Baran Tursun davasında karar

Güncelleme Tarihi:

Baran Tursun davasında karar
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2009 15:01

İzmir'de dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle aracında polis kurşunuyla öldürülen Baran Tursun davasında sanık polis Oral Emre Atar 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı.Aynı dava kapsamında delilleri gizlemek ve evrakta sahtecilikten yargılanan 10 polis ise beraat etti.

Haberin Devamı

BARAN'IN ÖLDÜĞÜ KAZADAN FOTOĞRAFLAR

BARAN'IN AİLESİ KARARA İSYAN ETTİ

İZMİR'de, ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiyle açılan uyarı ateşi sonucu Baran Tursun'un ölümüne neden olduğu ileri sürülen polis memuru O.E.A., tutuksuz yargılandığı davada 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Olayda delilleri gizledikleri ve suçu bildirmedikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 10 polis memuru ise beraat etti. Karara tepki gösteren Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun, polis memurunun aldığı cezanın kendilerini ilgilendirmediğini, davanın dünya ölçeğinde bir dava haline geleceğini, bir olayda polisin ilk kez suçüstü yakalandığını iddia etti. Baran Tursun'un kardeşi Şelale Tursun da, “İçinde bulunduğum durumdan utanıyorum. Eğer kabul ederlerse şimdi Yunanistan vatandaşı olmak istiyorum. Eminin sözlerimden dolayı ben yargılanırım ve daha fazla ceza alırım” dedi.

Karşıyaka Adliyesi'ndeki 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasına, Baran Tursun'un ailesi, delilleri gizledikleri iddia edilen Asayiş ve Olay Yeri İnceleme Şubelerinde görevli 9 polis memuruyla avukatları katıldı. Tutuksuz yargılanan sanık polis memuru O.E.A. ise gelmedi.

OĞLUM HAYATIYLA ÖDEDİ

Duruşmada ilk olarak söz alan Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun, oğlunun kabahat sayılacak bir hata yaptığını bunu da hayatıyla ödediğini, polis memuru O.E.A.'nın da bir suç işlediğinin ve bunun karşılığında da cezalandırılmasını gerektiğini söyledi. Olayla ilgili delilleri ve gazetelerde çıkan haberleri büyük boy kartonlara yapıştırarak konuşmasını sürdüren Mehmet Tursun, “Eğer oğlumun beyninde kurşun parçası çıkmasaydı, bizler olayı trafik kazası olarak bilecektik ama mermi parçasının çıkması olayın seyrini değiştirdi. Türkiye'de polisin karıştığı ölümlü olaylarda hep aynı savunmalar yapılıyor. Bir senaryo uygulamaya konuluyor” dedi.

Tursun ailesi adına savunma yapan avukatlardan Nezahat Paşa Bayraktar, polis memurunun doğrudan ateş ettiğini ve kasten adam öldürme suçundan cezalandırılmasını talep etti. Avukat Aysun Koç ise, delillerin gizlendiğini ve mahkemelerde farklı savunmalar yapılarak çekişkiler yaşandığını söyledi.

SAVUNMA AVUKATLARI BERAAT İSTEDİ

Polis memuru O.E.A.'nın savunma avukatlarından Muammer Yurdakul, olay zamanı İçişleri Bakanlığı'nın tüm illere terör olaylarına karşı duyarlı olmaları yönünde genelge gönderdiğini, polis ekiplerinin teyakkuz durumunda bulunduğu sırada da üzücü olayın meydana geldiğini dile getirdi. Muammer Yurdakul, Polis Selayeti Vazife Kanunu'nun 16'ncı maddesinde belirtilen meşru müdafa koşullarının yerine geldiğini, bu nedenle de müvekkili polis memurunun beraaatine karar verilmesini istedi.

Avukat Tolga Yurdakul da, Mehmet Tursun'un çeşitli yerlere gönderdiği mektuplarla baskı unsuru oluşturduğunu, 10 polis memuru hakkındaki davanın da bu nedenle açıldığını söyledi.

1 POLİSE CAZA, 10 POLİSE BERAAT

Duruşmaya yaklaşık 1 saat ara veren Başkan Mehmet Akarca, üyeler Nimet Özkavalcı ve Murat Aydın'dan oluşan mahkeme heyeti, hakkında ‘Olası kastla öldürmek’ suçundan 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan polis memuru O.E.A.'nın, olayda kast olmaksızın sınır aşarak işlediğinin anlaşıldığını; bu nedenle TCK 85/1 maddesine göre, 3 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi. Heyet daha sonra bu cezayı, eylemi işleyiş biçimi, sınırı aşma dereceği dikkate alınarak 2 yıl 6 ay hapis cezasına, daha sonra da polis merununun duruşmadaki iyi hali gözönünde bulundurularak 2 yıl 1 ay hapis cezasına indirdi.

Caydırıcı olması için de cezanın, ertelenmemesine ve paraya çevrilmemesine karar verildi.

Davada, haklarında “Kamu görevlisini suçu bildirmeme, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, resmi evrakta sahtecilik” suçlarından dava açılan polis memurları Veysel Aydın, Salih Tokucu, Aytekin Altunışık, Tayfun Kazıcı, Bahadır Aksoy, Hasan Taşan, Murat Masat, Kenan Duman, Hacı İsa Onur ve Aycan Basdur ise berarat etti.

SEMBOLİK CEZA VERİLDİ

Kararın ardından Karşıyaka Adliyesi önünde açıklama yapan Mehmet Tursun, “Türkiye'nin hiçbir yerinde Baran Tursun davasındaki gibi somut deliller,  aleyhte deliller olmamasına rağmen 2 yıl 1 ay gibi sembolik bir ceza verildi. Baran Tursun davası, yerel mahkemeyle sonuçlanacak bir dava değildir. Başka bir davada polisin böylesine suçüstü yakalayabileceğimiz olay yoktur. Mahkemenin kararı hiç umurumuzda değil. Dünya ölçeğindeki bir dava haline getireceğiz. Vakti zamanı gelince oğlumuzun katili O.E.A.  gelip mahkemeye teslim olacak, suçunu itiraf eedecek. Polis memurunu ailesine, kendisine sesleniyorum gelip teslim olsun” dedi. Mehmet Tursun ayrıca, oğlunun ölüm şekline, polisin, sanığın savcının, mahkeme heyetinin geçerli bir yanıt veremediğini de ileri sürdü.

YUNANİSTAN VATANDAŞI OLMAK İSTİYORUM

Baran Tursun'un kız kardeşi Şelale Tursun da, “İçinde bulunduğum durumdan utanıyorum. Eğer kabul ederlerse şimdi Yunanistan vatandaşı olmak istiyorum. Eminin sözlerimden dolayı ben yargılanırım ve daha fazla ceza alırım” dedi. Polisin avukatları kararı temyiz edeceklerini bildirdi.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Bayraklı İlçesi'nde, 25 Kasım 2007'de polis ekiplerinin ‘dur’ ihtarına uymadığı için takibe aldığı 20 yaşındaki Baran Tursun yönetimindeki 35 AL 9207 plakalı cip, ağaçlara ve elektrik direğine çarpmıştı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan ve başının arkasında kurşun yarası tespit edilen Tursun, bir süre yaşam destek ünitesine bağlı tutulduktan sonra hayatını kaybetmişti. Kovalamaca sırasında uyarı ateşi açtığı iddiasıyla çıkarıldığı mahkemece tutuklanan polis memuru O.E.A., ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Söz konusu olaya müdahale eden 10 polis hakkında da suç delillerini gizledikleri iddiasıyla dava açılmıştı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!