CHP’nin 'Van Raporu'nda, güvenliği sağlayan kamu görevlilerine saldıranların bu gücü AKP hükümetinden aldığı ileri sürüldü. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Hamit Bayram’ın polis karakolunun basılarak kaçırılması olayının sadece Van ile sınırlı olmayıp, Ankara'daki iktidar ile de bağlantılı olabileceğini öne sürdü.Olay sırasında polis karakolundaki emniyet güçlerinin meşru müdafa hakkını kullanmadıklarına dikkat çeken ve Van’daki en üst düzey yöneticilerin baskını yapanlarla pazarlık yaptığını belirten Baykal, "Bu pazarlığın merkezi Van mıdır, Ankara mıdır? Van’daki pazarlık Ankara’nın bilgisi dışında mıdır?" diye sordu. Baykal, iktidarın olaylara karşı suskun, göz yuman tavrının da "öğretici" olduğunu kaydetti.CHP Genel Başkanı Baykal, uyuşturucu kaçakcılığı nedeniyle Malatya’da yakalanan ve ardından Van’a getirilen eski Milletvekili Mustafa Bayram’ın oğlu Hamit Bayram’ın, Van’daki polis merkezinin basılarak kaçırılmasına ilişkin CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi başkanlığında İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve Antalya Milletvekili Tuncay Ercenek’in, yaptıkları incelemelerin ardından hazırlanan "Van Raporu"nu basın toplantısıyla açıkladı. Raporu hazırlayan milletvekillerinin de hazır bulunduğu toplantıda genel bir değerlendirme yapan Baykal, Van olayının günlük tartışma konularının arasında kaybolmaması için böyle bir çalışma yürüttüklerini belirterek, "Biz bu olayı çok önemli sayıyoruz. Bu kalıcı bir sorundur" dedi. Baykal, muhalefet partisi olarak sorumluluklarının gereğini yerine getirdiklerini söylerken, olayın 4 ayrı boyutu olduğunu kaydetti. İlk boyutun Türkiye’nin içindeki uyuşturucu trafiği olarak ifade eden Baykal, bu trafiğe bir an önce önlem alınmasının hem Türkiye’nin geleceğini hem de dünyayı ilgilendiren bir konu olduğunu kaydetti. Türkiye’nin uyuşturucuda kaynak ülke olmadığını, Afganistan ve İran’dan gelen eroinin geçiş ülkesi olduğunu kaydeden Baykal, Van’da yaşanan baskının en önemli bağlantılarından birinin eroin kaçakçılığı olduğunu vurguladı. Baykal, "Uyuşturcu trafiği önemle değerlendirilmeli, önlem alınmalı. Dünya ile AB ile ilişkiler ve kendi iç demokrasimize, insan haklarımıza ayna tutması açısından önemli" dedi. Baykal, uyuşturcuya boyun eğmiş ülkeleri teröre teslim olmuş ülkelere benzetirken, bu ülkelerin uluslararası konumunun etkisizleşeceğini vurguladı.UYUŞTURUCU BARONLARIBaykal, uyuşturcu trafiğinin beraberinde kara parayı getirdiğini, bu yolla zengin olan "baronları" ortaya çıkardığını ifade ederek, şöyle dedi:"Kesinlikle önlem alınmalıdır. Uyuşturcunun etrafından bir parasal güç yarattığı ve o gücün devletin çeşitli damelerine yansadığı; polisi, adliyeyi, yerel ve genel siyaseti etkisi altına alması kaçınılmazdır. Etki altına almasına göz yummak, olayı geçiştirmenin yollarını aramak hukukun işlememesini, belgelerin yanmasını