OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 10, 2004 00:00
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, AB ile müzakerelerin en zor bölümünün tarım olduğunu hatırlatarak, "10 yılda tarım nüfusunun 25 milyondan 15 milyona inmesi gerekiyor. Bu yüzden, tarımda olacakları iyi sorgulamak gerekiyor. Gerekirse tahıl ve hayvancılık istisnası isteyeceğiz" dedi.TARIM ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, Avrupa Birliği (AB) ile yürütülecek üyelik müzakerelerinde en zor konunun tarım olacağını kabul ederken, Avrupa ile Türkiye tarımı arasında önemli yapısal farklılıklar bulunduğu gerekçesiyle serbest ticarette tahıl ve hayvancılık için istisnai uygulama isteyeceklerini söyledi.AB ülkelerinde nüfusun ortalama yüzde 4-5'inin tarımla uğraştığını belirten Güçlü, Hürriyet'e "Bizim nüfusumuzun yüzde 35'i tarımda. Toplumun yüzde 35'inin geleceğinin ne olacağını sormaya hakkım var" dedi. Güçlü, tarımda işletme ölçeklerini büyütmek ve tarımla uğraşan 25 milyon nüfusu 10 yılda 15 milyona çekmek gerektiğinin altını çizdi.YABANCI SERMAYE ŞARTTarım nüfusunu indirmek için işletmelerin ölçeğinin büyütülerek sanayiye aktarım yapılmasına ihtiyaç bulunduğunu kaydeden Güçlü, bu gelişmeleri sağlamanın da doğrudan yabancı yatırım çekmeye bağlı olduğunu vurguladı. "Polonya gibi sermaye çekebilirsek bir sorun olmaz. Ama 1950'den 2004'e gelirken yaşadığımız yabancı sermaye girişine bakarsak birşey olmaz. Türkiye'ye gelen yabancı sermaye bu kadar yılda 20-25 milyar. Türkiye yabancı sermaye için bugüne kadar hiç cazip olmadı. Biz ne yaptıysak olmadı" değerlendirmesini yapan Güçlü, yapısal yönden iyileşme için AB'nin tarımsal altyapı konusunda destek vermesi gerektiğine işaret etti.150 MEVZUAT DEĞİŞECEKBakanlık'ta oluşturulan AB biriminin yaptığı müktesebat taraması sonucu kısa vadede yeni çıkarılması, eksiğinin tamamlanması ya da değiştirilmesi gereken 150 mevzuat başlığı çıktığının altını çizen Güçlü, Türk tarımının yüksek maliyetli çalıştığı alanlar olan tahıl, hayvancılık, yem bitkileri, şeker pancarı gibi ürünlerde olumsuz etkileneceğini kaydetti. Türkiye'nin sebze-meyve ve sert kabuklu bitkilerde avantajlı olacağını anlatan Güçlü, dezavantajlı olunacak alanlardan tahılın tarım uğraşının yüzde 40, hayvancılığın yüzde 20'sini kapsadığını, bakliyat ve yem bitkileri ile bu oranın yüzde 70-75'e ulaştığını bildirdi. AB DURUMU ANLAMALIBu nedenle tahıl ve hayvancılık başta olmak üzere serbestleşmede belli bir süre istisna getirilmesi gerektiğini bildiren Güçlü, "Bunun AB tarafından anlaşılması mümkün. Tahıl ve hayvancılık tarımla uğraşan kesimin yüzde 90'ının gelirini temin ediyor. Serbest ticaretin bütün kurallarına açabileceğimiz bir zaman değil" diye konuştu. Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) her ülke için hassas ürünler olabileceğini kabul ettiğine, AB ülkelerinin de Türkiye'nin önüne engel olarak koydukları serbest dolaşım gibi konularda kendi toplumlarını düşünerek hareket ettiklerine dikkat çeken Güçlü, şunları söyledi: "Kırsal kesimde nüfusun yüzde 35'inin yaşadığı yerde benim bu insanların ne olacağı sorusunu sormaya hakkım var. Bu insanları sanayiye aktaramazsam, verimi artıramazsam, insanlar rekabet edecek gücü olmadan nasıl yaşayacaklar? Gümrük duvarlarını kaldırdınız, ithalatı serbest bıraktınız, bu insanların hayatı nasıl sürecek?"