Boğaziçi Üniversitesi'ni kim kurtaracak

Güncelleme Tarihi:

Boğaziçi Üniversitesini kim kurtaracak
Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 1999 00:00

Haberin Devamı

Stratejik Plan Komisyonu ne iş yapıyor?

æ Nasıl daha iyi olabiliriz, sorusuna cevap arıyor. Bu komisyonda her şey sorgulanıyor. Uç bir örnek vereceğim yanlış anlaşılmasın ama, İngilizce eğitime devam edelim mi, yoksa Türkçe eğitime mi dönelim gibi hassas konular bile tartışılıyor. Vakıf üniversitesi olma tartışması da böyle bir tartışma idi. Ve bu konuda bir rapor hazırlandı.

Raporu bu hali ile tartışmak istemiyordunuz herhalde?

æ Hayır kamuoyunda değil. Kamuoyunda tartışılmaya hazır bir metin değil. Bu sadece hocaların kendi aralarında tartışmaları için hazırlandı. BÜ'nün kamuoyuna sunması için genel olarak öğretim üyelerinin bunun arkasında olması lazım. İki, üniversitenin yetkili kurullarının kabul etmesi lazım. Biz daha iyi nasıl oluruz diye sürekli uğraşıyoruz. En azından, aman daha kötü olmayalım diyoruz. Zor bir ortamdayız.

Sıkıntı en fazla hangi noktada yoğunlaşıyor?

æ En büyük sıkıntı genç öğretim üyesi almak. Öyle bölümlerimiz var ki, 10 senedir yeni hoca alamamış. Biz İngilizce eğitim yapıyoruz. Yeni açılan vakıf üniversitelerinin çoğu İngilizce eğitim yapıyor. Bizimle aynı hoca kadrosunda. Bakın bizde yardımcı doçent olarak göreve başlayan bir arkadaşa net ödediğimiz aylık 230 milyon civarında. Üniversitenin yakınında oturacağı bir daire kiralaması bu maaşla zor. Öbür tarafta vakıf üniversiteleri bunun üç misli gibi rakamlar ödüyorlar. Şimdi bu genç adam onları mı tercih eder bizi mi?

Yeniler gelmediği gibi varolanlar da gidiyor mu?

æ Eskiler konusunda ciddi bir kaybımız yok. Ama kadroyu yenilemek lazım. Buradaki hocaların çoğu benim kuşağımdan, ben 58 yaşındayım. Bundan sonra maksimum sekiz sene daha çalışabiliriz. Genç kan lazım.

ÖZELLEŞME YOK

Boğaziçi 1971'den önce özel bir üniversite idi. Devlet üniversitesi olduktan sonra da bir takım ayrıcalıkları hep oldu. O özel ruhu bir anlamda koruduğunu söyleyebilir miyiz?

æ Evet doğru. Ruhumuz hep biraz özeldi. Yalnız bu çıkan haberlerdeki özel kelimesi bizi biraz rahatsız ediyor. Boğaziçi özelleşiyor deniyor. Olan olay özelleşme değil. Kimsenin sahip olacağı bir model düşünülmüyor. Bu yeniden yapılanma süreci. Biz gerçek anlamda bir vakıf üniversitesi olmayı tartışıyoruz. Birçok insanın sahip olduğu bir vakıf.

Vakıf üniversitesi modeli benimsenirse paralı eğitime geçilecek. Muhalif öğrencilerin en büyük itirazı bu noktada ortaya çıkıyor.

æ BÜ her zaman için üniversiteye giren öğrencinin para yüzünden okuyamaması gibi bir şey olmaması için elinden geleni yapmıştır. Bu hiçbir zaman da değişmeyecek temel bir ilke. Bu yüzden yeni tartıştığımız vakıf modelinde öğrencileri okula eski sistemdeki gibi kabul edeceğiz. Okula geldikten sonra durumuna göre ne kadar para alınacağına karar verilecek. BÜ BÜ'dür. Kim kazanırsa okumaya hak kazanır.

Okulu çıkmaza götüren diğer sorunlar neler?

æ Gerçekten en iyi öğrenciyi alıyoruz. Öğrencimiz en parlak, en övündüğümüz yönümüz. Hatta, bazen bu parlak öğrencilere hakettikleri kadar iyi bir eğitim veremiyor muyuz acaba diye düşünüp üzülüyoruz da. Bunun dışında maalesef iş dönüp dolaşıp paraya geliyor. Laboratuvarlarımızı yeterli derecede geliştiremiyoruz.

Bütün bu sorunları başınıza özel vakıf üniversiteleri açtı diyebilir miyiz?

æ Genç öğretim üyelerinin eskisi gibi bizi tercih etmemesi konusunda evet. Diğer üniversitelere bir alternatif ve rekabet ortamı yarattılar.

Okulda özel üniversiteler bir tepki olduğu ve hocaların başka üniversitelere derse gitmesinin hoş karşılanmadığı doğru mu?

