59. hükümetin programı Meclis'te

Güncelleme Tarihi:

59. hükümetin programı Mecliste
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 18, 2003 00:00

BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan, 59. hükümetin programını Meclis'e sundu. ErdoÄŸan, AKP''nin ''kendi düşünce geleneÄŸimizden hareketle yerli ve köklü deÄŸerler sistemimizi evrensel standarttaki muhafazakar siyaset çizgisiyle yeniden üretmek'' amacında olduÄŸunu belirtti. ErdoÄŸan, hükümetin programında, Anayasa'nın Türkiye'ye dar geldiÄŸini ve yerine katılımcı ve özgürlükçü bir anayasa hazırlanacağının yer aldığını bildirdi.ErdoÄŸan konuÅŸmasının başında, ''Cumhuriyet'in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere'', millete hizmet etmiÅŸ tüm deÄŸerleri şükranla andığını belirtti. ''Milletimize hizmet yolunda taÅŸ üstüne taÅŸ koymuÅŸ her emek sahibine, Hükümetimin en derin saygılarını iletiyorum'' diyen ErdoÄŸan, Çanakkale Zaferi'nin yıldönümü dolayısıylatebriklerini dile getirirken, Hükümet programını büyük bir destanın yıldönümünde Meclis'e sunma imkanı bulduÄŸu için son derece mutlu olduÄŸunu söyledi.      ''HÃœKÃœMET ETME MANTIÄžI''          BaÅŸbakan ErdoÄŸan, Hükümet programının ''hükümet etme tekniÄŸini'' deÄŸil 3 Kasım seçimleri ile Türk siyasi hayatında çok önemli bir deÄŸiÅŸimi gerçekleÅŸtirmiÅŸ olan AK Parti'nin ''hükümet etme mantığını'' ortaya koyacağını bildirdi.     58. Hükümet ile 59. Hükümet arasında organik bir devamlılık ve hükümet etme mantığı açısından süreklilik bulunduÄŸuna iÅŸaret eden BaÅŸbakan, AK Parti'nin kimliÄŸi doÄŸrultusunda siyasete, topluma ve hükümet kavramına nasıl yaklaÅŸtıklarını açıklamak istediÄŸini de bildirdi. ErdoÄŸan, bunu önemsediÄŸini, çünkü bir hükümetin hangi siyasal yöntemle hükümet edeceÄŸini açıklamaya giriÅŸmeden önce nasıl bir siyasal perspektife sahip olduÄŸunu açıklaması gerektiÄŸini kaydetti. Bugün iktidarda AK Parti'nin, anamuhalefet olarak da CHP'ninbulunduÄŸunu anımsatan ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:     ''Bu isimlendirmenin gerisinde ise iktidarda 'muhafazakar demokrat' bir partinin olduÄŸunu, anamuhalefette ise 'sosyaldemokrat' bir partinin olduÄŸunu hatırda tutmak gerekir. Bu nedenle sözlerimize geleceÄŸin siyaseti açısından çok önemli gördüğümüz perspektifimizi açıklama ile baÅŸlamanın gereÄŸine inanıyoruz. Böylece hükümet etme mantığımızı Yüce Meclis'in bilgisine sunmuÅŸ ve aziz milletimize arz etmiÅŸ olacağız.''      ''YENÄ° MUHAFAZAKAR DEMOKRAT ÇİZGÄ°''     BaÅŸbakan ErdoÄŸan, AK Parti'nin, siyasal kimliÄŸini ''muhafazakar demokrat'' olarak tanımladığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:     ''AK Parti, kendi düşünce geleneÄŸimizden hareketle yerli ve köklü deÄŸerler sistemimizi evrensel standarttaki muhafazakar siyaset çizgisiyle yeniden üretmek amacındadır. Yeni Muhafazakar Demokrat çizginin, muhafazakarlığın genlerine ve tarih kodlarına uygun ÅŸekilde,ama siyaset yaptığımız coÄŸrafyanın toplumsal ve kültürel geleneklerineyaslanarak ortaya konması, Türk siyasetine yeni bir soluk getirecektir. AK Parti, geçmiÅŸten veya bir medeniyet havzasından siyaset çizgisi ödünç almak yerine, kendi düşünce geleneÄŸiyle dünya genelinde de test edilen bir siyasal tutumu yeniden üretmeyi doÄŸru bulmaktadır.     Bizim yeni siyaset anlayışımıza zemin olan muhafazakar demokrat kimliÄŸimize göre siyaset bir uzlaşı alanıdır. Toplumsal alandaki çeÅŸitlilik ve farklılığı siyasal alanda kabul ediyor ve siyasetin taraflarını her zeminde uzlaşıya davet ediyoruz. Bize göre farklılıklar tabii bir durum ve zenginliktir. Toplumsal ve kültürel çeÅŸitlilikler, demokratik çoÄŸulculuÄŸun üreteceÄŸi tolerans ve hoÅŸgörü zemininde siyasete bir renklilik olarak katılmalıdırlar. Katılımcı demokrasinin de farklılıklara temsil olanağı saÄŸlayarak ve siyasal sürece katılarak kendisini geliÅŸtireceÄŸi düşüncesini esas kabul etmekteyiz.''      ''HUKUKÄ° MEÅžRUÄ°YETÄ°N KAYNAÄžI ANAYASA'DIR''         AK Parti'nin demokrasi anlayışının siyasal otoriteyi, hukuki ve siyasi meÅŸruluÄŸun ötesinde bir meÅŸruluk temeline oturttuÄŸunu  ve siyasal iktidarın varolan toplumu tanıyarak iÅŸlevlerini onun irade ve deÄŸerlerine uygun olarak yürütmesi gerektiÄŸini belirttiÄŸini kaydeden ErdoÄŸan, ''Sadece sayısal güce dayanan bir yönetim anlayışını benimsemiyoruz. Toplumsal mutabakattan güç alan bir siyaset anlayışından yanayız'' dedi.     Sözlerini, ''Bize göre siyasi iktidarın en temel dayanağı, milli iradenin kabulüne mazhar olarak meÅŸruluÄŸunu milletin genel kabulünden almalısıdır'' diye sürdüren ErdoÄŸan, ''Hukuki meÅŸruiyetin kaynağı, hiçşüphesiz ki milletin siyasal varoluÅŸunun ifadesi olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'dır'' diye konuÅŸtu.     ErdoÄŸan, AK Parti'nin muhafazakar kimliÄŸinin dayatmacı siyasal anlayışları reddettiÄŸini belirterek, ''Siyasal otoritenin (devletin veya hükümetin) sınırlandırılması düşüncesi bizim muhafazakarlık temelli siyaset kavrayışımızın en ısrarlı olduÄŸu argümanlardandır'' görüşünü ifade etti.      ''KANUN HAKÄ°MÄ°YETÄ°YLE SINIRLI DEVLET''         Sınırlandırılmayan, keyfiliÄŸe ve hukuksuzluÄŸa olanak saÄŸlayan, katılımı ve temsili önemsemeyen, bireysel ve kolektif hak ve özgürlükleri hiçe sayan totaliter ve otoriter anlayışların sivil ve demokratik siyasetin en büyük düşmanları olduÄŸuna dikkati çeken BaÅŸbakan ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:     ''AK Parti iktidarı her türlü dayatmacı, buyurgan, tek tipçi toplum mühendisliÄŸine dayanan yaklamları saÄŸlıklı bir demokratik sistem için engel olarak görür.     Muhafazakar demokrat siyasi kimliÄŸimizin genel tutumu 'kanun hakimiyeti yoluyla sınırlı devleti savunmak, doktriner ve dogmatik olandan hoÅŸlanmamak' olarak özetlenebilir.     Bu çerçevede hükümetin rolü, topluma 'tercihler empoze etme gücünüeline geçirmek olmayıp barışı, anayasal düzeni ve adaleti korumakla sınırlı'dır. Bize göre hukuk devletinin gereÄŸi, siyasal iktidarı ve tüm kurumları yasal çerçeve ile sınırlamaktır. Ayrıca devletin ideolojik bir tercihle kendisini dogmatik bir alan olarak tanımlaması,savunulmaması gereken bir durumdur. Asli fonksiyonlarına çekilmiÅŸ, küçük ama dinamik ve etkili bir devlet; vatandaşını tanımlayan, biçimlendiren, ona tercihler dayatan deÄŸil vatandaşın tanımladığı, denetlediÄŸi ve ÅŸekillendirdiÄŸi bir devlettir.''      ''TOPLUMUN VE TOPLUMSAL DEÄžERLERÄ°N KORUMASI''      BaÅŸbakan Tayyip ErdoÄŸan, katılımcı demokrasiden yoksun siyasal davranışların, devletin sahip olduÄŸu denetim gücüyle ara kurumlarda geniÅŸ tahribat yaptığını ve özgürlüğü büyük ölçüde kullanılamaz hale getirdiÄŸini ifade etti. Demokratik bir toplumda sivil toplum örgütlerinin büyük önem taşıdığını vurgulayan BaÅŸbakan, sivil ve özgürlükçü bir ortamın oluÅŸabilmesi ve bireyin devlet karşısında korunabilmesinin buna baÄŸlı olduÄŸunu belirtti.     ''Bizim muhafazakar kimliÄŸimizin temel felsefi ve siyasal kaygısı bireyi koruyabilecek bir aile olan toplumsal organizmayı saÄŸlıklı ve birarada tutabilmektir'' diyen ErdoÄŸan, bireysel özgürlüğün tam olaraktesis edilebilmesinin, onu toplumsal alan içinde sivil ve sosyal oluÅŸumlarla teçhiz etmekten geçtiÄŸini dile getirdi. ErdoÄŸan, ''Toplumun ve toplumsal deÄŸerlerin korunması temel olmalıdır'' derken,''AK Parti'nin hükümet telakkisi, toplumun yapı taşı olan aile kurumunun sosyalleÅŸtirme misyonunu kaçınılmaz görmektedir'' diye konuÅŸtu.       ''GERÄ°LÄ°M TÃœRK SÄ°YASETÄ°NE FAYDA SAÄžLAMADI''            ErdoÄŸan, Hükümet'in kültürel farklılıkları saygı ile karşılayarak demokrasinin geliÅŸimi için her toplumun kendi özgür kurumlarına saygı gösterilmesini savunduÄŸunu da bildirdi. ''Türkiye toplumundaki farklılık ve çeÅŸitlilikler de çoÄŸulcu demokrasiyi zenginleÅŸtirecek unsurlardır'' görüşünü dile getiren BaÅŸbakan, ''Demokrasiyi kabule ÅŸayan kılan da toplumsal ve kültürel farklılıkları ve talepleri siyasete katabilmesi ve kurulu düzeni dayatmacı ideolojik ve siyasi aşırılıklardan korumasıdır. Hükümetimiz, demokratik kültürü siyasetin ana unsuru olarak görmektedir'' dedi.     ErdoÄŸan, gerilime yol açan söylem ve üslubun Türkiye siyasetine bir fayda saÄŸlamadığını, Türk siyasetinin çatışma, kamplaÅŸma ve kutuplaÅŸma yerine uzlaşı, bütünleÅŸme ve hoÅŸgörü üzerine kurulması gerektiÄŸini düşündüklerini ve ''itidalin'', toplumun genel bir talebi olduÄŸuna inandıklarını da anlattı.      ''Ä°KÄ°NCÄ° ROKETLEME AÅžAMASI''     Muhafazakarlığın, adalete ve özgürlüğü dayanan ideal dünyayı önemsediÄŸini ama ona götüreceÄŸi umulan her türlü toplumsal mühendisliÄŸi reddettiÄŸini bildiren ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:     ''Her siyaset geleneÄŸi zaman tünelinden ve tecrübe süzgecinden geçtikten sonra ortaya çıkmakta; toplumsallaÅŸabilirliÄŸi ve gerçek hayatla sınanarak halkın kabulüne mazhar olduÄŸu anda kalıcı olabilmektedir. Bu esasa inanan AK Parti Hükümeti siyasal kimliÄŸiyle Türk siyasetinin bugününde ve geleceÄŸinde ülke ve millet menfaatleri çerçevesinde belirleyici olma gayretindedir.''     KonuÅŸmasında Abdullah Gül baÅŸkanlığındaki 58. Hükümet'in politikalarından övgüyle söz eden BaÅŸbakan ErdoÄŸan, ''AK Parti'nin birinci hükümet döneminde olduÄŸu gibi ikinci hükümet döneminde de yani ikinci roketleme aÅŸamasında da Türkiye'nin iç siyaset kutuplaÅŸmalarıyla zaman kaybetmesine itibar etmeyecektir'' dedi.     59. Hükümet'in, milletin talebi olan tam demokrasi, eksiksiz temel hak ve hürriyetler düzeni, etkili dış politika ve uluslararası piyasalarda rekabet gücüne kavuÅŸmuÅŸ bir üretim yapısı talebine titizlikle cevap vereceÄŸini ve tüm politikaların bu doÄŸrultuda ÅŸekillendirileceÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, ''eski siyaset mantığı ve köhnemiÅŸ siyasi akıl'' tarafından uygulanan ekonomi politikaların baÅŸarısızlıkla sonuçlandığını, Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizlerinin yaÅŸandığını ve halkın görülmemiÅŸ bir yoksulluÄŸa maruz bırakıldığını anlattı. ErdoÄŸan, ''bu acı tablodan kurtulma iradesinin 58. Hükümet zamanında ortaya çıktığını ve milletin aktif desteÄŸine muhatap olduÄŸunu'' söyledi.      