Anayasa polis tüzüÄŸü gibi

Güncelleme Tarihi:

Anayasa polis tüzüğü gibi
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 06, 2001 00:00

2001-2002 Adli Yıl açış konuÅŸmasını yapan Yargıtay BaÅŸkanı Sami Selçuk, "Dünyanın karşısına yeni bir anayasa ile çıkmalıyız" dedi.Yeni adli yıl baÅŸlıyor. 2001-2002 Adli Yıl açış konuÅŸmasını Yargıtay BaÅŸkanı Sami Selçuk yaptı. Selçuk, hazırladığı 146 sayfadan oluÅŸan konuÅŸma metnini özetleyerek okudu. KonuÅŸmasında yargı sorunlarıyla ülke gündemindeki konulara deÄŸinen Selçuk, Türkiye'nin, çaÄŸcıl demokrasiye ve geliÅŸmiÅŸ bir hukuka kavuÅŸmak için Avrupa BirliÄŸi'ne (AB) girmesi gerektiÄŸini ifade ederek, Ulusal Programın (UP) benimsenmesini istedi. Anayasa'nın, bilim adamlarının dediÄŸi gibi, anayasal devletin özüyle çatışan polis tüzüğüne benzediÄŸini belirten Selçuk, sözleÅŸme hukuku ve anayasa hukukunun, mevcut Anayasa'ya karşı olduÄŸunu kaydetti. "HerÅŸeyin elveriÅŸli olduÄŸu ÅŸu anda niçin yeni bir anayasa yapmıyoruz" diye soran Selçuk, "Demokrasiye vurgun Türk ulusu için insan onuru, birey özgürlükleri ve haklarından yola çıkan, devleti bu özgürlükleri ve hakları koruma taahhüdüne sokan, hukukun üstünlüğü üzerine kurulan çoÄŸulcu, özgürlükçü, katılımcı çaÄŸcıl demokrasiyi bütün boyutlarıyla gerçekleÅŸtiren yeni bir anayasa yapılmadıkça birey de, devlet de, demokrasi de esenliÄŸe kavuÅŸamayacaktır" diye konuÅŸtu. Yargıtay BaÅŸkanı Selçuk, demokrasilerde "düşünce suçu" olamayacağını da belirtti.YARGI BAÄžIMSIZLIÄžI İÇİN 10 KURAL Sami Selçuk, yargının ''gerçekten bağımsız, güvenceli ve yansız'' olmasının istenmesi durumunda 10 ana kurala uyulması gerektiÄŸini söyleyerek, bu kuralları şöyle sıraladı: -Siyasal otorite, yargının yönetimine hiç karışmamalıdır, -Siyasal otorite ve baÅŸkaları, yargılamayı ve yargısal kararları yorumlamaktan, eleÅŸtirmekten kaçınmalıdırlar, -Yargıçların atanmaları, yükselmeleri, yer deÄŸiÅŸtirmeleri, denetlenmeleri yürütme erkinden kesinkes ayrı olmalıdır, -Siyasal otorite, yargıcın iÅŸine son vermemelidir, -Yargıçlar, Bakanların aldıkları ücretlerle orantılı olarak uygun bir ücret almalıdırlar, -Yargının, ayrı ve özgürce kullandığı bir bütçesi olmalıdır, -Yargı, yardımcı personelini kendisi atamalı ve yetiÅŸmesini kendisi üstlenmelidir, -Yargının, devlet konumundaki/protokolündeki yeri, erkler eÅŸitliÄŸiilkesine göre düzenlenmelidir, -Yargıç, bulunduÄŸu mahkemesinde de bağımsız olmalıdır, -Yargıç, kendisini, kendi giriÅŸimiyle akçalı yükümlülüğe girmeksizin sürekli olarak yetiÅŸtirebilmelidir. PARTÄ° KAPATMA ÖLÃœM CEZASI GÄ°BÄ°KonuÅŸmasında parti kapatma konusunu da ele alan  Selçuk, parti kapatmanın demokrasilerde son çare olarak görülmesi gerektiÄŸini söyledi. Avrupa'da partilerin kural olarak kapatılmadığına iÅŸaret eden Selçuk, Türkiye'de son 33 yılda 23 partinin kapatıldığını ifade etti. Sami Selçuk, Türkiye'nin, günümüzde en çok parti kapatan ülke olduÄŸuna dikkati çekerek, "Parti kapatma, kiÅŸiler için verilen ölüm cezası gibidir. Nasıl ölüm cezası Anayasa'da yer almasına karşılık yaÅŸama hakkının özüne dokunuyorsa, parti kapatma da Anayasa'da yer aldığı halde anlatım ve örgütlenme özgürlüklerinin özünü yok eden böylesine ayrık bir durumdur" dedi. Demokrasinin