Başkent kulislerindeki son bomba

Güncelleme Tarihi:

Başkent kulislerindeki son bomba
Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2008 12:25

Haberin Devamı

Metehan DEMİR ANKARA KULİSİ

Geçen haftadan bu yana Türkiye’nin bir numaralı gündem maddesi şüphesiz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçıkaya’nın AKP’nin kapatılması istemi ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurması.

Ankara Kulisleri belki de yakın siyasi tarihin en yoğun ve boğucu günlerini yaşıyor. Devletin zirvesinden, siyaset koridorlarına, telefon hatlarından, kısık sesli sohbetlere dek her yerde bu konuşuluyor. Herkesin kapatılma ya da kapatılmama üzerine sayısız sorusu ve senaryosu var. Sorular ise ortak: ‘Kim haklı?, Peki şimdi ne olacak, AKP kapatılacak mı?, Daha mı güçlenecek?, Erdoğan’lı veya Erdoğan’sız AKP nereye gidecek.’

Haberin Devamı

Bunlar daha uzun süre daha konuşulacak gibi görülüyor.

Ancak, son birkaç gündür dikkate alınması gereken, önemli isimlerin de içinde olduğu çevrelerde öyle bir iddia ortada dolaşıyor ki, kolay kolay yabana atılacak cinsten değil.

O da Yargıtay’ın yeni bir çalışma içinde daha olabileceği iddiası.

Yani, ek bir iddianame gibi bir çalışma.

Yani, kapatma davası başvurusundan bu yana AKP’nin önde gelen isimlerinin, bakanlarının hukuki sürece müdahale kabul edilebileceği belirtilen sert açıklamalarının toplandığı bir çalışma.

Şüphesiz bu bir kulis bilgisi ama dikkate alınması gereken bir iddia.

Çünkü, bu iddiayı aktaran Ankara kulislerinde geçen Nisan’da bana ilk kez Yargıtay’ın böyle bir çalışma içinde olduğu sinyalini veren kişi. Ayrıca, bunu diğer kritik kulis noktalarından da duyunca konunun ne kadar ciddi olduğu ortaya çıkıyor.

Aslında şu nokta da gözlerden kaçmıyor ve Yargıtay’ın bu konuda bir çalışma içinde olabileceği tezini güçlendiriyor. O da, bir süreden beri dava makamı Başsavcı Yalçınkaya’nın sessizliğini sürdürmesi. Sessiz ama derinden bir çalışma olabilir mi?

Yargıtay’dan yapılan sadece bir yazılı açıklama var. Orada da bakın, ‘izliyoruz ve not ediyoruz’ olarak okunabilecek hangi uyarılar var: ‘Yargıtay Başsavcısı takdir hakkını kullanmıştır... Nihai kararı Anayasa Mahkemesi verecek.’

Ve şöyle devam ediliyor:

Haberin Devamı

‘Demokratik hukuk devletinde hukukun üstünlüğü ilkesinin gereği olarak tüm bireyler ve kurumlar, yasalara uygun davranmak ve saygı kurallarının dışına çıkmamak koşulu ile eleştiri haklarını kullanabilirler.
Ancak; eleştirinin sınırları zorlanmamalı. Hakarete varan mahiyette yazı, haber ve yorum yapılmamalıdır. Yazılı ve görsel basına düşen görev yasal ve etik sınırları aşmadan toplumu bilgilendirmektir.’

Aynen böyle. Özellikle, yasalara uygun ve saygı kuralları dışına çıkmadan eleştirinin sınırları zorlanmaması, hakaretamiz yazı, haber ve yorumların yapılmaması isteği bir uyarı gibi.

Bu nedenle de, ilk günlerdeki sert çıkışların aksine, bu durumu göz önüne alan Başbakan Erdoğan’ın, tüm partililere, daha temkinli ve düşük bir profil izlemesi talimatı verdiği de iddia ediliyor.

Haberin Devamı

Kulislerden sızan bilgilere göre, özellikle Yargıtay’ın ek bir iddianame veya kapatma davasında, ‘sürece müdahale, eleştiri sınırlarını aşma ve benzeri gerekçelerle’ gündeme getirebileceği konuşmalardan bazılarının şunlar olabileceği belirtiliyor.