Hükümet'in, genç ve dinamik nüfusu, eÅŸsiz coÄŸrafi konumu, zengin doÄŸal kaynakları ve engin kültür birikimi ile Türkiye'nin bütün bu olup bitenleri hak etmediÄŸini düşündüğünü belirten ErdoÄŸan, umut ve güven dolu bir geleceÄŸi yeniden tesis etmek üzere yola çıktıklarını söyledi.       ANA HEDEFLER     Meclis'e sunulan programın, bu hedefe ulaÅŸmaya yönelik politikaları içerdiÄŸini kaydeden ErdoÄŸan, hedefleri anlatırken de şöyle konuÅŸtu:     ''Milletin taleplerinin ve maÅŸeri vicdanının yankısı haline gelmiÅŸolan AK Parti'nin hükümet etme mantığını bir ifadesi olmakla kıvanç duyan hükümetimiz;     Ekonomik istikrarı saÄŸlamış,      Rekabetçi bir piyasa yapısı oluÅŸturmuÅŸ,      Sürdürülebilir bir kalkınma ortamını yakalamış ve ekonomik refahın nimetlerini adaletle dağıtan,      Yoksulluk ve yolsuzlukla en etkili ÅŸekilde mücadele edildiÄŸi ve tüm kamu adına görev yapanların yargılanabilmelerinin önündeki dokunulmazlık dahil tüm engellerin kaldırıldığı,     Ä°nsanlarımızın barış ve refah içinde özgürce yaÅŸadığı,     ÇaÄŸdaÅŸ dünya ile bütünleÅŸmiÅŸ, farklılıkların çatışma unsunu olarakdeÄŸil zenginlik kaynağı olarak görüldüğü,     Ä°tibarlı, demokratik, dinamik bir millet iradesini hayata geçirecektir.     Hükümetimizin siyasi varoluÅŸ sebebi bu vizyonu gerçekleÅŸtirme yolunda, siyasi iktidarı anayasal çerçevede milletin talimatları doÄŸrultusunda yönetmek olacaktır.''     BaÅŸbakan ErdoÄŸan, vatandaÅŸlar arasından hiçbir ayrım gözetilmesinin sözkonusu olmayacağını belirtirken, iktidarları süresince tüm çalışmalarının, ''Türkiye hukukunu evrensel hukuk ilkelerine uygun hale getirmek, temel hak ve özgürlükler rejimini evrensel standartlara çıkarmak, Türkiye'yi gerçek anlamda bir hukuk devleti yapmak, hukukun üstünlüğünü hakim kılmak ve uluslararası camiada Türkiye'ye saygın bir yer kazandırmak'' yolunda olacağını anlattı.KATILIMCI VE  ÖZGÃœRLÃœKCÃœ YENÄ° BÄ°R ANAYASA BaÅŸbakan ErdoÄŸan Hükümeti'nin programında Anayasa'nın Türkiye'ye dar geldiÄŸi ve yerine katılımcı ve özgürlükçü bir anayasa hazırlanacağı bildirildi.      Hükümet Programı'nda, insan haklarının evrensel düzeye çıkartıldığı, hukukun üstünlüğünün gerçekleÅŸtirildiÄŸi ve demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla iÅŸlediÄŸi hukuk sistemi oluÅŸturmak için bazı temel düzenlemeler yapılacağı belirtildi.       Buna göre, ''Türkiye'ye dar gelen'' Anayasa yerine ''katılımcı ve özgürlükçü'' yeni bir anayasa hazırlanacak. Yeni anayasa, güçlü bir toplumsal meÅŸruiyete sahip, baÅŸta AB olmak üzere uluslararası normlarauygun, bireyin hak ve özgürlüğünün üstün tutulduÄŸu bir anayasa olacak.     Halkın, siyasi partiler üzerinde denetim ve etkinliÄŸini artırmak, istikrarı bozmayacak ÅŸekilde temsilde adaleti saÄŸlamak üzere Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunları, tüm kesimlerin mutabakatı aranarak deÄŸiÅŸtirilecek.     Toplumu, baskı ve suçtan arınmış, özgürlüklerin nimetlerinden yararlanan ve korkunun olmadığı barış ortamına kavuÅŸturmak amacıyla ''Koruyucu Hukuk'' uygulamaları baÅŸlatılacak.     Türk Ceza Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Ä°cra Ä°flas Kanunu ve Ä°ÅŸ Kanunu baÅŸta olmak üzere temel kanunlar AB normları da dikkate alınarak güncelleÅŸtirilecek.       ADALET SÄ°STEMÄ°      Adalet sisteminin hukuk devleti prensipleri ile tam uyumlu bir görüntü vermediÄŸi ifade edilen Hükümet Programı'nda, adaletin tam ve zamanında tesisi için gerekli düzenlemelerin yapılacağı vurgulandı.      Bu amaçla, adliyeler çağın geliÅŸmelerine ve hizmetin gereklerine uygun bir ÅŸekilde modern araç ve gereçlerle donatılacak. Yargı organları arasında bir bilgi ağı kurulacak. Bu çerçevede hazırlanan Ulusal Yargı Ağı Projesi yıl sonuna kadar tamamlanacak. Ä°nfaz mevzuatıçaÄŸdaÅŸ normlara uygun hale getirilecek.      MERKEZÄ°YETÇİ HANTAL YAPI      Merkeziyetçi ve hantal yapının aşılması bakımından kapsamlı bir yerel yönetimler reformu gerçekleÅŸtirilecek. Ulusal öncelikler ile yerel farklılıklar barıştırılarak kamu hizmetlerinin yerinde karşılanması temel ilke olacak. Merkezi yönetim tarafından yürütülmesi zorunlu olmayan hizmetler, yl yönetimlere devredilecek.      Yerel düzeyde demokratikleÅŸmeye önem verilecek. Merkezi idarenin denetimi, hukuka uygunluk denetimi ile sınırlandırılacak. Ä°l idareleriyeniden yapılandırılacak.       Devlette genel kurumsal gözden geçirme çalışmaları yapılarak bakanlıkların sayısı ve ölçekleri yeniden tanımlanacak. Merkezi yönetimdeki gereksiz kuruluÅŸlar elenecek, benzer iÅŸlevler gören yapılar birleÅŸtirilecek.      