Güncelleme Tarihi:
Açık bir yüzme havuzunda üçüncü turuna henüz yeni başlamışken, bir anda felç olmuş gibi hisseden 66 yaşındaki adam önce acı sonra korkuyla çırpınmaya başladı. Nefes alamıyor ve güçlükle hareket ediyordu. Boğulduğunu zanneden karısı aceleyle yanına gitti. İyi bir yüzücü olduğunu bildiğinden böyle bir şeyin olması da şaşırmasına sebep oluyordu. Yanlış olan neydi?
“BİR AHTAPOT SANKİ KAFAMI SIKIYOR”
Karısı, dudaklarının hareket ettiğini gördü ve yaklaştı. Çenesi kasılmıştı ve ‘konuşamıyorum’ diye mırıldandı. Havuzun dışına çıktıktan sonra eşi hastaneye gitmek konusunda ısrarcı olsa da adam bir ilaç içerek durumu geçiştirmeye çalıştı. Bu garip ağrılar yaklaşık üç haftadır işkence ediyordu. Onu uykudan uyandıran baş ağrısı, beyninin derinliklerinde bir baskı olarak başladı. Ertesi sabah uyandığında baş ağrısı geçmişti ama başı ve yüzünün etrafındaki baskının en güçlü olduğu bölgeler garip bir şekilde hassaslaşmıştı. Saçını başının sağ tarafına bile tarayamıyordu. Acısını ise ‘bir ahtapot sanki kafamı sıkıyor’ diyerek tarif etti.
Birkaç gün sonra ise çenesindeki ağrı başladı. Ağzını açıp kapatmak ve özellikle de çiğnemek çenesinin zonklamasına neden oluyordu. Patates püresinden daha katı bir yemek yemesi dayanılmaz acısını tetikliyordu. Çenesindeki hassasiyet için diş hekimine gittiğinde ise hekim TME (Temporomandibular eklem / Çene eklemi rahatsızlıkları) olduğu sonucuna vardı. Diş hekimi, çene sıkma ve diş gıcırdatma gibi kötü alışkanlıkların eklemleri kötüleştirdiğini söyledi.
Bu hastaya da karısına da doğru gelmedi. Dişlerini gıcırdatsa fark edebilirlerdi. İnternette çene ağrısı ve TME konusunda uzmanlaşmış bir diş hekimi bulup, onun da kapısını çaldılar. O dişçi de ne olduğundan emin değildi. Belki de bir uyku sorunuydu, çünkü ağrı geceleri daha da şiddetliydi. Adamı uyku çalışması yapması için yönlendirdi. Ancak bu da doğru gelmiyordu.
HER ŞEYİ ÇİFT GÖRÜYORDU
O hafta sonu çift, bir tenis turnuvasında oynamak için yola çıktı. Adam arabadan inerken dünyası değişti ve aniden her şeyden iki tane görmeye başladı. Karısına sakince “Ben tenis oynayamam, çift görüyorum” dedi. Bu sözler karısını korkuttu. Yoksa bir beyin tümörü mü vardı? Tüm en kötü olasılıklar birden olası göründü. Adam bir süre sonra daha iyi oldu ve turnuvada oynayabildi.
Gün geçtikçe ağrılar artmaya devam ediyordu. Yemek yemek çok acıttığı için yaklaşık 10 kilo verdi. Ve onu gerçekten korkutan ikinci bir çift görme olayı yaşadı. Bütün bunlar çalışmasını bile neredeyse imkansız hale getiriyordu.
YEMEĞE DEĞİL ACİLE GİTTİLER
Bir sonraki hafta geldiğinde biraz daha rahatlamıştı ve eşinin doğum günü için güzel bir akşam yemeği planladı. Ancak yemeğe değil acile gitmek zorunda kaldılar. İşte burada dev hücreli arterit adıyla tanıştılar. Ne hasta ne de eşi bu rahatsızlığı duymamıştı. Benzer semptomları olan hastalar için internette araştırma yaptıklarında ise TME teşhisi konan ancak aslında çok daha nadir görülen bir hastalığı olan adamla ilgili bir hikayeye rastladılar.
Çift semptomları okumaya başladı ve adamın yaşadığı her bir semptomu gördüler: baş ağrısı, çift görme, çene ağrısı… Her şey.
