄŸil. n Peki ya Ä°slam?-Günümüz Ä°slam’ı, emperyalizmle birlikte, Hıristiyanlığın dümen suyunda ve Ä°slam’a karşı.Söyledikleri çok önemli, çünkü, anımsadığım kadarıyla, Türkiye'de gerçek bir ‘‘laik’’ Arap aydınının Arap toplumları ve Ä°slam hakkındaki düşünceleri yayımlanmadı. Arap toplumlarının ve Ä°slam'ın içinden konuÅŸan Adonis'in söyledikleri bütün dünya için çok önemli ama imam-hatip okul ve liselerinde öğrendikleri yarım yamalak Arapça ile Kur'an'dan ve Ä°slam'dan uzak düşenlerin onun söylediklerini anlamaları ne yazık ki mümkün deÄŸil...Mümkün olsaydı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Abdullah Gül ve Bülent Arınç'ın Adonis'le tartışmalarını dinlemek isterdim.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!