Ayşen Gruda: Herkes herkesin jandarması olmuş

Güncelleme Tarihi:

Ayşen Gruda: Herkes herkesin jandarması olmuş
Oluşturulma Tarihi: Eylül 03, 2009 13:39

BU yıl 78'inci kez kapılarını açan İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) kapsamında İsmet İnönü Sanat Merkezi'nde düzenlenen tiyatroyla ilgili atölye çalışmasına katılan usta oyuncu Ayşen Gruda, günümüzde ünlülerin rahat edemediğini, her anının takip edildiğini belirterek, “Herkes herkesin jandarması olmuş” dedi.

Haberin Devamı

ATÖLYE ÇALIŞMASINDAN FOTOĞRAFLAR

Haircure sponsorluğunda düzenlenen ve katılımcılara tiyatro oyunculuğu dersinin verildiği atölye çalışmasında (workshop) konuşan Ayşen Gruda, kendi dönemlerinde de gazetecilerin olduğunu, ancak yeri geldiğinde kameralarını kapatıp, fotoğraf makinelerini bırakıp, kendileriyle yemek yediklerini, dertleştiklerini, geceyi eğlenerek bitirdiklerini söyledi. Günümüzde durumun böyle olmadığından yakınan Gruda, “Bir bara gitsen ya da başka bir yere gitsen, fısıldasan, yanındaki ile konuşsan duyuyorlar. Herkes birbirinin jandarması olmuş. Bu kadarı da hiç hoş değil” diye konuştu.

Amatör tiyatrocular ile konuya ilgi duyunların katıldığı workshp'ta izleyenlerin sorularını yanıtlayan Gruda, Türkiye'de oyuncuların bir sendikası olmadığını, sahipsiz olduklarını, daha iyi koşullar ve sağlıklı bir gelecek için sanatçıların da sendikası olmasının gerektiğini söyledi.

UZAYAN DİZİLERİ ELEŞTİRDİ

Televizyon kanallarında yoğun bir trafiğe sahip olan dizi filmleriyle ilgili sorularını da yanıtlayan sanatçı, genelde bir edebiyatçının eserini alıp uyarladıklarını, ama 10 bölüm sürecek diziyi sürdürdükçe sündürdüklerine dikkat çekti. Gruda, “Kardeşim eser 10 bölümlükse bunu 30 bölüm ya da daha fazla yapıp insanları sıkmasana. Kalitesi düşüyor ve sıkıcı olan bu dizileri eğer yapımcıların babaanneleri beğendiyse o yapım devam ediyor. Televizyoncular sanat kaygısı değil sadece ticari kaygı yaşıyorlar” diye konuştu.

Ülkemizde televizyonların tiyatroları yozlaştırıp bitirdiğini öne süren Gruda, oyunlarda da, filmlerde de dizilerde de diyalogların çok önemli olduğunu vurguladı. Çok düşünülerek yazılan diyalogları beğenmeyerek yırtıp atan yapımcı ve yönetmen Ertem Eğilmez'in hiçbir şey çekmeden günü bitirip evine gittiğine tanık olduğunu anlattı. Ayşen Gruda sözlerine şöyle devam etti:
“Şu televizyonlar insanları bozdu. Çocuklar abuk sabuk tiplere ve de kötü kötü tiplere özenmeye başladı. Aptal, çatlak insanların yaptığı abuk sabuk dizileri beğenip büyük emekler verilen tiyatroları beğenmeyen tipler türedi. Ödül almak da çok kalaylaştı. Dizilerle şöhreti yakalayan arkadaşım, bir süre sonra rol aldığı sinema filmindeki rolüyle ödül kazanıyor ve bu da sadece bizim ülkemizde yaşanıyor. Ama bu da kavgalarla. Oskar'da kavga çıktığını duydunuz mu? Antalya

Festivali geliyor, daha öncelerde olduğu gibi bu yıl da bakın ne kavgalar çıkacak.”
Türkiye'de kendi değerlerimizin korunmadığını dile getiren Gruda, “Bir ülke kendi parasını önemsemeyip başka ülkenin parasına değer veriyorsa, ana diline sahip çıkmıyorsa, sanatçılarına sahip çıkmıyorsa, sömürge ülke olmaya mahkumdur. Bizim ülkemizde sanata ve sanatçıya değer verilmiyor” dedi.

Günümüzde herkesin sanatçı olarak lanse edildiğini, ancak bunun doğru olmadığını da dile getiren usta oyuncu, “Bizler sanatçı değil yorumcuyuz, oyuncuyuz. Biz öldüğümüz zaman geriye birşey bırakamayacağız ama bir edebiyatçıya sanatçı ifadesini kullanabiliriz. Çünkü onlar öldüklerinde geride bir eser bırakıyor” dedi.

Kendilerinin dönemin mizah dergilerinin kültürüyle büyüdüklerini ve mizah duygusunun oradan geliştiğini vurgulayan Gruda, “Çok revaçta olan karikatür mecmualarına bakıyorum, hiçbir şey anlamıyorum. Espriyi nereye saklıyorlarsa bulamıyorum. Rahmetli Oğuz Aral'ın Avanak Avnisi'nin sadeliğini, basitliğini biliyorsunuz. Basit çok zor bir şeydir. Çok grift bir şeydir basiti yakalamak” diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!