SIR KAVRAMI      Toplumsal denetim ve katılımın artırılması bakımından kamu alanındaki sır kavramı yeni ve çaÄŸdaÅŸ bir anlayışla ele alınacak. Sır kavramı bilgi edinme hakkı lehine kısıtlanacak, ''Vatandaşın Bilgi Edinme Kanunu'' çıkartılacak. Hizmet birimlerinin kamuoyuna performansraporu sunmaları konusunda çalışmalar baÅŸlatılacak.      Kırtasiyecilik, ÅŸekilcilik ve verimsizliÄŸin azaltılması yönünde çalışmalar yapılacak. Kamu personeli eÄŸitilecek, geçici ve nitelik gerektirmeyen iÅŸler için ilave personel alımı önlenecek. Kayırmacılığın ve yozlaÅŸmanın önlenmesi bakımından personel alımında objektif kriterler getirilecek, terfilerde liyakat ve fırsat eÅŸitliÄŸi esas alınacak. ''Ulusal ve Sosyal Konsey'' etkili bir ÅŸekilde çalıştırılacak.       EKONOMÄ° YÖNETÄ°MÄ°      Ekonomi yönetimi tek çatı altında toplanacak, bununla ilgili yasaldüzenlemeler gerçekleÅŸtirilecek.      Ekonomide rakamsal faktörler yanında, sosyal dinamikler de ihmal edilmeyecek. Toplumun istek ve arzuları, politik sürece doÄŸrudan yansıtılacak. Åžeffaflık ve hesap verilebilirlik uygulamaya konulacak. Ä°lan edilen politikalar güçlü bir siyasi irade ile desteklenecek.     Demokratik piyasa toplumu ve ekonomisi, etkin ve ÅŸeffaf mali ve finansal sistem, ahlaki deÄŸerlere sahip bir bürokrasi, rekabet, etkinlik, verimlilik ve alternatif maliyetlerinin önemli göstergeleri olarak iÅŸlev gördüğü ekonomik bir ortam oluÅŸturulacak.       TEK HANELÄ° ENFLASYON     Enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek, kamu borç stokunu düşürmek, yüksek ve istikrarlı bir büyüme performansına ulaÅŸabilmek amacıyla yeni bir ekonomik program uygulanacak. Ekonomi yönetimi, halkın beklentilerini dikkate alarak, genel bir misyon ve vizyon oluÅŸturacak.      Ekonomik birimler arasında dengeyi bozacak, haksız karar ve eylemler, yanlış, hatalı, eksik veri, bilgi saklama, kamu imkan ve kaynaklarının özel amaçlar için kullanımı, kiÅŸilik haklarına yönelik saldırı gibi hususların doÄŸmasına imkan vermeyen bir ortamın oluÅŸmasına özel önem verilecek.       ÖNCELÄ°KLER     Ekonominin rehabilitasyon ve restorasyonu sürecini tamamlamak, ekonomik büyümeyi yeniden baÅŸlatmak, fakirlik, iÅŸsizlik ve bürokrasiyiazaltmak Hükümet'in öncelikli görevleri arasında olacak. Hükümet ayrıca öncelikli olarak AB'ye üye olma sürecini hızlandıracak ve sonuçlandıracak, bölgesel ekonomik güç ve bölgesel finans merkezi olmaimkanı saÄŸlayacak ortamı hazırlayacak.      Hükümet, doÄŸrudan reel ekonomiye ve vatandaÅŸların ihtiyaçlarına açık pragmatik uygulamaları da benimseyecek. Ulusal ekonominin yenidengüçlendirilmesi amacıyla, ulusal sermayenin daha fazla katılımını saÄŸlayarak ve doÄŸrudan yabancı sermayeyi teÅŸvik ederek yatırım oranı artırılacak. Bu amaçla uygun makro ekonomik politikalar geliÅŸtirilecek ve uygulanacak.     Hükümet'in önemli önceliklerden biri, iÅŸsizlikle mücadele  ederek,herkesin hayat standardını yükseltmek ve mutlu bir Türkiye oluÅŸturmak olacak.  EKONOMÄ°K REFORMLARHükümet Programı'nda, gerçekleÅŸtirilmesi planlanan ekonomik reform programları hakkında da ÅŸu görüşlere yer verildi:     ''Mali disiplin, mali açıkların ekonomik istikrarsızlığa neden olmayacak ölçekte ve sürdürülebilir yapıda tutularak saÄŸlanacaktır.     Kamu harcamalarında öncelikler ekonomik getirisi yüksek gelir ve dağılımını artırıcı alanlara göre belirlenecektir.     Vergi reformu ile vergi tabanı geniÅŸletilecek ve marjinal vergi oranları uygun seviyelere indirilecektir. Finansal liberalleÅŸme ile finansal ürün ve hizmet fiyatlarının piyasa tarafından iç ve dış koÅŸulları yansıtacak ÅŸekilde belirlenmesine imkan saÄŸlayan ortam oluÅŸturulacaktır.     Döviz kurlarının ekonominin nispi dengelerini yansıtacak, ihracatçılara destek verecek ve rekabet güçlerinin kaybolmasını engelleyecek ÅŸekilde oluÅŸmasına imkan saÄŸlayacak ortam oluÅŸturulacaktır.     Ticari liberalleÅŸme ile dış ticaretin mallar ve ülkeler bazında uluslararası standartlar çerçevesinde geliÅŸimi saÄŸlanacaktır. Ä°hracatayönelik düzenlemelere ağırlık verilecektir.     DoÄŸrudan yabancı yatırımların giriÅŸine imkan saÄŸlanacak, düzenlemelerin yerli ve yabancı firmaların eÅŸit koÅŸullarda rekabet etmesi için uygun ortam saÄŸlanacaktır.     ÖzelleÅŸtirme, ekonomik faaliyet icra eden kamu kurum ve kuruluÅŸları piyasa koÅŸullarında özel sektöre aktarılması olarak ele alınacaktır.     Yasal düzenlemeler yoluyla rekabeti engelleyen kısıtlamalar kaldırılacaktır.''     Reel faiz oranı, büyüme oranı, kamu borç stokunun GSYÄ°H'ya oranı, faiz dışı fazla oranı, para arzı artış oranı dengesinin önemine dikkatçekilen programda, devletin borç ve yükümlülüğünün, ilgili kurum ve kuruluÅŸlar arasında gerçekleÅŸtirilecek ortak strateji ve eÅŸgüdüm ile yönetileceÄŸi ifade edildi.     Maliye politikasında temel önceliÄŸin, mali disiplinin, bu çerçevede de faiz dışı fazlanın saÄŸlanmasına verileceÄŸi bildirildi. Programda, daha fazla kamu geliri için daha fazla büyümeyi kolaylaÅŸtırıcı düzenlemelere ağırlık verileceÄŸi belirtildi.      