BİRKAÇ İHTİMAL VARDI
Nöbetçi acil tıp doktoru Dr. Danielle Belser yaptığı kısa bir muayeneden sonra birkaç fikrinin olduğunu söyledi. İlk teorisi delirten hastalık olarak da bilinen trigeminal nevraljiydi. Doktor teorisini açıklarken çift başlarını sallıyordu. Karısı, bu hastalığa oldukça hakim olduklarını açıkladı. Çünkü sadece birkaç yıl önce bundan muzdariplerdi. Korkunç ve acı vericiydi ama kocasının sahip olduğu şey bu değildi. Doktora, “Bundan nefret edeceğinizi biliyorum ama bunun ne olabileceği konusunda farklı bir fikrimiz var: dev hücreli arterit.” dedi.
Doktor gülümsedi ve listesindeki bir sonraki şeyin bu olduğunu ifade etti. Belser, bu hastalığın neden olduğu önemli iltihaplanma belirtilerini aramak için bazı kan testleri istedi. Test değerleri yüksekse GCA’nın (Dev hücreli arterit) varlığını gösterebilir, ancak tanıyı gerçekten koymak için hastadan biyopsi alınması gerekiyordu.
Kan testlerinin pozitif çıkmasıyla tedaviye başlandı. Aylarca, belki de yıllarca uğraşacaktı. İlk birkaç doz ilaçtan sonra baş ağrıları kayboldu ve tekrardan yemek yemeye başlayabildi. Biyopsi ise zaten bildiği bir şeyi doğruladı: GCA’sı vardı.
Yaşam kalitesini düşüren ve dayanılmaz acılara sebep olan dev hücreli arterit ile ilgili tüm merak edilenleri İç Hastalıkları ve Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Nuran Türkçapar ve Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu’na sorduk. Uzmanlar hurriyet.com.tr okurları için yanıtladı.
KALICI GÖRME KAYBINA SEBEP OLABİLİR
Dev hücreli arterit nedir, neden olur?
Prof. Dr. Nuran Türkçapar: Dev hücreli arterit, büyük ve orta çaplı kan damarlarının iltihaplanmasıyla seyreden bir atar damar iltihabı. En sık tutulan damarlar kafa derisi ve başın arterleridir. Özellikle de temporal bölge olarak bilinen şakakların üzerindeki arterler sıklıkla tutulur.
Hastalığın nedeni ise tam olarak bilinmiyor. Genetik yatkınlıkla birlikte geçirilen enfeksiyonlar ve sigara kullanımı gibi faktörlerin de etkisiyle otoimmün mekanizmaların tetiklenmesiyle hastalığın geliştiği düşünülüyor.
Hastalığın belirtileri neler?
Prof. Dr. Nuran Türkçapar: Dev hücreli arteritin en yaygın belirtisi, genellikle şakakların çevresinde yeni gelişen baş ağrısı. Fakat bu baş ağrısı kafatasının önü, üstü ve arkası dahil olmak üzere herhangi bir yerde de ortaya çıkabilir. Saçlı deride hassasiyet vardır. Yorgunluk, iştahsızlık, kilo kaybı veya grip benzeri şikayetler de baş ağrısına eşlik eder. Çiğneme veya konuşurken çenede ağrı, hatta yorulma olabilir. Bazen tek belirtisi ise açıklanamayan ateştir. Gözün kan dolaşımına yayılırsa, görme etkilenebilir. Görme ile ilgili sorunlar geçici bulanıklık, çift görme ile başlayıp kalıcı görme kaybına kadar gidebilir bazen aniden görme kaybı gelişebilir. Bu nedenle her zaman erken tanı ve hızlı tedavi ile görme kaybının önüne geçmek mümkün.
Dev hücreli arterit sıklıkla delirten hastalık olarak da bilinen trigeminal nevralji ile karıştırılıyor. En ayırt edici belirtisi nedir?
Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu: Dev hücreli arteritte ağrı şakaklarda olur. Hastalar ağrıyı şakaklarda oyulma hissi ve yanma olur gibi anlatır. Delirten hastalıkta ise ağrı genellikle çenede ve yanakta olur. Ağrı elektrik çarpar gibi olur ve hastalar konuşurken, dişini fırçalarken ağrıdığını söyler. Delirten hastalıkta ağrı saniyeler içinde vurur gider ancak dev hücreli arteritte ağrı sürekli yaşanır. Delirten hastalıkta gözle ilgili herhangi bir bulgu olmaz ama dev hücreli arteritte sıklıkla yaşanır.
