Binalara renkli deprem karnesi

Güncelleme Tarihi:

Binalara renkli deprem karnesi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2001 00:00

Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanlığı Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM), ildeki binaların depreme dayanıklılığını 'kırmızı', 'sarı' ve 'yeÅŸil' belgelerle sınıflandırmayı planlıyor.AKOM tarafından Alibeyköy`deki Ä°GDAÅž Toplantı Salonu`nda düzenlenen 'Ä°stanbul Depremi ve Güvenilir Yapılar' konulu toplantıda, Ä°stanbul`daki tüm binaların depreme karşı dayanıklılığınıntespiti için yapılması gerekenler tartışıldı. Toplantının açılışında konuÅŸan AKOM BaÅŸkanı Mesut PektaÅŸ, BüyükÅŸehir Belediyesi sınırları içinde mevcut özel yapıların depreme karşı dayanıklılığını tespit etmek için bir çalışma baÅŸlattıklarını belirterek, bu çalışma sonucunda binalara 'kırmızı', 'sarı' ve 'yeÅŸil' belge vereceklerini söyledi."Kırmızı belge binanın dayanıksızlığını, sarı belge binanın güçlendirilmesi gerektiÄŸini, yeÅŸil belge de bina depreme dayanıklı anlamı içerecek" diyen PektaÅŸ, bu sınıflandırmanın ardından desteklenmesi gereken yapılarda uygulanacak esasların tespiti için çalışma yapılacağını sözlerine ekledi. UYGULAMAYA ELEÅžTÄ°RÄ°Toplantının bilgilendirme aÅŸamasında konuÅŸan bilim adamları, bu uygulamanın olumlu, ancak yürütülmesinin zor olduÄŸunu savundular. Ulusal Deprem Konseyi BaÅŸkanı Prof. Dr. TuÄŸrul Tankut, 17 AÄŸustos depremi sonrası ağır, orta ve hafif hasarlı binaların tespitine yönelik yapılan tartışmaları hatırlatarak, "Ä°stanbul`daki binalar için bu ayrımı yapmak çok zor" dedi. Prof. Dr. Tankut, binaların deÄŸerlendirilmesi ve belgelenmesinin son derece anlamlı, ancak bu iÅŸin teknik ve finansman boyutunun yeterliliÄŸinin önemli olduÄŸunu vurgulayarak, şöyle konuÅŸtu: "Bu uygulama, çeÅŸitli tepkiler doÄŸurur. Hiç kimse binasının kapısına kırmızı belge astırmaz. Çünkü bu belgenin anlamı ilk depremde yıkılacak tabutluk ev demektir. Bu da vatandaşın psikolojisinin bozulmasına neden olur. Bunun yanında uygulamayı hangi ekiple ve yöntemle yapacağınız da önemlidir. Türkiye`de bu iÅŸi yapacak yeteri sayıda mühendisin olduÄŸunu zannetmiyorum." Prof. Dr. Tankut, yeterli kaynak ve teknik altyapı oluÅŸturulduÄŸu takdirde bu iÅŸlemin, en az 30-40 yıl sürebileceÄŸini de söyledi.      Ä°TÃœ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü öğretim görevlisi Prof. Dr. Aykut Barka da depremden sonra böyle bir çalışma baÅŸlatılmasının anlamlı olduÄŸunu ifade ederek, "Bu, bilimsel olmalı. EÄŸer bilimsel olursa, dünyaya örnek olacak bir çalışma" dedi. Prof. Dr. Barka, Ä°stanbul`da olası bir depremin 30 yıl içinde beklendiÄŸini, bu durumun il için bir avantaj olduÄŸunu dile getirerek, yeterli hazırlıklar yapıldığı takdirde olası depremin en az hasarla atlatılabileceÄŸini vurguladı. BoÄŸaziçi Ãœniversitesi Deprem AraÅŸtırma Enstitüsü Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nuray AydınoÄŸlu, Ä°stanbul`da gelecek 30 yıl içinde 7 büyüklüğünde deprem olma riskinin yüzde 63 olduÄŸunu belirterek, ilde 1milyonun üzerinde bina stokunun bulunduÄŸunu, bu binaların yüzde 60`ının kaçak ve inÅŸaat kalitesinin de düşük olduÄŸunu söyledi. Ä°stanbul`u, dünyada deprem riski bakımından, en riskli ÅŸehirlerinden biri olarak niteleyen Prof. Dr. AydınoÄŸlu, "Çok büyük bir riskle karşı karşıyayız. Binaları sınıflandırırken halkın desteÄŸi mutlaka alınmalı. Destek alınmadan, bu iÅŸler yapılmaz. TelaÅŸa kapılmadan 30 yıl içinde bir ÅŸeyler yapılır. Bu zaman iyi deÄŸerlendirmeliyiz" dedi.    Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!