ABD'nin bir okul binasına harcadığı parayla biz beş okul yaptırıyoruz

Güncelleme Tarihi:

ABDnin bir okul binasına harcadığı parayla biz beş okul yaptırıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2003 00:30

Dünyanın depremle yaşamak zorunda olan birçok ülkesinde binalar, okullar yıkılıp insanlar ölmüyor. ABD'de yaklaşık 30 okulu inceleyen ve Türkiye'de dört okul yapan Mimar Haydar Karabey, eylül ayında piyasaya çıkaracağı ‘‘Okul Yapıları- Geleceğin Okullarını Planlamak ve Tasarlamak, Çağdaş Yaklaşımlar, İlkeler’’ adlı kitabında ideal okulu anlatıyor. İşte depreme karşı dayanıklı ideal okul binası...

İdeal okulun bedeli Türkiye'de en az iki milyon dolar. Çünkü, iyi bir okul için ABD'de metrekareye bin, Polonya'da 800, Türkiye'de ise en fazla 200 dolar harcanıyor. İdeal okul için sadece para yetmiyor, mekanın da büyük olması gerekiyor. Örneğin 400 öğrenci için en az sekiz bin metrekarelik alan gerekli. İlköğretim binaları için en fazla iki, lise binaları içinse en fazla dört kata izin veriliyor. Yapının tamamının betonarme, büyük boşluk alan olarak nitelendirilen spor salonu, kütüphane gibi mekanların da çelik örtü ile yapılması gerekiyor. Ama ülkemizde ahşap ve prefabrik rağbet görüyor. Kayabey, ahşapta yangın güvenirliğinin sağlanması, prefabrikte ise parçaların bağlantılarının iyi yapılması gerektiğini belirtiyor.

MC DONALD'S GİBİ OLMALI

Karabey, Milli Eğitim Bakanlığı'nın TİP Proje olarak nitelediği her yere uygulanabilir genel projeden yana değil. Çünkü her konumun jeolojik faktörleri, iklimi, teknolojisi, işçilik ve malzemesi farklı olabilir düşüncesini taşıyor. Karabey, gezdiği okullardan hareketle, şu öneride bulunuyor: ‘‘Okullara Mc Donald's kalitesi veremiyorsak, çocuklarımızı hiç düşünmüyoruz demektir. Türkiye'de yapılan Mc Donald's binaları ABD'dekilerle aynı şekilde yapılıyor. Yerler, tavan, WC'de onlarla aynı malzeme kullanılıyor. Basit standartlarla bunlar sağlanabilir. Bizim çocuklarımız oraya gidiyorsa, eğitimlerini uzun süre geçirdiği okul binalarında da o kalite olmalı.’’

AZ KAT, GENİŞ ALAN

Dr. Karabey'e göre, okullar güvenlik için büyük alanda ve az katlı yapılmalı. Geniş alan hem az katlı bir yapı yapılması, hem de olağanüstü durumlarda toplanma alanı olması için gerekli. Ayrıca yangın yönetmelikleri uyarınca deprem güvenliği için de kolay ve açık, net kaçış koridorları, yeterli sayıda çıkış gerekiyor. İç mekanlar da geniş olmalı. Örneğin derslikler için ideal alan en az 50 metrekare.

Mimari ayrıntılarda kolayca dağılmayan sistemler kullanılmalı. Örneğin, taşyünü asma tavan son derece hafif bir malzeme, düşerse insanı yaralamaz ama taşıyıcı sisteme klipslenmesinde yarar var. Deprem gerilimi altında patlama ihtimali olan büyük cam düzlemlerden kaçınmalı. Bir yandan saydam bir yapıdan söz ederken, bu öneri bir çelişki gibi görülebilir. Sağlam ve küçük parçalı bir doğrama kurgusu çözüm olabilir.

Deprem halinde, devrilebilecek konum ve boyuttaki mobilyalar olabildiğince sabit düşünülmeli, özellikle laboratuvar gibi tehlikeli madde içeren mekanlarda önlemler daha dikkatle gözden geçirilmeli. Bütün bunlar çocuk psikolojisi de gözetilerek, olabildiğince hissettirmeden alınmalı.

ABD'DE OKULLAR NASIL

Büyük alana yerleşiyorlar. Çevredeki insanlar akşam saatlerinde bu alanları kullanıyor. Okulun toplantı salonları bölgenin kültür ve buluşma merkezi.

Her mekan iyi havalanıyor. Sınıfların en az iki yanı doğal ışık alıyor. Ortada kullanılan büyük alan da tepeden ışık alıyor. Rahat, ferah, yaygın tasarımlar bulunuyor.

Birçok yer esnek kullanıma açık. Örneğin spor salonu aynı zamanda yemekhane olarak kullanılıyor. Masalar duvarlara monte ediliyor, istendiği zaman çıkarılıyor.

Yeşil alanlar parçalı olarak kullanılıyor. Bizde ise kutu kutu binalar yapılıyor.

Büyük blok tuğlalar ve asma tavan kullanılıyor. Çünkü, bu tavanlar sesi yutuyor. Döşemeler için de darbe emici sünger katmanlar var.

İç mekanlar saydam, bir uçtan bakınca diğer ucunu görebiliyorsunuz. İç sinyalizasyon çok iyi.

Yangına dayanıklı malzeme kullanılıyor. Mobilyalar sökülebilir nitelikte. Sınıfların iç bölmelerinde sök-tak sistemi yer alıyor.

Bahçede asla beton kullanılmıyor. Özel malzeme var.

Bingöl'ün Süreyya Ayhan'ı abisini kaybetti

Henüz 11 yaşında olan Fatoş Üzer bir atlet. Kardeşler Köyü’nde yaşıyor. 1200 metrede Doğu Anadolu Bölgesi şampiyonu. 1 Mayıs 2003 günü Türkiye şampiyonasına katılmak için Bursa'ya doğru yola çıkan kafiledeymiş. Ankara yakınlarındayken Bingöl depremi olmuş, geri dönmek zorunda kalmışlar. Deprem sırasında Çeltiksuyu'nda ölen Naim Üzer'in kardeşi. Herkes onu köyde Sürreyya Ayhan diye çağırıyor. Bölgede onu ne bir erkek ne de bir kız çocuğu geçebiliyor. Lakabı da Fırtına. Kendine güveniyor. Okuduğu ilköğretim okulu da yerle bir olmuş. Kulağıma eğilip, ‘‘Abey bizim okul bu seneye yetişir mi?’’ diye soruyor. Deprem sırasında küçük kardeşini kucağına alıp koşarak evden çıkmış. Koşarak bütün engelleri aşabileceğine inanıyor, depremlerden uzaklaşacağına inanıyor. Şimdi her gün abisinin mezarına gidip, bir tas su dökerek okullarının bir an önce bitmesi için dua ediyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!