Çiftçi memnun değil ama tarım fiyatı dünyayı aşıyorAB'nin uyguladığı çevre, kırsal kalkınma, eğitim, kadınlara ve özürlülere tarımda yer açmak amaçlı desteklerin 2005'ten sonra Türkiye'de de uygulanır hale geleceğini belirten Sami Güçlü, yine AB perspektifinde gıdaya ve kırsal kalkınmaya yönelik iki ayrı genel müdürlük kurulacağını söyledi. Güçlü, ürün bazında standartların sağlanması gerektiğini ifade ederken, hayvansal ve bitkisel üretimde neyin nerden geldiğini, hangi içerikte ilaçların kullanıldığını ortaya koyacak açık bir sistem kurulması gerektiğini söyledi.10 yıl büyük bir transformasyon yaşanacağını anlatan Güçlü, "Fiyat açısından baktığımızda temel ürünlerde Türkiye'de piyasada oluşan fiyat, çiftçi çok şikayetçi olmasına karşın, dünya fiyatlarının çok üzerindedir. Çiftçi kendi hayat standardına bakıyor, maliyetin yüksekliğini görmüyor" dedi.Türk çiftçisine para vermelerini bekliyoruzTÜRKİYE'de çiftçiye 2.5 milyar dolarlık doğrudan destek yapıldığını, Avrupa ülkelerinde ise bu rakamın 50 milyar dolar olduğunu ifade eden Tarım Bakanı Sami Güçlü, "Ülkeye bölünce çok daha yüksek bir rakam çıkıyor. Çiftçi sayısı itibariyle bizim çiftçi sayımız Avrupa'nın 15 ülkesinin çiftçi sayısına neredeyse eşit. Bütün bunlara baktığımızda zorluklarla karşılaşacağımız gözüküyor" dedi. Tarımsal destekler konusunda da AB'nin Türkiye'ye anlayışlı davranması gerektiğini ifade eden Güçlü, şunları kaydeti: "Türkiye'ye nüfusu nispeten daha az küçük bir ülkeye yaptıkları gibi bir katkı yapmayı düşünürlerse bu hakkaniyete uygun olmaz, doğru da olmaz. Biz adapte olma süresini uzatmak zorunda kalırız. Teknik bilgi desteği, işbirliği, parasal katkı gerekli. Tarımsal yeni destekleme kurumları oluşturulması konusunda bize bazı yardımlar yapacaklarını hemen bu süreçte ilan etmeleri lazım. O tip beklentilerimiz var. Türkiye ile siyasi-ekonomik konuda üyelik sürecine girerken tarımla ilgili konularda uyum için desteğe ihtiyaç olduğunu görmezden gelemezler."Tarım işletmelerini büyütmek için 'büyük'lerle görüştümTARIMSAL işletmelerin ölçeğini büyütme yolunda son günlerde tarım sektöründe faaliyet gösteren büyük gruplarla özel toplantılar yaptığını bildiren Sami Güçlüı, bu çerçevede
Koç, Sabancı, DoÄŸan, CıngıllıoÄŸlu, SütaÅŸ gibi gruplar ile biraraya geldiÄŸini söyledi. Grupları özellikle doÄŸuda büyük ölçekli iÅŸletmeler kurmaya davet ettiÄŸini belirten Güçlü, yatırımları özendirmek için devlete ait arazi ve tesis kiralanması konusunda destekler sunacaklarını bildirdi. Bunu özellikle hayvancılık alanında düşündüklerini kaydeden Güçlü, arazi dışında ucuz faizli kredi gibi özel destekleme politikaları da geliÅŸtireceklerini bildirdi. TÜSİAD ile bir toplantı yapacağını da açıklayan Güçlü, derneÄŸin kendisine bir tarım raporu sunacağını vurguladı.Â
button