Adli tıpta rönesans

Güncelleme Tarihi:

Adli tıpta rönesans
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2002 01:05

2000 yılının ekim ayında televizyonlara yansıyan, musalla taşı görünümlü mermer otopsi masaları, kanlı zeminler, kararmış duvarlar, hijyenden nasibini almamış koridorlar Adli Tıp Kurumu'nun hatırlanmak bile istenmeyen geçmişine gömüldü. Yılda ortalama üç bin otopsinin yapıldığı kurum yeni çehreye kavuştu.

AMELİYATHANE GİBİ MORG

İnsanların kaderine hükmeden kararların verildiği Adli Tıp Kurumu'nda yaşanan değişimin en belirgin izleri morgda. Çelik otopsi masaları, çelik muhafaza dolapları. Granit yer döşemeleri. Bir fabrikanınkini andıran klima ve havalandırma sistemi. Su yeşiline boyanmış, insanı kasmayan, kokusuz koridorlar. Limon küfü yeşili kapılar. Ve tabii ki her köşede hijyen. Adı bile insanın tüylerini ürperten morgun yeni hali, daha çok, çağa ayak uydurmuş bir hastanenin ameliyathanesine benziyor. Adli Tıp Kurumu koridorlarında esen yenilik rüzgarı sayesinde, Biyoloji, Kimyasal Tahliller, Fizik İncelemeler İhtisas Daireleri de 2000'li yılların uluslararası normlarını yakalamış.

KAYBEDİLEN DAVA PARASI

Hiç şüphesiz, kurumdaki yenilerin en yenisi, cinsel istismara uğramış çocukların, muayene sırasında yeni travmalar yaşamaması için kurulan Çocuk Muayene ve Değerlendirme Ünitesi. 1999 yılında 16 bin olan, bir sonraki yıla devredilen dosya sayısı, 2001'de 2 bin 338'e düşürülmüş. Giriş ve çıkış süreleri ortalama 15 günle sınırlandırılmış. Bunları gerçekleştirmek için sadece cihaz alımı için bir trilyon 400 milyar lira harcama yapılmış. Cerrahpaşa'daki eski binada yenileme çalışmalarının maliyeti ise 900 milyar lirayı bulmuş. Komik ama gerçek. Bu para, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde kaybettiğimiz 5 davanın tazminatına eşit neredeyse. Kaybedip, tazminat ödemeye mahkum olduğumuz dava sayısı ise 80'e yakın.

ADALETTE KÜÇÜLME OLMAZ

Yenilik hareketinin mimarı, Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Oğuz Polat, bu çelişkinin altını başka bir örnekle çiziyor: ‘‘Otopsi sırasında, bir yaranın fotoğrafı çekilirken, basit bir kartondan yapılmış numara ve metrik skala kullanılmadığı için, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde, tazminat ödemeye mahkum olduğumuz davalar var. Adalette ekonomi olmaz. Burada küçülme de olmaz!’’

Adli Tıp Kurumu'nun olması gereken yere hızla yaklaştığını söyleyen Prof. Dr. Oğuz Polat, önlerindeki son engelleri aşabilmek için Adli Tıp Değişikliği Kanunu'nun çıkmasını bekliyor.

Bu kanun, hızla büyüyen kurumun personel sıkıntısına çözüm getirecek. 1980'de çıkan kanunla, kurul üyelerine tanınan, ölene kadar görev yapma hakkı ortadan kalkacak. Adli Tıp Kurumu'nun personel konusunda da kendisini yenilemesine imkan tanıyacak.

İşte yenilikler

Morg İhtisas Dairesi’nde sadece 10 mermer otopsi masası ve 40 ceset muhafaza kapasiteli eski sistem soğutuculu dolaplar vardı. Şimdi soğutulmuş ceset muhafaza odalarının kapasitesi 104'e çıkarıldı. Olağanüstü durumlarda, bu odalarda 400'e yakın ceset saklanabiliyor.

Yerler, çizilmeyen ve mikroorganizmaları barındırmayan granitle kaplandı.

Uluslaraları standartlarda 16 çelik otopsi masası yaptırıldı.

