Apo diktatör

Güncelleme Tarihi:

Apo diktatör
Oluşturulma Tarihi: Haziran 25, 1999 00:00

Haberin Devamı

Avukatı Ahmet Zeki Okçuoğlu, Abdullah Öcalan'ın, ‘‘diktatör’’ olduğunu söyledi. Apo'nun yeniden etkin konuma gelmek için kapalı kapılar ardında çeşitli pazarlıklar yaptığını belirten Okçuoğlu, ‘‘Diktatörler için kendi hayatları her şeyden önemlidir. Onun için feda edilemeyecek hiç bir şey yoktur’’ dedi.

İmralı'da yargılanan bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın avukatı Ahmet Zeki Okçuoğlu, uluslararası sistemde devre dışı bırakılan müvekkilinin yeniden etkin konuma gelmek için kapalı kapılar ardında çeşitli pazarlıklar yaptığını öne sürdü. Okçuoğlu, ‘‘Diktatörler için kendi hayatları her şeyden önemlidir. Onun için feda edilemeyecek hiç bir şey yoktur’’ dedi. BBC'nin sorularını yanıtlarken ilginç iddalar ortaya atan Okçuoğlu, Öcalan'ın devredışı bırakıldığını bildiğini, bu nedenle ‘yeniden satranç tahtasına’ dönmek istediğini savundu. Okçuoğlu, bu nedenle PKK'yı dağdan indirmek, kendisine fırsat verilirse, devlete uygun çözler bulmada yardımcı olma vaadinde bulunduğunu söyledi. Öcalan'ın, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta oluşturulmaya çalışılan federatif yapıdan endişe ettiğini bildiğini, ancak yanlış hesap peşinde olduğunu söyledi. Okçuoğlu'nun iddiaları şöyle:

Kendisini ziyaretlerimde yardımcı olmaya çalıştım. ‘Öyle esrarengiz, gizli kapalı bir takım hesapların içine girme’ dedim. Çünkü hiç bir şeyde onun fazla önemi yok. Açık net bir tutumla, demokratik bir dünya görüşü çerçevesinde değişen dünya koşullarına uygun olarak, özellikle bölgesel gelişmelere uygun bir savunma stratejisi denediğini ve Kürt halkı üzerinde pazarlıklar değil, Kürt halkının çıkarlarını savunacağını söyledi. Kendisinden Kürt ve Türk halkının birlikte şerefli biçimde yaşamasının zeminini oluşturabilecek bir takım açılımlar içine girmesini istedim. Ama o kapalı kapılar arkasında hesaplar içine girmeyi tercih etti. Sanırım bu da onun sonunu getirecektir.

30 bin kişinin ölümüne yol açan savaş var. Bugüne kadar yönetim bu 30 bin kişinin ölümünü Öcalan'a yükledi. Onunla uzlaşmaya gitmiş bir yönetim ister istemez 30 bin kişinin ölümünü kendi omuzlarına almış durumda kalacak. 30 bin kişinin katili suçlamalarının muhatabı olmak kolay bir şey değil. Öcalan bence devre dışı kalıyor.

Diktatörler için kendi hayatları her şeyden önemlidir. Onun için feda edilemeyecek hiç bir şey yoktur. Orada pek çok şeyin pazarlığının yapıldığını ben kendi gözlerimle gördüm. Hukuki olarak bakıldığında da bu davada idamdan başka karar çıkması mümkün değil. Türk Ceza Yasası bunun dışında başka cezaya imkán vermiyor.

Mudanya nöbetçileri...

Onlar... Tan ağarmasında kulak kabartıp İmralı'ya, akşamı dar eden çocuklar... Acıyı olgun bir insan gibi oturtup yüzlerine, dikerler gözlerini Mahkeme Heyeti'ne... Onlar şehit çocukları... Belki şehit babalarının yüzlerini bile görmediler. Kucaklarında oturamadılar, oyunlar oynayamadılar... Okşanmadılar bile belki, ama ‘Mudanya nöbeti’nin ne anlama geldiğini çok iyi öğrendiler.

AİHM memnun

ABDULLAH Öcalan davası ile ilgili şimdiye kadar sessiz kalmayı tercih eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı Luzuis Wildhaber, davanın seyrinden memnun olduklarını söyledi. NTV'nin haberine göre, Öcalan davasını sessiz ama dikkatli izleyen mahkemenin İsviçreli Başkanı Luzuis Wildhaber, Türkiye ile dialog halinde olduklarını belirtti. Gündeminde, Öcalan'ın yabancı avukatları tarafından Türkiye aleyhine açılmış bir dava da bulunan Wildhaber, şöyle konuştu: ‘‘Türkiye'ye Öcalan'ın yargı prosedürü konusunda çeşitli sorular yönelttik. Bu anlamda Türk Hükümeti ile aramızda bir diyalog başladı. Bazı sorulara istediğimiz ölçüde ayrıntılı cevaplar alamamıza rağmen bu konuda olumlu gelişmeler var. DGM'lerle ilgili değişikliğin çok olumlu bir gelişme olduğunu ifade etmeliyim. AİHM olarak Türk Hükümeti'ne teşekkürlerimizi iletmek istiyorum.’’

Kürtler küskün

Kemal Burkay'ın başkanlığını yaptığı yasadışı Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Almanya'da basın yayın organlarına bir bildiri göndererek, Öcalan'ın açıklama ve savunmalarını ‘‘kabul edilemez’’ olarak niteledi. Bildiride özetle şu görüşler savunuldu: ‘‘Abdullah Öcalan, tutuklu bulunduğu süre içerisinde hatalı olduğunu düşünerek, barışçıl bir çözümü kabul etmiş olabilir. Ancak Öcalan'ın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne hizmet arzusunu birkaç kez ve ısrarla dile getirmesi, saygılarını iletmesi, mahkeme ve rejime yönelik, ‘ne istiyorsanız onu yaparım' demesi, Kürtleri ve örgüt mensuplarını şok etmiştir. Kendi durumundaki birisi için bu açıklamalar büyük bir talihsizliktir. Öcalan'ın bu açıklamaları, Kürt yurtsever ve devrimci kamuoyunu incitmiş, kitlelerle birlikte kimi dost çevrelerde de düş kırıklığı yaratmıştır.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!