AB’siz de büyürüz

Dışişleri Bakanı Cem, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine yaptığı konuşmada, ‘‘AB olmazsa geri kalmayız, AB üyeliği saplantı değil amaç olmalı’’ dedi. Cem, Helsinki'de olumsuz karar çıkması ihtimaline karşılık, ‘‘Biz müsterihiz’’ diye konuştu.

DIŞİŞLERİ Bakanı İsmail Cem, dün Boğaziçi Üniversitesi Avrupa Çalışmaları Merkezi'nin düzenlediği ‘Türkiye’nin AB'deki rolü: İmaj mı, yönetim sorunu mu?' konulu konferansı başlattı.

Cem, konuşmasında Türkiye'nin geçtiğimiz 2.5 yıl uyguladığı ‘net dış politika’nın bilançosunu yaptı. 700 yıldır Avrupalı olan Türkiye'nin ‘AB üyesi olmasıyla Avrupalılığının tescil edilmesi’ kompleksinin olmaması gerektiğini savunan Cem, ‘‘Benim gençliğimde, ‘Avrupalı mıyız, Asyalı mıyız?'ı tartışması yapardık. 90'lı yılların sonunda ortaya bir gerçek çıktı ‘Biz hem Asyalı'yız, hem Avrupalı’’ dedi. Dış politikaya tarihi ve kültürel boyutu kattıklarına değinen Cem, ‘‘Şimdiye kadar Fatih'in Ayasofya önünde yaptığı, belki de inançlararası saygının dış siyasette ilk örneği olan konuşmasını kullanmadık. Şu anda bağımsız olan 28 devletle tarih ve kültür paylaştık’’ diye konuştu. Türkiye'nin, 1997 AB Lüksemburg Zirvesi'nden beri terör, komşularla ilişkiler, S-300'lerin Ada'da konuşlandırılmaması, ABD ile ilişkiler ve birçok başka alanda yol katettiğini vurgulayan Cem, Bakü-Ceyhan ile Güney Kafkasya'daki rolü açısından olağanüstü stratejik kazanım edindiğini söyledi. Cem, Lüksemburg Zirvesi'nden sonra haklı nedenlerle gecikmiş olan insan hakları sorunlarının çözümünde de önemli yol katedildiğini belirtti.

Bakanlık olarak AB için çok çabaladıklarını söyleyen Cem, Türkiye'nin, AB bağlantısı olmadan eğitim, demokrasi ve diğer alanlarındaki ilerleme süreci, Atatürk'ün yolunda çağı paylaşma özelliğinden birşey kaybetmeleceğini savundu. Türkiye'nin tarihinde dış dinamiklerin olumlu etkisinde kaldığını hatırlatan Cem, ‘‘AB'nin dış dinamiğinin iç dinamiğimize katılmasıyla gelişme süreci daha hızlı ve zahmetsiz olur’’ dedi. AB'nin de kazanç sağlayacağını belirten Cem, ‘‘Birlik eksik yanını tamamlayacak. Pek de kendine benzeşmeyen medeniyetlere açılmasında yol gösterici olacak Türkiye. İslam ülkesi olarak varsayılan İslam-Hıristiyan Medeniyetleri çatışması medeniyetler uzlaşmasına döndürecek’’ dedi. Helsinki'den olumlu karar çıkmamasının Lüksemburg'a oranla daha büyük haksızlık olacağını savunan Cem, Kopenhag kriterlerinin büyük bölümünü uygulayan Türkiye'nin adaylık için önüne ön şart konularak ayrımcılık yapılmasını kabul etmeyeceğini söyledi. ‘‘Diğer adaylara uygulanan kurallar uygulanmalı’’ diyen Cem, Türkiye'nin üyelik konusunda uzun yıllar belalısı olan Yunanistan ile ilişkilerde gerilimin kalkmasının önemine değindi.

PAPANDREU'YU DAVET İki ülkenin ticaret hacminin 2 milyar dolara çıkmasının beklendiğini vurgulayan Cem, Helsinki'den olumlu karar çıktığında meslektaşı Yorgo Papandreu'yu davet edip AB'de işbirliği konusunu görüşeceğini anlattı. Cem, Yunanistan'ın Helsinki'de veto ihtimaline atıfta bulunarak şunları söyledi:

‘‘İkili ilişkilerde jest beklentileri aşıldı, bir yıl önce hayal gibi gözüken şeyler hakikat oldu. Helsinki'de dostluğa aykırı bir davranış olursa, Türkiye olarak bizim vicdanımız müsterihtir. Şimdi hüner, iki ülkenin menfaatlerine aykırı şeyleri iki taraf politikacılarının yapmamasıdır. Yunanistan ile olan ilişkilerimizi kalıcı kılmak istiyoruz.’’

Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Yunanistan'ın istediklerini de onları memnun etmek için ortak menfaatler doğrultusunda yaptıklarını, adaylık konusundaki isteklerinin AB kuralları çerçevesinde olabileceğini vurguladı.

Kıbrıs káğıt üzerinde denklemle çözülmez

DIŞİŞLERİ Bakanı İsmail Cem, AB ve Kıbrıs konusunu ayrı tuttuklarını, asla bir pazarlık konusu yapılmasına izin vermediklerini vurgulayarak, diplomatik çevrelere Kıbrıs'ın konusunun kağıt üzerinde birkaç denklemle kolay kolay hallolmayacağını söylediğini vurguladı. KKTC'nin iyi niyetle New York'a gittiğini söyleyen Cem, sonuç alınıp alınmamasını rum kesimi Lideri Glafkos Klerides'in belirleyeceğini belirtti. İskandinav ülkelerinin insan hakları konusunda Türkiye'ye bakış açısıyla ilgili soru üzerine ise İsmail Cem, Türkiye'nin bu alanda bazı eksiklikleri olduğunu kabul ettiğini, ancak ülkenin günah keçisi olmaması gerektiğini söyledi.