Acı kayıp

Aydın Engin, İzmir Ödemiş’te dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenim gördü. Sonrasında hukuk öğrenimini bırakıp tiyatroculuğu meslek olarak seçti. Yeşilçam için pek çok senaryo yazdı ancak imzasını koymadı. Haftalık Yeni Ortam dergisinde yazı işleri müdürlüğü yaptı. 12 Mart Darbesi sırasında tutuklandı. Salıverildikten sonra artık günlük bir gazeteye dönüşen Yeni Ortam’da yazı işleri müdürü oldu ve aynı gazetede köşe yazıları yazdı. 12 Mart sonrasında kurulan ilk sosyalist parti olan Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’nin kurucuları arasına katıldı. Partinin kurucularından Oya Baydar ile evlendi. Bu evlilikten bir oğlu dünyaya geldi.

12 YIL YURDA DÖNEMEDİ

1974 yılında eşi Oya Baydar ve Yusuf Ziya Bahadınlı ile “İlke” dergisini kurdu. 1976’da “Politika” gazetesinin genel yayın müdürü oldu. Bu gazetede “Tırmık” adlı köşesinde, köşe yazıları yayımlamaya başladı; yazılarından dolayı hakkında birçok dava açıldı. 1980’de tutuklu olduğu sırada bir başka davadan ötürü 7.5 yıl hapse mahkûm oldu ancak bir yanlışlık sonucu tahliye edilince Haziran 1980’de yurtdışına gitti. 12 Eylül Darbesi’nden sonra 12 yıl boyunca yurda dönemedi; yaşamını siyasi mülteci olarak Almanya’da sürdürdü. Bu arada sürmekte olan davaların sonuçlanması nedeniyle gıyabında ağır hapis cezalarına çarptırıldı. 1991’de çıkan kısmi aftan yararlanarak Türkiye’ye döndü; kısa süre Sağmalcılar Cezaevi’nde hapis yattı.

YAZMAKTAN HİÇ VAZGEÇMEDİ

1992-2002 arasında Cumhuriyet gazetesinde habercilik ve köşe yazarlığı yaptı. BirGün gazetesinin kuruluşunda yönetici olarak görev aldı ve bir süre Tırmık köşesini yazdı. Daha sonra Agos’ta köşe yazıları yazmaya başladı. T24 internet gazetesinin kuruluşuna katıldı. 2015 Ağustos’unda yeniden Cumhuriyet gazetesine döndü. 1 Kasım 2016’da Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve yazarlarına yönelik başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Engin, yurtdışına çıkış yasağı konularak adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Engin, halen T24’te köşe yazarlığına devam etmekteydi.

8 Mart’ta safra kesesi ameliyatı geçiren ve oluşan komplikasyonlar nedeniyle tedavisi yoğun bakımda devam eden gazeteci Aydın Engin, dün hayatını kaybetti.

SON NOTU

Aydın Engin, 11 Şubat Cuma günü T24’te yayımlanan son yazısında, ‘kişisel bir not’ olarak şu satırları paylaşmıştı:

“Aydın Engin’i bir süre nadasa bırakmak iyi olacak. Nadas’ın ne olduğunu bilmeyen kentli okurlar için bilgi notu: Nadas tarlanın sürülüp, sulanıp ekime hazırlanması ama o yıl ekilmemesidir. Ben de beni nadasa bırakıyorum. Ne kadar sürer bu nadas? Bilmiyorum. Umarım kısa sürer. Şey... Bugün benim 81 yaşımdaki son günüm.”

AYDIN ENGİN EMEKÇİYDİ VE EMEKÇİ SAVUNUCUSUYDU

ESKİ çalışma arkadaşları Aydın Engin’i anlattı.

YALÇIN BAYER: “Aydın Bey, 12 Eylül darbesiyle gazeteciliği bırakıp Almanya’ya gitmek zorunda kalınca çeşitli dallarda, işlerde emekçi olarak çalıştı. En uzun çalışma yaşamını da taksicilik olarak sürdürdü. Bir emekçi savunucusuydu. Aydın Bey, Türkiye’ye geri dönüp Cumhuriyet gazetesinde çalışıp yöneticilik yaptığında gazeteciliğin farklı fonksiyonlarını ortaya koydu. Yazı dilinin gazeteciliğin temel kavramlarını kapsadığı gibi mizahi unsurları da sergilemesi onu öne çıkardı. Aydın Bey’in çok seveninin olduğunu bilmemiz gerekir.”

ORAL ÇALIŞLAR: “Aydın Engin’le iki zıt kutbun insanlarıydık. 12 Eylül’den önce birimiz Politika gazetesinin birimiz Aydınlık gazetesinin genel yayın yönetmeniydi. Kader bizi 12 sene sonra aynı odada birlikte çalışmayla yüz yüze getirdi. O günden sonra birbirinden ayrılmayan, birbirini çok seven bir ikili haline geldik. Aydın çok neşeli ve esprili bir insandı. Mizahı severdi. Onun için odadaki günlerimiz Aydın’ın esprileriyle geçerdi. Cumhuriyet gazetesinde 10 yıl beraber çalıştık. Çok yönlü bir gazeteciydi. Aydın’ın son derece dinamik bir gazeteciliği vardı. Özgürlükçü ve demokrat bir çizgisi vardı, çalışkandı. Tabi aynı zamanda tiyatro yazarıydı.”