- AKP’nin kurucularından da olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Senegal- Dakar’da yaptığı açıklamada, mecliste çoğunluğu elinde bulunduran iktidar partisine yönelik bu tür bir girişim konusunda "çok çok dikkatli olunmalı. Türkiye ne kazanır ne kaybeder herkes iyi düşünsün’ dedi

- Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin Başsavcının başvurusuyla ilgili şöyle konşmuştu: ''Hiç umurumuzda değil. Hiç üzerinde durmuyoruz. Ben o 71 kişinin kimler olduğunu bile merak etmiyorum. Çünkü ciddiye almıyorum. Türkiye bunları aşacaktır. Hiç merak etmiyorum. Ben bu süreçleri çok yaşadım. Türkiye gerçekten tam demokrasiye geçecektir. Çağdaş ülkelerde olduğu gibi temel hak ve özgürlüklerin en geniş anlamda yaşadığı bir ülke haline gelecektir. Bütün bunlar bu süreci hızlandıracaktır."

Haberin Devamı

- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ‘Bu millette, kanlarında bozukluk olan, bu milletin bayrağı, toprağı, cumhuriyeti ve değer yargıları ile sorunu olanlar olabilir. Ama bunların marjinalin marjinali noktadaki konumlarını 70 milyona kesecek tarzda haksızlığı millete yapmayalım…Bu, hukuk devletinde her şey hukuk çerçevesinde olur anlayışının oturmadığının açık göstergesidir. Her an, her şey üçüncü dünya ülkelerinde olur. Maalesef Türkiye bu talihsizlikleri uzun bir süredir yaşıyor”’

- AKP'nin kapatılması talebiyle ilgili açılan davaya TBMM Eski Başkanı ve Manisa Milletvekili Bülent Arınç katıldığı cenaze töreninde,, ‘Ölüm en büyük gerçek. Bunu başsavcı da görmeli, siyasetçiler de görmeli, herkes görmeli. Ölüm bize şah damarlarımızdan daha yakın. Hepimiz faniyiz. Onun için o kapatma davasını falan bırakın. Bir kenara koyun. En büyük hatip musalla taşındaki cenazeymiş. Susar, ama çok şeyler söylermiş’ tepkisini verdi.

Haberin Devamı


- Arınç, ‘AKP’nin laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı’ olarak tanımlandığı bu iddianame için ‘bu davada yargılanmaktan gurur duyacağını’ söyleyerek ‘Yargılanmasaydım kendimden şüphe duyardım" dedi. Davanın akla ve adalete uymadığını ifade eden Arınç: "İddianame kin ve garezin ürünüdür, mahkemeden döner’ şeklinde konuştu.
 
- Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, söz konusu davayı Türkiye’ye karşı bir haksızlık olarak nitelendirirken, “Türkiye demokrasisi bu tuzağı aşmayı başaracaktır” dedi. Günay, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın ismini vermedi ama “Türkiye’nin iyiye ve ileri gitmesini istemeyen kişiler çok önemli yerlere sızmışlar” değerlendirmesinde bulundu.

- Başbakan Erdoğan, Siirt'te AKP Kadın Kolları Kongresi’ndeki konuşmasında, kapatma davasının milli iradeye karşı atılmış bir adım olduğunu kaydetti.

- Başbakan Erdoğan, Çanakkale'nin geçilmezliğinde önemli bir yere sahip olan Seyit Onbaşı'dan örnek vererek, ‘Bakınız; Seyit Onbaşı'yı Seyit Onbaşı yapan imanıdır. Hadi onu da inkar etsinler, hadi ona da laikliğe aykırı desinler’ şeklinde konuştu.

- AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Anayasa Mahkemesi'ne açılan kapatma davasının hedefinin AKP değil, Türk demokrasi ve millet iradesi olduğunu söyledi.

- Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, dava için, ‘Böylesine açık bir toplum için Cuma günkü 'Anayasa Mahkemesi'ne' başvuru adil değil. Evet ortada bir savaş var. Bu doğru. Türkiye'de bir güçler kavgası var. Küreselleşmeyi anlayanlar ve buna hazırlananlar ile milliyetçiler arasında. Yani dar anlamda küreselciler ile milliyetçiler kavgası. Olan durumu ve bürokratik rejimi korumak isteyenler, en temel insan haklarını öne çıkaranlara karşı çıkıyor. Ve sanıyorum bu mücadele sürecek.'

Durum böyle, Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Belki de zor bir sınavdan. Umut edelim, sınav kağıdı, bu ülkenin bu kavgalar arasında sıkışmış ve sadece olayları seyretmekten başka yapacak bir şeyi olmayan insanları adına geçer not alır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!