Asgari ücrette hayal kırıklığı

Güncelleme Tarihi:

Asgari ücrette hayal kırıklığı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2004 21:44

Türkiye'de kayıtlı olarak çalışanların büyük çoğunluğu asgari ücretle veya asgari ücretin biraz üzerinde bir ücretle çalışıyor. Bu nedenle yeni tespit edilecek asgari ücret, çalışma hayatının düzeni ve istikrarı için çok önemliydi.

Çalışanların çok büyük beklentileri yoktu. Ancak, bir ay boyunca ele güne muhtaç olmadan geçinebilmeleri için açlık sınırının altında kalmayacak bir asgari ücret umut ediyorlardı.

Umutlu olmalarının sebebi de yabana atılır gibi değildi. Asgari ücreti belirleyen kurulda, bir taraftan Türk-İş 'açlık sınırı' gibi araştırmalar yapıyordu. Diğer taraftan 'çalışanların ve çalışma hayatının bakanlığı' yani Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vardı.

Umutluydular. Çünkü çalışanları temsil eden sendika, dört kişilik bir ailenin zorunlu gıda harcaması olarak 450 milyonun üzerinde bir rakam belirlemişti. Buna kira, ulaşım, yakacak, giyim, eğitim, kültür gibi harcamaları ekleyince fakirlik sınırı bir milyar 500 milyona yaklaşıyordu.

Çalışanlar 'sendika temsilcisi veya temsilcileri asla bu rakamların altında bir rakamı kabul etmez, asla imzalamaz' diye düşünüyorlardı. Hükümet ve onun adına konuşmaya en yetkili kişi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha önceki asgari ücreti 'insani' bulmadığını belirtmişti. 'Asgari aylık 500 milyon civarında olmalı' gibi söylevleri ile beklentiler doruğa çıkıyordu.

*

Ancak, çalışanların unuttuğu işveren temsilcileriydi. Kısaca, işverenlerin insafa gelip gelmeyeceğini düşünmemişlerdi. Sonunda beklenen asgari ücret açıklandı. 2004'e umutla girmek isteyen çalışanların yılbaşı hediyesi kısa bir süre de olsa 'umutlanmaları' oldu.

Yeni yıla hayal kırıklığıyla girdiler.

01.01.2004 tarihinden başlamak üzere altı ay için asgari ücret net 303 milyon lira oldu.

Bozdur, bozdur harca.

Nerede o 'araştırmacı' sendika, nerede o asgari ücreti 'insani' bulmayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?

Sormalı kendisine, 303 milyon lira 'insani' mi acaba?

Tebrikler İşveren Temsilcileri! Her zaman olduğu gibi, emeklilikte, iş güvencesinde, İş Kanunu'nda istediğinizi aldığınız gibi, asgari ücrette de bunu başardınız. Tebrikler.

O 'araştırmacı' sendika yaptığı araştırmaların hepsini çöpe atsın. 'Sendikacılık yapıyorum. Çalışanın hakkını koruyoruz' diye geçinmesinler.

'Yok efendim bu sadece altı aylık tespit edildi' diye konuşmalar yapmasınlar.

Bu sendika, sözde araştırmasına! ihanet etmiştir. Kesinlikle çalışanların haklarını koruyamamıştır.

*
Son yıllarda, ne zaman çalışma hayatı ile ilgili bir konu gündeme gelse hep çalışan kaybediyor. Uzlaşmacılık adına, sendikalar vazifelerini yapmıyor, çalışanların haklarını koruyamıyorlar.

Bu, sendikanın demokratik eylem gücünün olmadığını bir kez daha ortaya çıkartmıştır. Sendika var mı, yok mu belli değil.

Çalışanlarla ilgili diğer sendikalar 'biz en çok üyesi bulunan sendika olmadığımızdan asgari ücreti belirleyen kurulda bulunmuyoruz. Bu nedenle bir şey yapamıyoruz' bahanesinin arkasına sığınmasınlar.

Böyle sendikacılık olmaz. Bırakın bu işi.

İşverenler, Avrupa'dan bahsedip, AB'ye kayıtlı ya da yeni gireceklerle ilgili rakam salatalarını bize yedirmeye kalkmasınlar.

303 milyon lirayı günlere bölersek, günlük 10 milyon lira eder. Günde 10 milyon liraya bir çalışan nasıl geçinir? Ailesini nasıl geçindirir? Hiç mi gezmeyecek? Hiç mi giyinmeyecek? Çocuklarının hiç mi bir ihtiyacı yok?

Çalışanın eşinin hiç mi bir özel ihtiyacı olmaz? Asgari ücretli hiç mi bir gazete, kitap okumayacak?

Ben bu asgari ücreti içime sindiremiyorum. Sindirenlere afiyet olsun.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!