Güncelleme Tarihi:
Zeynep Gürcanlı YAZIYOR |
DIŞİŞLERİ’NE DE YAZI YAZMIŞ
Büyükelçi’nin bu konudaki sıkıntısı belli ki çok büyük.
Burada hemen bir parantez açalım ve diplomatik kaynaklardan edindiğimiz şu bilgi ve belgeleri de paylaşalım;
Almanya’nın Ankara Büyükelçisi, hem yazılı, hem sözlü olarak “CHP Alman Vakfı’ndan bağış almadı. Bu iddiaları içeren belgeler sahte” dese de, Türk kamuoyunda çok sesini duyuramamış. Belli ki, sesini duyurabilmek için çareyi Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yardım istemekte bulmuş.
Bu konuda elimize geçen belge çok ilginç;
30 Nisan’da, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Ertuğrul Apakan’a hitaben, Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz imzasıyla bir yazı gönderilmiş.
Yazıda, CHP’nin bağış aldığına ilişkin belgelerin sahte olduğu yinelenmiş.
Büyükelçi Cuntz yazısında, hem dönemin Dışişleri Bakanı Ali Babacan’a, hem de AB’den sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış’a belgelerin sahte olduğuna ilişkin “bizzat bilgi verdiğini” de ifade etmiş.
Ve Dışişleri Bakanlığı’ndan bir de talepte bulunulmuş;
“Dışişleri Bakanlığı’nın, bu konuda düzeltme içeren bir açıklama yapılmasını rica ederim…”
DIŞİŞLERİ’NDEN ÇIT YOK
Almanya Büyükelçisi’nin yazısı 30 Nisan tarihini içeriyor.
Ancak ilginçtir, CHP’nin Alman Vakfı’ndan bağış aldığına ilişkin Dışişleri Bakanlığı’ndan bugüne kadar “çıt çıkmadı.”
Dönemin Dışişleri Bakanı Ali Babacan kabine değişikliğinde Başbakan Yardımcısı oldu. Yerine Ahmet Davutoğlu atandı. Ancak yeni Bakan’ın döneminde de Dışişleri hiçbir açıklama yapmadı.
Son kabine revizyonunda görevi değişmeyen Egemen Bağış’tan da, ilginçtir, bu konuda hiçbir açıklama gelmedi.
“YARGI ALANINDA İŞBİRLİĞİ
Parantezi kapatıp, Alman Büyükelçisi Cuntz’un bu konudaki görüşlerine dönelim;
Alman Büyükelçisi, Türkiye ile Almanya arasında “çok geniş anlamda bir adli yardımlaşma” olduğuna dikkat çekiyor.
En büyük sıkıntısı ise, bu adli yardımlaşmanın Türkiye’de “siyasallaştırılmasına” ilişkin adımlar.
Örneğin, Deniz Feneri davasını sorduğumuzda, bize “Deniz Feneri konusunda Türkiye ile Almanya arasında son derece olağan bir işbirliği çerçevesi var. Türk ve Alman makamlar arasında hukuk devleti çerçevesinde bir işbirliği yürütülüyor” diyor ve ekliyor;
“Ancak konuyu siyasallaştırmak doğru değil…”