SİGARA İÇENLERDE RİSK 6 KAT FAZLA
Ne sıklıkla görülür? Hastalığın görülmesinde yaş ve cinsiyet gibi etkenler ne denli önemli?
Prof. Dr. Nuran Türkçapar: Hastalığın görülme sıklığı 50 yaş üzerinde Kuzey Avrupa’da 20/100.000 iken Güney Avrupa’da 12/100.000 oranında. Türkiye’de görülme sıklığı ise Güney Avrupa’ya benzer oranlarda.
Hastalık tipik olarak 50 yaş üzerinde görülür ve 50 yaş altında çok nadir yaşanır. Özellikle de 70 ila 80 yaşlarında pik yapar. Aynı zamanda sigara içenlerde risk 6 kat daha fazladır. Beyaz ırkta ise beyaz olmayanlara göre daha fazla görüldüğü biliniyor.
Teşhis nasıl konuluyor?
Prof. Dr. Nuran Türkçapar: Dev hücreli arterit tanısını doğrulamak için kan testi gibi basit bir yol yok. Eritrosit sedimantasyon hızı, kırmızı kan hücrelerinin bir saat içinde hangi hızda çöktüğünü kontrol ederek iltihabı ölçen bir kan testİ. Bu oran, dev hücreli arteritli çoğu insanda yüksek çıkar. Diğer hastalıklar da yüksek sedimantasyon oranlarına neden olabileceğinden mutlaka ileri incelemeler gerekli.
Başın yan tarafındaki temporal arterlerin ultrasonu yapılabilir. Eğer pozitifse, bu aktif dev hücreli arteriti düşündürebilir. Ancak negatif bir test hastalığı ekarte ettirmez ve biyopsi yapılması gerekir.
Temporal arterin küçük bir parçasının cerrahi olarak çıkarılması ve iltihaplanma belirtileri için mikroskop altında incelenmesi ile net tanı konur. Bu işlem genellikle kulağın önündeki saç çizgisinde görülmeyen küçük bir iz bırakır.
Dev hücreli arterit tedavisi nasıl yapılır?
Prof. Dr. Nuran Türkçapar: Hastalığın tedavisi, görme kaybı riski nedeniyle mümkün olan en kısa sürede başlamalı. Kuvvetle şüpheleniliyorsa, bazen temporal arter biyopsisinin sonuçları gelmeden de tedaviye başlanabilir. Tedavide genellikle yüksek dozlarda kortizon kullanılır. Yüksek doz kortizon genellikle bir ay devam eder ve ardından doz yavaş yavaş azaltılarak kesilir. Kortizon dozunu daha rahat düşebilmek için genellikle başka romatizma ilaçları da tedaviye eklenir.
HASTALIKLA YAŞAMAK ZOR, TEDAVİ ŞART
Dev hücreli arterit ile yaşamak mümkün mü?
Prof. Dr. Ali Kemal Erdemoğlu: Hastalık tedavi edilmezse kişi şiddetli ağrılardan dolayı sıkıntılar yaşar. Görme bozukluğundan zamanla körlüğe kadar gidebilir. Neticesinde bir damarın etkilendiği hastalık olduğu için başka damarsal rahatsızlıklara da yol açabilir. Kısacası bu hastalıkla yaşamak pek de mümkün değil ve derhal tedaviye başlanmalı.
Prof. Dr. Nuran Türkçapar: Yüksek doz kortizon tedavisinin yan etkileri özellikle 50 yaş üzerindeki hastalarda yüksek tansiyon, osteoporoz ve diyabet gibi yandaş hastalıkların şiddetlenmesine neden olur. Kortizon tedavisi kemik kaybına neden olabilir. Bu sebeple doktorunuz osteoporoz ve kırık riskine karşı korumak için kalsiyum ve D vitamini takviyesi almanızı önerir. Yüksek doz kortizonun diğer yan etkilerinden bazıları, gergin ruh halleri, kilo alımı, sıvı tutulması, enfeksiyona yatkınlık, kas zayıflığı, tüylenmede artış, katarakt, ciltte incelme veya morarmada artıştır. Doktorunuzun önerdiği beslenme ve egzersiz programlarına uyarak kortizon tedavisinin yan etkilerini minimuma indirmek mümkün.