Baba Zula'dan haberler

Güncelleme Tarihi:

Baba Zuladan haberler
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 23, 2000 00:00

Haberin Devamı

Memleketin en baba gruplarından Baba Zula memleket sınırları dışına taşıyor. Grup bir yandan gayet enternasyonel bir ekiple son albümleri üzerinde çalışırken, bir yandan da film ve tiyatro müzikleri yapmaya devam ediyor. Bu arada káh İngiltere, káh Mekadonya'da konserler veriyorlar. Kimdir bu Baba Zula ve ne yapar, tafsilat aşağıda.

Baba Zula bu ayın 24'ünde bir açıkhava konseriyle Makedonya'nın Üsküp şehrindeki Humanova Caz Festivali'nin açılışını yapacak. Temmuz başında da Londra'ya gitmiş ve Buttersea Art Center'daki ‘‘Hayat Devam Ediyor'' oyunun müziklerini yapmışlar. Bu oyun depremle ilgili ve İzmit Büyükşehir Belediyesi Tiyatrosu'ndan Emre Koyuncuoğlu'nun eseri. Londra'daki gösteriye hem İngiliz hem Türk seyirciler ilgi göstermiş ve yeni teklifler alarak dönmüşler.

‘‘Oyun esnasında arkada canlı müzik icre etmenin ayrı bir stresi var,'' diyorlar ve oyuncular sahnedeyken müzisyenlerin arkada çalmasının pek rastlanan bir durum olmadığını söylüyorlar. Onlara göre, ancak oyunlarda canlı müzik kullanılması tiyatroyu güdük bir sanat olmaktan kurtarabilir. Zaten kendi konserlerinin de tiyatroya yakın bir havası var. Dekoru, ışığı ve hareketli görüntüleri bol bol kullanıyorlar.

Baba Zula, Londra'ya üç kişilik çekirdek kadroyla (Emre, Levent ve Murat) gitmiş ama Üsküp'e grubun tamamı gidecek. Ayrıca yanlarına Nekropsi’den Cevdet Erek (davul), Göksel Demirpençe'yi (gitar ve vokal) ve Selim Sesler’i (klarinet) katarak.

‘‘Bizi hiç bilmeyen insanlara çalmak heyecan verici'' diyen grup Makedonya için tiyoları çoktan almış: ‘‘Çok güzel köftesi varmış, fasulyeli güveci de meşhurmuş.'' Üsküp'e yanlarına lokanta adresleri alarak giden Baba Zula elbette orada sadece yiyip içmeyecek, Üsküp'teki konser için görüntülerin ve ışığın da işin içine katıldığı canlı bir gösteri hazırlamışlar. Ayrıca birtakım Makedonca sözler öğrenmişler. Şarkıların bazıları sözcük oyunları içeriyor, örneğin bizim sık sık kullandığımız TRT, TBMM, TC, PTT gibi kısaltmaların yanı sıra BMW, BM, IMF gibi uluslararası olanları ve Makeodonca'dakileri de birleştirerek bir tür dil yaratmışlar. Bu sayede insanlara anlatmak istediklerini daha rahat aktarabileceklerini umuyorlar.

İkinci film müziği

Baba Zula, Londralı seyirciyle Üsküplü seyirciye çalmak arasında ne tür fark görüyor? ‘‘İngilizlerin egemen bir kültürleri var, zaten bizi avuçlarının içine almış durumdalar, bu yüzden Makedon seyircisi ve kültürü bize daha ilginç geliyor. Üstelik birtakım ortaklıklar kurabilme ihtimali de çok çekici,'' diyorlar. Bir de Yunanistan'da çalmayı çok istiyorlar, bu konuda bazı gelişmeler var ama ortada kesinleşmiş bir şey yok henüz.

Baba Zula Üsküp'ten döndükten sonra İstanbul'daki konserlere devam edecek, Beyoğlu'ndaki Peyote'de ve Switch isimli kulüpte çalacak. Baba Zula'yı Derviş Zaim'in ‘‘Tabutta Rövaşata'' filmine yaptığı müzikle tanımıştık. Grubun çalıştığı ikinci filmse Ahmet Çadırcı'nın yönettiği ve çok beğendikleri ‘‘Renkli Türkçe''.

Merakla beklenen ikinci albümleri için ‘‘solistler geçidi'' gibi bir projeleri var. Brenna Mac Crimmon, Ya Sabır Göksel ve İzmit Tiyatrosu'nun üç solisti şimdilik projeye katılması kesinleşenler. Bir de isimlerini gizli tuttukları birkaç star var. Star deyince akıllarına ilk gelen isim de Semiha Berksoy.

Ana kadrosu Emre Önel (darbuka, drum machine, keyboard, vurmalı), Levent Akman (def, bango, vurmalı), Murat Ertel (saz, gitar, Ramazan davulu, loop ve teypler) ve William Mac Beath'den (bas) kurulu Baba Zula'nın en büyük derdi ZeN ile karıştırılmak. ‘‘İnsanlar ZeN'in dağılıp Baba Zula'nın kurulduğunu zannediyorlar ama hiç alakası yok, biz iki ayrı grubuz. Bazı elemanlar ortak ama müzikler bile birbirine benzemiyor. Türkiye'de grup kavramı unutulmuş, en son altmışlarda yaşanmış ve bitmiş. İnsanlar bu yüzden grup durumunu anlayamıyorlar,'' diyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!