Ali Dibo'yu ciddiye aldık

Güncelleme Tarihi:

Ali Diboyu ciddiye aldık
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2006 12:33

Gül: Ali Dibo olayını ciddiye aldık ve inceleme başlattık

Kamu İhale Kurumu (KİK) Başkanı Hasan Gül, Kamu İhale Yasa Taslağı'nda kurumun “re'sen inceleme” yetkisinin kaldırılmasına ilişkin, “Ali Dibo olayını neden inceleme konusu yaptık; basında çıktı, okuduk, ciddi gördük. Bunu yalnız biz okumuyoruz ki, ilgili idareler, bakanlık ve savcılar da okuyor. Herkes görevini yapacak” dedi.

Gül, taslağın Başbakanlık'ta bulunduğunu ancak henüz imzaya açılmadığını ifade ederek, AB ile yapılan görüşmeler neticelendirildikten sonra taslağa son şeklin verileceğini belirtti. AB'nin müzakerelere başlamak için öngördüğü bazı konuları taslağa yerleştirdiklerini ifade eden Gül, “Bir kısmını yerleştirmek konusunda tercih kullanılacak. Ya yerleştirilecek ya da onlara vereceğimiz strateji belgesinde takvim belirtilecek” dedi. Hasan Gül, çalışmanın bir kaç hafta içinde netlik kazanacağını bildirdi.

KİK Başkanı Gül, Kamu İhale Kanunu taslağı hakkında A.A muhabirinin sorularını yanıtladı.Gül, kurulun “re'sen inceleme” yetkisinin neden kaldırılmak istendiğine ilişkin soruya şu karşılığı verdi:

“Her ne kadar adı resen inceleme yetkisi ise de bizim incelememiz, çok sınırlı, idarenin bize gönderdiği dosyadaki belgelerle sınırlı kalıyor. Yani müfettişler gibi, şikayet konusuyla ilgili olay mahalline gidip incelememiz, ilgili kişilerle görüşmemiz gibi kapsamlı bir durum söz konusu değil.

Bizim raporlarda sadece dosya üzerinden usulsüzlük tespitine yönelik bir çaba var, bu da çoğu zaman yeterli olmuyor. Dosya üzerinden pek çok şeyi tespit etmek mümkün değil. Yetkimiz de sınırlı; sadece tespit ettiğimiz hususları idaresine bildiriyoruz, suç unsuru tespit ettiysek de savcılığa iletiyoruz. Bizim idareye bildirdiğimiz husus, kişiler hakkında işlem için çoğu zaman yeterli olmayacağı için onların da aynı şeyi bir kere daha incelemeleri gerekiyor sonuçta.”

Gül, Kamu İhale Kurulu'nun kuruluş amacına da işaret ederek, ihalede şeffaflık, eşitlik, dokümanların hatasızlığı gibi noktalara odaklanmak ve ihalenin düzgün yapılmasını sağlamak gerektiğini kaydetti. Gül, “Hakemlik rolümüz bu aslında; henüz iş sözleşmeye bağlanmadan, idare ile ihaleye katılanlar arasındaki sıkıntıları çözmek, bir yanlışlık varsa düzeltmek” dedi.

“HERKES GÖREVİNİ YAPACAK”

Kurumun üzerinde çalıştığı bazı olaylara işaret edilerek, yetki kullanılmadığında “boşluk” oluşup oluşmayacağına ilişkin sorulara karşılık Gül, özetle şunları söyledi: “Ali Dibo olayını biz neden inceleme konusu yaptık? Basında çıktı okuduk, ciddi gördük, incelemeye aldık, inceliyoruz da. Bunu sadece biz okumuyoruz ki bu ihale hangi idareleri, bakanlığı ilgilendiriyorsa onlar da okuyorlar, onların da kendi müfettişleri var, onlara da inceletebilirler. Öbür taraftan suç teşkil edebilecek bir takım iddialar varsa, bu haberleri savcılar da okuyor, onlar da soruşturma açabilirler.

Boşluk yok, herkesin bir görev alanı var. Ama şu iddia ediliyorsa, ki ben öyle bir şey olduğunu söylemiyorum, (Onlar görevini yapmıyor, mutlaka bunu Kamu İhale Kurumu yapsın), ben böyle bir şeyi kabullenemem. Herkes görevini yapacak.

Eğer meclisimizde (Yok bu işi mutlaka Kamu İhale Kurumu yapsın) denirse, biz buna da itiraz etmeyiz ama o zaman daha geniş yetkilere sahip, sırf bu işlerle ilgilenecek bir inceleme heyetimizin olması lazım. Gidip mahallinde inceleme yapabilecek, ilgili tarafların ifadesine de başvurabilecek bir yapı gerekir. Ben diyorum ki böyle bir şeye de çok gerek yok, Türkiye'de zaten bu işi yapabilecek kurumlar var.”