katılımcı boyutunu güçlendirmek için Anayasa'nın geçici 15'inci maddesinin kaldırılması gerektiÄŸini belirten Selçuk, Siyasi Partiler Yasası ile geniÅŸ katılımı dışlayan Seçim Yasası'nın bir an önce deÄŸiÅŸtirilmesini istedi. Selçuk, halkın yasama, yürütme ve yargıya katılımı saÄŸlanmadan demokrasiye ulaşılamayacağını söyledi.Demokrasinin, alın yazısı ve esenliÄŸinin güçlü yargıya baÄŸlı olduÄŸunu vurgulayan Selçuk, birçok ülkede yurttaÅŸlara anayasaya aykırılık davası açma hakkı tanındığını belirtti. Yargıya yasa taslağı hazırlama yetkisi tanınmasını isteyen Selçuk, bütün yargı organlarına, önlerine gelen davalarda anayasaya aykırılık iddiasını nispi yargılama ve kendilerini ilgilendiren konularda yasalara ve yasa gücündeki kararnamelere karşı yüksek yargı organlarına Anayasa Mahkemesi'ne baÅŸvurma olanağı tanınması gerektiÄŸini kaydetti. HALK ARTIK YOLSUZLUKLARI TAÅžIYAMAZYargıtay BaÅŸkanı, yolsuzluklar çağında yaÅŸandığını ifade ederek, bu çaÄŸda Türkiye'nin dünya istatistiklerinde yolsuzlukların en çok yaÅŸandığı ülkelerin arasında yer aldığını söyledi. Selçuk, "Halkın yolsuzlukları finanse edecek gücü kalmamıştır. Bu bir çürümedir. Halkımız, bu yolsuzlukları artık taşıyamaz" diye konuÅŸtu.Selçuk, yolsuzluklarla topyekün, amansız bir savaşıma girilmesinin zorunlu olduÄŸunu belirterek, "Çünkü yolsuzluklar zamanında tespit edilmezse rejim için ölümcüldürler. Kamu yönetiminde aranan dürüstlük, eÅŸitlik, hukukun üstünlüğü, baÄŸlılık, süreklilik, yansızlık deÄŸerlerini, devletin saygınlığını, toplumsal adaleti, yarışma ve ekonomik düzene güvenilirliÄŸi, demokratik istikrarı, toplum ahlakını çürütürler" diye konuÅŸtu. DÜŞÜNCE SUÇ SAYILAMAZSelçuk, demokrasilerde düşüncenin suç sayılamayacağını ifade ederek, düşüncenin ve anlatım özgürlüğünün çerçevesini, alanını devletin deÄŸil, demokratik düzenin belirleyeceÄŸini, çünkü demokratik düzenin sivil toplum üzerine kurulduÄŸunu kaydetti. Selçuk, anlatım özgürlüğünün toplumun sigortası olduÄŸunu söyledi.Demokrasinin ''patlamalara gebe'' olduÄŸunu vurgulayan Selçuk, ''Devlet, yeraltına inerek kendisine karşı güç birliÄŸi yapan akımlarlakolay kolay savaÅŸamaz'' dedi.  Selçuk, Atatürk'ün ''yasalarımız apaçık olsun'' ifadesini hatırlatarak, ''Yasalarda, anlamları belirgin olmayan, anlaşılabilir olmayan ne kadar hüküm varsa deÄŸiÅŸtirelim'' dedi. Sami Selçuk, ''Bunlar yapılmadıkça bu ülkede hiç kimse kendisini özgür hissedemez''diye konuÅŸtu.LAÄ°KLÄ°KSelçuk, ''din ve devlet iÅŸlerinin tıpkı elma ve armutlar gibi asla birleÅŸemeyeceklerini'' belirterek, ''BirleÅŸirlerse demokrasiden söz edilemez, bu dayatmadır'' dedi. Sami Selçuk, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü:''Akıl ve inanç küreleri ayrılmışsa, felsefe laiktir, dindarlıkla yurttaÅŸlık küreleri ayrılmışsa siyaset laiktir, devlet ve dinin kuralları ayrılmışsa hukuk laiktir, din tek belirleyici deÄŸilse kültürlaiktir, din ile bilim ayrılmışsa öğrenim laiktir, din ile devlet karşılıklı olarak bağımsızdır. Din devleti, devlet dini yönetemez, yönlendiremez. Devleti insan haklarının ürettiÄŸi hukuk biçimlendirir ve yönetir.''TÖRENE KÄ°MLER KATILDI?Törene, CumhurbaÅŸkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM BaÅŸkanı Ömer Ä°zgi, Anayasa