2 dakikayla kurtuldu

Güncelleme Tarihi:

2 dakikayla kurtuldu
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 1997 00:00

Haberin Devamı

Helikopterle önceki gün büyük bir tehlike atlatan Başbakan Mesut Yılmaz ve beraberindekilerin ‘‘iki dakikayla’’ kurtuldukları ortaya çıktı. Lüleburgaz'dan kalktıktan 15 dakika sonra tek motoru duran helikopterin diğer motorla sadece 7 dakika uçabileceği ve mecburi inişin 5. dakikada gerçekleştirildiği öğrenildi. Eğer denizin üzerinde uçan Başbakan'ın helikopteri 7 dakikada karaya ulaşamasaydı, denize düşecekti. Helikopter pilotu Hasan Ortalı'nın da bu olasılığı düşünerek, bir ara deniz üzerinde iyice alçalıp, Başbakan ve bakanlar dahil tüm yolcuları denize bırakmayı planladığı da ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait Puma tipi EM-1635 kuyruk işaretli helikopter, önceki gün saat 17.15'te Lüleburgaz'da Zorlu Linen fabrikasının bahçesinden havalandığında, fırtına saatte 30 knot (yaklaşık 55 kilometre) hızla esiyor, helikopter bir yaprak gibi sağa sola savruluyordu.

TAKLA ATARIZ

Helikopterde Yılmaz'ın yanı sıra Devlet Bakanları Cavit Kavak, Eyüp Aşık ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Yalova, İstanbul Milletvekili Şadan Tuzcu, İstanbul Valisi Kutlu Aktaş, Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, ANAP Bursa İl Başkanı Mehmet Gedik de yer alıyordu. Saat 17.30'u gösterdiğinde helikopterin pilotu emekli subay Hasan Ortalı, o sırada yoğun bir tartışmanın içinde olan Yılmaz ile Ersümer'in konuşmasını böldü. Bu sırada helikopterin kırmızı alarm ışıkları yanıp sönmeye başlamıştı. Pilotun, ‘‘Motorun biri gitti’’ sözleri üzerine Yılmaz, hemen arkada oturan bakanlara ‘‘Sakin olun’’ işareti yaptı. Ardından da kemerini bağladı ve eliyle tutunacak bir yer buldu. Bu sırada pilot Ortalı, ‘‘Kumsala bile insek takla atabiliriz’’ diyerek tehlikenin boyutunu Başbakan'a iletti ve ‘‘Alçalayım denize atlayın’’ önerisinde bulundu. Ancak denizdeki fırtına, pilotun bu önerisinden az sonra geri adım atmasına neden oldu.

ÜÇ OLASILIK

Büyük tehlikeye karşı, pilot Hasan Ortalı ile yardımcı pilot Başkomiser Uygar Elmastaş, hemen durumla ilgili üç olasılık üzerinde değerlendirme yaptılar: 1- Hemen alçalıp yolcuların denize atlamalarını sağlamak. 2- Kumsala kadar gitmek. 3- Üç kilometre ilerideki TPAO'nun helikopter pistine ulaşmak. Ancak denizdeki fırtına ve kumsala inme halinde takla atma olasılıkları bu iki şıkkı yok edince, pilotun, ‘‘Karaya kadar gidebiliriz’’ anonsu duyuldu. Yılmaz da bunu onayladı. Pilot daha sonra bu durumu, ‘‘Arızalı motor yüzde 97 oranında bitmişti. Eğer yüzde 98'e çıksaydı tehlike olurdu. O nedenle bir süre yol alınabilir’’ diye açıkladı. Saat 17.30'da şiddetli bir ‘‘Trak’’ sesi ile ikinci motor devreye girdi. Bu sırada helikopter sarsıldı ve arka tarafı aniden düştü. Arızanın başlangıcıyla inişi arasında 5 dakika geçti. Bu süreçte Devlet Bakanı Cavit Kavak'ın da dua ettiği görüldü. Helikopterin TPAO pistine alçalarak hızla inmeye başlaması, bu kez de yolcularda, ‘‘Binalara çarpacağız’’ korkusu yarattı. Ancak helikopterin rahat bir iniş gerçekleştirmesi herkesi rahatlattı.

TELEF OLURDUK

Bakan Eyüp Aşık da olayın heyecanını üzerinden atamadığını hissettirerek, ‘‘Helikopter eğer denize inmiş olsaydı yarımız ölür, telef olurduk. Haydi Başbakan yüzme biliyor kurtulurdu. Ben de Karadeniz uşağıyım. Ama ya öbürleri. İyi ki inmedik’’ dedi.

Şansları yardım etti

Helikopter arızasının faciaya dönüşmemesinde rastlantılar da büyük rol oynadı. Başbakan ve beraberindekilerin belki de hayatını kurtaran rastlantılar şöyle gelişti: Yılmaz TPAO'nun deniz üzerindeki platformunu görmek istemeseydi, helikopter Lüleburgaz'dan İstanbul'a direkt uçuş yapacaktı. Bu durumda, arıza sırasında Silivri geçilmiş olduğu için iniş yeri bulmakta zorluk çekilecekti. Çünkü helikopterin, pisti dışında nereye inilirse inilsin takla atma olasılığı yüzde yüz olarak ifade ediliyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!