Bebeklerde en fazla inek sütü alerji yapıyor

Bebeklerde besin ve katkı maddelerinin alımına bağlı gelişen reaksiyonların tamamının besin alerjisi olmadığı, bilinçsizce besinlerin diyetten çıkarılmasının özellikle bebekte, büyüme ve gelişme geriliğine yol açabileceği  bildirildi.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Alerji-İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Seval Güneşer Kendirli, annelerin bebeklerinde yüzde 28 oranında besin alerjisi olduğunu belirttiklerini, oysa yapılan çalışmalarda ancak yüzde 8'inde besin alerjisi saptandığını söyledi.

Çocuklarda en sık inek sütü, yumurta, buğday, fındık, fıstık, balık ve domatesin alerjiye yol açtığına işaret eden Kendirli, şöyle konuştu: 

''Çocuklarda, özellikle bebeklerde en çok inek sütü alerjisi görülür. Görülme sıklığı yüzde 0.3-7.5 arasında değişmektedir. Ç.Ü TıpFakültesi Balcalı Hastanesi'nde yaptığımız çalışmada inek sütü alerjisi görülme sıklığı yüzde 1.55 bulunmuştur. İnek sütünde bulunan proteinler bebekte alerjiye neden olmaktadırlar. İnek sütündeki 'Beta Laktoglobulin' ise en önemli alerjen proteindir ve pişirmekle alerjik özelliği geçmez.''

Kendirli, yumurta beyazının sarısına göre daha alerjenik özelliğe sahip olduğu, süt ve yumurta alerjisinin zamanla geçebildiğini kaydetti.  Fıstık alerjisinin daha uzun sürdüğünü kaydeden Kendirli, ''Çocuklarda ve erişkinlerde çok tüketilen buğday da alerji yapabilmektedir'' dedi.

Kendirli, besin alerjisinin ağız ve dudakta şişme, ishal, kusma, kabızlık, üst ve alt solunum yolu hastalığı, astım, deri kaşınması, döküntü ve egzamaya neden olabileceğini bildirdi. 

Besin alerjisi tedavisinde en önemli yöntemin, alerjen besinin diyetten çıkarılması olduğunu bildiren Kendirli, ''Ancak, alerjen besin diyetten çıkarıldığında, başka uygun besinlerle mutlaka takviye yapılmalıdır. Bu bir bebekte uygulanıyorsa büyüme ve gelişme geriliğine neden olabilir. Bu durumda mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır'' diye konuştu.

GüneÅŸer Kendirli, besin alerjisinin kilo kaybı, geliÅŸme geriliÄŸi, beslenme ve yeme bozukluklarına neden olabileceÄŸini ve bu nedenle ailelerin dikkatli davranması, bebeklerin büyüme ve geliÅŸmelerinin yakından izlenmesi gerektiÄŸini söyledi.Â