BDDK’nın dosyasını açıyorum (1)

Güncelleme Tarihi:

BDDK’nın dosyasını açıyorum (1)
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2003 00:00

BDDK ile ilgili olarak hükümetin duyduğu endişelerin benzerini duymaya başlıyorum giderek. Çünkü bu kurum ‘‘özerklik’’i ‘‘başına buyrukluk’’ olarak algılamaya başlamış gibi görünüyor. Dün bu köşeden çok net bir soru sordum.‘‘Tahsilat Dairesi Başkanı Hasan Tengiz, Kamuran Çörtük'e ayrıcalıklı bir muamele yaparak yurtdışına çıkma izni verdi. Buna gerekçe olarak da Çörtük'ün yurtdışından para getirecek olmasını gösterdi. Kamuran Çörtük BDDK'ya yurtdışından kaç para getirerek ödedi?’’Basit bir soru. BDDK'nın ilgili birimi bir bilgisayar tuşuna basarak bu miktarı bulur ve bildirebilir.. Ancak ses seda yok. BDDK ‘‘babalarının çiftliği’’, bankalarda batırılan 40 küsur milyar dolar ‘‘babalarının parası’’ olduğu için bilgi verme lütfunda bulunmuyorlar. Hasan Tengiz Tahsilat Dairesi Başkanı olarak, canının istediğinden para tahsil ediyor, istemediğinden etmiyor. Bankacılıktan dostu arkadaşı olanlara ayrı, sonradan ‘‘bir şekilde’’ dostu haline gelenlere ayrı muamele ediyor. Tek örnek Kamuran Çörtük değil. Başka konularda da ‘‘pislik’’ diz boyu. Devletin parası, vatandaşın vergilerine mal olan para ‘‘göz göre göre’’ kaçırılıyor. Hasan Tengiz'den çıt yok. Tam aksine ‘‘görevini yapmaya çalışan’’, ‘‘halkın parasını tahsil etmek için’’ girişimde bulunan ‘‘pırıl pırıl’’ bürokratlara kan kusturuluyor. Haklarında soruşturma açılıyor. Görev yapmaları bizzat Hasan Tengiz tarafından engelleniyor. Hasan Tengiz ise kanatları altına sığındığı ‘‘hortumcular’’ ve onlardan para tahsil etmemekte direnen BDDK'nın başındaki Engin Akçakoca ile birlikte rezaleti seyrediyor.BDDK'dan pis kokular geliyor. Bu ‘‘irin’’ dosyasını açmaya başladım. Bakın altından ne rezillikler çıkacak. Yazacağım, yazacağım ve Türkiye'de şerefli denetçileri (hálá var olduğuna inanıyorum) bu rezaleti denetlemeye, BDDK çatısı altında çalışan ve tek suçları bu soygun düzenini bozmaya yeltenmek olan onurlu birkaç kişiyi korumaya çağıracağım. Ta ki, bunlar benim, sizin ve çocuklarımızın 40 küsur milyar dolarını tahsil etmek ve soyguncuları ‘‘hálá ortada dolaşmaktan’’ alıkoyuncaya kadar. Corç, Sertab'ı eleştiriyorHAKAN Peker, Popsav Başkanı sıfatıyla Sertab Erener'e ve onu Türkiye'yi temsil etmekle görevlendirilenlere verip veriştirmişti.Sertab'ın başarısından sonra da susmadı. Hálá ‘‘Bu şarkı bizi temsil etmiyor. Anlamadığım şarkı beni temsil edemez’’ havasında.Bir okurum, ‘‘Popsav başkanının müziğin evrensel dilini yadsıyarak İngilizce-Türkçe tartışması yapmasını müthiş bir hata olarak görüyorum’’ diye yazmış.Okurum haklı. Eleştirinin bir dozu, bir hududu var. Ve tabii bir de eleştirenin kim olduğu önemli. Türk popuna ve müziğin evrensel diline ‘‘Hey Corç versene borç’’ kıvamında müthiş bir ‘‘Türk kültür abidesiyle’’ katkı sağlayan Hakan Peker'in bu eleştiriyi yapmasını ‘‘saygıyla’’ karşılıyorum. Akreditasyon GENELKURMAY'ın ‘‘akredite’’ gazetecileri eleştiriliyor. Türkiye'deki hiçbir siyasal, sivil veya askeri kuruma akredite olmayan biri olarak söyleyebilirim ki, bu beni hiç ama hiç rahatsız etmiyor. Her kurumun ve kişinin kendi ‘‘akreditasyonları’’ olabilir. Geçmişte, Necmettin Erbakan da zaman zaman kendine yakın bulduğu gazetecileri veya gazetelerin temsilcilerini çağırır, onlarla kahvaltı eder, yemek yer, mesajlarını onlar aracılığıyla verirdi. Sadece Erbakan değil, pek çok başbakan kendilerine böyle ‘‘akredite’’ gazeteciler ‘‘yetiştirdiler’’. Hatta bu tip gazeteciler zaman zaman gazetelerinin ‘‘gözdeleri’’ oldular, sonra devir değişince kovuldular. (Bakınız Mehmet Çetingüleç Ecevit döneminde her gün manşetteydi. Ecevit gitti Çetingüleç kovuldu.)Kimse başbakanlara ‘‘Sizin nasıl akredite gazetecileriniz olur’’ demedi. Basın Konseyi ve Gazeteciler Cemiyeti bunu başbakanlara sormadı. Şimdi Genelkurmay'a soruyorlar. Size ne kardeşim! NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Rahatsızlar, kendini genç subayların arkasına saklamadığı zaman.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!