Atatürk devrimleri hálá dünyada tek

Güncelleme Tarihi:

Atatürk devrimleri hálá dünyada tek
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2003 00:00

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorking, Robert College'deki öğrencilik yıllarından itibaren Atatürk hayranı oldu. ABD'de Yale Ãœniversitesi'nde ‘Atatürk Reformları’ tezi hazırladı. Vorking, ‘‘Atatürk devrimleri hálá tek örnek, O'nun devrimleri Türkiye'yi ayrıcalıklı kıldı’’ diyor.Türk ekonomisine ‘yapısal reform’ kavramını Dünya Bankası getirdi. BeÅŸ yıl öncesine kadar çok anlam ifade etmeyen bu iki sözcük, ÅŸimdi ekonomiden sözedilen her ortamda ‘olmazsa olmaz’ bir kavrama dönüşmüş durumda. Dünya Bankası'nın yeni Türkiye Direktörü Andrew Vorkink'in Ankara'daki temel görevi de bu: Dünya Bankası'nın milyarlarca dolarlık kredi karşılığında desteklediÄŸi ‘yapısal reformlar’ yerinden takibi.Ne var ki, ‘reform’ kavramı Vorkink için, biraz daha farklı bir anlam taşıyor. Adnan Menderes'in idam edilmesinden sadece iki hafta sonra Türkiye'ye gelen, Robet College'da okuyan Vorkink, Yale Ãœniversitesi'nde mezun olurken, ‘Atatürk Reformları’nı bitirme tezi olarak vermiÅŸ.Vorkink'in Atatürk'e olan hayranlığı, Robert College yıllarında baÅŸlayan Türkiye sevgisinin tarih tutkusuyla birleÅŸmesi sonucu ortaya çıkmış. Vorkink ile Türkiye izlenimlerini ve ekonomiyi konuÅŸtuk:Türkiye'deki öğrencilik yıllarınızı nasıl hatırlıyorsunuz?- Çok olumlu ve güçlü. Ä°stanbul'a 1960'ların baÅŸlarında geldik. Adnan Menderes'in idam edilmesinden kısa bir süre sonraydı. Öğrencilik açısından harika bir fırsattı. Öğretmenlerimin yarısı Türk'tü. Bazılarının, özellikle Kimya ve Biyoloji öğretmenlerimin çok katı olduÄŸunu söylemeliyim. Robert College'deki yatılı tek yabancı öğrenci bendim. SoÄŸuk suyla yıkanmak dışında harika bir tecrübeydi. Ä°stanbul'u o kadar çok sevdim ki, daha sonra evlenince balayı için geldim. 1970 yılında Åžile'ye gittik. O zaman tek küçük bir otel vardı. Çok romantik bir balayıydı. Dünya Bankası'nda baÅŸladığımda, 1980'lerin başında Özal döneminde özelleÅŸtirme ve enerji alanındaki müzakareleri Dünya Bankası adına hükümetle ben yaptım. Yıllar sonra benim için büyük onurdu.Yale Ãœniversitesi'ndeki bitirme tezi olarak ‘Atatürk Reformları’ nı seçmenizin nedenleri neydi?- Yale Ãœniversitesi'ne gittikten sonra Türk tarihiyle özel olarak ilgilendim. Özellikle 1923-1938 dönemi. Atatürk'ün, sosyal, ekonomik, hukuki ve politik reformları birarada yapması inanılmaz bir ÅŸey. Bu, harika bir çalışma alanı olduÄŸu kadar, dünya için de çok önemli bir örnek. 1860'lardaki Japon devrimi ilginçtir. Ama Türkiye çok baÅŸka. Atatürk'ün peçeyi kaldırırken, latin alfabesine geçmesi, bir yandan ekonomik reformları gerçekleÅŸtirmesi çok çok önemli.AraÅŸtırmayı yaparken nelerden yararlandınız?- AraÅŸtırma için tekrar Türkiye'ye gelip Robert College'ın kampüsünde kaldım. Özellikle Atatürk'ün arkadaÅŸlarıyla, Celal Bayar ve Ä°smet Ä°nönü ile görüşmek büyük bir ayrıcalıktı. Ä°kisi de kendi açılarından Atatürk'ü anlattı. 1930'larda aynı partide çalışmalarına karşın, daha sonra bakış açılarının bu kadar farklılaÅŸması benim için çotk ilginçti. Ayrıca eski Türk gazeteleri arÅŸivinde de detaylı bir çalışma yapmıştım. Ä°smet Ä°nönü ile eski baÅŸbakan Bülent Ecevit sayesinde tanıştım. Ãœniversitedeki tez hocam, Ecevit de Robert College'den olduÄŸu için bana yandımcı olabileceÄŸini söyledi. Gerçekten de Ä°stanbul'da kendisini aramış ve yardım istemiÅŸtim. O da yardımcı olmuÅŸtu. Aslında bugünkü aklımla bu tezi tekrar yazmak isterdim. 21 yaşın bakış açısıyla, ÅŸimdiki çok farklı. Tezin sonucu neydi?- Atatürk reformları, özellikle sosyal reformlar çok baÅŸarılı oldu. 80 yıl sonra bugün bile büyük önem taşıyor ve uluslararası alanda örnek. Reformların büyük bir bölümü hálá ayakta. Bunun yanısıra, özellikle Atatürk'ün askeri ve politik liderliÄŸinin bir örneÄŸi yok. Atatürk'ün radikal devrimleri, imkansız gibi görünen bu devrimler harika bir hikayedir. Bence Türkiye, böyle bir tarihi olduÄŸu için ayrıcalıklıdır.Türk özel sektörü parlayan yıldız gibiDünya Bankası'nın desteklediÄŸi DoÄŸrudan Gelir DesteÄŸi projesi sona erdi. Sizce bu proje baÅŸarılı oldu mu?