Bakanımız haddini bildirdi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, cuma namazını Cumhurbaşkanlığı Vahdettin Köşkü’ne bitişik Kerem Aydınlar Camisi’nde kıldı. Namazdan sonra cami çıkışında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şunları söyledi:

GÖRÜŞMEMİZ SICAK GEÇMİŞTİ

(Dendias-Çavuşoğlu gerginliği): “Sayın Bakanımızla görüşmeden önce ben kabul etmiştim kendisini. Gayet sıcak bir hava içerisinde bir görüşme yaptık. Fakat Dışişleri Bakanımızla yaptıkları görüşmedeyse maalesef iş çok daha farklı bir zemine kaydı. Dışişleri Bakanımız, Dendias’ın bu davranışları karşısında, bu tutumu karşısında ona haddini bildirdi. Daha yumuşak da olamazdı. O da zaten, millet olarak, ülke olarak bize yakışmazdı. Gereken yaklaşımı, gereken değerlendirmeyi yapmak suretiyle işi bitirmiş oldular.

ARAMIZA AB, ŞU, BU GİRMESİN

Bir taraftan uyum süreci olsun, bir taraftan Türkiye-Yunanistan ilişkileri olsun; ben kendisine de söyledim, ‘Aramıza başkalarını sokmayalım. Avrupa Birliği, şu, bu girmesin’ dedim. Biz iki komşu ülke ve tarih itibariyle de çok farklı yaklaşımları olan, sıcak ilişkileri olan iki ülkeyiz. Bakın dün İstanbul’a geldiniz. Sayın Patrikle görüşmeniz oldu. Bunlar bizim için olumlu yaklaşımlar. Fakat nedense siz bizim 150 bin soydaşımıza, maalesef Yunanistan’da gerekli vatandaşlık ilgisini göstermiyorsunuz. Başmüftüyü kalkıp siz kendiniz atıyorsunuz.

LOZAN’A GÖRE HAKKINIZ YOK

Bir defa oradaki Başmüftüyü sizin atama hakkınız Lozan’a göre yok. Böyle bir şeyi nasıl yaparsınız? Biz Patriği atamıyoruz. Kim atıyor Patriği, Sen Sinod Meclisi atıyor. Yunanistan’da da, bizim Başmüftümüzü kim seçecek? Oradaki bizim müftülerimiz, imamlarımız vesaire onların seçmesi lazım. Ama ne yazık ki Yunanistan buna tahammül edemiyor. Bizim oradaki müftülerimize, oradaki imamlarımıza, böyle bir yetki vermediği gibi, kendi memuruymuş gibi, sanki kendi din görevlisiymiş gibi, bunlara atama yoluna gidiyor.”

CEVABINI ANINDA ALDI

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ortak basın toplantısında diplomasi dışı ve suçlayıcı ifadeler kullanmıştı. Bakan Çavuşoğlu ise ona verdiği yanıtla takdir topladı.

KANAL İSTANBUL’UN İLK KÖPRÜSÜ HAZİRANDA

Erdoğan, Kanal İstanbul’la ilgili de şu değerlendirmeleri yaptı: “Kanaldan geçecek köprülerin adımını atalım istiyoruz. İlk etapta planlanan 6 köprü, bu 7 de olma durumu var. Ve inşallah ilk kanal üzerinden geçecek köprülerden bir tanesinin adımını haziranda atacağız. Burada küresel sermayeden, yerli sermayeden de bu işe girecek olanlar var. Veyahut da konsorsiyum olarak sadece Türkiye’den bu işi yürütecek olanlar olabilir. Bir diğer taraftan da tabii, dış kredi veya tamamiyle içeriden bu işi yapmak suretiyle adımı atmak da söz konusu.”

KKTC ANAYASA MAHKEMESİ YANLIŞTAN HIZLA DÖNMELİDİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC’de kuran kurslarının kapatılması konusunda ise şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın yapmış olduğu açıklamayı bizim kabul etmemiz mümkün değil. Öncelikle Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın laikliği öğrenmesi lazım. Türkiye’de şu anda laikliğin uygulaması nedir, bunu da öğrenmesi gerek. Eğer tavır değişti, değişti… Tavır değişmediği takdirde biz özellikle Kuzey Kıbrıs’ta inanç özgürlüğü noktasında, oradaki yavrularımızın Kuran eğitimi noktasında, onların eğitimine engel teşkil edecek adımların atılmasına asla müsamaha edemeyiz. Türkiye’de biliyorsunuz din eğitimi, öğretimi noktasında bu tür şeyler çözülmüştür. Laiklik anlayışı onların anladığı gibi değildir. Kuzey Kıbrıs bir Fransa değildir. Kuzey Kıbrıs artık uygulamalarıyla, her şeyiyle Türkiye’deki uygulamalar neyse, bunları uygulama safhasına geçirmek durumundadır. Oradaki bazı sendikaların, dinden uzak sendikaların, din düşmanı sendikaların attığı adımları, bizim de kabul etmemiz mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi Başkanı bu yanlışından süratle dönmelidir. Dönmediği takdirde, bizim atacağımız adımlar da bundan sonraki süreçte farklı olacaktır. Bunu da bilmeleri gerekir.”

İSRAİL’İN İSLAM DÜŞMANLIĞINI BİLİYORUZ

İsrail’in Gazze saldırısına da Erdoğan’ın tepkisi sert oldu: “Bu İsrail’in Müslümanlara tavrının çok açık ve net göstergesidir. İsrail’in İslam düşmanlığını zaten biliyoruz. Ama maalesef İsrail yönetimi bu huylarından vazgeçmiyor. Bu din düşmanlığı, İslam’a karşı olan düşmanlığı karşısında, tabi tüm insanlık, istiyoruz ki bu İsrail’in İslam’a olan düşmanlığını daha yakından takip etsin ve ona göre de bunların değerlendirmesini yapsın. Tabii ister istemez İsrail bu tavrını devam ettirdiği sürece ikili münasebetlerimizin de arzu edilen seviyeye gelmesi mümkün olmuyor.”