beraberinde getirir. Hepsinin altında kara paranın etkisi vardır."EMNİYET GÜÇLERİ MEŞRU MÜDAFA HAKLARINI KULLANMADIBaykal, olayda dikkat çeken ikinci noktanın ise uyuşturucu sanığının kaçırılması sırasında polis merkezindeki emniyet görevlilerinin tavrı olduğunu ifade etti. Emniyet güçlerinin baskıncılara müdahale etmediğini, hatta baskıncılardan tokat, tekme, yumruk yemelerine karşın meşru müdafa haklarını kullanmadıklarını söyleyen Baykal, "Hiçbir direnç gösterilmemiştir. Tokata tokat, yumruğa yumruk mukavemeti gösterilmemiştir. Devletin polis merkezi buna müdahale edememiştir" dedi. Polisin meşru müdafa hakkını kullanmamasının görmezden gelinemeyeceğini vurgulayan Baykal, "Bu neyi ifade etmektedir? Orada bir etkinlik mi var? Bu etkinlik hangi düzeydedir? Bunun anlaşılması lazım" dedi.RAPORDAN BAŞLIKLARCHP’nin Van raporunda, Hamit Bayram ve arkadaşı Hüsnü Özbuz’un polisin elinden kaçırılması olayından AKP Hükümeti sorumlu tutuldu. Raporda, polise saldırarak göz altındaki zanlıyı kaçıranların, bu gücü AKP hükümetinden aldığı ileri sürüldü.Van’da bölge
trafik merkezinin basılarak polisin elindeki Hamit Bayram ve ortağı Hüsnü Özbuz adlı zanlıların kaçırılması olayına iliÅŸkin olarak CHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Cevdet Selvi, PM Ãœyesi Kemal KılıçdaroÄŸlu, NiÄŸde Milletvekili Orhan Eraslan, Antalya Milletvekili Tuncay Ercenk’ten oluÅŸan heyet tarafından hazırlanan raporda, AKP hükümetine yönelik üstü kapalı suçlamalar yer aldı. "Emniyetten adam kaçırma" olayının bütün detaylarıyla anlatıldığı raporda, "Van gibi küçük bir yerde bu kadar büyük bir olayın yerel medyadan gizlenebilmiÅŸ olması, olayın büyük bir gizlilik içinde götürülmesi iktidardaki zihniyetin siyasal iliÅŸkileri nasıl kullandığının açık bir göstergesidir" denildi. Silahlı 25-30 adamıyla polis merkezini basan, polisleri döverek, uyuÅŸturucu kaçakçılığı zanlısı oÄŸlunu kaçıran eski milletvekili Mustafa Bayram’ın 15-20 dakika sonra hiçbir ÅŸey olmamış gibi Van Emniyet Müdürlüğü’ne gitmesi, pazarlığa oturması ve daha sonra "elini kolunu sallayarak" çıkıp gitmesinin, ancak politik destekle olabileceÄŸi ifade edildi. Raporda, "Hükümetin suskunluÄŸu da bu olayın arkasındaki politik desteÄŸin en önemli kanıtıdır" denildi. Polise karşı iÅŸlenen söz konusu suçta İçiÅŸleri Bakanlığı ve Bakan Abdülkadir Aksu’nun soruÅŸturmanın devam ettiÄŸi gerekçesiyle suskunluÄŸa bürünmesinin anlamlı olduÄŸu ifade edilen raporda, "Dünyanın her ülkesinde polise karşı iÅŸlenen suça, İçiÅŸleri Bakanları anında tepki gösterir" denildi. AYSBERGÄ°N UCUCHP’nin Van raporunda, olayı yerinde incelemek için Van’a giden parti heyetinin, hükümetin uyuÅŸturucu tacirlerini, bunlarla baÄŸlantılı bazı çıkar odakları ve basın toplantısı yaparak Bayram’a arka çıkanları rahatsız ettiÄŸi ifade edildi.Raporda, "Bu olay, aysbergin su üstünde kalan bölümünün sadece bir kısmıdır. Hükümet