ÖZELLEÅžTÄ°RMEYE EVRENSEL STANDART     Programda, yurtiçi kaynak ve imkanların kullanılabileceÄŸi  projelerde yabancı fon ve kaynak kullanılmayacağı vurgulandı. ÖzelleÅŸtirmenin temel amacının, ekonomide serbest piyasanın daha iyi iÅŸlemesi için gerekli koÅŸulların oluÅŸumunu saÄŸlamak, etkinlik ve verimliliÄŸi artırmak olduÄŸunun belirtildiÄŸi programda, şöyle denildi:     ''Piyasa ekonomisinde kamunun iktisadi rolü, piyasa mekanizmasının iyi çalışması için gerekli düzenleyici ve denetleyici mekanizmaları oluÅŸturmaktır.     KÄ°T'lerin özelleÅŸtirilmesinde kararlı olan hükümetimiz, özelleÅŸtirme süreç ve uygulamalarını hızlandırmaya yönelik politikalarını oluÅŸturacak ve gerekli tedbirleri alacaktır.     ÖzelleÅŸtirmeye gerekli önem verilecek ve özelleÅŸtirme hukukuna ve yönetimine evrensel standart getirilecektir.''      ÃœST KURULLARIN BAÄžIMSIZLIÄžI      Merkez Bankası ve finans sektörünün düzenleme ve denetiminden sorumlu üst kurulların üstlendikleri rol ve fonksiyonu yerine getirecek bağımsızlığa sahip olmasının ön planda tutulacağının vurgulandığı programda, ''Makro politikaları oluÅŸturma yetkisi hükümetlerde kalmak ÅŸartıyla, bağımsız ve özerk kurumlar ve kurullar düzenleme ve denetleme iÅŸlevini sürdürecek; özerk kurumların kamuoyuna, hükümete ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne düzenli bilgi vermeleri saÄŸlanacaktır. Ayrıca bu kurum ve kuruluÅŸların evrensel standartta denetimleri yapılacaktır'' denildi.     Hükümet Programı'nda, finans sektöründe zaman zaman ortaya çıkan kötü yönetimlerin topluma maliyet yüklemesini önleyici tedbirlerin alınacağı ifade edildi.     Bölgesel ticaret ve iki yanlı ticari faaliyetlere imkan ve ortamınoluÅŸturulacağının kaydedildiÄŸi programdtratejik konuma sahip geliÅŸen ekonomiler ile iliÅŸkilerin arttırılacağı belirtildi. Programda, markalaÅŸma ve kalite artışının da özendirileceÄŸi dile getirildi.     Mikro ekonomik politikaların genel olarak iki alanda yoÄŸunlaÅŸtırılacağının kaydedildiÄŸi programda, ''Bunlar; Türkiye ekonomisinin dinamiklerini ortaya çıkarma ve yeni yüzyıldaki geliÅŸmeler açısından önem kazanan kurumların güçlendirilmesidir'' denildi.     Programda, AR-GE faaliyetlerinin etkinliÄŸinin arttırılacağı ve KOBÄ°'ler için özel destek sistemi kurulacağı belirtildi. Programda ayrıca, Hükümet'in bölgesel kalkınmaya önem vereceÄŸi, bunun için sosyal altyapıların güçlendirileceÄŸi vurgulandı.      ACÄ°L EYLEM PLANINA DEVAM      Toplumsal imkan ve kaynakların ekonomik performansı mümkün olan enyüksek düzeye çıkarmak amacıyla en etkin ÅŸekilde kullanılacağının dilegetirildiÄŸi programda, şöyle denildi:     ''Bu çerçevede kamu birimlerinin organizasyonu ve kamusal mal ve  hizmet üretim süreçlerinde bir dizi iyileÅŸtirme yapılacaktır.      Kamunun sunduÄŸu mal ve hizmetlerde maliyetler, üretim düzeyi ve toplumsal tercihler arasındaki iliÅŸkiye, kaynakların daha verimli bir ÅŸekilde kullanımına özel önem verilecektir. Ekonominin iç ve dış performansını artırmak amacıyla tutarlı ve doÄŸru olarak formüle edilmiÅŸ, alternatif maliyetleri detaylı bir ÅŸekilde belirlenmiÅŸ ekonomik politikalar uygulanacaktır.''     Programda, 58. Hükümet döneminde Acil Eylem Planı kapsamında baÅŸlatılan karar ve uygulamalara devam edileceÄŸi vurgulandı. Programdaayrıca, tarım sektöründe verimliliÄŸin ve üretimin artırılması, üreticigelirlerinin istikrara kavuÅŸturulması, bu kesime yönelik teÅŸviklerin rasyonel kullanılması, hayvancılık potansiyelinin canlandırılması ve ulusal ormancılık politikası doÄŸrultusunda uzun vadeli bir ana plan hazırlanacağı bildirildi.     Programda, GAP ile ilgili olarak da ''GAP bir bütün olarak deÄŸerlendirilecek ve toprak reformu ile birlikte bölgenin ekonomik altyapısı yeniden yapılandırılacak ve sonuçlandırılacaktır. GAP idaresi bu bölgeye nakledilecektir'' denildi. TURÄ°ZMDE "TÃœRKÄ°YE" MARKASITürkiye'nin tarihi ve kültürel birikimiyle, farklı doÄŸal güzellikleri ve misavirperver insanlarıyla büyük bir turizm potansiyeline sahip olduÄŸu belirtilen hükümet programında, Türkiye'nin bu potansiyelinin tamamının turizmin hizmetine sunmak için bilinçli çalışma yapması gerektiÄŸi belirtildi. Türkiye'de turizm gelirlerinin artırılmasının, turizm potansiyelinin etkin tanıtımına baÄŸlı olduÄŸu vurgulanan programda, şöyle denildi:     ''Bir turizm ülkesi olarak Türkiye markasının oluÅŸturulmasına dönük tanıtma projelerine önem verilecek, bu projelerin özellikle dış ticaret ve yabancı sermaye politikalarımız ile koordinasyonu gözetilecektir. Ãœlkemizin zengin turizm potansiyeli harekete geçirilerek dünya turizm pastasında önemli bir yer tutan iÅŸ-kongre, fuar, spor ve kültür turizmi alanlarında, dinlence turizminde ülkemizin zengin turizm potansiyelini geliÅŸtirecek adımlar atılacaktır.''      ULAÅžIM VE Ä°LETİŞİM     Bilgi toplumuna geçiÅŸ sürecinde oldukça önemli olan ulaşım ve iletiÅŸimin, ekonomik birimlerin demokratik bir ortam içinde faaliyette bulunmaları ve özgürleÅŸmeleri açısından son derece önemli olduÄŸu vurgulanan Hükümet programında, ulaşım sisteminin deniz taşımacılığı ve demiryolu iÅŸletmeciliÄŸi öncelikli olmak üzere ele alınacağı belirtildi.      