Mahkemesi BaÅŸkanı Mustafa Bumin, TBMM BaÅŸkanvekili Murat SökmenoÄŸlu, MHP Genel BaÅŸkanı, Devlet Bakanı ve BaÅŸbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Devlet Bakanları Yılmaz Karakoyunlu, Mehmet Keçeciler, Faruk Bal, Åžuayip Üşenmez, Nejat Arseven, Ramazan MirzaoÄŸlu, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Maliye Bakanı Sümer Oral, DYP Grup BaÅŸkanvekili Turhan Güven, SP Genel BaÅŸkanı Recai Kutan, Ak Parti Genel BaÅŸkan Yardımcısı Abdullah Gül, DTP Genel BaÅŸkanı Ä°smet Sezgin, Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Sabih KanadoÄŸlu, Danıştay BaÅŸsavcısı YaÅŸar Selim Asmaz, Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Melih Tarı, Ankara DGM Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Cevdet Volkan, Ankara Barosu BaÅŸkanı Sadık ErdoÄŸan, emekli Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Vural SavaÅŸ, eski Türkiye Barolar BirliÄŸi BaÅŸkanı Eralp Özgen, Eski Devlet Bakanı Enis Öksüz, bazı milletvekilleri, Çankaya Belediye BaÅŸkanı Haydar Yılmaz ile yüksek yargı organlarının temsilcileri katıldılar. SEZER: TÃœRKÄ°YE AB ÖLÇÜLERÄ°NÄ° YAKALAMAK ZORUNDACumhurbaÅŸkanı Ahmet Necdet Sezer, 2001-2002 Adli Yılının Açılışı dolayısıyla, Yargıtay BaÅŸkanı Sami Selçuk'a bir mesaj gönderdi.  Sezer mesajında Cumhuriyetin temel kurumlarından olan bağımsız yargıya yapılan her türlü karışma ve baskının, hukuk devleti ilkesini zedeleyeceÄŸini belirterek, ''Kendilerini hukukun üzerinde gören kiÅŸi ve kurumlar, demokrasi için büyük tehlike oluÅŸtururlar''dedi. Mesajında, Türkiye'nin, ulusun gönenci için, Avrupa BirliÄŸi'ne tam üyelik sürecinde, her alanda Avrupa BirliÄŸi ölçütlerini yakalamak ve kendini yenilemek zorunda olduÄŸunu belirten Sezer, bunun yanında, Türkiye'nin, üyelik sürecinden bağımsız olarak kimi yeni düzenlemeleri yapmasının da gerekli olduÄŸunu vurguladı.Ä°ZGÄ°: HUKUK SÄ°STEMÄ° YENÄ°DEN DÃœZENLENMELÄ°TBMM BaÅŸkanı Ömer Ä°zgi, Türk hukuk sisteminin, ülke koÅŸullarına ve AB normlarına uygun biçimde yeniden düzenlenmesi gerektiÄŸini belirterek, ''GerçekleÅŸtirilme aÅŸamasında bulunan Anayasa deÄŸiÅŸiklikleri ile bu konuda sevindirici somut adım atılmış olacaktır'' dedi.Ä°zgi, yeni adli yılın baÅŸlaması dolayısıyla yayımladığı mesajda, yargı erkinin, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan çaÄŸdaÅŸ Cumhuriyetin temel kurumu olduÄŸunu vurguladı.  Anayasanın, güçler ayrılığı ilkesiyle yasama, yürütme ve yargıyı birbirinden ayrı tutarak yargının bağımsızlığını saÄŸlamayı amaçladığını ifade eden Ä°zgi, şöyle devam etti:''Bu baÄŸlamda, hukuk devleti ilkesi aynı zamanda, Cumhuriyetimizintemel niteliklerinin Atatürk ilke ve devrimlerinin, demokrasinin, çaÄŸdaÅŸlığın ve ülkemizin bölünmez bütünlüğünün de güvencesidir.Hukuk sistemimiz, Yüce Atatürk'ün çaÄŸdaÅŸ uygarlık düzeyini aÅŸma buyruÄŸu gereÄŸince siyasi partilerimiz arasında oluÅŸturulacak uzlaÅŸma ortamı içerisinde ele alınmalı, ülkemizin koÅŸullarına ve üyesi olma eÅŸiÄŸinde bulunduÄŸumuz Avrupa BirliÄŸi normlarına uygun biçimde yeniden düzenlenmelidir. GerçekleÅŸtirilme aÅŸamasında bulunan Anayasa deÄŸiÅŸiklikleri ile bu konuda sevindirici somut adım atılmış olacaktır.'' Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!