Bebeği satılan annenin dramı

Güncelleme Tarihi:

Bebeği satılan annenin dramı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 1997 00:00

Haberin Devamı

RP yöneticisi Vahittin Yüksel'in Hıristiyan oğlu...

Evli ve 5 çocuk babasıydı. 16 yaşındaki Selbiye'yi İsviçre'ye kaçırdı. Doğan çocuğunu İtalyan aileye sattı... Çocuk katı bir Katolik olarak yetişti. Annesinin Halil İbrahim'i İtalyan Silvano olarak büyüdü. Kocasının baskısıyla yeni doğan bebeğini bir İtalyan aileye satmak zorunda kalan Selbiye Yıldırım'ın hüzünlü öyküsü...

İsviçre'nin Basel Kenti'nde yaşayan Haymanalı Selbiye Yıldırım, dünyaya getirdiği gün bir İtalyan aileye satılan oğlunu tam 20 yıl sonra bağrına bastı. Henüz 16 yaşında, o dönemde evli ve 5 çocuk babası olan Refah Partisi yöneticilerinden Vahittin Yüksel tarafından, 2 bin 500 marka satılan yavrusunu yıllar süren arayış sonrası bulan acılı anne ile İtalyan ordusunda Carabinieri (jandarma) olarak görev yapan oğlunun kucaklaşması göz yaşarttı. Birbirlerinin dilini anlamadan sadece koklaşarak anlaşan ana-oğul, şimdi Refah Partisi çatısı altında yönetici olarak görev yapan ''baba''ya lanet yağdırıyorlar...

SELBİYE ANLATIYOR

Selbiye Yıldırım'ın bir serüven filmi kadar sürükleyici yaşamını kendi ağzından dinliyoruz: 'Ankara'nın Yenice Köyü'nde mutlu bir yaşamım vardı. Sekiz çocuklu bir evin tek kızıydım. Köylümüz olan ve o yıllar İsviçre'de çalışan Vahittin Yıldırım, bana 13 yaşımdayken göz koymuştu. Üç yıl bu adama direndik. Evli ve 5 çocuk babası bu kişiye karşı korumak için beni amcaoğlumla nişanlayıp düğün yaptılar. Ancak, askerde olan nişanlım izin alamadığı için nikahımız kıyılamadı. Düğünden 20 gün sonra silahlı iki arkadaşıyla beni kaçıran Vahittin Yüksel, beni önce ailemden, sonra vatanımdan kopararak İsviçre'ye götürdü. Öldürme tehdidiyle bana zorla sahip olan bu adamdan hamile kaldım.''

Yaşadığı acıları anımsarken sürekli gözleri dolan Selbiye Yıldırım şöyle devam etti: ''İnşaat işçilerinin lojman olarak kullandığı köhne bir binanın tek göz odasında büyük sıkıntı çekiyordum. Her günüm dayak ve gözyaşıyla geçiyor, karnımda taşıdığım bebekle biraz olsun avunuyordum. Evimize birgün tanımadığım karı koca geldi. İtalyan olduklarını öğrendim. Hamileliğin 6. ayında Vahittin kaçak yaşadığımız İsviçre'de doğum yapamayacağımı, İtalya'ya gideceğimizi söyledi. Doğuma 2.5 ay kala İtalya'nın Bari Kenti yakınlarındaki Potenza'ya bağlı Melfi'ye geldik. İtalyan ailenin evine yerleştik. 31 Aralık 1977'de, yılbaşı akşam saatlerinde sancılarım başladı. Eve çağırılan bir komşu ebe doğumu yaptırdı.''

20 YIL OĞLUNU ARADI

Selbiye Yıldırım, tam 20 yıl süren arayışı da şöyle anlattı:

''Yıllar geçti, hep oğlumun acısı ile yaşadım. Aklımda kalan tek şey doğumu yaptığım köy, İtalyan aile ve yaşadığım acılardı. Bu arada küçük kardeşim Seyfettin de İsviçre'ye gelerek işe başladı. İsviçre ile İtalya sınırındaki bir nakliyat şirketinde çalışıyordu. Sınıra gelip işlem yaptıran her İtalyan TIR şoförüne Melfi'yi bilip bilmediğini soruyordu. Bu yıllarca sürdü. Nihayet bir gün şans yardım etti ve Melfi'li olan bir TIR şoförü aracılığıyla oğlumuzun telefonunu ve adresini öğrendik.''

Selbiye Yıldırım, oğlunun izini bulmasına rağmen ona kavuşamıyordu. Telefonları yüzünden İtalyan aile paniklemişti. Oğullarını kaybetmekten korkan İtalyan aile, öz annenin oğlu ile buluşmasını önlemek için büyük gayret harcıyordu.

