Bu suçlama çok önemli

Güncelleme Tarihi:

Bu suçlama çok önemli
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2003 00:00

YENİ Başbakan Tayyip Erdoğan bir önceki hükümetin kadrosunu koruduğu ve programını -bazı ayrıntılar hariç- aynen uygulayacağını açıkladığı için dünkü önemli bir gelişme, artık onu ilgilendiriyor:Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz 11 yıldır sürdürdüğü görevinden istifa etti.İstifa malum, ‘‘tek taraflı bir tasarruf’’ olarak kabul edilir. O nedenle, ‘‘Bundan Tayyip Erdoğan'a ne?’’ diyebilirsiniz.Hayır... Tayyip Erdoğan da biliyordu ki Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın, bu görevi başarıyla yerine getirdiğini gelmiş geçmiş birçok hükümete kabul ettirmiş olan Mehmet Nuri Yılmaz'ı istemiyor. Nitekim Mehmet Aydın, Yılmaz'ın yerine Marmara Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Bekir Karlığa'nın veya Prof. Ömer Faruk Harman'ın getirilmesi için 58'inci hükümet döneminde hazırlık yaptı. Bir ara Prof. İbrahim Kafi Dönmez'in de adı geçti. Ancak basına yansıyan bilgilere göre Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ‘‘laik cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıktığını bildiği’’ Yılmaz'ın görevden alınmasına izin vermedi.Dün Sayın M.N.Yılmaz'ın yaptığı açıklamadan, sorunun özünde tam da bu noktanın olduğu sonucuna varıyoruz. Nitekim arkadaşlarımız olayı aktarırken Yılmaz'ın, ‘‘AKP hükümetinin baskısı nedeniyle görevinden ayrılacağını, dün sert bir üslupla açıkladığını’’ bildirdikten sonra Yılmaz'ın Hürriyet'e;‘‘Yeter artık, uğraşamayacağım bunlarla’’ dediğini bildiriyorlar.Ama Yılmaz'ın asıl tüm basına söyledikleri önemli. Çünkü Yılmaz ‘‘Hükümetin dini siyasete bulaştırmaya çalıştığını’’ söylemekle kalmamış;‘‘Son dönemi saymazsak birlikte görev yaptığımız hiçbir hükümet ve bakandan siyasi baskı görmedik. Bu kurum siyasetin içinde olmamalı. Siyasetin içinde olursa ne olur. Düşünebiliyor musunuz, 72 bin camide herkesin istediği gibi konuşması, siyasi konuşmalar yapması Türkiye'de bir kaos ortamı meydana getirir. Ben işte şu kadar zamandır çalışıyorum, sağ partiyle de çalıştım, sol partiyle de çalıştım. Hiçbir zaman başkanlığımızı, teşkilatımızı siyasetin içine sokmadık.Dinin siyasete bulaştırılmasının tarihte yol açtığı felaketlerden, acılardan ders çıkararak, bir kuyumcu terazisi hassasiyeti içerisinde bu kurumu daima siyasetin üstünde tuttuk’’ demiş.Sayın Yılmaz gerçekten hem laik cumhuriyetin temel felsefesine bağlı kalmış, hem de Diyanet Başkanlığı'nın devlet içindeki yerini kırmızı plaka düzeyine çıkarmıştır. Cami yapımı işi ilk defa onun zamanında kurallara bağlanmıştır. Din hizmetlerinin her türlü siyasi ve ideolojik etkiden uzak şekilde verilmesine en çok onun döneminde dikkat edilmiştir. Yurtdışındaki vatandaşlar onun zamanında Diyanet camilerine çekilebilmiştir. Din hizmeti verenlerin hizmet içi eğitimden geçmesi onun zamanında mümkün olmuştur.Şimdi bakacağız... Devlet Bakanı Mehmet Aydın eğer ‘‘Türkiye'de devlete bağımlı din dönemi sona erdirilecek. Diyanet, devlet eliyle din hizmeti veren bir kuruluş olmaktan çıkartılarak, sivil bir kuruma dönüştürülecek’’ şeklindeki görüşünü uygulamaya koyar da tarikatları egemen kılarsa... İşte o zaman seyreyleyin siz gümbürtüyü...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!