Güncelleme Tarihi:
Nathalie Stoyanof, 166 yıllık aile şirketi Beyaz Fırın'ın son ustası. Beşinci kuşak olarak işi devralmış, ürün çeşitlerini artırmış, şirketin vizyonunda değişiklikler yaratmış. Koç Üniversitesi'nde İşletme okuyan Stoyanof, Fransa'daki ünlü pastacılık okulu Cordon Bleu'da dokuz ay pastacılık eğitimi almış. Küçüklüğünden beri işin içindeymiş. Eğitimini tamamlayınca 1999'da tam zamanlı olarak Beyaz Fırın'da çalışmaya başlamış.
Çiftehavuzlar ve Kadıköy'de şubeleri bulunan Beyaz Fırın'ın geçmişi 166 yıl öncesine dayanıyor. Hikayesi Makedonya'dan Türkiye'ye göç eden George Stoyanof'un Balat'ta açtığı simitçi dükkanıyla başlıyor. Daha sonra ailenin diğer üyeleri Sarıyer ve Üsküdar Börekçisi'ni kuruyor. 1953'te Beyaz Fırın isimli pastaneyi açıyorlar. Bu pastane 1960'ta Karaköy'de Beyaz Pastanesi ismiyle açılıyor. Nathalie'nin babası Dimitri Stoyanof, 1977'de işin başına geçiyor. 1980'de Beyaz Fırın'ı tadilattan geçirerek tamamen devralıyor. 1993'te Çiftehavuzlar'a taşınıyorlar. Bugün, pastanenin iki şubesinde 98 çalışan bulunuyor.
Beyaz Fırın, geçtiğimiz 2003 Ocak ayında Fransa'da yapılan International de La Gastronomie yarışmasında 'en iyi tasarım' ödülünü kazanmış. Yine Ocak Ayında Hürriyet'in yaptığı bir araştırmada Türkiye'nin en iyi 10 pastane içinde ilk sırada yer almış.
PASTACILIK AİLE GENLERİNDE
Pasta yapımında kullanılan un, tuz ve şekerin beyaz renkte olması nedeniyle ‘Beyaz Fırın’ markası kullanılıyor. Pide, poğaça, açma gibi geleneksel lezzetler ve pasta, kurabiye üretimi yapılıyor. Nathalie Stoyanof, geçen yılki cirolarının yaklaşık iki buçuk trilyon olduğunu söylüyor.
Pastacılık işinin aile genlerinde bulunduğunu belirtiyor. Bütün akrabaları yiyecek işiyle uğraşmış ve uğraşıyor. Anne babasının kendisini bu yönde etkilememesine karşın, aile mesleğinden başka bir iş yapmayı düşünmemiş. Küçük yaşlarından itibaren yaz tatillerinde Beyaz Fırın'da çeşitli işlerde çalışmış. Küçüklüğünde de pastane işleriyle uğraşıyormuş.
Beyaz Fırın'da tam zamanlı olarak çalışmaya başladıktan sonra ürünlerde önemli farklılıklar yapmış. Pasta, kurabiye çeşitlerini artırmış. İnternet üzerinden satışa başlanması konusunda önemli etkisi olmuş. Daha çok ürün geliştirme ve değişik ürünler konusuyla ilgileniyor.
İleride Avrupa yakasında da bir şube açmayı planlıyor. Babasıyla beraber çalışan Stoyanof, yaptığı işi çok seviyor. Zaten, iş dışındaki en büyük hobisi de 'yemek yapmak'. Ailenin tek çocuğu. İleride çocuklarının da bu işi devam ettirmesini istiyor.
Sürekli ‘pasta’ düşünün
Nathalie Stoyanof, pastacılığı meslek olarak seçmek isteyenlere şunları öneriyor:
Öncelikle bu mesleği çok sevmeleri gerekiyor. Belki tüm meslek dalları için sevgi önemlidir ama pastacılıkta çok daha önemli bir kural.
Pastacılık sürekli yenilik gerektiren bir iş. Kendini yenileyerek yeniliklere açık olmak gerekiyor. Evde, işde günün 24 saati 'pasta' akıldan çıkarılmamalı.
Diğer mesleklerde olduğu gibi bu işin eğitimi alınmalı ve püf noktaları öğrenilmeli. Yaratıcılık bu işin bir parçası.