70-30 denklemini bozma zamanı

Güncelleme Tarihi:

70-30 denklemini bozma zamanı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 13, 2002 00:00

YENİ oluşumun lideri İsmail Cem, kurulacak partinin rengini ‘‘demokratik sol’’ olarak ilan ederken, çok önemli bir iddiayı da gündeme getiriyor.Türkiye'de, sağ ve sol arasında, çok partili hayatın başından beri oluşan ‘‘yüzde 70-yüzde 30 denklemini bozmak’’.MAKUL ÇOĞUNLUKDaha açıkça ifade edeyim.Yeni oluşum, yüzde 80'lik ‘‘makul çoğunluğu’’ sosyal demokrat etiketle fethedebileceğini düşünmektedir.Türkiye'de 1970'li yıllarda ‘‘Karaoğlan’’ ideolojisinin yayıldığı dönem hariç, bu denklemi kimse bozamadı.Sağ, etki alanını sol lehine genişletebildi, ama bunun tersi olmadı.Ama o günler geride kaldı.Duvarlar yıkıldıktan sonra insanların kafasında nelerin değişebildiğini bilmiyoruz.Ben, yine de dünkü tezimi tekrar edeceğim.Cem, Derviş, Özkan isimleri etrafında oluşan coşku, sol etiketin belirlediği coğrafyaya sığmaz.Bu coşkunun, klasik siyasi etiketleri aşan bir boyutu var.Dolayısıyla bu talebe cevap verecek hareketin de klasik tarifleri aşması gerekir.Cem'in dünkü konuşması etkileyiciydi.Ama ben, Türkiye'nin çözmek zorunda olduğu bazı sorunları ile ilgili ipuçları bulamadım.Daha doğrusu, çok üstü örtülü biçimde geçiştirildi.Mesela ‘‘laiklik’’ kavramı üzerinde duruldu.Türkiye'de, bu kavramın geçtiği her yerde gerçek anlamda bir ‘‘inanç özgürlüğü’’ kavramının da geçmesi gerekir.Çünkü makul çoğunluğun arzu ettiği çözüm bu denklemde yatıyor.ÜÇ SİYASETÇİAslına bakarsanız, liderlik kadrosunu oluşturan üç siyasetçinin de bu konularda gerçek birer liberal olduğunu biliyoruz.O nedenle, ben ilk bakışta biraz hayal kırıklığına uğramış gibi görünen çevrelere sabırlı olmalarını tavsiye ederim.Ben başından beri Mehmet Ali Bayar gibi isimlerin de bu hareket içinde yer alması gerektiğini düşünüyorum.Dün Mehmet Ali Bayar'la konuştum.Cem'in konuşmasını kastederek, ‘‘Bu başlangıç, bütün Türkiye'yi kapsayıcı topografyaya uymuyor’’ diyor.Bayar o yüzden yeni oluşumla ilişkisini ‘‘aktif görüşmelerden izlemeye almış’’.Benim görüşüm şu:Bugün ilan edilen etiket üzerinde fazla durmamak gerekir.Önemli olan bu etiketin içinin nasıl doldurulacağıdır.Hepimiz biliyoruz ki, bugünün sosyal demokrat tarifi, bundan 10-15 yıl öncesinin sosyal demokrat tarifi ile çok farklıdır.Ben, tanıdığım bu üç politikacının, sosyal demokrasi tarifine çok derin ve çağdaş bir içerik vereceklerine eminim.Biraz bekleyip partinin programını görmek gerekiyor.HDP'DE MÜSLÜMANLARArtık 20'nci yüzyılda kalmış kavramlar yerine, 21'inci yüzyılın zihniyeti üzerine kurulu politika yapma zamanı geldi.Partilerin adlarının da önemi yok.Almanya'da Hıristiyan Demokrat Parti'ye oy veren Müslüman Türklerin sayısı artıyor.Partinin adındaki ‘‘Hıristiyan’’ kelimesi, Müslümana yolu kapatan bir bariyer haline gelmiyor.Ben, Avrupa'nın 100 yıllık klasik partilerinin bile bir gün partilerinin adlarını değiştireceğini, daha kapsayıcı isimler almayı tartışmaya başlayacaklarını tahmin ediyorum.Çünkü bu kapsayıcılığı içine alamazlarsa, ‘‘Yeşiller’’ vs. gibi küçük partilerin kopmasına mani olamayacak.Bu da, Avrupa siyasi yapısını paramparça edecek.Peki 21'inci yüzyıla yönelik politika yapacak bir partinin kimyası nasıl olmalı?Bu tarifi Kemal Derviş çok güzel yapmıştı.‘‘Liberal ekonomi, sosyal sentez.’’ DUVARLARI YIKMAKTürkiye artık geleceğe yürümek istiyor.Kamplaşmayı değil, birleşmeyi arzu ediyor.Solcu-sağcı, Türk-Kürt, Sünni-Alevi, Avrupacı-Avrupa karşıtı, laik-antilaik kamplaşmalarından hepimiz bıktık.O nedenle hepimizi bir araya getirecek, hepimizi kucaklayacak siyasetçi ve partiler bekliyoruz. Dünya sağ-sol duvarlarını Berlin'de yıktı. Şimdi sıra Türkiye'yi bölen duvarları yıkmakta.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!