- Bizce çok baÅŸarılı. Çünkü 2 milyondan fazla işçi yararlandı. Türkiye, bu projeden önce, tarımsal sübvansiyona, yılda 5 milyar dolar harcıyordu. Åžimdi bu rakam 1.5 milyar dolara indi.Özel sektör ile iliÅŸkileriniz nasıl?- Türkiye'nin çok güçlü bir özel sektörü var. Kriz zamanında bile bence çok iyi gitti. Özellikle DoÄŸu Avrupa, Rusya, Hindistan'la kıyaslandığında Türk özel sektörü müthiÅŸ. Adeta parlayan bir yıldız. Ä°stanbul'da iÅŸ çevreleriyle görüşüyorum.BDDK mutlaka bağımsız olmalıDünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorking, bankacılık sektöründe zayıflık gördüğünü vurguluyor. Vorking, ‘‘Aslında çok ÅŸey yapıldı, ama daha fazlasına ihtiyaç var. BDDK'nın bağımsızlığı önemli’’ diyerek, bu konudaki soruları şöyle yanıtladı:Yeterince bağımsız deÄŸil mi?- Kurumsal olarak güçlendirilmesi gerekiyor. Meclis'teki yasa bunu saÄŸlayacak. BDDK ile TMSF'nin ayrılması doÄŸru bir konsepttir. Dünya Bankası olarak destekliyoruz. Ama bunun kağıt üzerinde kalmaması lazım. Madem bu doÄŸru bir konseptti, Dünya Bankası üç-dört yıl önce niye gündeme getirmedi?- O zaman öncelikler farklıydı. Zamanı, ÅŸimdi. BDDK ile TMSF'nin ayrılması, normal bir döneme geçildiÄŸini, aynı zamande krizin bittiÄŸinin de bir göstergesidir. Yani sektör açısından saÄŸlık iÅŸaretidir.Tasarının tamamını destekliyor musunuz?- Åžu anda bir bankacılık ekibimiz burada ve hálá çalışıyor. 28 önerge vardı. 34'e çıktığını gördük. O deÄŸiÅŸiklikleri aldık. Dinamik bir süreç olduÄŸu için tamamı üzerinde fikrimiz tam oluÅŸmadı. Ancak yasanın amacı doÄŸrudur. PFPSAL-3 kredisi için bankacılık sektörü dışında Mali Kontrol Kanunu ve tarım için yeni bir düzenleme gerekiyor.AB'ye tam üyeliÄŸiniz Dünya Bankası için önemliGeçen ay onaydan çıkan 4.5 milyar dolarlık CAS (Ãœlke Yardım Stratejisi) konusnuda özel bir mesajınız var mı?- CAS programımızın şöyle bir iÅŸlevi de var. AB etkinliklerini tamamlayıcı bir iÅŸlev üstlenir. Daha önce görev yaptığım Bulgaristan Romanya ve Hırvatistan'da Dünya Bankası, Ãœlke Destek Programlarıyla AB adaylık sürecinde önemli bir tamamlayıcı rol üstlendi. Çünkü CAS programları, eÄŸitim, saÄŸlık gibi alanlara odaklanıyor. Türkiye'nin AB'ye üyeliÄŸi Dünya Bankası için önemli. CAS programına bu açıdan da odaklanıyoruz.Dünya Bankası'nın ‘yapısal reformlar’ konusundaki uygulamaları, ciddi yasal deÄŸiÅŸiklikleri gündeme getirdi. Bu durum, zaman zaman kamu sektöründe müdahale olarak da algılanıyor ve rahatsızlık yaratıyor. DeÄŸerlendirmeniz nedir?- Türkiye ilginç bir açmaz içinde. Çok güçlü bir özel sektörü ama çok da etkin bir kamu sektörü var. Kamu sektörünün yeniden oryante edilmesi gerekiyor. Kamunun iÅŸ ortamının önündeki engelleri kaldırması gerekiyor. BAzı önemli düzenlemeler de gerçekleÅŸti. Bunları destekliyoruz.Ä°niÅŸ çıkışlar olsa da Türk ekonomisi güçlüTürk ekonomisinin dışarıdan görünüşü ile iÅŸin içine girdiÄŸiniz zaman gördükleriniz arasında fark var mı?- Türkiye'nin ekonomisi temelinde güçlü. Ancak, ciddi iniÅŸ-çıkışlar var. Ä°ki yıl büyüyüp, bir yıl küçülme gibi kısır döngülerin sona ermesi gerekiyor. 2000 ve 2001 yılındaki ekonomik krizler, Türkiye'nin geniÅŸ reform alanına ihtiyaç olduÄŸunu ve dahası bunların sürdürülmesi gerektiÄŸini gösterdi. Ekonomideki temel zayıflıklar sizce neler?- Enflasyon temel problem. Ama enflasyon 1977'den bu yana en düşük düzeyine indi. Ancak ekonomi bazı risklere hálá çok açık. Bunların başında çok yüksek borç stoku geliyor. Hükümet her ay 7 milyar dolarlık bir borcu döndürmek zorunda. Böyle olunca da piyasalar çok dikkatli ve sinirli oluyor. Çünkü programın devamı için kritik önem taşıyor. Sözgelimi Irak'ta birÅŸey olunca, ekonomiye nasıl yansıyacak diye merak ediliyor.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!