Hedeflenen 15 bin kilometre bölünmüş yol çalışmalarına zor mevsim ÅŸartlarına raÄŸmen süratle baÅŸlandığı ve devam edildiÄŸi belirtilen programda, her türlü haberleÅŸme ve iletiÅŸim imkanlarının ülkenin her yerleÅŸim birimine ulaÅŸmasının saÄŸlanacağı kaydedildi.     Hükümet programında, çalışma hayatı ile ilgili mevzuata ulusal ve ululararası geliÅŸmeler ışığında günün koÅŸullarına uygun bir yapı kazandırılacağı da vurgulanarak, iÅŸsizliÄŸin sadece önemli bir üretim faktörü olarak deÄŸil, aynı zamanda bir insanlık problemi olarak ele alınacağı belirtildi.     ENERJÄ° POLÄ°TÄ°KASI Enerji kaynaklarının tümünden en etkin ve verimli bir ÅŸekilde  yararlanılacağının ifade edildiÄŸi programda, enerji darboÄŸazlarının oluÅŸmaması için maliyet ve fiyatlamayı dikkate alan bir planlama yapılacağı ve çevreci nükleer enerji kaynaklarının da devreye sokulacağı bildirildi. Programda, hükümetin enerji politikasının temelinde ulusal çıkarları koruyarak enerji arzının güvenliÄŸini ve devamlılığını saÄŸlamak, serbest rekabete dayalı bir enerji piyasası oluÅŸturmak olduÄŸu ifade edildi.     Tüketicinin korunmasında en etkin yöntem ve yaklaşımların hızlı bir ÅŸekilde uygulamaya konulacağı ifade edilen programda, bu çerçevedeyasal yapı, sivil toplum kuruluÅŸları ve tüketiciyi koruyan kurumların yagınlaÅŸtırılması ve desteklenmesinin üzerinde önemle durulacağı belirtildi.      EĞİTÄ°M     EÄŸitimin, her alandaki kalkınmanın en önemli unsuru olduÄŸu ve beÅŸeri sermayeyi etkin kullanmayan toplumların rekabet ÅŸanslarını kaybetmeye mahkum olduÄŸu belirtilen programda, şöyle denildi:     ''EÄŸitim alanında oluÅŸacak zaaflar, hiçbir alandaki üstünlükle giderilemez. Buna karşılık eÄŸitim alanında yakalanacak üstün seviyeler, diÄŸer tüm alanların kalitesini yükseltir. EÄŸitime bu bilinçle yaklaÅŸan hükümetimiz, bu alanda giderek artan zaafları gidermeyi öncelikli hedeflerden saymaktadır.      Hükümetimiz eÄŸitim alanında köklü bir reform hareketine giriÅŸecektir. Her alanda olduÄŸu gibi Türk Milli EÄŸitim sisteminde de  insan merkezli, nitelikli bir eÄŸitim modeline geçmek üzere, toplumun ihtiyaçlarına ve çaÄŸdaÅŸ uygarlık gereklerine göre yeniden yapılanma saÄŸlanacaktır.      Anayasamızda tanımlanan laiklik ilkesi, din ve vicdan hürriyetlerine etkinlik ve iÅŸlerlik kazandırılarak, dinin, dini duyguların veya dince kutsal sayılan deÄŸerlerin ve sembollerin siyasi veya kiÅŸisel çıkar yahut nüfuz saÄŸlamak amacıyla istismar edilmesi veya kötüye kullanılmasına önleyebilecek bir din eÄŸitim ve öğretimi, Anayasamızda tanımlanan çerçevede uygulamaya konulacaktır.''      EĞİTÄ°MÄ°N ÖNÃœNDEKÄ° ENGELLER KALDIRILACAK      Programda, öğretmenlik mesleÄŸinin toplumda hak ettiÄŸi itibarı yakalayabilmesi için öğretmenlerin niteliklerinin yükseltilmesine paralel olarak çalışma ÅŸartlarının iyileÅŸtirileceÄŸi kaydedildi. EÄŸitim ve öğrenim hakkının kullanılmasının önündeki engellerin kaldırılacağı belirtilen programda,''EÄŸitim, hayat boyu sürecek bir süreç olarak kabul ve teÅŸvik edilerek, kademeler arasında yatay ve dikey geçiÅŸ imkanları saÄŸlanacaktır''denildi.      Ãœniversitelerin çaÄŸdaÅŸ anlamda öğretim ve araÅŸtırma kurumu olmalarını saÄŸlayacak düzenlemelerin gerçekleÅŸtirileceÄŸi ve YÖK'ün üniversiteler arasında koordinasyon saÄŸlayan, standartlar belirleyen bir yapıya kavuÅŸturulacağının belirtildiÄŸi programda, üniversiteleren idari ve akademik özerkliÄŸi olan araÅŸtırma ve öğretim kurumları düzeyine çıkarılacağı vurgulandı. Programda, mesleki ve teknik eÄŸitime talebi düşüren, haksız ve adaletsiz uygulamalara sebep olan mevcuk üniversiteye yerleÅŸtirme sisteminin, yarışmayı teÅŸvik edecek ve adaleti saÄŸlayacak ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirileceÄŸi belirtildi.     Hükümet programında, kültürün taşıyıcı unsuru olan dil, edebiyat, folklor, musiki, plastik sanatlar, etnografya, sinema, temsili sanatlar alanlarındaki mevcut yapının saÄŸlıksız olduÄŸu ve bu konuda, konunun uzmanları ve sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin alınarak yeni ve doyurucu politikaların geliÅŸtirileceÄŸi de yer aldı.      SAÄžLIK SÄ°STEMİ      Mevcut saÄŸlık sisteminin bütün yönleriyle çaÄŸdaÅŸ geliÅŸmelerinin gerisinde kaldığı ve saÄŸlık hizmetlerinin ulaşılamaz hale geldiÄŸi ifade edilen programda, sosyal güvenlik kuruluÅŸlarının asıl yapması gereken iÅŸlerini engelleyen saÄŸlık iÅŸleri ile uÄŸraÅŸmasının bu kuruluÅŸları da verimsiz hale getirdiÄŸi kaydedildi. Hükümetin, köklü deÄŸiÅŸiklikler yaparak herkesin ulaÅŸabileceÄŸi nitelikli ve etkin bir saÄŸlık sitemi oluÅŸturmakta kararlı olduÄŸunun belirtildiÄŸi programda, saÄŸlık hizmetlerinin bütünsel bir anlayışla ele alınacağı ve yeni bir yapılanma ve iÅŸbirliÄŸine gidileceÄŸi kaydedildi.      