% 8'lik parti değil

Güncelleme Tarihi:

% 8lik parti değil
Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 2000 00:00

Haberin Devamı

DÜNKÜ 11'inci Olağanüstü Kurultay şu gerçeği gösterdi:

Bu CHP yüzde 8'lik bir parti değil.

Çünkü yüzde 8'lik bir parti salonlara sığmayan, böylesine coşku dolu, böylesine kıpır kıpır bir kurultay yapamaz.

Dünkü kurultay sanki parlamento dışında kalmış bir partinin değil, iktidardaki bir partinin toplantısıydı.

GERÇEĞİ FARK ETMEK

İşin garibi kurultayı düzenleyenler bile bu gerçeğin farkında değillerdi.

Eğer farkında olsalardı Cumhuriyet'in kurucusu, Türk siyasetinin temel taşlarından biri olan CHP'nin böyle küçücük salonlara sığmayacağını görürlerdi.

2400 kişilik solan tıklım tıklımdı. Ama onun kat kat fazlası dışardaydı.

Ben gazetecilik yaşamımda hiçbir kurultaya bu kadar zor girdiğimi anımsamıyorum.

Salona yaklaşmak bile sorun oldu. Polisler içerisi dolduğu için, basın dahil hiç kimseyi barikatdan geçirmiyorlardı.

Sonunda binbir uğraştan sonra polis müdürünü bulduk ve barikatı aşarak salona girebildik.

Aslında biz gazeteciler zor, meşakkatli işleri severiz.

Öyle her şeyin yerli yerinde olduğu, düzenli toplantılar, coşkusuz kalabalıklar bizi heyecanlandırmaz.

İşte bu yüzden dünkü kurultay düzensiz de olsa tam bize göreydi.

KİLİT İSİM

Salonda gazetecilere yer ayrılmadığı, ya da ayrılan yerlere başkaları oturduğu için kurultayı kürsünün önünde ayakta izledik.

Tribünleri tararken Deniz Baykal'ı gördüm. Sağında Bülent Tanla, solunda Zülfü Livaneli oturuyordu.

Hemen önündeki sırada Erdal İnönü yer almıştı. Yanında Cezmi Kartay vardı.

Sefa Sirmen bir arka sıradaydı. Yanında Onur Kumbaracıbaşı oturuyordu.

Geç gelen Hasan Fehmi Güneş ise tribünde yer bulamadığı için parterde delegelerin arasında oturdu.

Tribünlerde Baykal yanlıları ile Sefa Sirmen yanlıları ağırlıktaydı.

Salona girdiğimde dikkatimi çeken bir ilginç durum da hiçbir yerde Baykal'ın fotoğrafı yoktu.

Sanırım bu bizim Bülent Tanla'nın bir taktiği olmalıydı.

Kurultay'ın kimsenin dikkatini çekmeyen bir kilit ismi vardı.

Bu kişi delegelerin arasında oturan ve Baykal yanlılarını kontrol altında tutan Önder Sav'dı.

CHP'NİN ÖNEMİ

Dünkü olağanüstü kurultayın genel görünümü böyleydi.

Tabanın gösterdiği bu çoşku, bu ilgi, bu bağlılık, bu vefa CHP geniş halk kitlelerinin özlemlerine yanıt verebilir, onların beklediği umudu yaratabilirse bir anlam kazanır.

CHP bu ülkenin kendisine duyduğu ihtiyacın bilincine varan bir sorumluluk sergilerse tarihine yakışır bir görevi yerine getirmiş olur.

Unutmayalım ki Türkiye böyle bir CHP ile uygar dünyada hak ettiği saygın yeri çok daha kolay alır.

Kurultay renkleri

Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nun tribünleri dün rengarenkti. Hem renk, hem görüntü olarak. Coşkulu ve olgun bir havada geçen kurultayda, genel başkan adaylarının yandaşları çeşitli pankartlar açıp destek verdiler ve karşı tarafı eleştirdiler. Hasan Fehmi Güneş yanlıları, ‘‘8.7 yetmedi mi’’, ‘‘18 Nisanı unutmadık’’ pankartları açıp, Baykal'ı poposunda tekme iziyle gösteren ve ‘‘Şu izin sahibini kurultay salonuna almazsak seçimi kesin ben kazanırım’’ dedirten karikatürler taşırken, Baykal yanlıları da ‘‘Seninleyiz Deniz, yeniden geleceğiz’’, ‘‘Ve şimdi CHP, tam zamanı...’’ yazılı döviz ve pankartlar açtılar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!