Selbiye Yıldırım oğluna kavuşmak için Hürriyet'in yardımına başvurdu. Oğlunun hasretiyle yanıp tutuşan Selbiye, 1993'te hayatını birleştirdiği eşi Ali ve Hürriyet muhabirleriyle İtalyan ailenin evine giderek ''Çat kapı'' yaptı. İtalyan anne, bir anda ortaya çıkan Selbiye'yi karşısında görünce şok geçirdi, öz anne ile oğulu buluşturmamak için çok direndi. Ancak, Selbiye'nin yalvarışlarıyla yumuşadı, evine davet ederek oğlunun odasını gezdirdi. Büyük acılar çektiği eve giren, oğlunun odasını gezen, onun teneffüs ettiği havayı içine çeken Selbiye buna dayanamadı ve bayıldı. Kendine gelen Selbiye, oğlunun yolunu gözledi. Dakikalar geçmek bilmezken Silvano eve geldi. Oğlunun adı ile irkilen, tüm vücudu zangır zangır titreyen Selbiye oğlu odaya girdiğinde ''Oğlum, yavrum'' feryadı ile boynuna sarıldı. Genç adam, daha önce İtalyan anneden kimliğini öğrendiği kadının öz anası olduğunu çabuk anladı. Gözüyaşlı annenin yorgun ve acılı kalbi bu mutluluğa fazla dayanamadı ve oğlunun kolları arasında ikinci kez bayıldı.Antonio ve Erika Andretta çifti, Silvano'yu 2 bin 500 marka Vahittin Yüksel'den satın aldıklarını belirtip, Selbiye'nin anlattıklarını harfiyen doğruladılar. Erika, ''Evlendikten sonra yıllarca çocuğumuz olmadı. Eşim, bir Türk iş arkadaşının genç karısının hamile olup çocuğu bize satabileceğini söylediğinde hiç tereddüt etmedim.Doğumu evimizde yaptırdık. Doğum sırasında eşim ve Vahittin'in kavgası 500 mark üzerineydi. Bizim de durumumuz pek iyi değildi. Üç ay bizde kaldıkları için, yeme içme masraf için 500 markı keserek 2 bin mark verdik. Selbiye'nin feryatları hiçbir zaman kulaklarımdan silinmedi. Ana oğulun buluşmasına biz de sevindik'' dedi.

Öz oğlunu sattı

Vahatin Yüksel, Refah Partisi'nin Ankaralı yöneticilerinden... Evli ve 5 çocuklu olduğu halde 13 yaşındaki Selbiye Yıldırım'a göz koymuş. 3 yıl sonra da silah zoruyla İsviçre'ye kaçırmış. Hamile kalan Selbiye, İtalya'da doğum yapması gerektiğini anlatan Vahittin'in arkadaşlarına gidişlerini yeniden yaşarcasına acıyla anlatıyor:

''Vahittin'in İsviçre'de mesai arkadaşı olan İtalyan Antonio Andretta ile Alman eşi Erika'nın, köyün tenha köşesindeki evinde doğum oldu. İlk çığlıkları duyduğumda oğlum olduğunu öğrendim. Bu ana kadar bana sıcak davranan Erika değişmişti. Oğlum doğar doğmaz ebenin elinden alarak kundağa sardığı bebekle odadan hızla ayrıldı. Ne olduğunu anlayamadım. Çocuğumu görmeyi istedim, yalvardım. Bu arada ev sahibi Antonio ile Vahittin bağıra bağıra kavga ediyordu. Daha sonra kendisinin cebine bir tomar parayı koyarken gördüm. İçim cız etti. Yan odalardan ağlayan bebek sesi geliyordu. Ağlamam yalvarmaya dönüşünce Antonio dayanamadı ve kundak içindeki oğlumu getirdi. Ama mutluluğum tam iki dakika sürdü. Erika odaya girerek onu benden kopardı. O an dünyam yıkıldı. Oğlumun para karşılığı satıldığını anladım. Vahittin, saçlarımı koluna dolayarak, beni arabaya bindirip istasyona götürdü. Trene binip İsviçre'ye geldik. Daha sonra bir oğlum ve biri kız ikizlerim oldu. Vahittin, yeni doğan kızımı da satmak isteyince feryatlarıma yetkililer yetişti. Vahittin'i önce hapse atıp sonra ülkeden sınırdışı ettiler.''

Bu arada, öz oğlunu 20 yıl önce para karşılığı İtalyan aileye sattığı öne sürülen Yüksel, ortadan kayboldu. Günlerden beri telefonla aradığımız Yüksel, sorulara yanıt vermedi. Ankara İl Genel Meclisi üyesi olan ve Meclis toplantılarında da görülmeyen Yüksel'i tanıyanlar, haberin anonslarının TV'lerden yayınlanmaya başlanmasıyla birlikte, kendisini göremez olduklarını söylediler.

Silvano'dan kendisini satan babaya lanet...

Öz annesini tanıdığı için çok mutlu olduğunu söylüyor Silvano... Ancak, kendisini bugüne getiren insanları öz anne ve baba bildiğini vurgulayarak, ''Onları hiçbir zaman terk etmeyeceğim. Vakit buldukça öz annemi ziyaret edeceğim. Annem de istediği zaman beni ziyaret edebilir. Beni öz annemden ayırıp daha doğduğum gün sattığı belirtilen kişiye de lanet ediyorum'' diyor. Bugün, Refah Partisi Ankara İl Genel Meclisi Üyesi olan Vahittin Yüksel'i hiçbir zaman baba olarak kabul etmeyeceğini belirten Silvano, bu kişinin yıllar önce, daha ilkokula giderken İtalya'ya gelerek kendini ziyaret ettiğini, kendisini babasının bir iş arkadaşı olarak tanıttığını da söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!