“2. KEZ SEÇİLME BEKLENTİSİ DOĞRU OLMAZ”

Kurulun yapısında öngörülen değişikliğe ilişkin soru üzerine Gül, bu konuda, TBMM'de bulunan üst kurullara yönelik çerçeve yasa tasarısındaki yapıyı esas aldıklarını belirtti. Kurul üyelerinin görev süresini 5 yıldan 6 yıla çıkarmayı öngördüklerini ifade eden Gül, “Diğer üst kurullara da baktık, hepsi standart değil ama görev süresi 6 yıldan az olan yok gibi” dedi.

TMSF ve BDDK dışındaki üst kurulların hepsinde üyelerin ikinci kez seçilme hakkı bulunduğuna da işaret eden Gül, bu 2 kurulda da “görev süresini doldurmak için atananların” ikinci kez seçilebildiğini söyledi. Gül, üst kurullarda çalışan kişilerin “bir kere daha seçilme beklentisi içinde olmasını”, ”bağımsızlık” açısından doğru bulmadığını ifade ederek, “Ama ben şunu da kabul etmiyorum; niye başkasının yerine atanan, atandığı kişinin görev süresini tamamlasın. Normal görev süresi ne kadar olacaksa, ne zaman atanırsa atansın o kadar görev yapsın” dedi.

“GÖREV SÜREMİN DOLMASINA DAHA 2,5 YIL VAR”

Gül, bu konudaki “kişiye özel düzenleme” şeklinde değerlendirmelere ilişkin de şunları söyledi: “Burada yanlış algılanan şey, bir kişiyi dikkate alarak bir düzenleme yapılmışsa o hakikaten kişiye özel bir kanundur. Biz burada sistemi değiştiriyoruz. Düzenleme elbette birilerini etkiliyor, ama burada adres belli değil, şartları kim taşıyorsa herkesi etkileyen bir şey. Bu, 'Hasan Gül için böyledir' gibi bir şey olsaydı, denilen eleştiri doğruydu.

Ben şunu da diyorum; bu yaptığımızda benim aklıma gelmeyen bir yanlışlık varsa da vazgeçebiliriz, illa yapılacak diye bir şey yok.” Yaş haddinden emekliye ayrılan eski KİK Başkanı Sener Akkaynak'ın görev süresini doldurmak üzere atanan Gül, daha 2,5 yılı bulunduğunu belirterek, kendisi için sıkıntılı bir durum bulunmadığını kaydetti.

“BAKANLIK, KONTENJANINI BIRAKMAK İSTEMEZ”

Gül, yine diğer üst kurullardaki yapıya paralel üye sayısını 10'dan 7'ye düşürmeyi planladıklarını belirtti. Gül, mevcut üyelerin, görev süreleri doluncaya kadar kurulda kalmalarının öngörüldüğünü bildirdi. Hasan Gül, “ilgili kamu kurumları, bakanlıklar ile TOBB ve TİSK'in Bakanlar Kurulu'na isim önermesi yerine Bakanlar Kurulu'nca direkt atama yapılmasına yönelik yeni düzenleme” hakkındaki soruyu yanıtlarken de asıl sıkıntının, üye sayısını düşürmeleri nedeniyle kontenjan dağılımında gereken değişiklikten kaynaklandığını belirtti.

Gül, konuya ilişkin özetle şunları söyledi: “Üye sayısını 7'ye düşürüyoruz, en azından bazı kontenjanları azaltmak gerekiyor. Burada şu problem ortaya çıkacak; zaman içinde ihale ile bakanlıkların ilişkilerinin farklılaşması gündemde. Bu kontenjanların tamamen değişmesi gerekiyordu. Diyelim Maliyenin, Hazinenin çıkarılıp Enerji Bakanlığına, Ulaştırma Bakanlığına kontenjan vermek gibi bir takım şeylerin tartışılması gerekiyordu. Onlar da bizde hep sıkıntılı konular. Bakanlık kolay kolay kendi kontenjanını bırakmak istemez, herkes daha çok kontenjanım olsun ister. Biz de dedik ki nasılsa hükümet, hepsini temsil etmiyor mu bakanlıkların, bakanlıkların önermesine falan gerek yok. Bakanlar Kurulu nasılsa oturup tartışmayacak mı bunu bir toplantıda, hangi bakanlık üye bildirmek istiyor falan diye. Problem olmaz.

