Betonun kitabını yazdı

Güncelleme Tarihi:

Betonun kitabını yazdı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 01, 2000 00:00

Haberin Devamı

Yıllardır şehir üzerine yazan Mustafa Armağan'ın son kitabı ‘‘Alev ve Beton’’ şehrimizin apartman macerasını, beton efsanesini anlatıyor.

MUSTAFA Armağan, yıllardır şehirler üzerine düşünüyor, konuşuyor, yazıyor. Sadece İstanbul değil, çocukluğunun geçtiği Bursa'yla da ilgili. Düzenli gezileri sırasında iki şehir arasındaki benzerlikleri yakından görüyor.

Surlardaki sürprizler

Armağan, son kitabı ‘Alev ve Beton’da ev ve apartman kavramları üzerinde duruyor. 1920'lerden sonra Osmanlı ev tarzı olan ahşap evlere karşı başlatılan kampanyalara eğiliyor. Betonlaşmayı teşvik eden devletin, apartman hayatını özendirmeye yönelik uygulamalarını irdeliyor. Apartman yaşamının özendirilmesiyle Türkiye'de yeni gelişmekte olan çimento sanayine yapılan teşvikler arasındaki ilişkiyi gözler önüne seriyor. ‘‘Şişli'de bir apartman, yoksa eğer halin yaman!’’ düşüncesinin halka dayatılmasından bu yana İstanbul'un yaşadığı betonlaşma macerasının izini sürüyor.

‘‘1930'larda başlayan beton konut anlayışı ikibinli yıllarda değişecek gibi görünüyor. Yüzyılın başındaki söylemle sonundaki söylem tamamen farklılaştı. İstanbul'un 17 Ağustos'tan ciddi dersler alması gerekiyor.’’

‘‘Şehri detaylarda yakalamaya çalışıyorum’’ diyor yazar. ‘‘Şehir yaşanmadan ya da gezmeden farkedilemez. Sahih bir şehir bilgisi, yaşayarak ve görerek kazanılır. Kitapların birçok konuda ufkumuzu açtığı tartışmasız bir gerçek. Ancak hissetmeden kuru bilgiyle bir yere varmak mümkün değil.’’

Modernleşmenin bilançosu

Bu metropolün yazarı cezbeden yönleri neler?

‘‘Şehrin sürprizleri sur içinde, sur diplerinde yaşamaya devam ediyor. Suriçinin tarihi mirasa sahip mahalleleri her zaman beni heyecanlandırıyor.’’

Armağan, yükselen gökdelenlere ve beton yığınlarına rağmen İstanbul'un siluetini hala çarpıcı buluyor:

‘‘Boğaziçi ve Anadolu yakası daha bakir kaldığı için beni cezbediyor. Sayıları giderek azalsa da hala İstanbul'da çıkmaz sokaklar var. Bunlar cezbediyor beni.’’

Dünyanın en eski kentlerinden İstanbul'un bugüne gelirken yitirdiklerine, eleştirel gözle bakıyor:

‘‘İstanbul çok büyük bir hızla öğütülme sürecinden geçti. Viyana'da, Paris'te ve birçok Avrupa kentinde krallık döneminin kurumları gelenekleriyle birlikte modern döneme intikal etti. Bu kentlerde geçiş bizdeki kadar hoyrat, düşmanca ve yıkıcı olmadı. Bizim modernleşme sürecimizin tavrı Batıya göre çok keskin oldu. Batıda kent planları rasyonel bir biçimde yapılıyor. Bizde ise tamamen bir yağma mantığı hakim.’’

Ancak Armağan modernleşmenin olumlu katkılarını da inkar etmiyor.

URFALI-BURSALI-İSTANBULLU

MUSTAFA Armağan 1961 Cizre doğumlu. Liseyi Bursa'da okudu. 1985'te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Bir dönem İzlenim Dergisi'nin yayın yönetmenliğini yapan Armağan'ın Gelenek (1992), Gelenek ve Modernlik Arasında (1995), Şehir Asla Unutmaz (1996), Şehir Ey Şehir (1997, Türkiye Yazarlar Birliği Deneme Ödülü), Bursa Şehrengizi (1998) ve Alev ve Beton (2000) adlarını taşıyan altı kitabı ve çeşitli çevirileri var.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!