60 yıl önceki bebek takasına herkes tepkili
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2006 00:00
Adana’nın Kozan İlçesi Devlet Hastanesi’nde, görev yaparken, doğum sırasında ölen fakir bir kadının bebeğini, o gün bebeği ölen zengin bir ailenin gelinine verdiğini, 60 yıl sonra kitabında anlatan Dr. Müeyyet Boratav, Türkiye’nin gündemine oturdu.
Doktorlar ve hukukçular 2 ailenin de görüşü alınmadan yapılan bebek takasına destek vermediler. Hürriyet’in internet sitesinde de 200 binden fazla kişinin okuduğu habere yorum yazan okurların çoğu da yapılanın doğru olmadığını vurguladılar. İşte bazı görüşler:
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan: Davranışı doğru bulmuyorum. Bir doktorun bu kararı vermemesi gerektiğini düşünüyorum. Meslektaşımız bunu fakir olan bebek annesini kaybettiği için öksüz kalmasın diye yapmış. Ama böyle bir konuda kötü niyet olmasa da, çok büyük bir iyi niyetle yapılmış olsa da hafifletici bir sebep değil.
Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş: Babanın da çocuğunun ölmediğini bilmek hakkıdır. Özellikle de bebeklerin gerçek ailelerine verilmesi konusunda çok hassas olunması gerekiyor. Bu davranışı meslek etiği açısından onaylayamıyorum.
Bakırköy Dr.Sadi Konuk Hastanesi Klinik Şefi Doç. Dr. Kadir Savan: Meslektaşımızın bu yaptığı yanlış. Bu durumda hem baba için, hem çocuk için olumsuz bir durum var. Takasın hiçbir hukuki ve etik dayanağı yok.
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Prof. Dr. Bengi Semerci: Kimse kendini Tanrı yerine koyup çocuğun kaderini ailesine danışmadan değiştirmemelidir. Hem etik, hem yasal, hem de sosyal açıdan yanlış bir davranış. Çocuğa ve ailelere yapılmış bir haksızlık bu.
İstanbul Barosu Başkanı Avukat Kazım Kolcuoğlu: Hem yasal, hem etik olarak böyle birşeyi kabul etmek mümkün değildir. Doktor görevini kötüye kullanmıştır ancak şimdi hukuki anlamda birşey yapılamaz.
Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Nuri Yılmaz: Çocuk ortada kalmasın diye insani duyguyla, çocuğu korumak için yapmış. Doktorun niyeti kötü değil. Ama niyeti ne kadar iyi olsa da, yaptığı iş aldatma ve kandırma oluyor. Dini açıdan uygun bir durum değil.
Tıp doktoru CHP Milletvekili Sami Tandoğdu: Yapılan ne tıbbi, ne ahlaki ne de insani değil. Doktorların çoğu böyle dramatik anlarla karşı karşıya gelir. Ancak, ailelerin rızası ve haberi olmadan bunu yapmak son derece yanlıştır.
Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Donay: Burada çocuk, aile bağlarından koparılmıştır. Bu çocuğun soy bağını değiştiren ister hekim olsun, isterse başka bir işle uğraşır olsun çocuğu bir başkasına vererek artık o çocuğun yaşamı boyunca ailesinden bağlarını koparmış olmaktadır. Bu durumun kabul edilebilir olduğunu söylemek mümkün değildir.
Emekli Hakim Adil Güreşçi: Bu olay etik olarak hiç doğru değil. Çünkü bir şekilde bu çocuğun kaderiyle oynanmış. Her ne kadar bu davranışın altında insancıl bir düşünce de olsa bu kişi, çocuğun kaderiyle oynayarak bir açıdan mesleğini kötüye kullanmıştır.
Şimdi yapsa 3 yıl hapis
Dr. Müeyyet Boratav 60 yıl önce yaptığı takası şimdi gerçekleştirseydi, 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacaktı. TCK’nın 231. maddesine göre, bir çocuğun soy bağını değiştiren veya gizleyen kişinin bir yıldan 3 yıla kadar hapsi isteniyor.
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan: Davranışı doğru bulmuyorum. Bir doktorun bu kararı vermemesi gerektiğini düşünüyorum. Meslektaşımız bunu fakir olan bebek annesini kaybettiği için öksüz kalmasın diye yapmış. Ama böyle bir konuda kötü niyet olmasa da, çok büyük bir iyi niyetle yapılmış olsa da hafifletici bir sebep değil.
Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş: Babanın da çocuğunun ölmediğini bilmek hakkıdır. Özellikle de bebeklerin gerçek ailelerine verilmesi konusunda çok hassas olunması gerekiyor. Bu davranışı meslek etiği açısından onaylayamıyorum.
Bakırköy Dr.Sadi Konuk Hastanesi Klinik Şefi Doç. Dr. Kadir Savan: Meslektaşımızın bu yaptığı yanlış. Bu durumda hem baba için, hem çocuk için olumsuz bir durum var. Takasın hiçbir hukuki ve etik dayanağı yok.
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Prof. Dr. Bengi Semerci: Kimse kendini Tanrı yerine koyup çocuğun kaderini ailesine danışmadan değiştirmemelidir. Hem etik, hem yasal, hem de sosyal açıdan yanlış bir davranış. Çocuğa ve ailelere yapılmış bir haksızlık bu.
İstanbul Barosu Başkanı Avukat Kazım Kolcuoğlu: Hem yasal, hem etik olarak böyle birşeyi kabul etmek mümkün değildir. Doktor görevini kötüye kullanmıştır ancak şimdi hukuki anlamda birşey yapılamaz.
Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Nuri Yılmaz: Çocuk ortada kalmasın diye insani duyguyla, çocuğu korumak için yapmış. Doktorun niyeti kötü değil. Ama niyeti ne kadar iyi olsa da, yaptığı iş aldatma ve kandırma oluyor. Dini açıdan uygun bir durum değil.
Tıp doktoru CHP Milletvekili Sami Tandoğdu: Yapılan ne tıbbi, ne ahlaki ne de insani değil. Doktorların çoğu böyle dramatik anlarla karşı karşıya gelir. Ancak, ailelerin rızası ve haberi olmadan bunu yapmak son derece yanlıştır.
Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Donay: Burada çocuk, aile bağlarından koparılmıştır. Bu çocuğun soy bağını değiştiren ister hekim olsun, isterse başka bir işle uğraşır olsun çocuğu bir başkasına vererek artık o çocuğun yaşamı boyunca ailesinden bağlarını koparmış olmaktadır. Bu durumun kabul edilebilir olduğunu söylemek mümkün değildir.
Emekli Hakim Adil Güreşçi: Bu olay etik olarak hiç doğru değil. Çünkü bir şekilde bu çocuğun kaderiyle oynanmış. Her ne kadar bu davranışın altında insancıl bir düşünce de olsa bu kişi, çocuğun kaderiyle oynayarak bir açıdan mesleğini kötüye kullanmıştır.
Şimdi yapsa 3 yıl hapis
Dr. Müeyyet Boratav 60 yıl önce yaptığı takası şimdi gerçekleştirseydi, 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacaktı. TCK’nın 231. maddesine göre, bir çocuğun soy bağını değiştiren veya gizleyen kişinin bir yıldan 3 yıla kadar hapsi isteniyor.