Mustafa KINALI / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2002 01:58
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
Eski Turizm Bakanlığı Müsteşarı Kemal Baytaş'ın, "Evren, müzeye hediye ettiği bazı kıymetli eşyayı gizlice geri aldı." iddiası Evren'i sinirlendirdi.
Kemal Baytaş, kitap haline getirdiği anılarında 7'nci Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in müzeye hediye ettiği bazı kıymetli eşyayı geri aldığı iddiasını ortaya attı. Baytaş'ın iddiasına göre, Evren bağışladığı eşyanın bir kısmını geri almış, olay basına hırsızlık olarak yansımış, bir astsubay da suçsuz yere mahkum olmuştu. Evren'in ‘‘Benim değil mi? Evet geri aldım’’ dediği de söylendi. Bütün bu iddiaları Kenan Evren'e sorduk.
Eski Turizm Bakanlığı Müsteşarı Kemal Baytaş, yayınladığı anılarında bir iddia ortaya attı. Bu iddiaya göre,
Evren aralarında kıymetli mücevherlerin de bulunduğu eşyayı önce Ankara'daki Etnografya Müzesi'ne vermiş, ancak daha sonra kızlarının isteği üzerine, bunlardan bazılarını geri almak istemişti.
Baytaş'ın iddiasına göre, bağışlanan ve demirbaşa geçen eşyanın geri alınması çok zor olduğu için bir formül bulundu. Kültür Bakanlığı yetkilisi
Mehmet Özel'in bulduğu formül hemen uygulandı. Bakanlık yetkilisi
Evren'e
‘‘Siz bize bir yazı yazın. Eşyalarınızı İstanbul'da, örneğin Askeri Müze'de sergilemek istediğinizi söyleyin. Biz tümünü demirbaştan düşeriz. İçinden istediğinizi alırsınız, istediğinizi müzeye gönderirsiniz.’’ demişti.
Yine
Baytaş'ın anılarında yazdığına göre,
‘‘Bunun üzerine Evren,
hediyelerini Askeri Müze'ye bağışladı. Ama bazı eşyalar eksikti. Bu olay basına hırsızlık olarak yansıdı ve 10 asker gözaltına alındı’’
Baytaş'ın bu anıları yayınlandıktan sonra,
Evren'in
‘‘Benim değil mi? Evet geri aldım’’ dediği de yazıldı.
Bu gelişme üzerine müzedeki hırsızlık davasında mahkum olan Astsubay
İbrahim Yağcı da
Evren'in
‘‘Evet geri aldım’’ demesinin yeni delil sayılacağını gerekçe göstererek iade-i muhakeme davası açacağını söyledi.
Ancak bütün bu toz duman arasında
Evren ne diyordu?
ÇOCUK OLSA İNANMAZ
7'nci Cumhurbaşkanı
Kenan Evren, hediye ettiği mücevherleri, kızlarının isteği üzerine geri aldığı iddialarına ateş püskürdü.
Evren, iddiayı ortaya atan
Kemal Baytaş'ın gündeme getirdiği haberler için,
‘‘Bu yalanları havsalam almıyor. Ayrıca bir tarafın söylediklerini, karşı tarafı dinlemeden gazetede veya televizyonda söylemek insan haklarına tecavüzdür. Günlerdir uyku uyuyamıyorum’’ dedi.
Evren'in, Harbiye Orduevi'nde, Hürriyet'in bu konudaki sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
‘‘Sözde ben Cumhurbaşkanı iken bana verilen kıymetli hediyeleri, Etnoğrafya Müzesi'ne teslim etmişim. Ondan sonra da kızlarım bana demişler ki, 'Baba, bunu niye verdin?'
Müzesi Müdürü de demiş ki, 'Biz bunları demirbaşa geçirdik.'
Onun üzerine bir formül bulmuşlar. Formüle göre, bunları biz yazıyla Cumhurbaşkanlığı'ndan veya Genel Sekterliği'nden isteyeceğiz, sonra İstanbul'daki Silahlı Kuvvetler Müzesi'ne teslim edeceğiz. Öyle yapmışız. Bunları aldığımız zaman da mücevherleri geri almışım. Geri kalanları da Harbiye'deki Askeri Müze'ye vermişim. Ondan sonra da, bir komployla 'Bunlar çalındı?'
demişiz. Ve o astsubayı haksız yere mahkum ettirmişiz. Yani bunu çocuk söylese, dahi insan inanmaz. Ben bu kıymetli veya kıymetsiz eşyaların birçoklarını ‘Askeri Müze'ye vereyim'
dedim. Ancak müzeo sırada yapım halinde, tamiratı bitmemişti. Ve o arada dedik ki, 'Ankara'daki Etnoğrafya Müzesi'ne verelim. Orada teşhir edilsin.'