Amaç nitelikli, ihale mevzuatına hakim birisini bulmak olduktan sonra o kişiyi belli bir bakanlık içinde aramanın gereği yok. Mevcut mevzuat da fiilen böyle uygulanıyor. Hazinenin kontenjanından bir tane Maliyeci atandı, Bayındırlık Bakanlığı bir tanesini kendisinden atamış, bir tanesi Yüksek Denetlemeden, bir tanesini İçişleri Bakanlığından atanmış. Kontenjan o bakanlığın ama o bakanlık zaten başka bakanlıklardan da aday gösterebiliyor.”

Sivil toplum örgütlerinin kurulda temsilci bulundurma hakkının kaldırılacağı yönündeki tartışmaların hatırlatılması üzerine de Gül, taslağın, sivil toplum kuruluşlarından üye seçilmeyi engellemediğini, sadece önerme yapısında değişikliğe gidildiğini söyledi. Gül, “Taslak, sivilden seçilecekler ile kamudan seçilecekleri aynı kefeye koyuyor. Kişinin, kamuda veya özel sektörde ihale alanında 10 yıl çalışmış olması, üye seçilmesi için yeterli” dedi.

“PARTİYE BULAŞMIŞSA KİRLENMİŞ GİBİ ALGILANILIYOR”

Gül, kurula atanacak kişilerin geçmişte siyasi parti ile herhangi bir bağının bulunmaması gerektiğine ilişkin mevcut hükmün kaldırılmasının öngörülmesine ilişkin soru üzerine de “Bu konabilir de ama bana göre böyle şeylerle uğraşmaya gerek yok” dedi.

Eski bir milletvekilinin bile üye seçilebileceğini düşündüğü kaydeden Gül, kısaca şunları kaydetti:
“Gayet de iyi olur. Şu anda Rekabet Kurulu başkanı eski milletvekili, ne mahsuru olmuş Rekabet Kuruluna başkan olmuş da.

Biz de olaylara biraz farklı bakılıyor. Birisi partinin bir yerine bulaşmışsa sanki o bir şekilde kirlenmiş, artık tarafsız karar veremez gibi algılanıyor. Öyle bakarsanız kişi, bir partiden aday gösterilmese, aday olmasa bile sonuçta herkesin bir parti görüşü olabilir, onu siz engelleyemezsiniz.

Burası şöyle algılanmasın; üyeler oturuyorlar, 'gönüllerinden geçtiği gibi' karar veriyorlar...Öyle öyle bir şey, burada olamaz da. Kanun var, mevzuat var herkes oturup ona göre karar veriyor. Onun dışında karar verebilmek de mümkün değil zaten.”

“ÇERÇEVE ANLAŞMA KAPSAMINI BİZ BELİRLEYECEĞİZ”

Gül, taslakta öngörülen “çerçeve anlaşma” uygulamasına ilişkin de bilgi verdi. Gül, idarelerin, her mal ve hizmeti çerçeve anlaşma çerçevesinde temin edebileceği gibi yanlış bir izlenim bulunduğunu ifade ederek, uygulama kapsamına girecek mal ve hizmetleri Kamu İhale Kurumunun belirleyeceğini vurguladı.
Hasan Gül, bir yıl içinde çok sık ihaleye çıkılan mal ve hizmetlerin kapsama alınabileceğini belirterek, hastanelerin “ilaç” ihtiyacını buna örnek gösterdi.

AB SÜRECİ

Gül, AB sürecine ilişkin soru üzerine de kamu alımları ile ilgili müzakerelerin başlaması için bazı şartlar bulunduğunu, görüşmelerin bu çerçevede devam ettiğini belirterek, “AB, üye olma aşamasına kadar yerli istekli lehine bir fiyat farkı koyabilirsiniz diyorlar ama bizden bir takvim istiyor. Görüşmeler henüz neticelendirilmiş değil, zaten taslak da muhtemelen onlar neticelendirildikten sonra son haline geldi denilecek” dedi.

“1-2 hafta, belki 1 ay içinde netleşir konular” diyen Gül, şöyle devam etti: “AB'nin beklentilerinden yeni elektronik araçların kullanımı, çerçeve anlaşmalar, rekabetçi müzakere, dinamik alım sistemi gibi bir takım unsurları, taslağa yerleştirdik, bir kısmını yerleştirmek konusunda tercih kullanılacak. Ya yerleştirilecek ya da strateji belgesinde bunu şu tarihe yapacağız diye takvim vereceğiz. Yasa taslağı Başbakanlık'ta henüz imzaya da açılmadı.”

Enerji, su ve ulaştırma gibi kamu şirketlerince işletilen alanlarda özel bir kamu ihale sistemi uygulanmasını öngören “Sektörler Yasa Taslağı”nın da Başbakanlıkta bulunduğuna işaret eden Gül, “Sektörler Yasası konusunda da AB son görüşünü verecek, bir problem olduğunu düşünmüyoruz. Bir kaç hafta içinde, diğeri ile paralel olarak kesinleşir” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!