Programda, ailenin toplumun temeli ve toplumsal dayanışmanın oluÅŸmasında rol oynayan önemli bir kurum olduÄŸu ve hükümetin aile merkezli politikalara öncelik vereceÄŸi belirtilerek, ''Seçilme yaşı 25'e indirilecektir. Özgür düşünceli, kendi başına karar verebilen, sorgulayan, kendi toplumunun ve evrensel doÄŸrulardan haberdar olan ve hayatın güçlükleri ile baÅŸ edebilecek donanımlı ve yetenekli gençler yetiÅŸtirmek önemli hedeflerimiz arasındadır'' denildi.      ÖZGÃœR BASIN      Özgür, bağımsız, çok sesli bir yazılı ve görsel basının demokratikrejimin önemli güvencelerinden biri olduÄŸu, yazılı ve görsel basın sektöründe tekelleÅŸme ve kartelleÅŸmenin önlenmesi için ilgili mevzuatın yeniden düzenleneceÄŸinin önemine dikkat çekilen hükümet programında, özel hayatın ve özel haberleÅŸmenin güvenliÄŸi ile ilgili her türlü teknik ve yasal önlemlerin alınacağı kaydedildi.     SAÄžLIKSIZ ÅžEHÄ°RLEÅžMEHükümet programında, özürlü vatandaÅŸların eÄŸitim, rehabilitasyon, saÄŸlık, hukuk, yönetim gibi alanlardaki ihtiyaçlarının karşılanacağı ve ''Bedensel ve zihinsel özürleri nedeniyle insanlar arasında ayrım yapılmasına izin verilmeyecektir'' ilkesinin, hükümetin özürlülerle ilgili politikasının temelini oluÅŸturacağı belirtildi.      SaÄŸlıksız ve çirkin ÅŸehirleÅŸmenin önüne geçilerek, ÅŸehirlerin yaÅŸanabilir mekanlar haline getirilmesinin hükümetin temel önceliklerinin arasında yer aldığının ifade edildiÄŸi programda, gecekondu bölgelerinde yaÅŸayanlara yönelik ucuz konutlar üretileceÄŸi kaydedildi. DIÅž POLÄ°TÄ°KA Hükümet Programı'nda dış politika konusunda yapılan deÄŸerlendirmede, Türkiye'nin Avrupa siyasi deÄŸerlerler sisteminin bir parçası olduÄŸu, Avrupa ülkeleriyle iliÅŸkilerin Türkiye'nin dış politika gündeminde en üst sıralarda yer almaya bundan sonra da devam edeceÄŸi belirtildi.      ''Türkiye'nin Avrupa BirliÄŸi'ne tam üyeliÄŸi, Hükümetimizin hedeflerinin başında gelmektedir'' denilen programda, 3 Kasım seçimlerinin ardından AB konusunda ciddi bir etkinlik üretildiÄŸi ve 2004 Aralık ayına müzakere için müzakere tarihi alma aÅŸamasına gelinmesinin AK Parti Hükümeti döneminde baÅŸarıldığı hatırlatıldı.      KOPENHAG KRÄ°TERLERÄ°Programda, ''Hükümetimiz, Kopenhag kriterlerini tam olarak yerine getirme konusunda kararlıdır. Türkiye'nin AB ailesi içerisinde hak ettiÄŸi yeri en kısa zamanda almasının iki tarafa getireceÄŸi kazanımların yanı sıra Avrupa kıtasının ötesinde barış, istikrar ve güvenlik yönlerinden olumlu sonuçlar doÄŸuracağı kuÅŸkusuzdur'' denildi.     Programda, TBMM tarafından gerçekleÅŸtirilmiÅŸ olan uyum yasalarının güçlendirilmesi ve mevzuatın temel hak ve özgürlükler açısından bir bütün olarak geliÅŸtirilmesinin saÄŸlanacağı, ayrıca reformların uygulamaya tam olarak yansıması ve uygulayıcılar tarafından da özümsenmesi konusunda her geçen gün artan bir kararlılık göstereceÄŸi ifade edildi.           GÃœVENLÄ°K KONUSUNDAKÄ° HASSASÄ°YET     Türkiye'nin NATO bünyesinde bugüne kadar ortaya koyduÄŸu katkıya paralel olarak AGSK içinde hak ettiÄŸi yeri birinci AK Parti iktidarı döneminde aldığı, muhtemel her türlü tehdidi caydırmada bölgesel ve küresel barış, istikrar ve güvenliÄŸin saÄŸlanmasında çok önemli bir rol oynayan Silahlı Kuvvetlerin NATO ve BM baÅŸta olmak üzere dış örgütlerdeki faaliyetlere devam etmesi için gereken imkanları sürekli geliÅŸtirmenin Hükümet'in öncelikleri arasında yer alacağı bildirildi.      Güvenlik konusundaki hassasiyet ise, ''Türkiye'nin coÄŸrafi konumu ve bölgede meydana gelen geliÅŸmeler dikkate alındığında, güvenlik ve savunma konularında Hükümetimizin çok daha duyarlı olacağı açıktır. GüvenliÄŸimiz ve savunmamız neyi gerektiriyorsa bu konuda hiçbir fedakarlıktan kaçınılmayacaktır'' ÅŸeklinde ifade edildi.         Ä°yi komÅŸuluk iliÅŸkileri içinde Rusya Federasyonu ile kültürel yakınlık çerçevesinde Orta Asya ve Kafkasya ülkelerinde tarafların çıkarlarını zedelemeyen, iÅŸbirliÄŸine dayalı iliÅŸkiler sürdürüleceÄŸi kaydedildi. Hükümet'in, Rusya Federasyonu ile iliÅŸkilerini azamileÅŸtirmeyi önceleyen Avrasya perspektifini titizlikle geliÅŸtireceÄŸi belirtildi.      YUNANÄ°STAN Ä°LE Ä°LÄ°ÅžKÄ°LER''KomÅŸumuz Yunanistan ile iliÅŸkilerin hasımlık çerçevesinde deÄŸil, iki ülke halklarına da fayda saÄŸlayacak bir sinerji üretecek rekabet temelinde kurma konusunda kararlıyız'' denilerek, Yunanistan ile karşılıklı ekonomik çıkarlara dayanan iliÅŸkilerin artırılarak sürdürüleceÄŸi ve bu iliÅŸkilerin oluÅŸturacağı güven ortamı sayesinde daha karmaşık olan siyasi sorunların çözümü için zemin hazırlanacağı belirtildi.      