Güncelleme Tarihi:
Yazdığı her romanı bestseller olan ünlü yazar Ayşe Kulin bugünlerde çok dertli. Kendisini ünlü yapan romanı ‘Adı: Aylin' yüzünden başına gelmedik kalmadı. Romanda adı geçen herkes yazarı arayıp kendisiyle ilgili bölümlerin doğru yazılmadığını, çarpıtıldığını ileri sürüyormuş. Hatta yazar bunlardan biriyle mahkemelik bile olmuş.
Ayşe Kulin'i dava eden kişi romanda Kız Nuri olarak anlatılan tip. Oysa kitapta anlatılan Kız Nuri bütün bilgileri romancıya kendisi vermiş.
Olayı bilenlerin düşündüğü ve anlam veremediği, Kız Nuri'nin neden sonradan fikir değiştirdiği.
İlk akla gelen Kız Nuri'yi bir takım kişilerin etkilediği ve dava açmaya zorladıkları.
Mahkeme halen devam ettiği için Ayşe Kulin bu konuda konuşmak istemiyor. Ancak edebiyat dünyasının ortak kanısı, romanda her şeyin yazarın elinde olduğu.
Davayı açan Kız Nuri'nin öyküsü elbette ilgi çekici. Çünkü romana girişi Kasım Gülek'in evinde hizmetçiliğe başlamasıyla oluyor.
‘‘Nuri bir süre için otelden izin alıp kasım Gülek Beyefendi'nin evinde çalışmaz mıydı?
Bu teklif o sıralarda bir başka açmazda olan Nuri'nin işine geldi. Otelde çalışan arkadaşları onu, geneleve götürüp ilk cinsel tecrübesini yaşatmak için ısrarlara başlamışlardı. Gülekler'in evinde çalışmaya başlarsa bu sorun kendiliğinden hallolacaktı.
...
Kafası iyice karışmıştı Nuri'nin. Çok sevilen bir kardeş, hiç sevilmeyen kocası, çok sevilen bir erkak evlat Mustafa, tartaklanan bir küçük kız Tayibe. Herkesin karşısında el pençe divan durduğu, korku ile karışık bir saygıyla tir tir titrediği Kasım Bey ve onun bile söz geçiremediği Nilüfer Hanım... İlginç bir aileydiler doğrusu.’’
Ayşe Kulin, yazdığının bir biyografik roman olduğunu ve belgelere dayandığını, yazar olarak konunun akışı için kendi cümlelerini de katması gerektiğini söylüyor.
'Adı:Aylin'in başında uzun uzun belge ve bilgi verenlere teşekkür ediyor ve son paragrafta da şöyle söylüyor: ‘‘Bu kitap, bir yaşam öyküsü olduğu için, kitapta adı geçen şahıslar gerçek kişilerdir. Kişisel istekler karşısında bazı kimselerin adlarını değiştirdim.’’
Olay bu davayla sınırla kalsa gene iyi. Romanın film hakları için sinemacılar arasında bir yarış başlamış ama Kulin'in bütün bunlardan haberi yok.
Anlayşılan bir takım kişiler bir koyundan dokuz post çıkarmak için bu romandan yararlanmaya kalkışmışlar.
FÜREYA'DA DA AYNI DERT
Ayşe Kulin son olarak ünlü seramik sanatçısı Füreya'nın yaşamını romanlaştırdı.Füreya'nın renkli yaşamı kitapta bütün yönleriyle anlatılıyor. Kulin bu kitabı hazırlarken de bir çok belgeye başvurmuş, aile fertleriyle ve tanıdıklarıyla konuşmuş.
Ünlü yazarın karşısına bu romanda da aynı problem dikilmiş. Romanı okuyanlardan birçoğu biz bunları söylemedik, bu kadar konuşmadık diye tutturmuşlar.
Ayşe Kulin bir daha asla biyografik roman yazmayacağını söylüyor. Çünkü romanı yazmaktan çok arkasından insanlara dert anlatmaktan yorulmuş...