Otopsi sırasında karın boşluğunda biriken kanın kepçeyle alındığı anlatılırdı. Şimdi kan masalara eklenen asprisayon sistemiyle boşaltılıyor.

Masaların altına yerleştirilen havalandırma sistemi, otopsi sırasında kokuyu ve mikropları emiyor.

Morg içinde, eğitim otopsilerinin yapıldığı, ayrı bir bölüm oluşturuldu.

Otopsi öncesi radyolojik tarama yapabilen scope cihazı yenilendi.

Biyoloji İhtisas Dairesi tepeden tırnağa yenilendi, fayans tezgahlar asite dayanıklı hale getirildi, yerler biyosit kaplandı.

Bakteri ve böcek aktivitesini durdurmak amacıyla klima yapıldı.

Tıbbi atık sistemi, otopsi malzemesi saklama deposu, fotoğraf odası ve yine çelik masaların bulunduğu gasilhane de yenilikler arasında.

Morg İhtisas Dairesi'nde görevli Adli Tıp Uzmanı Dr. Bülent Şam, soyunma odaları ve duşları gösterirken, ‘‘Belki çok önemsiz ama bu yeni bölümler sayesinde, buradan çıkarken, girdiğimiz kadar temiz olacağız. Bunun bizim için önemini size anlatmak çok zor’’ diyor.

Prof. Dr. Oğuz Polat

Adli Tıp yeniliğinin mimarı

Adli Tıp Kurumu'nun çehresini değiştiren Prof. Dr. Oğuz Polat, kurumun başına 2000 Eylül’ünde getirildi. 1959 Atlanta doğumlu. İstanbul Tıp Fakültesi mezunu. Adli Tıp ihtisasını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde yaptı. Gülhane Askeri Tıp Akademisi Patoloji Anabilim Dalı'nda Adli Tıp Uzmanı, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Kurucu Başkanı, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Etik ve Deontoloji Anabilim Dalı Başkanı olarak çalıştı. M.Ü Tıp, Hukuk, Diş Hekimliği, Hacettepe Tıp fakülteleriyle, İ.Ü Adli Tıp Enstitüsü ve Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ders veriyor.

Dr. Faruk Aşıcıoğlu

DNA’da dünyaya yaklaştık

Biyoloji İhtisas Dairesi'ndeki değişimi anlatmak için ‘Bir yıl önce 10 yıl gerideydik'' diyorlar. Biyoloji İhtisas Dairesi Başkanı Dr. Faruk Aşıcıoğlu, şimdi, dünyadaki adli genetikle ilgili gelişmeleri sadece 6-7 ay gecikmeyle izleyebildiklerini gururla söylüyor. Gen çalışmalarında FBI'ın kullandığı CODIS sistemine geçilmiş. Eskisi gibi 5-6 bölge yerine, CODIS'in önerdiği 13 bölgede DNA saptaması yapabiliyorlar. Biyoloji İhtisas Dairesi, kemikten DNA elde etme konusunda, dünyadaki başarı oranlarına yakın başarı elde etmenin de gururunu yaşıyor.

Üç yılda 1400 çocuk istismarı

Çocuk Muayene ve Değerlendirme Ünitesi pembe ve mavi boyalı. Görüşme odaları daha çok oyun odası gibi. Masalarda, dolaplarda oyuncaklar. Burası, fiziksel ve cinsel istismara uğrayan çocukların muayene sırasında yeni travmalar yaşamaması için Türkiye'de ilk kez kurulan çok özel bir bölüm. Adli süreçte, çocukların iki hatta üç kez muayene travması yaşadığını anlatan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu Başkanı Prof Dr. Şevki Sözen, muayenenin mutlaka özel koşullarda yapılması gerektiğini söylüyor. Burada görüşmeler, ‘‘Hadi anlat bakalım’’ diye başlamıyor. Çocukların aynı zamanda muayene ortamına hazırlandığı bu zaman üç saate kadar uzayabiliyor. Adli Tıp Kurumu'na üç yıl içinde yansıyan çocuk istismarı sayısının bin 400 civarında olması, birimin önemini daha da arttırıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!