Akdeniz’de Çevre

Güncelleme Tarihi:

Akdeniz’de Çevre
Oluşturulma Tarihi: Nisan 04, 2000 00:00

Haberin Devamı

Termessos’ta gece operasyonu

Doğal ortamdaki yaban hayvanlarını ilk kez Hürriyet Akdeniz izledi

GECE saat 03.00... Herkesin mışıl mışıl uykuda olduğu bu saatte, Batı Akdeniz Orman Bölge Müdürlüğü önünde, yoğun bir hareketlilik yaşanıyor. 4 çeker arazi araçları sıralanmış, eli dürbünlü insanlar heyecanla son hazırlıkları tamamlıyor.

Sadece Hürriyet Akdeniz'in izlediği bu operasyonun amacı, sayıları hızla tükenmekte olan yaban keçilerinin envanterini çıkarabilmek ve yaban hayatının devamını sağlayıcı çareler aramak. 1966 yılında korumaya alınan ve 1997'den itibaren avlanma yasağı getirilen yaban keçileri için, böyle bir çalışma zorunlu hale gelmişti.

Anavatanı Batı Akdeniz olan yaban keçileri, dağların doruklarında, henüz insan ayağının basmadığı yerlerde yaşamlarını sürdürüyor. Yaban keçilerinin, doğal ortamdaki fotoğrafları da, bu güne kadar hiç çekilememişti. Bu ilki gerçekleştirebilmek için, gece karanlığında, çam ağaçları ve makilikler arasında, en az 1000-1500 metre yüksekliğe ulaşabilmek için yarı yürüyüş, yarı tırmanış, zorlu bir parkuru aşmak gerekiyordu.

AV KÖŞKÜNDE BRİFİNG

Konvoy halinde yolculuk başladığında, araçların motor gürültüsü boş sokaklarda yankılanıyordu. İlk durağımız, Düzlerçamı Alageyik Üretme Çiftliği'ndeki Av Köşkü oldu. Burada, Batı Akdeniz Orman Araştırma Müdürü Süleyman Kaçar, gözlem anında nasıl hareket edileceğini, sayımın nasıl yapılacağını anlattı.

Batı Akdeniz Orman Araştırma Müdürlüğü yönetiminde, Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Başmühendisliği ve Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'nün işbirliğiyle gerçekleştirilen bu operasyona, av turizmi yapan bazı seyahat acentaları da destek verdi.

Av Köşkü'ndeki toplantıdan sonra, 40 kişilik mühendis ve akademik grup, ikişer kişilik timlere ayrıldı. Her ekibin ayrı bir noktada gözlem yapacağı bildirilirken, Hürriyet Akdeniz okurları için izlediğimiz bu operasyonda, 1050 metre yükseklikteki Termessos Antik Kenti'ndeki gözlem yerine gitmemiz kararlaştırıldı.

Termessos (Güllükdağı) Milli Parkı'nda, doğal ortamda yaşayan ve halk arasında ‘‘Geyik’’ diye tanımlanan yaban keçileri, bir yandan karakulak ve vaşak türü yırtıcı hayvanlar, diğer yandan kaçak avcılar tarafından hızla katlediliyor. Bu nedenle, hem kaçak avlanmalara, hem de vaşak ve karakulak gibi yırtıcı hayvanlarla mücadele edilerek, popülasyon sürekliliğinin sağlanması gerekiyor. Bu ön bilgileri alıp, Av köşkü'nden ayrıldıktan sonra, bir süre Korkuteli yolunda gidip, Termessos Milli Parkı'na girdik. Gecenin karanlığında bizi ilk karşılayanlar, yaban domuzları oldu. Aracın farından ürken hayvanlar, kendilerini hızla ormana atıyorlardı. Belirli bir yere ulaştıktan sonra, yolculuğun geri kalanı, yürüyerek gerçekleşecekti. Rehberimizle birlikte, gecenin karanlığında, baykuş çığlıkları arasında tırmanışa geçtik.

Cep feneri veya başka türde aydınlatma aracı kullanmamız kesinlikle yasaktı. Çünkü ışık, çevredeki yaban hayvanlarını ürkütebileceği gibi, can güvenliğimizi de tehlikeye sokabilirdi.

BİR AY SONRA YAVRULAMA

Günün ilk ışıklarıyla birlikte, yaban hayvanlarında bir hareketlilik başladı. Ancak dürbünle görebildiğimiz yaban keçileri, kayadan kayaya büyük bir çeviklikle atlıyordu.

Önde, dev boynuzlu bir erkek teke, ardından da dişiler, kayaların arasından çıkan taze otları büyük bir zevkle yiyordu. Saat 04.30 ile 09.30 arasında, toplam 23 yaban keçisi belirledik. Toplanma yerimiz olan Av Köşkü'ne döndüğümüzde de, bizim tesbitlerimizle birlikte, 24 ayrı yerde yapılan gözlemlerde, toplam 170 yaban keçisi tespit edilmişti.

Başta Batı Akdeniz Orman Bölge Müdürü Gürel Şirin, Bölge Müdür Yardımcısı İsmet Yücel, 40 kadar mühendis, akademisyen ve gönüllülerin gerçekleştirdiği bu operasyon, keyifle sona ererken, Batı Akdeniz Orman Araştırma Müdürü Süleyman Kaçar, önümüzdeki günlerde, benzeri bir operasyonun, alageyikler için yapılacağını bildirdi.

Katil yosun alarmı

TÜRKİYE Sualtı Sporları, Cankurtarma, Sukayağı ve Paletli Yüzme Federasyonu 4. Uluslararası Sualtı Şurası, Kumluca'nın Mavikent Beldesi'nde yapıldı. Sualtı sporları ile ilgili çeşitli sorunların görüşüldüğü Şura'da, Akdeniz'deki kıyılarımızın, katil yosun ve kirlenme tehdidi altında olduğu bildirildi.

Federasyon Başkanı Harun Sevinç, Suriye tarafından bilinçli olarak denize bırakılan atıkların, akıntılarla gelip, kıyılarımızı kirlettiğini bil

dirdi. Bilimsel Dalış ve Deniz Kirliliği Araştırma Uzmanı Dr. Mustafa Tolay ise, zehirli yosunların, Türkiye’nin Ege ve Akdeniz kıyılarını tehdit ettiğine dikkat çekti.

Hürriyet Akdeniz'in sorularını cevaplayan Dr. Tolay, 1984 yılında Monaco Deniz Akvaryumu'ndan, yanlışlıkla Akdeniz'e dökülen Caulerpa Taxifolia adlı zehirli yosun türünün, önce Fransa'nın Monaco ve Nis, daha sonra da İtalya ve Hırvatistan kıyılarında hızla yayıldığını belirtti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!