ne kadar küçümserse küçümsesin, olayın daha büyük boyutlarda ve daha karmaşık olduÄŸumuzu hepimiz biliyoruz. Van’da çıkan bu olayın sadece emniyetle sınırlı kalmayacağı, baÅŸka birimlere de yansıma olasılığı çok yüksektir" denildi. CHP’nin olayın takipçisi olacağı vurgulanan raporda, "Bu araÅŸtırmanın amacı, yurttaÅŸların güven içinde yaÅŸayabilecekleri bir ülkede, güvenliÄŸi saÄŸlayan kamu görevlilerine saldıran güçleri ve o güçlerin arkasındaki politik iradeyi ortaya çıkarmaktır. O irade bugün ortaya çıkmıştır. O irade, bütün bu olaylara büyük ölçüde seyirci kalan AKP’dir" denildi.DEVLETÄ°N ONURU AYAKLAR ALTINA ALINDIPolis merkezinden Hamit Bayram ve arkadaşı kaçırılırken bir polisin burnunun kırıldığı anımsatılan raporda, "Åžiddete maruz kalan polislerin, hiçbir karşı güç kullanmamaları gerçekten de dramatiktir ve mutlaka sorgulansı gerektiÄŸi açıktır. Bu tür bir sessizliÄŸin politik baskı olmaksızın gerçekleÅŸmesi olanaksızdır. Devletin onuru açıkça ayaklar altına alınmıştır. devlet iÅŸgal ediilmiÅŸtir" sözlerine yer verildi.BAYRAMIN AVUKAT OÄžLU EMNÄ°YETÄ°N MÃœTEAHHÄ°TLİĞİNÄ° YAPIYORHamit Bayram’ın babası Mustafa Bayram’ın baskından hemen sonra avukat olan oÄŸlu HiÅŸar Bayram’la birlikte Van Emniyet Müdürlüğü’ne gitmesinin de "garip" olduÄŸu belirtilen raporda, HiÅŸar Bayram’ın avukat olmasına karşın Van Emniyetine ait konut inÅŸaatlarının müteahhitliÄŸini (Bayram Ä°nÅŸaat) yaptığına dikkat çekildi. PAZARLIK Ä°DDÄ°ASI Raporda, Mustafa Bayram’ın olayın ardından Van Emniyet Müdürlüğü’ne gelerek devletle pazarlığa oturduÄŸu ileri sürülürken, "Bir polis noktasını adamlarıyla basıp, zanlıları kaçıran kiÅŸiyle pazarlık, devletin gücünü ciddi ölçüde zaafa uÄŸratıyor. Emniyeti silahlı adamlarıyla basıp, oÄŸlunu ve ortağını kaçıran eski bir milletvekili ile Emniyet müdürlüğü’nde niçin ve hani gerekçeyle pazarlık yapılmıştır?" denildi.DEVLETTE BOÅžLUK OLUÅžTU Olaylardan, Mustafa Bayram’ın AKP Edremit Belediye BaÅŸkanı olan oÄŸlu Hecer Bayram, İçiÅŸleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Milli EÄŸitim Bakanı Hüseyin Çelik, Van Valisi Hikmet Tan’ın bilgisi olduÄŸu, ancak olaylara göz yumulduÄŸu ileri sürülen raporda, Çelik’in "...Söz konusu konuÅŸmalardan sonra müdahil olmam için bana dolaylı olarak yapılan müracaatların hepsini kesin bir dille reddettim" açıklaması anımsatıldı.Raporda, "Bu olayda, devlette bir boÅŸluÄŸun oluÅŸtuÄŸu açıktır. Devlet ne zamandan beri, polis merkezini basıp, polisleri döven kiÅŸilerle pazarlık masasına oturmayı bir yöntem olarak kabul etmiÅŸtir? Sayın valinin ifadesi ile ’elini kolunu sallayarak dolaÅŸan’ Mustafa Bayram’a bu olanak kimlerin gücü ile saÄŸlanmıştır? Bir politik himaye olmaksızın, Mustafa Bayram’a bu olanağın saÄŸlanamayacağı açıktır. Çünkü hiçbir bürokratın, yapılanlar karşısında yasal gerekleri yerine getirmeme yetkisi, gücü ve lüksü yoktur." denildi.Â
button