KIBRIS SORUNU Programda, Kıbrıs konusuna da dikkati çekilerek, şöyle denildi:     ''Hükümetimiz Kıbrıs sorununa mutlaka bir çözüm bulunması gerektiÄŸine inanmaktadır. Bu çözümde, gelecekte adadaki Türk varlığınıtehlikeye sokacak hiçbir giriÅŸime müsaade edilmeyecektir. Lahey'de gelinen noktanın bir tıkanmaya dönüşmemesi ve yeni iletiÅŸim kanallarının ve çözüm modellerinin araÅŸtırılması için hassasiyetimizi koruyoruz. BaÅŸta AB ülkeleri ve Yunanistan tüm siyasal odakları çözüm,diyalog ve kalıcı barış temelinde hassas olmaya davet ediyoruz. Bu çerçevede BM Genel Sekreteri'nin hazırlamış olduÄŸu planın masada olduÄŸuna dair açıklaması, tarafların arzusu durumunda çözüm sürecine yardımcı olacağını ifade etmesi ve KKTC CumhurbaÅŸkanı Rauf DenktaÅŸ'ın Rum tarafını müzakereye çağıran beyanı, Hükümetimizce kayıt altına alınmıştır.''      ORTA ASYA VE ORTA DOÄžU     Orta Asya Türk Cumhuriyetleriyle tarihi, kültürel ve sosyal yakınlığa raÄŸmen Türkiye'nin bu ülkelerle iliÅŸkilerinin beklentileri karşılamadığına iÅŸaret edilerek, Hükümet'in Türk Cumhuriyetleri ile iliÅŸkileri en ileri noktaya taşıyarak, bölgenin geniÅŸ bir iÅŸbirliÄŸi alanına dönüştürülmesi için çaba sarfedeceÄŸi bildirildi.     Orta DoÄŸu'da akan kanın Türk halkını da üzdüğü ve endiÅŸeye   sevkettiÄŸi belirtilerek, Hükümet'in din ve ırk ayırımı yapılmaksızın kime ait olursa olsun dökülen kanın ve gözyaşının acilen durdurulmasını saÄŸlayacak tek yolun kalıcı barıştan geçtiÄŸine inandığıkaydedildi. Filistin'de, BM kararları doÄŸrultusunda ve Filistin halkının süregelen acılarını dindirecek ÅŸekilde barışın tesisine yönelik çabaların destekleneceÄŸi ifade edilerek,  Bu çerçevede ABD BaÅŸkanı George Bush'un 14 Mart 2003 tarihinde yaptığı açıklamada zikredilen yol haritası ve reform vizyonunun Hükümet tarafından da desteklendiÄŸi bildirildi.             BALKANLARBalkan politikasının bölgedeki ülkelerle tarihi, kültürel ve ekonomik iliÅŸkilerin ışığında geliÅŸtirileceÄŸi, gerekirse yeniden ÅŸekillendirileceÄŸi, bölgedeki gerilimi düşürmek ve barış ortamını kalıcı kılmak amacıyla ortak çıkar alanları oluÅŸturmak için ekonomik ağırlıklı projeler geliÅŸtirileceÄŸine iÅŸaret edildi.        ''Hükümetimiz Türkiye'nin Ä°slam dünyasıyla iliÅŸkilerine özel bir önem vermektedir' denilen programda, bir yandan bu ülkelerle ikili iÅŸbirliÄŸinin arttırılması, öte yandan Ä°slam Konferansı Örgütü'nün (Ä°KÖ) uluslararası alanda daha saygın bir yapıya kavuÅŸturulması, Ä°KÖ'nün ekonomik ve ticari iÅŸbirliÄŸi Daimi Komitesi'nin (Ä°SEDAK) faaliyetlerine daha somut içerik kazandırılmaya, Karadeniz Ekonomik Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı'nın bölge ülkelerine yeni iÅŸbirliÄŸi imkanları vadeden potansiyelinin harekete geçirilmesi için çaba sarfedileceÄŸi bildirildi.      UZAKDOÄžU ASYAÇin Halk Cumhuriyeti ve Japonya ile karşılıklı saygı ve verimli iÅŸbirliÄŸi temelinde geliÅŸmekte olan iliÅŸkilerin daha da ileriye götürülmeye çalışılacağı, dış politikanın geleneksel Atlantik ve Avrupa boyutlarının yanında Avrasya eksenli politikanın geliÅŸtirilmesiyolunda çabaların sürdürüleceÄŸi, bu baÄŸlamda Ekonomik Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı çerçevesindeki iÅŸbirliÄŸinin güçlendireceÄŸi ifade edildi.      Kafkasya'da soÄŸuk savaÅŸ dönemi ÅŸartlanmaları bir yana bırakılarak iÅŸbirliÄŸi imkanlarının aranacağı, zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip bu bölgenin Orta DoÄŸu ve Balkanlarla ekonomik açıdan bütünleÅŸmesine katkıda bulunulacağı kaydedildi.      Programda, ''Yurtdışında yaÅŸayan Türk vatandaÅŸlarımızın bulundukları ülkelerdeki haklarının daha fazla korunması için çaba sarfedilecek, gerek o ülkelerde gerekse Türkiye'de karşılaÅŸtıkları sorunların ortadan kaldırılması için mevcut mekanizmaları daha etkin biçimde iÅŸletecektir'' denildi.       YENÄ° DÖNEM      BaÅŸbakan Tayyip ErdoÄŸan, Hükümet Programı'nın son bölümünde, AK Parti hükümetlerinin Türkiye'nin ihtiyaç duyduÄŸu çaÄŸdaÅŸ ve dinamik hükümet mantığını ortaya çıkarmakla kalmadığını, bundan daha önemli vekalıcı olarak, ''yaÅŸanan çaÄŸla uyumlu olmayan bir siyaset kültürünü geride bırakarak'' her bakımdan yeni bir siyaset dönemini baÅŸlattığını söyledi.     ErdoÄŸan, Hükümet Programı sunuÅŸunu ÅŸu sözlerle bitirdi:        ''Bu yeni dönemi eskinin kavram, kalıp ve alışkanlıkları ile deÄŸerlendirmek, anlamak ve sorgulamak yaklaşımına baÄŸlı kalanlar, toplumun dinamizminin ve deÄŸiÅŸim iradesinin uzağına düşerek verimsiz ve sonuçsuz bir siyasal çaba içinde kalmaya mahkum olacaklardır.     EVRENSEL STANDARTLARBu yeni dönem evrensel standartlar ve hukukun üstünlüğü içinde milletimizin iradesine ve geliÅŸme arzusuna dayalı yeni anlayış, kavrayış, tutum ve yöntemlerle siyaseti inÅŸa edenlerin dönemi olacaktır.     Bu yeni siyaset anlayışı içinde siz deÄŸerli milletvekillerine sunmuÅŸ olduÄŸum bu programın hızla deÄŸiÅŸen, rekabetin arttığı, etkin vekatılımcı bir yönetimin eskisinden de önemli hale geldiÄŸi bir dünyada,ülkemizin hak ettiÄŸi yere gelmesinde önemli katkı saÄŸlayacağına inancımız tamdır.     Türkiye'nin ortak aklının ve vicdanının ifadesi olan Hükümetimiz, aziz milletimizin ve Yüce Meclisimizin güvenine layık olmaya çalışacaktır.      Gayret bizden, destek aziz milletimizden ve baÅŸarı Yüce Allah'tandır.'' Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!