æ Bu doğru değil. Şu anda 60 kadar hocamız vakıf üniversitelerine ek derse gidiyor. Biz de vakıf üniversitesine, hocanın maaşını veriyorsun, biraz da bizim üniversitenin döner sermayesine bir para yatır diyoruz. Biz hocamızı veriyoruz, üniversitenin de bunun karşılığını vermesi lazım.

ÖĞRENCİ YÖNETİMDE OLSUN MU

Öğrencilerin ödemesi gereken eğitim ücreti olarak 3500 dolar rakamı teleffuz ediliyor. Bu rakam nasıl belirlendi?

æ Bizde öyle bir rakam yok. İktisatçı arkadaşlarımız fizibilite çalışmaları yaptılar. Ama ücret tartışılmadı. Şu anda rakam zaten çok önemli değil. Daha tartışma aşamasındayız. Sonuçlanması beş yılı bulur.

Beş yıl daha böyle idare edebilir misiniz?

æ Devlet kurumları batmıyor. İdare edebiliriz tabii. Ama bugünkü durumda devam etmemesi lazım. Bazen arkadaşlar şu örneği veriyorlar: Cumhuriyet tarihinde çok prestijli liseler vardı İstanbul'da. Kabataş Lisesi, Pertevniyal Lisesi, Vefa Lisesi. Bunlar çok önemli eğitim kurumlarıydı. Ancak hepsi zaman içinde dumura uğradılar. Tek korkumuz bize de aynı şeyin olması. Ama dört beş sene içinde de çökmeyiz.

Öğrencilerin geneli okuldaki bu değişime ilgisiz görünüyor.

æ Şu anda öğrenciler arasında tartışılması için bir çabamız yok.

Sizin çabanız olmayabilir de, öğrencileri doğrudan ilgilendiren bir konu. Mesela bu komisyonda veya diğer mekanizmalarda öğrenciler neden yok?

æ Şunu itiraf etmek lazım ki, öğrencinin yönetime katılması konusunda geriyiz. Bunu daha iyi organize etmemiz gerekirdi. Bu da komisyonun tartıştığı konulardan biri.

Maaşlarımızı öğrenciye ödetmeyelim

Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Cem Say şunları söylüyor: ‘‘Ben vakıf üniversitesi modeline birkaç sebepten dolayı karşıyım. Birincisi özelleştirmeye sıcak bakmıyorum. İkincisi ülkemizdeki mevcut vakıf üniversiteleri konusunda şüphelerim var. Öğrencilerden bir kez para almaya başlarsak okulla öğrenci arasında bir satıcı-müşteri ilişkisi kurulacak, ki bunu üniversitenin ruhuna çok aykırı buluyorum. Kaynak sıkıntısının sebebini başka yerlerde, örneğin TBMM'de, ülkenin bütçesinde eğitime ayrılan payda aramak lazım. Boğaziçi Üniversitesi'nin Amerika'ya bilim ve işadamı hatta vatandaş yetiştiren bir imajı var. Bu imajın değişmesi gerektiğini, üniversitenin Türkiye için insan yetiştiren bir kurum olması gerektiğini düşünüyorum. Maaşlarımız tabii ki yetmiyor ama maaşlarımızı öğrencilere ödetmeyelim.

‘‘Özel üniversite modeli 70'li yıllarda denenmiş ve çuvallamış bir metot. Bugünün iddialı vakıf üniversitelerinin gelecekte ne olacağı hiç belli değil. Sonra o üniversitelerin öğrenci alma sistemine bakarsak, düşük puanla paralı öğrenci aldıklarını görüyoruz. Öyle bir üniversitenin mezun kalitesi de ona göre olacaktır.

‘‘Vakıf üniversitesi olmak için kanun değişikliği gerekiyor. Ben diyorum ki, hazır kanun değiştirilecekken, esas değişmesi gereken şeyleri değiştirelim. İyi giden şeyleri de bozmayalım.’’

Özelleştirme başladı bile

Sol görüşlü öğrencilerin çıkardığı Dönüşüm Gazetesi etrafında toplanan 40 civarında öğrenci, BÜ'nün vakıf üniversitesine dönüştürülmesine karşı çıkıyor. Gazeteden Nuray Yılmaz şunları söylüyor: ‘‘Dönüşüm Gazetesi olarak bu haberin öğrenciler arasında tartışılmasını sağladık. Bu haberin yayınlandığı sayımız 600 sattı. Şimdi yaklaşık 200 kişinin katıldığı adı konmamış bir grup özelleştirmeye karşı öğrencilerin sesi olacak. Yönetim bu bir özelleştirme değil diyor. Özelleştirme zaten bugünden yarına olmaz. Özelleştirme başladı bile. Yemekhane özelleştirildi, yurtlar özelleştirildi. Uzun vadede okul da özelleştirilecek. Vakıf modeliyle bunun alt yapısı hazırlanıyor.’’



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!