Yalnız güvenlikli bir yer değildi. 2 bekçi tutmuşlar. Arada sırada bana diyorlar ki, 'Efendim burası çok emniyetsiz bir yer. Bunlar buradan çalınabilir' Askeri Müze 1987'de bitti. Bunları biz aldık, Askeri Müze Komutanlığı'na basının önünde teslim ettik. Bunların içinde mücevherden gayri, bundan çok daha kıymetli, devlet başkanlarının bana verdikleri madalya ve nişanlar vardı. Esas kıymetli olan da onlar. ’’
‘‘Bir gün, bana dediler ki, 'Efendim. Askeri Müze'deki sizin bu kıymetli eşyalarınız madalya, nişan ve diğer ziynet eşyaları hepsi çalınmış.'
Eyvah, dedim. Dediler ki, 'Bunu yapsa yapsa, içeriden birisi yapabilir.'
Ve o zamanki bir astsubay, o zaman veya o gece, askerlerin kullandığı bir ciple, elinde bir torbayla bir yere gitmiş. Orada biraz oturmuş sonra da çıkmış evden. Torbayı da yolda gelirken, çöp kutusuna atmış. Bu askerin ifadesi. Mahkemesi uzun süre devam etti. Ancak bu astsubay itiraf etmedi. Ama deliller herhalde müspetti ki, askeri mahkeme mahkum etti.
ZABITLARGÖSTERECEK
Şimdi bu haber, bir anı yazan Kemal Baytaş'
ın anılarında çıkmış. Bunu Sabah Gazetesi aldı, yazdı, onun üzerine bir açıklama gönderdim. Sonra yine ATV'de, ben sözde demişim ki
'Ben bunları geriye aldım' Bakın nasıl çarpıtıyorlar.
'Ben dedim ki, isteseydim alırdım. Bu mal benim şahsıma verilmiş.' Hatta oraya teslim de etmeyebilirdim. Şimdi bunu çarpıtmış, sözde ben 'Ben aldım'
demişim. Bir askeri müzeye bir şey teslim edilirken zabıt tutulmaz mı? Elbette tutulur. Bunların hepsi orada, mahkeme kararları orada. O gazeteyi de televizyonu da mahkemeye vereceğim. Avukat arıyorum. Etnoğrafya Müzesi'nin zaptı ile Harbiye Askeri Müzesi'nde bunların zabıtları var. Her ikisi karşılaştırıldığında ortaya çıkar. Keşke teslim etmeseydim. Bunlar çalınmaz, bu da başıma gelmezdi, diyorum. Bunları müzelere bağışladığım için takdir edilmeyi beklerken, böyle ithamlarla karşılaşmak beni çok üzdü. KENAN Evren’in bağış LİSTESİHürriyet'te 1989’da yer alan haberde,
Evren'in Askeri Müze'ye verdiği armağanlar ve tahmini değerleri şöyleydi:
Kuveyt Emiri tarafından verilen zümrüt ve yakut taşlı gerdanlık, 85 milyon lira
İngiltere Kraliçesi'nin armağanı mineli ve taşlı altın gerdanlık 125 milyon lira. Ayrıca platin üzerine mine işlemeli Kraliyet arması, 25 milyon lira
Alman Cumhurbaşkanı'nın verdiği mineli altın kordon, 15 milyon lira
Birleşik Arap Emiri
Şeyh Zayed tarafından verilen pırlanta, zümrüt işlemeli ve mineli altın nişan 350 milyon lira
ABD eski Başkanı Reagan'
ın verdiği 3 parçalı altın üzerine mine işlemeli rozet ve nişan 10 milyon lira
Suudi Arabistan Krallığı'nın armağanı altın üzerine yakut ve zümrüt işlemeli, mineli kordon ve ucunda nişan, 140 milyon lira
Ürdün Krallığı'ndan altın zincirli tuğralı pırlanta işlemeli ve mineli gerdanlık, 200 milyon lira
Fas Kralı 2'nci Hasan'ın armağanı 21 ayar altın, pırlanta, yakut ve zümrüt işlemeli kılıç, 150 milyon lira
Birleşik Arap Emirlikleri'nden altın ve gümüş kakmalı düz kılıç, 30 milyon lira
Irak Genelkurmay Başkanı'nın armağanı kolye küpe 5 milyon lira
Malezya'dan silindir makinesi ve gümüş süslü gong
Hindistan Uzay Araştırma Merkezi'nden verilen minyatür uydu
Hürriyet’e haber olmuştu
HARBİYE Askeri Müze'deki hırsızlık, Hürriyet'in 7 Temmuz 1989 tarihli baskısına
'Evren'in armağanlarına yağma' manşetiyle haber olmuştu. Haberde şöyle denilmişti:
‘‘Aralarında Reagan'
ın armağanı olan nişanlar, İngiltere Kraliçesi Elizabeth'
in armağanı gerdanlığın da bulunduğu 8 parça değerli eşya, İstanbul'daki Askeri Müze'den çalındı. Müze Müdürü Albay Kurtuluş Bozatlı,
her köşede bir askerin nöbet tuttuğu bir yerde, soygunun büyük ihtimalle içeride bulunan bazı kişiler tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.’’